Ünlü CEO’dan şok iddia: Asıl risk emlakta

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

2 milyar doların üzerinde varlığı yöneten New York merkezli yatırım danışmanlığı şirketi Ritholtz’un CEO’su Josh Brown ABD ekonomisindeki son tabloyu değerlendirdi. MarketWatch’un haberine göre Brown ABD Merkez Bankası’nın (FED) enflasyon kararını bütün sene savsaklayan öğrencilerin yıl sonunda ekstra kredi istemesine benzetti.

Brown, “Jerome Powell, tüm yıl boyunca tüm ev ödevlerini yapmayan bir öğrenci gibi. Şimdiyse öğretmenlerin gözüne girmek için okulun son gününde geliyor, bir rock operası yazıyor ve bu operayı sahneliyor” dedi.

Brown ABD ekonomisinde bir resesyon olduğunu düşünmüyor. Ünlü CEO, “İnsanların hâlâ çalışacak işleri olduğu ve iş değiştirmek istediklerinde sorun yaşamadıkları bir ortama resesyon diyemezsiniz. Bu sebeple NBER’ın (ABD Ulusal İstatistik Bürosu) ne söylediğiyle ilgilenmiyorum. Eğer insanlar işlerinden kovulmuyorsa bu bir resesyon değildir” açıklamasında bulundu.

Ancak ünlü CEO asıl sorunun ABD’deki konut piyasasında olduğuna dikkat çekti. Brown, “Eğer emlak piyasası konusunda endişeleniyorsanız, doğru konuda endişeleniyorsunuz demektir” ifadelerine yer verdi.

ABD emlak piyasası neden önemli?

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre ABD’deki konut piyasası ülke ekonomisinin gayrimenkul dışındaki birçok farklı bölümüne etki ediyor. İnşaat ve yenileme işlemlerinden kredi verme, finansal kurumların işleyişi ve devlet işlerine kadar birçok önemli alan konut piyasasıyla yakından ilişkili. Brown, “ABD ekonomisinin %15 ila %18'i arasında bir kısmının konut piyasasıyla bir ilişkisi olduğu söylenir” diyor.

Brown özellikle pandemi dönemiyle birlikte konut piyasası çılgınlığının pik noktasına ulaştığını düşünüyor:

“Bana kalırsa gerçekten de zamanın ruhuna parmak bastılar. 2020 Kovid kapanmaları sırasında yapacak başka hiçbir şey yokken insanlar komşularının evlerine baktılar ve bunun hakkında fanteziler kurdular. Zira dört duvar arasında sıkışıp kalmıştık.”

Resesyon çalışanları ofise geri getirecek

Diğer taraftan, Brown bir resesyonun ticari gayrimenkuller için bir yükseliş fırsatı olabileceğini de öne sürdü. Zira özellikle finans sektöründeki endişeli çalışanlar "sessiz istifa" dalgasına katılmak veya uzaktan çalışmaya devam etmeyi talep etmek için çok güvensiz hissedebilirler. Bir resesyon, baskı altında hisseden çalışanları ofise geri döndürebilir ve işverenlere bir miktar kaldıraç sağlayabilir.

Brown konuyla ilgili açıklamasında, “Geçen yıl, finans sektöründe olsaydınız patronunuza orta parmağınızı kaldırabileceğiniz bir ortam görürdünüz. Birçok insan, 'Hey, biliyor musun bu yaz aslında ben Hamptons'ta (New York finans çalışanlarının uğrak yeri olan sahil şehri) olacağım. Şu andan itibaren işimi burada yapıyorum’ diyebildi” ifadelerine yer verdi.

Ancak CEO bir resesyon halinde ortamın değişeceğini düşünüyor: “Bir resesyon halinde, akşam yemeğiniz için sonuna kadar çalışırsınız. Patronunuzla yüz yüze görüşmek ve yöneticilerin çevresinde olmak istersiniz. Yani çelişkili de olsa bir şirket için olabilecek en iyi şey, bilançolarının da iyi olduğunu varsayarsak, finans piyasasında bir resesyondur. Zira bunun sonrasında bir anda ofisleriniz hızlı bir şekilde çalışanlarınızla dolacaktır.”

Yatırımcıların korkusu anlamsız

Brown, birçok yatırımcı ve tüketicinin şu anda manşetlerden "mutsuz" ve korkmuş hissettiğini belirtti. Ancak CEO aslında piyasalarda yatırım yapmak için en iyi zaman olduğunu, birçok hisse senedinin yıllardır olduğundan daha düşük seviyede fiyatlandırıldığını söyledi. Brown bunu ‘yatırım paradoksu’ olarak adlandırıyor:

"Mümkün olan en kötü zamanda her zaman en iyisini hissedecek ve mümkün olan en iyi zamanda her zaman en kötüsünü hissedecekler. Sadece içinde bulunduğunuz anı takdir etmelisiniz. Harika hissettirmiyor olabilirsiniz, ama şu anda fırsatlar kendilerini sunuyor. "

Credit Suisse, ABD'de olmaya devam edecek

Dünyada 'süper' perşembe: Küresel merkez bankaları faiz artırdı

Goldman Sachs, S&P 500 hedefini düşürdü