Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
VOLKAN KARSAN – FINANSGUNDEM.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER
Bu satırlar okunurken zaman itibarıyla pek inandırıcı gelmeyebilir ama, bu söyleşinin ilk adımları tam 1 Mart günü atıldı. Gelecek Günü ya da Gelecek Bayramı ve Ufuk Tarhan isimlerine yan yana rastlamak çok doğal. Tarhan 1 Mart Gelecek Günü’nün tasarımcısı ve önderi… "Kazandıran Sohbetler"de gelecekle ilgili aklımıza takılan birçok soruya fütürist, ekonomist, Dijital Ajans Başkanı ve yazar Ufuk Tarhan ile yanıt bulacağız…
“DİLEĞİMİZ VE AMACIMIZ GELECEK GÜNÜ KUTLAMALARININ TÜM ÜLKEYE YAYILMASI”
- Sayın Tarhan, 1 Mart Gelecek Günü nasıl doğdu, öncesinde ne gibi çalışmalarınız vardı, sonrasında neler oldu?
- Gelecek Günü ilk defa Humanity+ Leadership: MINDS konferansında, Second Life içinde, 15 Eylül 2011 tarihinde dile getirildi. Fikir, Konferans Başkanı Dr. Ben Goertzel tarafından çok beğenildi ve dünyada yayılması için girişimler başlatıldı. Tüm dünya insanlarının sürdürülebilir ve daha iyi bir gelecek için düşünmesi, üretmesi ve geleceğe odaklanması amacıyla dünyada 2012’de yazar ve bilim insanı Ray Kurzweil’in öncülüğünde “Future Day” olarak kutlanmaya başlandı. Ben de Ray Kurzweil’i sıkı takip ettiğim için bundan haberim oldu ve hemen Fütüristler Derneği’deki arkadaşlarıma önerdim; “Biz de Gelecek Günü’nü kutlayalım” dedim. Onlar da destekleyince 2013’te dünyada ilk kez bu seviyede ciddi biçimde ve her sene tekrarlanacak sözüyle bir nevi Gelecek Bayramı olarak Türkiye’de de kutlamaya başladık.
İlk yıllarda küratörlüğünü ve liderliğini bizzat üstlendim çünkü aslında 2008 yılında Türkiye’de ilk Fütüristler Zirvesi’ni de zaten ben yapmıştım. Gelecek Günü’nü 2013’ten bu yana hiç aksatmadan kutladık. Pandemide de online yaptık. Her yıl daha fazla kurumun 1 Mart’ı ajandasına aldığını görmek memnuniyet veriyor. Dileğimiz ve amacımız Gelecek Günü kutlamalarının tüm ülkeye yayılması, 1 Mart’larda o bir günün iş ve okullarda tatil ilan edilmesi ve hepimizin geleceğe dair yapabileceğimiz iyi şeylere, olumlu olasılıklara odaklanmamız.
“BİZ, HEP BERABER İNŞA ETMEKTE OLDUĞUMUZ GELECEĞİN DE KUTLANMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ”
- Gelecek Günü’nün gelişmesini sağlayan düşünce tam olarak nedir?
- Hepimiz farkındayız, bayramlar, kitlesel kutlamalar ya da anma günleri insanların dikkatlerini ve enerjilerini ortak noktaya toplamak için müthiş kuvvetli araçlar. Çoğu da geçmişte olan şeyleri ya da doğanın ritmik tekrarlarını kutlamak/anmak için adanmış. Çünkü tarih ve doğa onurlandırmamız gereken kıymetli, ortak değerlerle dolu. Ancak biz müthiş olasılıklarla parlayan ve hep beraber inşa etmekte olduğumuz geleceğin de kutlanması gerektiğine inanıyoruz… Ve Gelecek Günü’nün tüm dünya insanlarının sürdürülebilir ve daha iyi bir gelecek için düşünmesi, üretmesi ve geleceğe odaklanması için tasarlanmış bir kutlama günü olarak kabul edilmesini, bugünün geleceğe adanmasını istiyoruz.
Tarih ve doğa onurlandırmamız gereken kıymetli, ortak değerlerle dolu. Ancak biz müthiş olasılıklarla parlayan ve hep beraber inşa etmekte olduğumuz geleceğin de kutlanması gerektiğine inanıyoruz…
“BU KEZ 1 MART 2022’DE İNSANLIĞIN MARUZ KALDIĞI EN BÜYÜK TEHDİDE YANİ İKLİM KRİZİNE ODAKLANDIK”
- Bu yılki başlık “Yok Oluştan Önce Son Çıkış” konusunda bize neler anlatmak istersiniz?
- Bu kez yani 1 Mart 2022’de, tüm dünyayı etkisi altına alan bir konuda, günümüzün antroposen (*) insanının eline geçirdiği güçle yeryüzünü nasıl tahrip ettiğine ve daha da geç kalınırsa dönülmez bir şekilde insanlığın maruz kaldığı en büyük tehdide yani “iklim krizine” odaklandık. Bugün ve sonrasında doğan çocukların göreceği 22’nci yüzyılda gezegenimizin halâ yaşanabilir en güzel yer olabilmesi için alınması gereken önlemler, korunması gereken değerler ve yapılması gereken eylemler ele alındı. Konuları alanlarının uzmanı değerli konuşmacılarla “Büyük Uyarı, Su, Ekosistem, Şehir, Gelecek = Gençlik, Ekonomi ile Tarım ve Gıda” olmak üzere 7 başlıkta derinlemesine değerlendirildi.
(*) Antroposen: İnsanoğlunun dünyaya olan etkisinin en üst düzeylere çıktığı Sanayi Devrimi’nden bugüne kadar olan süreç. İnsan Çağı da denen döneme verilen isim.
“HAYATA KARIŞAN KADINLAR EĞİTİM PLATFORMU DEĞERLİ VE ÖZEL BİR PROJE, BEN DE BU PROJENİN TANITIM YÜZÜYÜM”
- 8 Mart günü kamuoyunun haberdar olduğu Hayata Karışan Kadınlar Eğitim Platformu ile kadınlar cam tavanları nasıl kıracaklar?
- Hayata Karışan Kadınlar Eğitim Platformu, “Brothers 1801 Topluluğu” tarafından kurulan değerli ve özel bir proje. Ben de bu projenin tanıtım yüzüyüm. Amaç, iş hayatında ve sosyal yaşamda kadın-erkek birlikte rol aldığımızda, toplumun ve dünyanın daha iyi bir yer olacağına dair farkındalığın yükselmesine katkı vermek. Kadınların gelecekte erkeklerle eşit düzeyde iş dünyasına katılabilmesi için cam tavanları kırarak yetkinliklerini geliştirmeleri gerektiğine dikkat çekmek. Bunun için de gerekli temel eğitimlere ücretsiz katılmalarına ve hayata karışmalarına olanak sağlamak. Tüm detaylar ve katılım koşulları https://hayatakarisankadinlar.com sitesinde var. Her yaştaki kadının göz atmasını ve ihtiyacına göre ücretsiz olan bu eğitimlere kaydolmalarını öneririm.
“YARININ İŞİNİ YARINA, GELECEĞİ GELECEĞE BIRAKMA! ÇÜNKÜ ARTIK ‘HÜMANİZM + DATAİZM’ ÇAĞINDAYIZ”
- “Yarının işini yarına bırakma” son kitabınızın adı… Bu başlık ve kitap çok ilginç geldi bana… Özetle neler anlatıyorsunuz bu kitabınızda?
- Kitapla tam olarak söylemek istediğim şu; özellikle son 10-15 yılda çok hızlı ve büyük teknolojik gelişmeler yaşadık. Pandemi dijitalleşmeyi ve insanlığın dönüşüm sürecini iyice hızlandırdı. Bu da farkındalık ve bilgi düzeyimizde büyük sıçramalar gerçekleştirdi. Artık çoğumuz “gelecek nasıl gelecek?", “yarın nasıl olacak?” aşağı yukarı bilir durumdayız. Ve o bilgiler, olasılıklar diyor ki, “Eyy Dünyalı! Sen ağız dolusu, geliştim, artık çok medeniyim, güç bende, vb. diyorsun ama bak hala sınırsız bedava ve temiz enerji elde edemiyorsun. Hala bunlar için savaşıyorsun. Doğal afetlerde, salgında çöküp kalıyorsun. Kısacası sen daha pek çok sorununu, ama en önemlisi “bedava, temiz elektrik” sorununu çözemedin. Ve bunu çözemesen dünyayı da kendini de bitireceksin. Ayrıca iklim krizine doğru son sürat koşuyorsun. Dekarbonizasyon uygulamaların da yetersiz ve yavaş. O halde çok açıklıkla şunu söyleyebiliriz; Kapitalizm diye kurduğun sistem çöküyor. 8 milyara dayanan kalabalık insan nüfusu kontrolden çıkmak üzere. İşin daha fenası bütün bunları çözmek, halletmek için neler yapman gerektiğini de biliyorsun ama yapmıyorsun!
Ağırdan alıyorsun! Yapma bunu! Kendine gel!"
Yarının işini yarına, geleceği geleceğe bırakma! Çünkü artık “Hümanizm + Dataizm” çağındayız. Sürdürülebilir Kapitalizm’e uyumlanarak ilerlemeliyiz ve her birimiz yerküreyi paylaşmaya çalışan “Dijital dünya vatandaşlarıyız.” Sürdürülebilir kapitalizm ile Tip-1 uygarlık seviyesine ulaşmak zorundayız. Hemen harekete geçip, önce kendimizden başlayarak hızla ve dikkatle gereğini yapmalıyız. Okuyucularım bu kitapta, yukarıdaki söylediklerimi gerçekleştirebilmek için neleri, neden, nasıl, nerede, ne zaman, kimlerle yapmamız gerektiğine dair kuvvetli, sarsıcı bilgiler, yaklaşımlar bulacaklar. Çok ama çok ciddi ve keyifli gelecek düşüncelerine farklı bakış açısı ile dalacak, umut dolacaklar. Kısacası okuyucular, ‘Yarının İşini Yarına Bırakma’yı defalarca, altını çize çize okuyacak. QR kodlarla artırılmış okuma deneyimi yaşayacak, 2109 Manifestosunu yazacak, geleceğin mesleklerine dair bol bol egzersiz yapacaklar.
Artık çoğumuz “gelecek nasıl gelecek, “yarın nasıl olacak” aşağı yukarı bilir durumdayız. Ve o bilgiler, olasılıklar diyor ki “Eyy Dünyalı! Sen ağız dolusu, geliştim, artık çok medeniyim, güç bende, vb. diyorsun ama bak hala sınırsız bedava ve temiz enerji elde edemiyorsun. Hala bunlar için savaşıyorsun. Doğal afetlerde, salgında çöküp kalıyorsun. Kısacası sen daha pek çok sorununu, ama en önemlisi “bedava, temiz elektrik” sorununu çözemedin. Ve bunu çözemesen dünyayı da kendini de bitireceksin.
“EN GEÇ 20 YILA KADAR BLOCKCHAİN’E DAHİL OLMAMIŞ HİÇBİR CANLI VE CANSIZ VARLIK KALMAYACAK”
- Biraz Blockchain, kripto varlık üzerine konuşabilir miyiz? Bu konu böyle üzerinde herkesin fikir yürütebileceği, korkusuzca yatırım yapabileceği bir alan mı?
- Blockchain de kripto varlıklar da artık yapsak mı yapmasak mı çizgisini çoktan geçtiler. Her ikisi de dünyanın kurtuluşu için uygulamaya geçmek zorunda olduğumuz yeni, ana ve temel sistemler. Blockchain tüm yaşamsal ve iş faaliyetlerimizin üzerinde koşacağı merkeziyetsiz, her kişi ve kurumun kayıtlı olacağı, her işimizin orada görüleceği yeni alt yapımız. En geç 20 yıla kadar Blockchain’e dahil olmamış hiçbir canlı ve cansız varlık kalmayacak. Buna yerkürenin dijital hali, ikizi, izdüşümü diyebiliriz. Kripto varlıklar ise Blockchain üzerindeki yeni paylaşım birimi. Henüz dünyanın elektrik ve internet kapasitesi yetersiz olduğu için iyice gelişmesine daha zaman var. Üstelik hukuki, ticari, yasal sistemler, etik kurallar da oluşmadı henüz. Bu nedenle risk faktörü daha yüksek olarak algılanabilir. Kaldı ki her yatırım risk taşır. Analiz, bilgi gerektirir. O yüzden hiçbir yatırım aracı için korkusuzca yatırım yapılabilir denemez. Ancak orta ve uzun vadede gelişim gösterme, kazandırma olasılığı yüksek denebilir.
“YÜKSEK HIZ VE KAPASİTEDE İNTERNET, WEB3, BLOCKCHAİN, KRİPTO PARA, UCUZ ELEKTRİK YAYGINLAŞMADAN METAVERSE’ÜN TAM OLUŞMASI VE FAYDA SAĞLAMASI ZOR”
- Sayın Tarhan sizden Metaverse konusunda da birkaç aydınlatıcı görüş almak isteriz…
- Blockchain hayatımıza yaygın şekilde girdiği zaman Metaverse’ün gerçek faydalarını algılayacak ve yaşayacağız ancak halen emekleme aşamasında, bebek bir teknoloji ve gelişme. Yukarıda sıraladığım yüksek hız ve kapasitede internet, Web3, Blockchain, kripto para, ucuz elektrik, vb. yaygınlaşmadan Metaverse’ün tam oluşması ve fayda sağlaması zor. Ancak iletişim, pazarlama, eğitim, eğlence, sağlık açısından önemli katkıları, bu eksik haliyle bile pek çok güzel gelişmeye ve binlerce yeni işe, mesleğe, girişime yol açacak.
Bana gelecek yıllarda en mantıklı gelen korkutma şekli de dünyaya astroid çarpma tehlikesi olur. Ama bunun dışında kitlesel elektrik, internet kesintileri, siber savaş tahribatları, doğal afetler gibi alanlarda da bizi bekleyen tehlikeler olacağını düşünüyorum. Zaten en az 15-20 yıl yeni finansal sistemleri oturtmakla geçecek. Arada da sürekli türbülanslara girip çıkacağız.
“TAM ANLAMI İLE NORMAL, DÜZENEKLERİ OTURMUŞ BİR YAŞAM ARTIK PEK MÜMKÜN DEĞİL”
- Son olarak savaş hepimizi çok derinden etkiliyor. Yarının savaşlarında ne değişiklik olacak, daha büyük felaketler mi yaşarız yoksa dünyanın büyük bölümünde hayat normal devam eder mi?
- Gelecek 20 yılda bir iki tane daha küresel, herkesi etkileyecek felaket, zorluk, kriz, salgın vb. yaşarız diye düşünüyorum. Çünkü insanlığın aklı başına ancak can derdine düşünce geliyor. Ve en son pandemide gördüğümüz gibi tüm insanlık ancak ortak bir felakete karşı kenetlenebiliyor ve birbiriyle savaşmak, dalaşmak yerine ‘dünyadaş’ olarak ortak davranış, tutum benimseyebiliyor. Hatırlayalım, pandemide tüm ülke vatandaşları birkaç günde maske, mesafe, hijyen ve evde kal sloganlarına kitlenmiş, tam kapanmaya nasıl uyum sağlamıştı. Bana gelecek yıllarda en mantıklı gelen korkutma şekli de dünyaya astroid çarpma tehlikesi olur. Ama bunun dışında kitlesel elektrik, internet kesintileri, siber savaş tahribatları, doğal afetler gibi alanlarda da bizi bekleyen tehlikeler olacağını düşünüyorum. Zaten en az 15-20 yıl yeni finansal sistemleri oturtmakla geçecek. Arada da sürekli türbülanslara girip çıkacağız. Tam anlamı ile normal, düzenekleri oturmuş bir yaşam artık pek mümkün değil. Sadece olana bitene alışmaktan bahsedebiliriz.
Levent Kenar: Nükleer ve kimyasal silahlardan korunmanın yollarını öğrenmeliyiz
Orhun Kartal: Kartal Yenilenebilir Enerji garantili geliri olan bir iş yapıyor
KBB uzmanlarından kritik uyarı! İşte iş dünyasını tehdit eden hastalık
Bu savaş nasıl biter? Ahmet Yavuz Paşa’dan 3 kritik Rusya senaryosu
Cevheri: Günden güne tarımda daha fazla ithalatçı ülke oluyoruz
Cemal Güzelci: Temiz enerjide alacağımız çok yol var
Emre Alkin: FED faiz artırımı ABD için iyi bizim için kötü haber
Ev sahiplerine banka garantili kira hesabı
Naci Görür: En güvenli bölge İstanbul Anadolu yakası kuzeyi
Sevim: Teknolojiye, insana ve güçlü kurumlara yatırım çok önemli
Yurdakul: 2022 otomotiv sektörü açısından çözüm yılı olabilir
Fatih Birol: Doğru yatırımla ülkemiz güneşini ihraç edebilir
Yaşayan tarih Can Kıraç’tan iş dünyasının sırları
Işıtan Gün: Dijitalleşme futbol için hem fırsat hem tehlike
Arda Ödemiş: Bilişim sektörü 2022’de en az yüzde 25 büyüyecek
2022'nin iş, finans, yatırım dünyası için yıldızlar ne diyor? Binnur Zaimler anlatıyor
Usta isim Şeniz Yarcan’dan yerel ve küresel ‘bomba’ piyasa yorumları
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.