Türkiye Işadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, Türkiye’yi sarsan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası Türk işadamlarının dünyanın değişik coğrafyasında adeta saklanarak gezdiğini söyledi.
Meral, "Alnımız çok dik olarak gezdiğimiz dünyadaki birçok coğrafyaya şu anda saklanarak, neredeyse Türk olduğumuzu söylemeyi utanarak gidiyoruz. Çünkü çok ağır bir şekilde bizimle alay edercesine dalga geçiyorlar." dedi. Başbakanın camiaya yönelik ‘sapık’ nitelendirmesine de tepki gösteren Meral, "Geçenlerde internette bir fotoğraf gördük; Başbakanın iki çocuğu üzerlerinde Anafen tişörtleriyle. Acaba çok mu basiretleri bağlıydı ki çocuklarını sapıklara emanet ettiler?" diye sordu.
TUSKON Başkanı Rızanur Meral, Bursa Girişimci Iş Adamları Derneği (BUGIAD) tarafından düzenlenen ödül törenine katıldı. Türkiye’nin uluslar arası karnesinin zayıflarla dolu olduğunu belirten Meral şunları kaydetti:
"Biz çok mesafe almamıza rağmen dünya konjonktüründe halen istenilen noktaya gelmedik. Iş yapma kolaylığı endeksinde dünyada 69’uncuyuz. Ekonomik özgürlük endeksinde 73’üncüyüz. Kredi derecelendirme şirketlerinin verdiği notlarla yapılan sıralamada dünyada 64’üncüyüz. Düzenleme kurulları kalitesinde 69’uncuyuz. Düzenleme kurulları BBDK, SPK, RTÜK gibi kurumlar. Niye böyle olduğumuzu anlıyorsunuz. Hükümet gücüyle bir
banka batırılmaya çalışılıyor, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) gıkı çıkmıyor. Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) gıkı çıkmıyor. Sizler evinizi, arabanızı, altınlarınızı, alyanslarınızı satarak bankanızı ve ülkenizin ekonomisini kurtarıyorsunuz, tüm bunlar çok ağır suçlar. Bir bakan, ‘17 Aralık’ın sebebini de biliyoruz, birileri 2 milyar dolar para kazandı, döviz kurlarının artacağını biliyorlardı, döviz aldılar. Tüm bunlar elimizde var, bunları açıklayacağız’ dedi. Burada açıkça Bankasya hedef gösterildi. BBDK, Merkez Bankası araştırdı ve açıklama yaptı: ‘Böyle bir döviz hareketi yok’. Çünkü 2 milyar dolar kar edebilmek için 35 milyar dolarlık döviz alınması gerekiyordu. Bankasya’nın aktif büyüklü 23 milyar dolardı. Bunun da yüzde 85’i kredilere bağlıydı, elindeki 3-4 milyar dolarla böyle bir operasyon yapılmazdı, bu kadar büyük paralar da kazanılmazdı. Bir bakanın, ‘Elimizde var, biliyoruz’ dediği kayıtlarda en fazla 169 veya 189 milyon dolar bir alım gösteriyor, onu alanda Bankasya değildi. Tüm bunların sonucunda 2014 yılında, 2013 düzenleme kurulları kalite notumuz ne olacak? Inşallah ilk 100 içerisine gireriz."
ALNIMIZIN DIK OLARAK GEZDIĞIMIZ DÜNYADA YOLSUZLUK SEBEBIYLE ŞIMDILERDE SAKLANARAK GEZIYORUZ
Aynı garabetin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nda da(RTÜK) olduğunu anlatan Meral, Türk toplumunun örf, adetini, geleneklerini yansıtmayan bir sürü programa yeşil ışık yakıldığını, üyelerin muhafaza kimliklerine rağmen, gönüllülerin açtığı televizyon kanallarındaki programların iptal edildiğini söyledi. Yabancıların, bunları yakinen not aldıklarını ve bunların neticesinde de yatırım kararlarını vereceklerini anlatan TUSKON Başkanı Meral, Türkiye'nin yolsuzluk algı endeksinde 58’inci, yolsuzluk kontrol endeksinde de 78’inci olduğunu hatırlattı. Bu notların genelde 160 ile 200 ülke arasındaki değerlendirmeler sonucu olduğunu vurgulayan Meral, şöyle devam etti: "Bizlerin var gücümüzle bunları düzeltmeye çalışmamız lazım. Bu şu an Türkiye’yi yönetenlerin uyguladıkları yöntemlerle tarzlarla sebep oldukları çok ağır durumlarla bunlara ulaşmak gerçekten çok zor. Biz alnımızın çok dik olarak gezdiğimiz dünyadaki birçok coğrafyada şu anda saklanarak, neredeyse Türk olduğunu söylemeyi utanarak gidiyoruz. Çünkü çok ağır bir şekilde bizimle alay edercesine dalga geçiyorlar. Şu anda Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ve çözülmek yerine üstü örtülen yolsuzluk olaylarından dolayı Türkiye’yi müthiş bir şekilde alaya alıyorlar. Demokrasimizle çok ağır bir şekilde alay ediyorlar. Biz bunu hak ettiğimizi düşünmüyoruz. Bu kadar söylenti çıktığı zaman bunları açığa kavuşturmak, bastırmak çok kolaydı. Denilirdi ki, ‘Buyurun her şey açık, mahkemeler çalışsınlar ve şuanda gazetelerde ve televizyonlardaki görüntü ve fotoğrafları açıklasınlar. Hatta şunu da yapabilirlerdi TIB tüm GSM hareketlerini izliyor. Başbakanla oğlu arasında olduğu iddia edilen konmaları ve sıfırlandığı iddia edilen paraları ispat etmek için sadece o konuşmalara söz konusu 2 günlük aile fertlerinin konuşmalarını yayınlasalardı bu 15 dakikalık bir iş. Siz o insanların o saatlerde nerelerde olduklarını, nerelerden nerelere mekik dokuduklarını görecektiniz. Bunlar yapılmadı, tam tersi yapıldı. Deliller karartılıyor. Türkiye bu yönleriyle hem Batı’dan hem Avrupa’dan hem de yatırımcıdan uzaklaşıyor. Bunları söylerken de belki, bel ki değil zaten hain sınıfına konduk. Bunların birilerini söylemesi lazım."
"BASIRETI MI BAĞLANDI KI SAPIKLARA ÇOCUKLARINI EMANET ETTI?"
TUSKON Başkanı Meral, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hizmet hareketine yönelik ‘sapık’ nitelendirmesini de değerlendirdi. Meral, "Bütün güzel işleri candan, gönülden, Allah’ın rızasından başka bir kazanç beklemeden yaptığınızı hem biz biliyoruz hem dünya, alem biliyor. Ama bütün bunlara rağmen sizlerin, ‘Kandan beslenen vampirler, ur, haşhaşi ve en son da sapık’ olarak adlandırılmanız, nitelendirilmeniz gerçekten yalnız bizi değil Dünyada inanın 160 ülkede bu hareketi takip eden, çocuklarını hatta torunlarını okutan insanları yürekten yaralıyor. Çok sevdikleri, çok takdir ettikleri Türkiye’yi bu tarz yöneticiler tarafından yönetiliyor olmasını onlar kalp burukluğu ile izliyorlar. Bu ifadeleri kullanan siyasetçilerin de birçoğunun çocukları bu okullarda okudu, okuyor, geçenlerde internette bir fotoğraf gördük; Başbakanın iki çocuğu üzerlerinde Anafen tişörtleriyle. Acaba çok mu basiretleri bağlıydı ki çocuklarını sapıklara emanet ettiler orada onlar." diye konuştu.
"BU KADAR HAKARETIN KARŞILIĞINI VEREMEZSEK YAZIKLAR OLSUN BIZE"
Dünyanın 160 ülkesinde cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, genelkurmay başkanları ve sair devlet yetkilileri ve iş dünyasının en önde gelen insanların çocuklarını Türk müteşebbislerin açtığı Türk okullarında okuttuklarına dikkat çeken TUSKON Başkanı, şunları söyledi: "Hatta bir Cumhurbaşkanı kızını yatılı okutuyor. Bu ne demek? ‘Ben burada sadece verilen fen ilimlerini değil, burada verilen bütün değerleri benimsiyorum, çocuğum gece de onlarla kalsın aynen oradaki ablalar gibi olsun, onların ahlaki değerleriyle donansın’ diye oraya gönderiyor. Şimdi burada bu 160 ülkenin insanları Türkiye’nin yüz binlerce çocuğunu buralara veren, buralara kurbanlarını, himmetlerini veren insanlar mı yanılıyorlar, yoksa sadece bu ifadeleri sarfeden zat mı? Burada aklıma bir fıkra geliyor. Ters yöne giren bir sürücü, radyodaki uyarı ikazını duyunca ‘ne birisi, bunların hepsi ters yönden geliyor’ diyor. Burada ters yönden gelenin kim olduğu çok açık ve net. Şanlıurfa’daki mitinginde konuşmasında sizleri, bizleri ‘sapıklıkla’ nitelendirdiği konuşmada, ‘Bunlar Ak Parti dışında oraya vermeyin de nereye verirseniz verin’ diyor. Eee bizler safız, iyi niyetliyiz ama bu kadar da değil artık. Dolayısıyla bu kadar hakaretin karşılığını veremezsek bizlere de sizlere de yazıklar olsun."
"EVINDEKI HIZMETÇININ MAAŞINI DEVLETE ÖDETEN BAKAN CEZAEVINDE"
Türkiye ile dünya ülkeleri arasındaki etik değer anlayışının daha iyi anlatılması noktasında örnekler veren Meral, geçtiğimiz haftalarda Paraguay’a gittiklerinde yaşadığı ilginç olayı da ödül töreninde anlattı. Paraguay’da da Türkiye’deki olayların takip edildiğini aktaran Meral, şunları ifade etti: "Biz zannediyoruz ki; dünyanın hiçbir haberi yok. Tüm televizyonları kapattık, şimdi interneti de kapatıyoruz. Ama dünyanın en ücra köşesinde gider gitmez bize bu olayları soruyorlar. Türk halkının bu olaylar karşısında nasıl bu kadar hazımlı olduğunu soruyorlar. ‘Bizde sosyal sorumluluk bilinci şöyledir’ diyerek bir örnek anlattılar. Bir bakan evinde çalıştırdığı hizmetçiyi devletin bordrosuna yazmış, maaşını oradan ödettiriyormuş ve bu ortaya çıkmış. Bir anda ülke hop oturup hop kalkmış. Sonunda senatoda oylanmış bakanın yargılanıp yargılanmaması. 13 senatör bakanı aklamışlar. Bakanı yargılamışlar, halk demiş ki ‘Siz misiniz, böyle yapan?’ posterler hazırlamışlar, otellere, otobüslere, gece kulüplerine o 13 senatörün, eşlerin, çocukların resimlerini yapıştırmışlar, üzerine ‘Bakanın hizmetçileri’ diye de olaya atıfta bulunarak yazmışlar. Sonra ne olmuş? O 13 senatör istifa etmek zorunda kalmışlar. Bakan şuanda hapiste’ dediler. Bu örneği sizi herhangi bir şeye kışkırtmak için söylemiyorum. Sizlerin düzene, asayişe ne kadar bağlı olduğunu sadece Türkiye değil, tüm dünya biliyor. Sadece demokratik sorumluluk bilincini mukayese etmek istedik. Bir de kamu malına sahip olmanın, tüyü bitmedik yetimin hakkı’ deniliyor, işte onun dünyadaki tezahürüyle Türkiye’deki tezahürü için örnek veriyorum."
"CUMHURBAŞKANI EKONOMIK BILETLE UÇUYOR"
Honduras Cumhurbaşkanı Porfirio Lobo Sosa’nın geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye geldiğini belirten TUSKON Başkanı Rızanur Meral konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kızı Rosa Elena Lobo Juarez sizlerin bir arkadaşı ile evlenecekti. Çocuğun babası, kızın kayınpederi de TUSKON üyesiydi. Bizleri de davet ettiler gittik. Honduras Cumhurbaşkanı, 36 saatlik bir uçak yolculuğu ile geldi. Sabah geliyor, akşam kızının düğünü var, gece üç buçukta da dönecek. Bir gün dahi kalmadı. Yani toplam 90 küsür saat bir yolculuk yapacak 60 küsür yaşındaki insan. Gelirken ve dönerken ekonomik biletle uçuyor. ‘Çünkü bu benim özel bir günüm. Ben buraya devletten bilet alamam, kendi gücümle, ailemle gelip ancak ekonomik bileti bize yetiyor diye ekonomi biletiyle bu kadar yolu uçmuş. Geçenlerde yine Peru Cumhurbaşkanı geldi. Büyükelçileri bize gelip, ‘4-5 saat boşluğu var, yemek yiyelim’ dedi. Bir restoranda beraber yemek yedik. Orada da yine duyduk, tabi üzülerek duyduk; onlar da bakanlarıyla birlikte ekonomik biletiyle uçuyorlarmış. Peru’nun cumhurbaşkanı. Peru, Honduras da birinci sınıf bilet alamayacak kadar fakir ülkeler değil. Bunlar, etik değerlere millete nasıl uyduğunu gösteren örnekler. THY jest yapmış, Cumhurbaşkanı ve üç bakana ekonomik bileti upgrade etmişler ücretsiz. Bu ayrı ama onlar ekonomik bilet niyetiyle yola çıkmışlar."