TÜSİAD yeni hükümetten ne bekliyor?
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, 4 parti lideriyle yaptığı görüşmeyi anlattı
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes, NTV’de katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı. Koalisyon hükümeti kurulması konusunda zaman zaman ümitsizliğe düşseler de ümitlerini halen koruduklarını belirten TÜSİAD Başkanı Symes, 4 parti lideriyle yaptığı görüşmeyi de anlattı: ''Kırmızı çizgileri bize de ifade ettiler.''
İş dünyası ve TÜSİAD hükümet kurulma sürecinde nasıl bir sonuç bekliyor? Temenniniz nedir?
Seçimlerin hemen ardından TÜSİAD olarak 4 parti liderinden randevu istedik. Seçmenin iradesinin yüzde 95'inin yansıttığı yeni parlamento var. Burada iş dünyasının önceliklerini paylaşmak için gittik. Seçimlerle beraber reformlarda da bir yavaşlama oldu. Reformlara kilitlenmesi gereken bir siyasi irade olmasını temenni ettik. 4 liderimizle de son derece açık olarak iş dünyasının önceliklerini paylaştık. Şunu gördük bu öncelikler konusunda hiçbir sıkıntı yok. Kırmızı çizgilerini bize de ifade ettiler. Tabii ki kırmızı çizgiler var bir Türkiye var rekabet gücü var. Ankara'dan son derece ümitli döndük. Ümidimizi koruyoruz. Türkiye öncelikli program üzerinden bir koalisyon çıkmasını beklemekten daha doğal bir şey olamaz. Kamuoyundan zaman zaman ümitsizliği bizler de duyuyoruz ama Türkiye'deki büyüme sancıları yatırımın neredeyse son 3 yıldır büyümediği bir Türkiye'de yeni kurulan hükümetin halkın refahı için çalışmasını istiyorum.
TÜSİAD olarak çağrınız ne?
Olmazsa olmaz hukuk sistemi ve yargıya güvenin yeniden tesis edilmesini ana başlık olarak ortaya koyuyoruz. Demokratik özgürlüklerdeki katedeceğimiz yollar var. İfade özgürlüğü... Verilere göre sanayimiz küçülmeye başladı. Tasarruf açığı önemli. Nedenlerine odaklanmak lazım. Olmazsa olmaz eğitim. Nitelik nicelik ve içerik açısından yeni hükümetin çok hızlı bir yol haritasına ihtiyaç var. Yeni hükümetin programını piyasalar zorluyor. Gelin ortak paydalarda hızla Türkiye'nin önünü açalım.
Bugün bir gazetede vardı. SOCAR grubu başkanı ''Biz CV'leri yırtıp atıyoruz'' diyor. İşsizlik yüzde 10 diyoruz. Çalışacak eleman bulunmuyor mu? Efsane mi doğru mu?
Çok ciddi nitelik uyuşmazlığı var. Eğitimde nitelik ve içerik açısından çok ciddi bir reforma ihtiyaç var. Yeni hükümetten eğitim strateji belgesinin hazırlanmasını çok önemsiyoruz. Çözüm sürecinin ilerlemesini de son derece önemsiyoruz. Çözüm sürecinin ilerlemesi büyümeye 1 puan katkı sağlar.
Yunanistan'ı konuşuyoruz. Çin'i... İş yaparken bu faktörler ne kadar ön planda oluyor?
Bölgedeki hem siyasi hem ekonomik dengeler son derece değişti. Rusya'nın 2015'te yüzde 3 küçüleceği bekleniyor. Bu dengeler iş dünyasını ciddi şekilde etkiliyor. Dışarıdan büyümeyi destekleyecek yapılar da eskisi kadar güçlü değil. İçeride çok sağlam reformlarla güçlü bir ekonomi sanayi olması zorunda. Küresel büyüme hala kriz öncesi 4,5'lara gelemiyoruz. Bu sene beklenen yüzde 3. En büyük sıkıntı son 3 yıldır yatırımlar büyümeyi desteklemiyor. Yatırım ortamına tekrar dönmeliyiz. Eğitim konusunda da yaptığımız çok çalışma var.
Sanayide eylem planının içinde yer aldınız. Eksik bir şey var mı?
Mutlaka önceliklendirilmesi lazım. Stratejik eylem planlarımız var ama önceliklendirilmesi gerekiyor. Sanayide dönüşüme öncelik verilmesini istiyoruz. Gıda enflasyonu konusunda bir çalışmamız olacak. Arkadaşlar bu konu üzerinde çalışıyor.
Öncelikler bunlar olmalı yapılmalı... Koalisyon çalışmalarında ümitliyiz diyorsunuz. Diyelim ki olmadı.
Seçim, parlamenter sistemin bir parçası. Biz iş dünyası olarak Türkiye'nin önceliklerini her platformda söylemekten çekinmeyiz. Var olanı kullanalım istiyoruz bir zaman kaybı olmasın istiyoruz. Ama parlamenter rejim açık, sistem işleyecektir. Yunanistan için de şunu ifade etmek isterim. Yunanistan reformları çok uzun süre erteledi. Aslında dünya için iyi bir örnek. Borçlanmayla devam eden bir refah sürdürülebilir bir refah değil.
Euro Bölgesi için ne bekleniyor?
AB için de bir reform ajandası çıkacaktır. Aralık ayında muadil kuruluşlarımızla birlikte AB'nin geleceği ve reform süreciyle ilgili bir rapor yayınladık. Aslında bu rapor da tekrar dönüp aynı şeyi söylüyor. AB siyasi bir önemli bir birlik olarak başlayıp ekonomi mimarisi eksik kuruldu.