Türklerin krize karşı planı altın!
Altının en popüler yatırım araçlarından biri olduğu ülkeler arasında yer alan Türkiye’de vatandaşlar krize karşı “B planı olarak” altını tercih ediyor
Dünya Altın Konseyi Raporu’na göre Türkiye’de yastık altında en az 3 bin 500 ton altın bulunuyor. Kuyumcuları doğrudan üreticilerle buluşturan güvenli ticaret merkezi Altın Çarşı Kurucu Ortağı ve Ceo’su Dr. Ali İlhan Tireli, Avrupa ülkelerinden farklı olarak “Türk insanının geleneksel yatırım araçlarından biri altın. Vatandaşlar yüzyıllardır ticari açıdan en güvendiği emtia olan altından vazgeçmiyor. Dünya Altın Konseyi rakamlarından yola çıkarak yaptığımız çalışmaya göre 3 bin 500 ton yastık altı altın birikimi -Türkiye’de 20 milyon 200 bin hane olduğu göz önüne alınırsa- hane başına 105 adet çeyrek altına denk geliyor.” dedi.
Son dönemde petrol fiyatlarındaki sert düşüş, Rusya-Ukrayna gerilimi ve Ortadoğu'daki gelişmelerin etkisiyle dünya ekonomisinde sıkıntılı bir süreç yaşanmaya başladı. Uzun zamandır düşüş trendinde olan altın fiyatları yeniden yükselirken vatandaşlar da kuyumculara akın ediyor. Peki, Türkiye’de yastık altında olduğu iddia edilen altınlar bir şehir efsanesi mi, yoksa gerçekten Türk halkı birikim için altına mı yatırım yapıyor?
Yastık altındaki altın 130 ülkeden büyük
Dünya Altın Konseyi verilerine göre Türkiye’de yastık altında 3 bin 500 ton altın bulunuyor. Başka bir ifade ile yastık altında şu anda kayıt altına alınamayan 350 milyar TL uyuyor. Bu rakam aynı zamanda aralarında Yeni Zelanda, Kazakistan, Ukrayna, Kuveyt, Azerbaycan ve Hırvatistan’ın da bulunduğu tam 130 ülkenin her birinin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasından daha büyük.
Her evde ortalama 105 çeyrek altın var
Peki, vatandaş bu kadar altını neden yastık altında tutuyor? Kuyumcuları doğrudan üreticilerle buluşturan güvenli ticaret merkezi Altın Çarşı Kurucu Ortağı ve Ceo’su Dr. Ali İlhan Tireli, “Türk insanının geleneksel yatırım araçlarından biri altın.” diyor. Tireli, altının Türkiye için önemini şu sözlerle açıklıyor:
“Altın tarih boyunca en güvenilir yatırım araçlarından biri oldu. Sadece finansal krizlerde değil, global siyasal hareketlerde ve savaşlarda da altın, sığınılacak bir liman, değeri uluslararası borsalarda belirlenen bir metal. Tarihten gelen bu bilinç, ülkemizde halkımızın altınla olan ilişkisini her zaman diri tutuyor ve altına ilgi hiç azalmıyor. Eskiden “Kara gün akçesi” olarak adlandırılan yastık altı birikimleri sayesinde Türkiye’de birçok kişi ekonomik krizlere hazırlıksız yakalanmıyor. Özellikle düğün, nişan, sünnet gibi kutlamalarda altın hediye etme alışkanlığı nedeniyle, birçok kişi evinin bir köşesinde, işyerinde, kasasında altın bulunduruyor. Merkez Bankası Ekonomi Notları’nda sadece 1984-2012 arasındaki 29 yıllık periyotta biriken altın stoğu 2.189 ton olarak hesaplanmıştı. Dünya Altın Konseyi’nin Merkez Bankası, TÜİK gibi güvenilir kaynaklardan derlediği rakamlara göre Türkiye’de yastık altı olarak tanımlanan kayıt dışı altının miktarı 3.500 tonu, yani TL bazında yaklaşık 350 milyar TL’yi buluyor. Bir başka ifade ile Türkiye’de 20 milyon 200 bin hane olduğu göz önüne alınırsa hane başına 105 adet çeyrek altına denk geliyor.”
Sadece yüzde 10’unu bozduruyoruz
Son günlerde altın fiyatlarındaki artış nedeniyle yastık altındaki altınlarını bozduranların sayısında ciddi bir artış görünüyor. Ancak Türkiye’de vatandaşlar çok mecbur kalmadıkça ellerindeki altının tamamını bozdurmuyor. Altın Çarşı Kurucu Ortağı ve Ceo’su Dr. Ali İlhan Tireli, “Altın fiyatlarındaki ani yükselişle beraber, birçok kişi altın bozdursa da vatandaşlarımız elindeki altının en fazla %10’nu elden çıkarıyor, tamamını satmıyor. Genelde ellerindeki altının sadece acil ihtiyaçlarını karşılayacak kadarını bozduruyorlar ve geri kalanını birikim amacıyla yastık altında tutmaya devam ediyorlar” diye konuşuyor.