Türkiye'nin yatırım cazibesi sınırları aşıyor
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile Polonya arasındaki ticaretin, 10 yılda 582 milyon dolardan 5,2 milyar dolara çıkarak 10 kat arttığını belirtti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen Türk-Polonya İş Forumu'nun kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, Polonya Cumhurbaşkanı Bronislaw Komorowski'nin Türkiye ziyaretinin, Türkiye ile Polonya arasındaki diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 600'üncü yıl dönümüne rastladığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Gül, "6 asırdır Lehler yani Polonyalılar ve Türkler, bunun çok kısa 15-20 yılı var problemli olduğumuz ama bu kadar uzun süre dostluk kurmuş olan, 1414 yılından bu yana dostluk kurmuş olan dünyada çok az millet vardır" diye konuştu.
Osmanlı İmparatorluğu olduğu zaman Polonya topraklarında da Leh Krallığı'nın bulunduğunu hatırlatan Gül, o zaman başlayan dostluğun, bugün Türkiye Cumhuriyeti ve Polonya Devleti arasında gayet güçlü bir şekilde devam ettiğini söyledi.
Polonya Cumhurbaşkanı Komorowski ile her alandaki işbirliğini gözden geçirdiklerini ifade eden Gül, şunları kaydetti:
"Siyasi alanda, güvenlik alanlarında mükemmel ilişkilerimiz var. Polonya, bu sene demokrasiye geçişinin 25'inci, NATO'ya üye oluşunun 15'inci, Avrupa Birliği'ne üye oluşunun da 10'uncu yıl dönümünü kutluyor. Kısa süre içerisindeki bütün bu başarılardan dolayı tabii ki Polonya'yı tebrik ediyoruz. Ayrıca Avrupa Birliği içerisinde ekonomik dengeleri açısından gayet güçlü ve son krizlerde en az sıkıntı çeken ülkelerden birisi. NATO içerisindeki müttefikliğimiz dolayısıyla savunma konularında hep ortak görüşlerimiz var. Çok uzun, kadim, 6 asırlık dostluğumuz olan ve bugün de müttefik olduğumuz bir ülkeyle ticari, ekonomik ilişkilerimizi daha da ileriye götürebileceğimize inanıyoruz."
İki ülkenin yatırımcıları ve iş adamlarıyla toplantı dolayısıyla buluştuklarını dile getiren Gül, katılımcılara, "Sizi daha çok teşvik etmek için, iki ülkede siyasi iradenin ne kadar güçlü olduğunu, dostluklarının nasıl güçlü olduğunu hatırlatmak ve bu dostluk temeli üzerinde daha çok iş yapılabileceğini size anlatmak için sizin aranızdayız" şeklinde seslendi.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin de Polonya'nın da makro ekonomik dengelerinin gayet sağlam olduğunu belirterek, iş yapılabilmesi için bunun gerekliliğine işaret etti. Gül, şu bilgileri paylaştı:
"Potansiyel açısından baktığımızda... Türkiye gibi 80 milyona yaklaşan nüfusu olan, gayet dinamik bir ülke ile Polonya gibi yine Avrupa Birliği'nin altıncı büyük ekonomisi olan, büyük nüfusu ve sağlam bir endüstriyel yapısı olan bir ülke arasında muhakkak ki büyük potansiyel vardır. Nitekim son 10 seneye baktığımızda bunu rakamlarla da görüyoruz. 2002 yılında ticaretimiz 582 milyon dolar idi. Aradan geçen 10 sene içerisinde ticaretimiz 5,2 milyar dolara çıkmış. Yani neredeyse 10 misli artmış. Halbuki 10 sene içerisinde dünya ticareti sadece 3 misli arttı. Demek ki dünya ticaretinin artışından çok daha hızlı bir şekilde 2 ülke arasındaki ticaret artmış. Burada iyi olan bir şey şu; yüzde 8,5 kadar Türkiye ihracatını artırmış, yüzde 9 kadar da Polonya ihracatını artırmış. Kazan-kazan ilkesi çerçevesi içerisinde bir ticari ilişki içindeyiz. Önümüzdeki 10 sene içerisinde bunu muhakkak 2'ye katlayabiliriz. Bunun potansiyeli var çünkü iki ülkenin de sağlam makro ekonomik dengeleri var.
Birbirimize biraz benzeyen ekonomiler de var; otomotiv, beyaz eşya gibi. Bütün bu konularda Polonya da Türkiye de iddialı. Nihai mal üretiminde, ara mallar açısından da Türkiye de Polonya da daha çok ithal ediyoruz. Buradan giderek 'Biz birbirimize ne alıp satabiliriz?' dememek lazım. Almanya ile Fransa'nın ne kadar birbirine benzer olduğunu, ABD ile Kanada'nın ne kadar birbirine benzer sanayileri, ekonomileri olduğunu ve her ikisinin arasındaki büyük ticaret hacmini düşünürsek, Türkiye ile Polonya arasında da ticaret hacminin ekonomimiz benzer bile olsa çok kolay olacağını açıkça göreceğiz."
"Cumhurbaşkanı, sizi gayet iyi anlıyordur"
Abdullah Gül, iki ülke arasında büyük potansiyel bulunduğunu belirterek, "Muhakkak ki birbirimizi ne kadar çok tanırsak, potansiyeli ne kadar çok tanırsak, o kadar çok da ticaret harekete geçecektir" dedi.
Her iki ülkenin de Gümrük Birliği içerisinde yer aldığına değinen Gül'ün, "Her ne kadar biz Avrupa Birliği'nin tam üyesi değilsek de henüz, müzakere yapıyor isek de hatta siz değerli iş adamları serbestçe Avrupa içerisinde dolaşamıyor iseler bile, bir sürü vize engelleri varsa da mallarınız rahatlıkla dolaşıyor" ifadeleri, salondan alkış aldı.
Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Gül, Polonya Cumhurbaşkanı Komorowski'ye dönerek, "Sayın Cumhurbaşkanı, bu alkışların ne anlama geldiğini biliyor çünkü biz bu konuları Ankara'da konuştuk, vize meselelerini. O bakımdan sizi gayet iyi anlıyordur" dedi.
Gül, vize engelinin kalkmasıyla ilgili olarak aralık ayında Avrupa Birliği ile anlaşmalar imzalandığını hatırlatarak, "Türk iş adamlarının en çok üzüldüğü konulardan birisi budur gerçekten. Avrupa Birliği'nin Latin Amerika'yla, Rusya'yla bile vize muafiyet anlaşmaları varken, Türkiye gibi müzakere yapan ve üstelik bir de Gümrük Birliği'nin tam üyesi olan bir ülkeyle vize problemlerinin yaşanması gerçekten büyük tezatlar yaratıyor. Değerli üreticiler, iş adamları bazen mallarını gönderiyorlar fuarlara ama o fuarlarda mallarını tanıtabilmek için vize gecikmesinden dolayı bazen yetişemiyorlar. Bu tip tezatlar... Eminim ki değerli dostum bunu kendi aralarında yaptıkları toplantılarda hep dile getirecektir ve bu haksızlıkların giderilmesi için gayret sarf edecektir" diye konuştu.
"Türkiye'nin yatırım cazibesi sınırların dışına taşacak kadar çok"
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ve Polonya gibi büyük ekonomileri olan ve müteşebbis güçleri bulunan iki ülkenin karşılıklı yatırımlarının ise yok denecek kadar az olduğunu söyleyerek, Türklerin Polonya'daki yatırımlarının 37 milyon dolar, Polonyalıların Türkiye'deki yatırımlarının ise 27 milyon dolar olduğunu kaydetti. Gül, "Bu rakamların süratle artabileceğine inanıyorum. Polonya'da aslında çok cazip bir yatırım ortamı var. Türkiye'nin yatırım cazibesi ise Türkiye sınırlarının dışına taşacak kadar çoktur. Türkiye, bütün etrafındaki ülkelerle serbest ticaret anlaşması yapmış, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ülkeleri, Kafkaslar adeta Türkiye'nin hinterlandı içerisinde olan pazarlar. Dolayısıyla buralarda yapacağınız yatırımlar, çok rahat bir şekilde çok geniş bir dünyaya hitap edebilecek durumdadır" diye konuştu.
Dünyanın önde gelen müteahhitlik şirketlerinin Türklerin olduğunu belirten Gül, 2012'de Türk müteahhitlerinin Türkiye dışında üstlendikleri projelerin tutarı 26 milyar dolar iken, 2013 içinde 30 milyar doları geçtiğini kaydetti.
Gül, potansiyeller araştırılabildiği takdirde ortak işler yapılabileceğine işaret ederek, Polonya'da Avrupa Birliği fonlarıyla çok büyük altyapı yatırımları yapıldığını söyledi ve buralarda Türk müteahhitlerinin çok daha fazla rol almasını istediklerini ifade etti. Gül, Gülermak şirketinin Varşova Metrosu'nun ikinci hat projesini Polonyalı ve İtalyan ortaklarıyla yaptığını kaydetti.
"Sizleri daha çok ticaret, daha çok ortak iş yapmaya teşvik ediyorum"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, turizmin önemli bir alan olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Polonya'dan Türkiye'ye 500 bin civarında turist geliyor. Sayın Cumhurbaşkanı dün, vize muafiyeti getirilirse çok daha fazla turistin Polonya'dan geleceğini söyledi. Bu konuları tabii ki bakanlığımız çalışıyor. Bu kadar tarihi geçmişimiz olduğuna, her iki ülkenin insanları birbirine bu kadar sempatiyle baktığına göre ve bugün de mükemmel ilişkilerimiz olduğuna göre, kültürel ilişkilerimizi daha geliştirip turizm faaliyetlerimizi daha çok artırmanın mümkün olduğuna inanıyorum."
Savunma sanayinin önemli bir alan olduğunun altını çizen Gül, savunma, güvenlik konularına Polonya'nın çok önem verdiğini bildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Türkiye de NATO'da ikinci büyük ordusu olan bir ülke. Biz de bölgemizde henüz çevremizde problemler çözülmediği için, kalıcı barış tesis edilmediği için Avrupa Birliği içerisindeki rahatlığı hissedemeyiz. Onun için güçlü ordumuzun muhakkak ki muhafaza edilmesi ve devam etmesi gerekir. Ordumuzun şüphesiz ki ihtiyaçlarının da önemli bir kısmının Türkiye içerisinde üretimine büyük gayret sarf ediyoruz. Savunma sanayimizde çok büyük gelişme var. Polonyalılar da aynı şekilde güçlü bir sanayisi olduğu için onlar da buna önem veriyor.
Gemicilik alanında, özellikle havacılık alanında, bütün bu alanlarda ve savunma sanayinin diğer alanlarında çok geniş işbirliği yapma imkanımız vardır. Aslında savunma sanayinde ve uçak sanayinde ilişkilere çok eski başladık biz, Cumhuriyet'in ilk yıllarıyla başladık. Kayseri'deki tayyare fabrikası, vaktiyle ilk defa Polonyalılarla birlikte P-24 uçakları Kayseri'de o zaman üretildi, yapıldı ve bunlar ihraç edildi uzun süre. Sonra işte Türk uçak sanayinin başına ne geldiğini bilirsiniz, çok acı bir hikayedir. Başka zaman konuşulacak bir konudur o. Savunma sanayinde ve bu alanlarda işbirliğine çok erken başlamışız. Bugün de bütün bunları genişletebileceğimize ve daha da derinleştirebileceğimize inanıyoruz."
Gül, bu konuların resmi heyetler arasında konuşulduğunu ancak bunları iş adamlarının gerçekleştirebileceğini dile getirerek, Türkiye'de kalkınmanın ve Türk ekonomisinin lokomotifinin özel sektör olduğunu belirtti.
Son 10 yıldır takip edilen politikayla, çok güçlü özelleştirmeler vasıtasıyla Türk özel sektörünün Türk ekonomisinin esas bel kemiği yapıldığını kaydeden Gül, iş adamlarına, "Sizleri teşvik ediyoruz. Ne kadar daha çok iş yaparsanız, biz o kadar memnun oluruz. Herhangi bir zorlukla karşılaşırsanız gerek Türkiye'de gerek Polonya'da bunların süratle çözümü için hazır olan hükümetlerimiz, cumhurbaşkanları, bizden önce büyükelçilerimiz ve diğer kurumlarımızın başkanları hazırdır. Bu anlayışla sizleri daha çok ticaret, daha çok ortak iş yapmaya teşvik ediyorum" diye seslendi.
Vize muafiyeti
Polonya Cumhurbaşkanı Bronislaw Komorowski ise Türkiye ile Polonya arasında vize muafiyeti konusunda hem Türkiye'nin hem de Polonya'nın kendi beklentilerini desteklediklerini söyledi.
Polonya'daki turistler ile iş adamlarının da aynı şekilde vize kolaylığından faydalanmasını istedikylerini işaret eden Komorowski, "Böylesine bir kolaylık olmasını istiyoruz. Bu konuyu Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer yetkililerle görüştük" dedi.
Vize muafiyetinin karşılıklı müteşekkir olma veya şükran duymaktan ziyade ülkeler arası ticareti, ekonomik faaliyetleri geliştirmek açısından gerekli olduğunu vurgulayan Komorowski, vizelerin Hırvatistan-Polonya arasında kalkmasından sonra çok önemli ekonomik gelişmeler sağlandığını, Polonya'daki zenginlerin yaz aylarında tatil için Hırvatistan'a gitmeye başladığını anlattı.
Komorowski, Hırvatistan'ın Avrupa Birliği üyesi olmasından sonra turist sayısının 500 binden 700 bine çıktığı bilgisini vererek, Türkiye ile ülkesi arasında imzalanacak bir vize muafiyet anlaşmasının Polonyalı turistleri ve iş adamlarını Türkiye'ye daha fazla yönlendirebileceğini bildirdi.