BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisTürkiye’nin şımarık çocukları----

Türkiye’nin şımarık çocukları

Türkiye’nin şımarık çocukları
06 Ağustos 2012 - 15:48 www.finansingundemi.com

Yiğit Bulut: Türkiye, bankacılık sektörüne “dünya standartlarında” düzenlemeler getiremez ise çok net söylüyorum; Kalkınamaz!

Türkiye'nin şımarık çocukları...
Bu ülkede birden çok “şımarık” sektör var. Bunlardan biri de bankalar. 2009 yılında yazmıştım, yeni kar rakamlarını-yapmaya çalıştıklarını ve reel sektörün bu “büyümenin” inanılmaz gerisinde kaldığını görünce YENİDEN YAZACAĞIM...
Sevgili dostlar, yaklaşık 3 yıl önce TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun şu sözlerinden yola çıkmıştım;“...Reel sektör ağlarken, bankacılık kesiminin yüzünün gülmesi ve mutlu olabilmesi mümkün değil. Bizlerin ağladığı bir dönemde bankalar çok mutlu ve büyük bir kar patlaması yaşıyorlar” ...
Haklıydı, TOBB Başkanı sonuna kadar haklıydı ve bir şeyler yapılması gerekiyordu... Aradan 3 yıl geçti bugün durum daha da vahim... Topladığı mevduata % 100 fark koyarak “krediye çevirirlerken” yanına bir de “abuk subuk uygulamalarını” eklediler... Örnek mi, hemen vereyim; kredi aldınız, borcunuz bitti, yazı almak için sizden hukuksuz olarak 50 TL istiyorlar... Yara büyük hatta kangren olmaya doğru gidiyor...
Sevgili dostlarım, bence Türkiye’nin “en önemli sorunu”! Bir ülke düşünün bankacılık sektörü ile vatandaş arasındaki “bütün düzenlemeler” vatandaşın aleyhine yapılmış! Bir ülke düşünün “dünyada eşi benzeri olmayan” bir uygulama yapılıyor. Konut kredisi alıyorsunuz, adına dünya ile uyumlu şekilde “mortgage” diyorlar ama yaptıkları dünya yüzeyinde eşi benzeri olmayan detaylar içeriyor... Konuta karşılık verilmesi gereken kredi için “bütün mal varlığınız hatta ailenizin bütün varlıkları” tehdit altına alınıyor! Bir ülke düşünün “bankadan gelen öde emrine” itiraz etmeniz için “önce ödemeniz” sonra “Yargı makamına” gitme hakkınız var! Bir ülke düşünün “düşük kredi faizi” diyerek reklam yapılıyor, işlem yaptığınızda “peşin komisyon, dosya parası, kur farkı” gibi “abuk subuk” kalemler ile “kredi faizi” inanılmaz noktalara geliyor... Bir ülke düşünün “aylık kredi kartı gecikme faizi” ABD ve AB’deki “yıllık faizden” daha yüksek! Dahası da var bitmedi! Bir Ticaret Kanunu düşünün “bütün detaylar” vatandaşın “aleyhine” çalışıyor ve “size gönderilen” ödeme emrine itiraz etmeniz için en az “o ödeme kadar” paranız olması gerekiyor! Bir ülke düşünün bankaları “katrilyonlarca” kar açıklarken, reel sektör “yok oluyor”! Var mı böyle “karlı, ballı” bir ticaret !
Sevgili dostlar, Hisarcıklıoğlu’nun açıklamalarından devam edelim, bakın 2009’da ne diyor TOBB Başkanı; “...her sektör kan kaybederken bugün bankacılık sektörü kâr patlaması yaşıyor. Ama kâr patlaması yaşamasının altında yatan neden şu; Bankada mevduatınıza en fazla yüzde 12-12.5 faiz veriyorlar. Şirketlere açılan kredilerde ise en sağlam olan şirkete yüzde 20, normal verilebilecek kişiye de yüzde 25 faiz uyguluyorlar. Tam yüzde 100 fark var. Böyle bir şey olmaz bu insafsızlık. Yüzde 12.5 ile mevduat toplayacak, yüzde 25 ile kredi vereceksin. Bunu kabul etmek mümkün değil. Eğer buradan hep beraber çıkacaksak, birlikte sorumluluğumuzu da bilmemiz lazım. Aslında bir bankacı olarak düşündüğünüz zaman yüzde 25 faizle kredi vermek dururken, neden yüzde 14’le devlete para satıyorlar. Çünkü paraya ihtiyacı olan daha güvenilir bir yer var. İşi sağlam gördükleri için hazine bonolarına yatırımı tercih ediyorlar. Şimdi de bize insafsızca yükleniyorlar. Devletin iç borçlanma ihtiyacının bu nedenle azaltılması lazım”...
Bu cümleler 2009 yılında TOBB adına konuşan Başkan’ın ağzından dökülüyor ! Sonra pişman mı oluyor yoksa hala içinde bu fikirleri taşıyor mu bilmiyorum ama sonrasında KONUŞMAZ oluyor !
Sonuç : Türkiye, bu ülkenin “şımarık çocuğu” olan bankacılık sektörüne “dünya standartlarında” düzenlemeler getiremez ise çok net söylüyorum; asla ama asla kalkınamaz! Kalkınamaz! KALKINAMAZ !
Son söz : Bu noktada adım atması gereken siyasi otorite. Aslında 2009 yılından bugüne birçok değişiklik oldu ama YETERLİ değil ! Bu yüzden bir vatandaş olarak bir daha siyasi otoriteye sesleniyorum; “mortgage” düzenlemesinden başlamak üzere, “her satırı” vatandaşımızı koruyacak şekilde, ABD ve AB düzeyine getirelim! LÜTFEN ACİL olarak yapalım ! Ve “bankacılık” lobilerinin seslerini de hep birlikte keselim...
Not 1 : Hayati bir soru: kredi aldınız ödeyemediniz, banka krediyi kapattı ve zarar ederek vergiden düştü. Sonra aynı krediyi bir “alacak şirketine sattı” ! Peki vergiden düştüğü sonra yeniden satarak kazandığı kısım ne olacak !
Not 2 : Hayatımda en büyük saldırıyı “Bankacılık Sektörünü” ele aldığımda dönemlerde yaşadım. Yine bekliyorum önemli değil, durmak yok yola devam... (Yiğit Bulut/Star)

ETİKETLER :
YORUMLAR (17)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • kaplan08 Ağustos 2012 04:34

    Bosuna tartismayin arkadaslar tum bu sorunlari Bankalar Birligi Baskani ve gelecegin ekonomiden sorumlu Basbakan Yardimcisi Huseyin Aydin cozecektir.

  • ata07 Ağustos 2012 00:31

    O BANKALARI SN JÖLELİ KAFA SENİN DESTEKLEDİĞİN ÖZALLAR ERDOĞANLAR BU HALE GETİRDİ ŞİMDİ SANKİ KENDİLERİNDEN BU HALE GELMİŞLER GİBİ SANKİ BU ÜLKEYİ SENİN ÖVGÜLER YAĞDIRDIĞIN ERDOĞAN YÖNETMİYORMUŞ DA BU BANKALAR KAFALARINA GÖRE TAKILIYORLARMIŞ GİBİ NEYİN ARTİSTLİĞİNİ YAPIYOSUN

  • alı07 Ağustos 2012 00:04

    murat bey herkes bankaların ne işe taradığını biliyor bilinmeyen ise bankaların haksız kazanç elde etmeleri ve bunun kanunlarla desteklenmesi olayıdır. bunun sonuçlarına da yine halk katlanacak olması da ayrı

  • sedat06 Ağustos 2012 23:34

    bankaların Allah belasını versin.yasal soyguncular.Allah düşürmesin ellerine

  • faiz lobisi06 Ağustos 2012 23:30

    türkiyedeki faiz lobisi içten içe bankacılardır. istiyorlar ki vatandaştan %10 ile alıp devlete 50 ile kaptrsınlar. zaten haksız onlarca kalem kazanç elde ediyorlar.

  • Murat06 Ağustos 2012 22:23

    Bir kamu bankasında çalışıyordum...jöleli saçlı Bankalara bankacılara sövmeden önce dursun bankalar ne işe yarar bir düşünsün... Nasıl elektirik kaynağı ile evler arasındaki akım teller ile sağlanıyorsa ekonomik birimler arası aktarım da Bankalar ile sağlanır... bunu bilmiyorsanız bırakın bu YALAMA İŞLERİNİ....

  • 06 Ağustos 2012 21:03

    Bende bir kamu bankasında çalışıyorum. İyi bir okul mezunuyum ve 5 senedir gece geç saatlere kadar mesai almadan her türlü riski göze alarak tabiri caizse makine gibi çalışıyorum. Aldığım para yıllık ort. 2500 TL civarı. Birde yiğit beyin dediği olaya şöyle bakalım. Eğer bu bankalar hep sermayeye veya hazineye çalışıp çalışana hakkını vermezse yine kalkınamazlar.

  • cemal mizikacı06 Ağustos 2012 19:10

    dardaneli ve çanakkaleyi de bunlar batırmaya kalkıyor. pişmiş aşa su kattılar. sanki vatan ve insan haini gibiler. ne biçim iş bu.

  • olimpos06 Ağustos 2012 18:35

    doğrusu müşteri olarak bende şikayetciyim.bankalara söyleyecek söz bulamıyorum.kelimeler yetersiz kalıyor.

  • Banka Müşterisi06 Ağustos 2012 18:20

    Bu uygulamalardan , bankacılık sektörü er yada geç zarar görecektir. Vatandaşın bankalara karşı kin ve nefreti giderek artıyor...

  • bocek06 Ağustos 2012 17:50

    yigidim aslanim duzen boyle kurulmus HANCILAR-YOLCULAR bunu ne sen nede ben degistirebiliriz ancak ZAMAN herseyin ilacidir.!!haklisin sonuna kadar yanindayiz buda boyle biline

  • Hayda bre pehlivan,06 Ağustos 2012 17:40

    Kendisini pek sevmem ve görüşlerine de itibar etmem çünkü çok tutarsız. Fakat, hayatımda bir defa Yiğit Bulut'a hak veriyorum. Bankacılık Türkiye'nin sırtında bir kamburdur. Ve bankacılık bir meslek değildir.

  • Yiğit sever06 Ağustos 2012 17:23

    İsmi Yiğit olan kardeşim, vergi uzmanıda mı oldun. İkinci dediğin hususda gelir yazılır. Vergi matrahına dahil olur. Not 1 : Hayati bir soru: kredi aldınız ödeyemediniz, banka krediyi kapattı ve zarar ederek vergiden düştü. Sonra aynı krediyi bir “alacak şirketine sattı” ! Peki vergiden düştüğü sonra yeniden satarak kazandığı kısım ne olacak !

  • ferruh06 Ağustos 2012 17:21

    ne kazma bi adamsın sen yaa, bırak saçmalamayı tayyibin kıçını yalamaya devam et...

  • Murat KARAMAN06 Ağustos 2012 17:12

    Kentsel dönüşümler kamu arazilerini zamnında işgal edip kullananlar üzerine yapılıyor işin satma kısmıda sen kamu arzisini bedelsiz işgalettin devlet belediye sınırlarında hiç olmazsa vergisini almaya çalıştı, ama bedeli ödenmedi işte biz o kısımlara 2b diyoruz tapu tahsis belgesi alınmış alanlar diyoruz. Valla şu devirde kim kamu arazisine birşey yaptıysa devlet bedelini alsın kardeşim....

  • muzaffer06 Ağustos 2012 16:52

    Yiğit BULUT'un dediklerine aynen katılıyorum

  • 06 Ağustos 2012 16:17

    hangi kurum aynı değilki devletin kurumları farklımı tokiye bak istediği yeri istimlak eder ben mustakil evde oturmak istiyorum ama o diyorki evini yıkacam sana tekrar satacam diyor