Türkiye’nin ihracat zararı ne olur
Eurodaki düşüşü ve çevremizdeki krizleri yorumlayan ALB Analisti Enver Erkan’a göre Türkiye’nin ihracat zararı 20 milyar dolar olabilir
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) açıkladığı 2015 yılı Ocak ayı ihracat verilerini ALB Menkul Değerler Analisti Enver Erkan yorumladı. Ocak ayında ihracatta görülen düşüşün 6 ay daha sürebileceğini söyleyen Erkan “Euro’nun değer kaybetmesi ile komşularımızda yaşanan ekonomik, siyasi ve jeopolitik risk ve sorunların Türk ekonomisine ihracat üzerinden zararı 20 milyar doları bulabilir” dedi.
Enver Erkan’ın açıklamaları şu şekilde:
Euro Bölgesi’ne yapmış olduğumuz ihracat, toplam ihracat rakamlarımızın yüzde 40’ının üzerinde bir paya sahiptir. Hatırlanacağı gibi 2014’ün ilk yarısı Euro Bölgesi açısından bir toparlanma dönemiydi. Buna karşılık yılın ilk yarısından sonra Euro Bölgesi dinamiklerinde ortaya çıkan sorunlar, deflasyonist baskılar ve büyüyememe sorunu; en büyük ticari ortağımız olması dolayısıyla Türkiye’nin cari açığı ve dış ticaret açığı açısından da risk teşkil etti. Özellikle aynı periyodda diğer önemli ticari ortaklar olan Irak ve Rusya’ya ilişkin politik karışıklıklar ve jeopolitik riskler de tetikleyici unsurlar olarak önümüze çıktı. 2013 rakamlarıyla bir kıyaslama yapmak gerekirse, Avrupa Birliği ülkeleri ile Ocak – Haziran dönemlerinde 2013 ile 2014 arasında yüzde 14 oranında bir ihracat artışı söz konusu. Ancak, 2013 ile 2014’ün Ocak – Aralık dönemi karşılaştırıldığında bu artış hızının yüzde 9’a doğru yavaşladığını görüyoruz. Haziran – Aralık artış oranları kıyaslandığında ise Avrupa Birliği’ne ihracatın, ilgili dönemler arasında sadece yüzde 4 artış gösterdiğini gözlemliyoruz.
Euro Bölgesi’ndeki zayıflayan ekonomik dinamiklerde bu süre içinde dışsal etkilerin de olduğunu görüyoruz. Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlikle beraber başlayan süreçte Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlar, Rusya ekonomisine olduğu kadar, Euro Bölgesi ekonomilerinin büyüme görünümüne de zarar verdi. Aynı zamanda petrol fiyatlarının gerilemesi, küresel bazda enflasyonist hareketlerin de sınırlanmasına neden oldu. Bu durum enflasyonunu düşürmeye çalışan Türkiye gibi ülkeler açısından olumlu olsa da, enflasyon yaratmaya çalışan gelişmiş ülkeler, özellikle de deflasyon ile yüzleşen Euro Bölgesi ekonomileri için negatif bir durum yarattı. Bu oluşan konjonktürün asıl etkilerini Kasım ayı makro verilerinden daha net anlıyoruz. Gelişmiş ülkeler enflasyon oranlarındaki düşüşte enerji fiyatlarının etkilerini bu dönemde görürken, Kasım ayında Türkiye’nin ihracatı da yüzde 7 azaldı. Bu kapsamda Avrupa Birliği ihracatında da Kasım ayı rakamları 2013 – 2014 karşılaştırmalı döneminde 6 milyar 263 milyon dolardan 5 milyar 744 milyon dolara gerilemiş, yüzde 8 oranında azalmıştır. Haziran ayında Avrupa Birliği ihracatının toplam ihracatımız içindeki oranı yüzde 46 iken, Aralık ayında bu ağırlık, yüzde 40’a inmiştir. 2015 yılında da, özellikle 2014’ün baz etkisinden dolayı ihracat rakamlarındaki düşüşün devamını bekleyebiliriz. Çünkü 2014’ün ilk yarısında Avrupa ekonomileri toparlanmaktaydı, şu anda ise bu durum tersine döndü.
Ocak 2014 – Ocak 2015 arasında Euro, dolara karşı yüzde 16 değer kaybetti, yani Euro parasal birliğinin alım gücü geçen seneye göre yüzde 16 daha azaldı. Aynı dönemde Euro, Türk Lirası’na karşı da yüzde 9 değer kaybetti. Avrupa Merkez Bankası’nın Mart 2015 – Eylül 2016 döneminde yapacağı 1,1 trilyon Euro’luk parasal genişleme de Euro’daki değer kaybının devam edebileceğine işaret ediyor. Bu kapsamda özellikle 2015 yılının ilk 6 ayına ait ihracat rakamlarında 2014 yılına göre düşüş beklenebilir. Benzer şekilde diğer ticari ortaklardaki sorunlar da Türkiye’nin ihracatı açısından risk teşkil ediyor. Ekonomik sorunlar ve jeopolitik risklerle uğraşan Rusya üzerinden Bağımsız Devletler Topluluğu, güney sınırlarımızdaki siyasi ve jeopolitik risklerden de Orta Doğu ticaretimiz zarar gördü. Bu durumun Türk ekonomisine ihracat üzerinden zararı da, yaklaşık olarak yıllık 20 milyar dolar gibi bir rakama tekabül ediyor.