Türkiye'de bu da oldu!
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Mısır'daki darbeyi evrensel suçlar kapsamında kabul ederek soruşturma başlattı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Mısır'daki darbeyi evrensel suçlar kapsamında insanlığa karşı işlenmiş suç olarak kabul ederek soruşturma başlattı. Mazlum-Der'in önceki gün verdiği suç duyurusuyla Mısır Genelkurmay Başkanı Abdel Fatah Said Al-Sisi başta olmak üzere 12 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturmayı Türkiye'deki darbelerin soruşturmasına bakan TMK Savcısı Mustafa Bilgili yürütecek.
İNSANLIĞA KARŞI SUÇ
Savcılığın soruşturma kararı TCK'nın 13. ve 77. maddelerine dayanıyor. TCK'nın 13. maddesinde, soykırım, insanlığa karşı suç gibi uluslararası suçların, bir yabancı tarafından yabancı bir ülkede işlenmesi halinde bile Türk kanunlarının ve Türk yargısının görevli olacağını belirtiyor. 77. maddede ise insanlığa karşı işlenen suçlar tanımlanıyor. Kasten adam öldürme, kasten yaralama, işkence, eziyet ve köleleştirme, hürriyetinden yoksun bırakma gibi fiillerin toplumun bir kesimine karşı, bir plan doğrultusunda, sistemli olarak işlenmesi halinde insanlığa karşı suç oluşturacağı belirtiliyor. Soruşturma çerçevesinde Dışişleri Bakanlığı ve MİT'ten de darbeye yönelik bilgi istenecek.
HUKUKSUZ GÖREVDEN ALMA
Yapılan suç duyurusunda cuntacılar hakkında, kasten adam öldürme, kasten yaralama, işkence, hürriyeti tahdit gibi insanlığa karşı suç işledikleri gerekçeleriyle Türkiye'de soruşturma açılması gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerine yer verildi.
DARBE EVRENSEL SUÇ
TCK'nın 13. maddesi uyarınca bazı suçların Türkiye de işlenmemiş olmasa da dahi Türkiye'de yargılanabileceğine dikkat çekilerek işlenen suçların insanlık suçu olduğu vurgulandı. Dilekçe'de "Bu suçlar açısından zaman aşımı işlemeyeceği için bu suçların failleri ölene kadar yargılanarak cezalandırılabilmektedirler" denildi. Darbecilerin 8 Temmuz 2013 tarihine kadar 100 yakın silahsız insanın kasten öldürülmesi 400 fazla silahsız insanın silahla kasten yaralanması, Cumhurbaşkanı Mursi başta olmak üzere 300 fazla insanın hürriyetinden yoksun bırakılması suçlarına iştirak ettikleri belirtildi. Hürriyetinden yoksun bırakılan insanların uğradığı işkence ve eziyetten darbecilerin sorumlu oldukları kaydedildi. Savcılık dilekçede ismi geçen başta Mısır Genelkurmay Başkanı Abdel Fatah Said Al-Sisi olmak üzere, Cumhurbaşkanlığı'na atanan Adli Mansur, Kıpti Kilisesi lideri Papa Tawadros 2, muhalefet lideri ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed El Baradey, Nur partisi Lideri Celal Merra, Hişam Kandil hükümeti müstafi turizm bakanı Hisham Zaazou, iletişim bakanı Atef Helmi, parlemento ilişkiler bakanı Hatem Bagato, çevre bakanı Khaled Abdel-Aal, El Ezher Şeyhi Ahmed El Tayeb, cuntanın başbakan adaylarından ve eski merkez bankası başkanı Ziad Bahaa Eldin hakkında darbe suçlamasıyla soruşturma başlattı.
"Mısır'ın kurtuluşu demokrasidir"
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Mısır'da yaşananların darbe olduğu konusunda hiçbir şüphe olmadığını belirterek, "Mısır'ın kurtuluşu demokrasiden, halkın talepleri doğrultusunda şekillenecek bir yönetimden geçmektedir" dedi. Mursi'nin arkasında Mısır halkının bulunduğunu ifade eden Yılmaz, "Bir yılda ülkenin yüzyıllık sorunlarını hiç kimse çözemez. Demokratik sistemde seçilen cumhurbaşkanına bütün halkın destek olması gerekirdi" diye konuştu.