Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Slevogt, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin bu yıl içinde oluşturmayı planladığı ulusal hidrojen stratejisine yönelik gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin elektrik üretim maliyetleri açısından avantajlı, hidrojenin taşınması durumunda ise güvenli alternatifleri bulunduğuna işaret eden Slevogt, şunları kaydetti:
Almanya geçen yıl yayımladığı ulusal hidrojen stratejisi uyarınca temiz kaynaklardan üretilen hidrojeni ülke dışından getirmeyi planlıyor. Türkiye, potansiyel tedarikçiler arasında yer alıyor. Hidrojen tedarikine katkıda bulunabilecek diğer ülkeler Norveç, İzlanda, Avustralya ve Şili. Türkiye ile 2012 yılından beri istikrarlı bir enerji iş birliğimiz bulunuyor. AHK olarak enerji sektöründeki oyunculara destek olduğumuz gibi yeşil hidrojende de Türkiye'ye aynı desteği vereceğiz.
Yüksek karbon ayak izine sahip şirketler ekonomik çekiciliğini kaybedecek
Slevogt, özellikle son zamanlarda iklim değişikliği, küresel ısınma gibi alanlarda ciddi mücadele verildiğine dikkati çekerek, "Bu durum, küresel çevre bilincini artırmakla birlikte, şirketlerin ürünlerinde karbon ayak izini düşürme çabalarına zemin hazırladı. Bu sebeple elektriğin temiz ve sürdürülebilir kaynaklardan karşılanması, kaynakların verimli kullanılması daha da önemli hale geldi. Bu alanlarda daha fazla araştırma çalışmaları yapılacağını düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Üretim teknolojilerinde yüksek karbon ayak izine sahip şirketlerin, uzun vadede ekonomik çekiciliğini kaybedeceğini dile getiren Slevogt, iklim dostu üretim teknolojilerinin hali hazırda tam kapasite ile piyasada olduğunu ve bu dönüşümden geri adım atılmayacağını belirtti.
Slevogt, yeşil dönüşümün, teknoekonomik ya da sosyopolitik gelişmelere bağlı olacağını vurgulayarak, "Bu anlamda Avrupa Yeşil Mutabakat gibi bir karar, Türkiye'nin hızla yenilenebilir kapasitesinin artmasına sebep olabilir. Çünkü Türkiye, ihracatının yüzde 50'den fazlasını Avrupa bölgesine yapıyor. Bu noktada Türk endüstrisinin önümüzdeki yıllarda bu değişimden etkileneceğini ve iklim dostu teknolojilere talebin artacağını öngörebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Küresel sermayenin Çin'e ilgisi artıyor
Konut fiyatlarının en çok arttığı iller belli oldu
Borsalarda balon sinyalleri çöküşü getirmeyecek
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.