Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump’la yaptığı ilk resmi görüşmede en önemli amaçlarından biri, “PKK’nın kolu olduğu çok açık olan PYD-YPG’yi silahlandırıp Rakka’ya ortak operasyon yapma” kararından vazgeçirmekti.
Erdoğan’ın bu amaçla geldiğini bilen Pentagon, planlarının bozulmasını önlemek için Beyaz Saray’a “YPG ile yola devam edecekleri” kararını önceden açıklatmıştı.
Trump’ın bu kararını değiştirmesinin çok zor olduğunu bilerek Washington’a gelen Erdoğan ve beraberindeki heyet, bu konuda istediği sonucu alamadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye hareketinden önce sorularımızı yanıtlarken, “DEAŞ’la mücadeleyi ve Rakka operasyonunu birlikte yapalım” önerisini tekrarladığını ancak Trump ve yönetiminin bu öneriye yanaşmadığını “Maalesef” vurgusuyla açıkladı.
Washington, çok önceden yaptığı “PYD-YPG tercihini”, Türkiye’nin uyarı ve önerilerine rağmen değiştirmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rakka’nın çoktan kuşatıldığını da belirterek, ABD’nin kararını verdiğinin anlaşıldığını da ifade etti.
DÖNÜM NOKTASI
Çin’den ABD’ye uçmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığımız görüşmeden sonra, Washington’un YPG işbirliğinin Rakka ile sınırlı bir taktik adım olması halinde başka, ileride ‘birleşik bağımsız Kürdistan’ kurulmasına yönelik stratejik bir karar olması halinde ise başka sonuçlar doğuracağını yazmıştım. Her iki halde de Erdoğan-Trump zirvesinin Türk-Amerikan ilişkilerinde olumlu veya olumsuz yönde bir “kırılma noktası” olacağını vurgulamıştım.
Trump “YPG ile yürüme” kararını değiştirmediğine göre Beyaz Saray, uygulamada da bu işbirliğini PKK-PYD-YPG cephesine “devletleşme” yönünde askeri ve siyasi olarak geliştirir ve bu oluşum Türkiye’nin toprak bütünlüğü için tehdit oluşturmaya başlarsa, kırılmanın olumsuz yönde gerçekleşmesi kaçınılmazdır.
İLK SİNYALLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelttiğimiz sorulara verdiği kapalı yanıtların taşıdığı sinyaller bu konunun Trump ve yönetimine açıkça söylendiğine işaret ediyor.
Cumhurbaşkanı’na yönelttiğimiz, “Türkiye’nin endişelerini giderecek garantiler verildi mi” sorusunu yanıtlarken, “Bunu hep söylüyorlar ama biz uygulamaya bakarız; Suriye’de oluşturduğumuz ve terörden temizlediğimiz kuşak veya sınırlarımıza yönelik bir saldırı olursa angajman kurallarını kimseye sormadan uygularız” demesi, sözlü garantilerin Ankara’yı ikna etmeye yetmeyeceği, uygulamaya bakılacağı mesajı taşıyordu.
Cumhurbaşkanı, verilen sözlerin tutulmadığını da anımsattı. Örneğin Membiç’te PKK-PYD-YPG unsurlarının Fırat’ın doğusuna çekildiğinin söylendiğini ancak bunun gerçeği yansıtmadığını, bu konuda yalan söylendiğini ima etti. Dolayısıyla Beyaz Saray’da YPG işbirliğinin Rakka’yla sınırlı olacağı, silahların Türkiye’ye karşı kullanılmasına müsaade edilmeyeceği, Suriye’nin kuzeyinde bir devlet oluşumuna izin verilmeyeceği gibi sözlerin, Erdoğan ve heyeti tarafından yeterli bulunmadığı ortaya çıkmış oldu.
Anlaşılıyor ki, uygulamada Fırat Kalkanı harekâtıyla kontrol edilen alana ve sınırlarımıza yönelik bir saldırı olursa, Türkiye askeri olarak cevap vereceğini Beyaz Saray’a iletmiş durumda.
DAHA ÖTESİ: GENİŞ ÇAPLI MÜDAHALE
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinin perde arkasını araştırırken, Türk heyetinin üst düzey üyelerinden bir yetkili, “Bunun daha da ötesi söylendi” diyerek Türkiye’nin pozisyonunu biraz daha netleştirdi: “Türk tarafı, Trump ve heyetine, ‘böyle bir saldırı olursa çok daha geniş bir askeri müdahalede bulunuruz’ diye açıkça söyledi. Karşı taraf da ‘Böyle bir durumda Türkiye’nin müdahale hakkını kabul etti.”
Bu bilgi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ABD’nin YPG tercihine rağmen Türkiye’nin sahada olacağı, terörden temizlediği bölgeyi kontrol etmeye devam edeceği ve masada karar mekanizması içinde de yer almaya devam edeceği sözleriyle birleştirilince daha da anlam kazanmış oldu.
Buradan çıkan sonucu özelersek, PKK-PYD-YPG cephesine verilecek destek, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden bir nitelik kazanırsa, Ankara bunu beka sorunu sayacak, uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanacak ve geniş çaplı askeri müdahaleden kaçınmayacak.
ARAP-KÜRT ÇATIŞMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beklentisi: ABD-YPG ittifakıyla Rakka operasyonu yapılsa bile eninde sonunda Türkiye’nin kapısını çalmaya mecbur kalacaklar.
Türkiye olmadan bölgede kalıcı bir ekonomik, askeri ve siyasi istikrar kurulması ve sürdürülmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı’na göre, ABD’nin YPG tercihi Suriye içinde başta Arap-Kürt çatışması olmak üzere birçok sosyal çalkantıya gebe bir ortam oluşturacak ve çözüm için Türkiye’ye başvurulacak.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.