'Türkiye sigorta pazarı hala çok bakir'
Sigortalılık oranı DASKta yüzde 23, konut sigortasında yüzde 13, KOBİ
sigortalarında ise yüzde 10
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, Bu verileri gören yabanc lar Türkiyeye gelmeye devam edecek diyor...
AKSİGORTA, Türkiyenin en büyük 10 sigorta şirketi arasında, sermayesi tamamen yerli olan iki şirketten biri. Diğeri malum Anadolu Sigorta... Şimdilik yerli olmasına karşılık Aksigortanın stratejik ortak arayışı sürüyor. Yani Aksigorta da yabancılaşma sürecine girmiş durumda. Bu konudaki çalışmalar Sabancı Holding tarafından yürütülüyor.
Citigroup ve Ak Yatırım ise danışman olarak belirlenmiş durumda. Piyasalarda konuşulanlara göre y lbaş na kadar ortakl k görüşmelerinin resmiyet kazanacak...
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülenle ortaklık görüşmelerinin yanısıra şirketin yeni planlarını konuştuk. Aksigortanın ilk alt aylık karının neden 22 milyon liraya düştüğünü, yılın ikinci yarısında neler hedeflendiğini sorduk.
Sigorta sektörünün en genç genel müdürlerinden biri olan Uğur Gülen,
hedeflerinin sürdürülebilir karlı büyüme olduğunu ve bu yolda ciddi atılımlar
yapıldığını vurguluyor...
Önce isterseniz sektörün durumundan başlayalım. Türkiyede sigorta sektörünün
büyüme trendi nasıl gidiyor?
Bu y l sektörde iyi bir büyüme var. İlk alt ayda, y ldan y la yüzde 11 büyümeyle
yaz lan prim tutar 5.8 milyar lira oldu. Ancak bu büyümenin dörtte üçü zarar
üreten trafik, kasko ve sağl k branşlar ndan geliyor. 2010nun ilk 6 ay ile
2009un ayn dönemi aras ndaki değişim dikkate al nd ğ nda, bu üç branştaki
prim art ş toplam prim art ş n n yüzde 83ünü oluşturuyor.
Aksigorta bu süreçte ne kadar büyüdü? K sa ve orta vadeli büyüme
hedeflerinizden bahseder misiniz?
2009da sektörle benzer bir büyüme performans gösterdik. Sigorta şirketlerinin
yaklaş k yar s n n zarar ettiği geçen y l net karla kapatt k. Sigortac l k
faaliyetlerinin karl l ğ yönünden de birçok rakibimize göre daha olumlu bir
performans gösterdik. Bu y l ise karl l k hedefimizi destekleyecek alanlarda
büyümeye ve pazar pay m z korumaya odakland k. Aksigorta, bu y l n ilk alt
ay nda 460 milyon liral k prim üretti ve 12.8 milyon lira vergi öncesi kar elde
etti. Geçen y la göre prim üretimimiz ayn . Primde büyüme olmad . Çünkü biraz
daha kontrollü, kar odakl bir alt ay geçirelim istedik.
2011 y l için hedefleriniz neler?
Aksigorta olarak 2011 y l için temel hedefimiz, pazar pay ndan ziyade karl l ğ
sürdürülebilir k lmak. Müşteri, sat ş kanal ve çal şan memnuniyeti ile bağl l ğ n
daha da art rmak diğer önemli hedeflerimiz.
Ülkenin ekonomik potansiyeline göre bak ld ğ nda sektörün büyüme potansiyeli
nas l bir tablo gösteriyor?
Türkiyenin dinamizmine, büyüklüğüne, ev araba say s na, insanlar n
müteşebbisliğine, kredi hacmine, al şveriş merkezlerine, inşaatlara bak ld ğ nda
krize rağmen ekonomide inan lmaz bir büyüme görüyorsunuz. Türkiye,
önümüzdeki 40-50 y l boyunca dünyan n en büyük ekonomilerinden biri olacak.
Ama toplam cirosu 11 milyar lira olan bir sigortac l k sektörü var. Bugün tek
baş na 11 milyar lira ciro yapan birçok şirket var. Böyle bak nca Türkiyede
sigortac l k küçük kald . Dolay s yla daha gidilecek çok yolumuz olduğunu
düşünüyorum.
Aksigorta daha çok hangi branşlarda büyüyecek?
Avrupa ülkelerine bakacak olursak, bireysel ürün penetrasyonlar yüzde 50ler
civar ndayken, bu oran Türkiyede maalesef yüzde 10-15leri geçmiyor.
Dolay s yla bireysel ürünlerde de gidecek daha çok yolumuz var. Özellikle
konut, KOBİ ve mikro işletmelerin işyeri sigortalar , sorumluluk sigortalar
ve bireysel sağl k sigortalar nda büyüme olacağ n düşünüyorum. Biz de bu
alanlarda büyüyeceğiz.
Türkiyede sigorta sektörünün beklentilerin alt nda büyümesine karş l k
yabanc lar n ilgisini nas l değerlendiriyorsunuz?
Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar, baz pazarlardaki daralmaya karş l k
büyüme ortam arayan global sigorta şirketleri için son derece cazip f rsatlar
sunuyor. Gelişmiş ülkelerde pazar büyüme oranlar yüzde -1.9ken, gelişmekte
olan ülkelerde yüzde 7lerde. Gelişmiş pazarlar n doymuş yap s ve sigortada
özellikle son 10 y lda artan konsantrasyon, büyük global sigorta şirketlerinin
henüz doygunluğa ulaşmam ş, demografik özellikleri nedeniyle potansiyeli
yüksek gelişmekte olan piyasalara yönelmesine neden oluyor. Türkiye,
gelişmeye çok aç k ve yüksek potansiyele sahip bir pazar. Bu nedenle yabanc
yat r mc lar n ilgisini çekmeye devam edecektir. Türkiyenin yüzde 95inin risk
coğrafyas üstünde yer ald ğ n düşünürsek, DASK sigortas nda yüzde 23, konut
sigortas nda yüzde 13, KOBİlerde ise yüzde 10 sigortal l k oran çok düşük.
Bu verilere bak ld ğ nda da daha yap lacak çok iş, gidilecek çok yol olduğu
görülüyor.
Karl l klar n düşük olmas n n nedeni nedir? Sektör karl l k sorununu
nas l çözecek? Aksigorta olarak bu konuda neler yap yorsunuz?
Bilindiği gibi sigortac l kta bir ana faaliyet geliri, bir de mali gelir var. Faizler
yüksekken genelde faaliyet gelirlerinden zarar eden sektör, yüksek faizler
sayesinde elde ettiği yüksek mali gelirlerle bu aç ğ kapat yordu. Sektör yüksek
mali gelirler nedeniyle hep yüksek sermaye karl l ğ olan bir konumdayd .
2009 y l baş ndan itibaren faizler çok h zl bir şekilde çift haneli oranlardan
tek haneye düşerken, reel faizler s f ra yak n bir seviyeye geriledi. Bu gelişme
sonucunda mali gelirler neredeyse yar yar ya azald . Faizlerin düşmesi ve yeni
ç kacak karş l klar yönetmeliği sektöre ilave bir yük getiriyor. Sektörün 2010
y l karl l ğ 2009a göre daha düşük oldu. Halka aç k 6 şirketin ilk alt ay teknik
zarar 2009da 66 milyon lirayd . 2010un ayn döneminde 115 milyon liraya
yükseldi. Yani yüzde 74 artt . Ayn dönemde bu grubun mali gelirleri yüzde 22
azalarak 177 milyon liradan 139 milyon liraya düştü.
Aksigortan n borsa performans n k saca değerlendirir misiniz?
Aksigorta hisse senetleri borsada y lbaş ndan bu yana yüzde 50ye yak n art ş
gösterdi. Bu oran, Aksigortay sektöründe yat r mc s na en çok kazand ran hisse
yap yor.
Aksigortan n ana hedefi kar etmek mi yoksak pazar pay n büyütmek mi?
Bildiğiniz gibi Aksigorta olarak biz 2009a da hedefimizi sürdürülebilir karl
büyüme olarak belirledik. Ve y l karl kapatan nadir sigorta şirketlerinden biri
olduk. 2010da da ana hedefimizi pazar pay değil sürdürülebilir karl l k. Biz
Aksigorta olarak sadece kendi pazar pay m z değil sektör pastas n da büyütmek
amac nday z.
Hekim sigortalar konusunda sektörde bir hareket var. Aksigortan n
bu alanda sessiz kald ğ n söylersek size haks zl k etmiş olur muyuz?
Doğrusu zorunlu hekim sigortas nda çok agresif değiliz, daha muhafazakar
davran yoruz. Bugün al nan poliçe geçmiş bir y l n hasarlar n içeriyor.
Dolay s yla vadesi bir y l olmakla birlikte daha da uzuyor. Bunlar uzun
kuyruklu poliçeler; 5 y l içinde olas hasarlar ödemek durumundas n z. Dünya
örneklerine bak ld ğ nda, ilk başta büyük heyecanla başlanm ş ama sonradan
çok zarar edilmiş işler. Şu anda sabit fiyatl bir ürün, hem limiti hem fiyat sabit
ve y ll k 350-750 lira aras nda değişiyor. Bu primin yar s n devlet veriyor.
Tazminat da yüklü tabii. Bunun hesab n yapt k; iki tane hasar nerdeyse bütün
pirimi götürüyor. Bu işe aday topu topu 140 bin ya da 150 bin doktor var zaten.
Ortalama 300 lira prim yap yor. Toplamda 50 milyon liral k bir pazar. Önemli
bir ürün ama mevcut durumda sorumluluğun tan m net değil. Taslak halindeki
yeni Ticaret Kanununda sorumluluğun tan m daha netleşiyor. Kim karar
verecek daha tam belli değil. Tam anlam yla bulan k su gibi gördük. Asl nda
bu tip ürünler güzel, gelişmesi gerekiyor. Ancak eksikleri var. Biraz daha
bekleyelim ve gelişmeleri görelim istedik.
Gelelim as l konuya... Sat ş süreciyle ilgili bir gelişme var m ?
Ortakl kla ilgili Sabanc Holding, 19 Martta stratejik opsiyonlar n
değerlendirilmesi konusunda bir duyuru yapt . Şu anda Citigroup ve Ak Yat r m
dan şman olarak çal ş yor. Bu konudaki çal şmalar Sabanc Holdingden
yürütülüyor. O tarihten bu yana yeni bir aç klama olmad . Ama süreç devam
ediyor.
KUTU
Kardaki düşüşün nedeni hisse bölünmesi
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen ilk alt ayl k bilançosundaki kar düşüşünü
şöyle aç kl yor: Aksigorta hisse yap s nda bölünme süreci oldu. Akbank,
hisselerini Sabanc Holdinge devretti. Aksigortan n geçmişte gelen kar n n
çok önemli bir k sm temettü gelirinden kaynaklan yordu. Geçen y l 22 milyon
liral k temettü gelirimiz vard . O temettü gelirinden bu y l mahrum kald k.
Faiz oranlar ndaki düşüş, faiz geliri kayb na neden oldu. Ama teknik tarafa
bakt ğ m zda, faaliyet gelirlerimiz geçen y la oranla daha olumluya gidiyor. Bu
da doğru rotada olduğumuzu gösteriyor. İkinci alt ayda da bu politika devam
edecek. Eylül sonu itibariyle sektörü ilgilendiren bir karş l k genelgesinin
yay nlanmas n bekliyoruz.
Sektördeki karş l k ayr ma yöntemleri son birkaç y lda birkaç kez değiştirildi.
30 Eylül 2010da yeni karş l k genelgesi devreye girecek. Bu genelge şirketlerin
çoğuna ilave karş l klar getirecek. Bu da karl l k konusunda sektörü biraz daha
zorlayacakt r diye düşünüyoruz. Hem düşen faiz hadleri hem de artan rekabet
ve yeni gelen karş l klar nedeniyle 2010da sektörün zor bir virajdan geçtiğini
söyleyebiliriz.
PARA DERGİSİ -Barış Bekar