<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaTürkiye kırılganlıktan nasıl kurtulur?----

Türkiye kırılganlıktan nasıl kurtulur?

Türkiye kırılganlıktan nasıl kurtulur?
23 Şubat 2014 - 08:17 www.finansingundemi.com

Türkiye piyasalarında sular durulmuyor. Fed tarafından en kırılgan ülke olduğu belirtilen Türkiye'de bundan sonrası piyasalar için nasıl olacak?


Zaman gazetesi ekonomi yazarı Selim Işıklar bugünkü köşesimde Türkiye'nin kırılganlığına dikkat çekti. Fed'in geçtiğimiz hafta yayınladığı raporda Türkiye'nin en kırılgan ülke olduğu belirtilmişti. Bunun üzerine Işıklar bunun nedenlerini ve neler yaşanabileceğini kaleme aldı. 
İşte Işıkların yazısı;

Çok değil bir yıl önce yatırım yapılabilir ülke notunu alan Türkiye’de piyasalar mayıs sonundan bu yana çok önemli yaralar aldı. Çok önemli güven kaybı yaşandı. ABD Merkez Bankası (FED), geçen hafta 15 gelişmekte olan ülkenin kırılganlık nedenlerini ve risklerini gösteren bir analiz yayınladı.

Türkiye, bu 15 ülke içinde kırılganlığı en yüksek ülke olarak öne çıkarıldı. Hatırlatmak gerekirse kırılganlıklar 6 maddede toplandı. Cari açığın GSYH’ye oranı, kamu borcunun GSYH’ye oranı,3 yıllık enflasyon, özel sektör bankacılık borcunun GSYH’ye oranı, toplam dış borcun ihracat oranı, döviz rezervinin GSYH’ye oranı. Not artış sürecindeki Türkiye aniden bu duruma nasıl düştü? Cevabı çok zor değil aslında. Öncelikle mayıs ayını hatırlayalım; tahvil faizleri risk priminin çok altında bir değere, yüzde 4,6’ya düşmüş ve dolar 2002 yılındaki seviyesinden sadece yüzde 10 yukarıda işlem görüyordu. Türk Lirası, olması gerekenden çok yukarıda işlem görüyordu. Belki not artış sürecinde olması, belki de yabancı yatırımcıların çıkış stratejilerinden biri olarak uyguladığı not artışını bir satış fırsatı olarak gördükleri mayıs ortasından itibaren satışa geçmeleri sonrası lira hızla değer kaybetmeye başladı. Gelişen siyasi kırılmalar içinde Gezi olayları, adeta 11 yıllık yıpranmanın bir tezahürü gibiydi. Daha açık söylemem gerekirse 11 yıldır küresel piyasalar parasal genişlemenin etkileriyle, gelişmekte olan ülkelere kayan bir sermaye sayesinde canlanmış, büyümüştü.

    Şimdi o politikanın sonuna gelinmesi Türkiye için tehlike çanlarını çaldırıyor. Yüksek cari açık, dış ticaret açığı, yüksek enflasyon, dış borç gibi olumsuz gidişatın yeni para politikalarıyla sürdürülemeyeceği anlamına geliyor. Bu sebeple keskin bir bıçak gibi bir anda belki de işlerin iyiye gittiği sanıldığı bir süreçte Türkiye, bu durumla yüz yüze geldi. Birkaç ay içinde seçimlerin ardından Türkiye’nin notuyla ilgili gelişmeler piyasalar tarafından daha sıkı takip edilmeye başlanacak. Bu durumdan Türkiye daha az hasarla nasıl kurtulur? Yükselen enflasyon ve cari açık sarmalının çok iyi bir şey olmadığını, gerçek enflasyonun halen yüzde 7 değil yüzde 20’lerde olduğunu bilelim ve bunun çözümü için gerekli iradeyi ortaya koyalım. İkinci ve belki de daha önemlisi ise siyasi kırılganlığı ve belirsizlikleri ortadan kaldırmak uğruna demokrasiyi feda etmeyelim. Ekonomide ve piyasalarda 2014-2015 yılları içinde son derece karmaşık ve risk unsuru taşıyan gelişmeler bekleniyor. Türk şirketleri hiç beklemedikleri ve tahmin edemedikleri bir atmosferde önlerini görmeye çalışıyor. Yükselen kurlar hem satışları hem de bilançoları şimdiden olumsuz etkilemeye başladı bile. Özellikle 2014 yılının ilk çeyrek bilançolarında bu durum daha bariz bir şekilde ortaya çıkacak. Fiyatların yükselmesi sebebiyle tüketiciler bu sene yüzde 20’yi bulan artışlar, seçimler sonrasına bırakılan enerji maliyetleri eklenince oldukça zorlanacak ve taleplerini ertelemek zorunda kalacaklar. Siyasi üslup ve uygulamalar sertleşip kırılganlığı artırdıkça en az iki yıl boyunca, parasal fırtınalarda daha az korunaklı bir ülke durumuna geleceğiz.

    En kritik aya girmeye az kaldı. Yerel seçimler ve gelişmekte olan piyasaları etkileyebilecek hususlar en fazla mart ayına sıkışmış olacak. Borsa açısından 60-68 bin aralığı önemini koruyor. Mart ayı içinde çok önemli bir gelişme olmazsa en kuvvetli senaryo 60 bin puanın üzerinde kalacak Borsa’nın mart sonuna kadar 68 bini ve üstünü test etme ihtimali. 60 bin aşağı kırılırsa durum çok ciddi demektir. Yerel seçimlere kadar yaşanacak gelişmeler ve seçim sonuçları beklentileri, piyasalar için kritik önemde. Genellikle her seçim sonrasında olduğu gibi beklentinin sona ermesiyle birlikte yaşanan satışlar piyasalar için tehlike sinyali olarak görülebilir. Bu sebeple seçimlere kadar yine diken üstünde ama yine de beklentilerin olduğu bir piyasa varlığı şaşırtıcı olmaz. Türk piyasalarının yeniden tüneldeki ışığı görerek hareket edebilmesi için bir süre daha beklememiz gerekebilir.

Dolar, gelişen piyasalarda gerçek değerine yükseliyor

Uluslararası piyasalarda dolar gevşek bir seyir izlerken, lira karşısında önce 2,22 liraya kadar yükseldi. Cuma günü ise 2,17 sınırına kadar gerileyerek geçen haftaki kapanışının altında kaldı. Hafta içinde Merkez Bankası’nın faizlerde 28 Ocak kararlarının ardından bir değişikliğe gitmeyişi doları yukarı taşıdı. Cuma günü piyasa kapanışına doğru hızlı bir şekilde gerileyerek lira karşısında 2,1784 seviyelerine geriledi. Dolardaki bu gevşekliğin altında, Merkez Bankası’nın aldığı sert faiz kararı yatıyor. Ancak ABD Merkez Bankası’nın mart ayında toplanacak olması sebebiyle suların durgun aktığı bugünlerde ABD Doları’nın teknik düzeltme sürecini sürdürdüğü açık. Mart ayı içinde belirli bir taban oluşumunun ardından doların güç toplayarak yükselişe geçmesi kaçınılmaz gözüküyor. Zira ABD ekonomisi artık faizi artırma sürecine adım adım yaklaşıyor. İşsizlik oranı her geçen gün azalmakta. Gelişmekte olan ülkelerde ise siyasi kırılganlıklar tam da bu süreçte artış gösteriyor. Enflasyon verileri ve dış açıklar Türkiye’de dengeleri değiştirmiş durumda. Dolar 2,39 zirvesini tekrar test edinceye kadar her düşüşte risk katsayısını artırıyor. Seçimler yaklaştıkça Türkiye’de yatırımcılar karar aşamasına geçerek pozisyonlarını hangi duruma alacaklarını belirleyecek. Ukrayna’daki gibi gelişmekte olan ülkelerdeki karışık durumlar, doların bu ülkelerde değer kazanacağı süreci halen desteklemekte. “Dolar gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında neden güçleniyor?” sorusuna bir cevap vermek gerekirse 12 yıllık bir düşüşün ardından bu ülke para birimleri, değerinin çok üstünde kaldı ve gerçek değerini bulmaya yöneldi, cevabı en doğrusudur.
YORUMLAR (12)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • sancak24 Şubat 2014 06:01

    bır cok projeye ımza atan ve güclenerek buyuyen bır türkiyeyi hangi dış gücler isterki.tankını,helekopterini,heronunu,savaş ucagını üret,dünyanın en buyuk havalimanının temelini at,marmaray gibi bır projeyi falıyete gecir ondan sonra türkiye icin tehlıke canları calsın.bunların hepsi türkiyenın buyumesini engellemek ıcın oynanan oyunlar,para ıcın oynanan oyunlar

  • eren24 Şubat 2014 05:31

    daha dune kadar her sey cok guzeldi,notumuz armış yatırım yapılabılır bır ulke olmuştuk.ne olduda altı ay icinde en kötü ülke olarak ılan edılıyoruz.notumuzu artıran kurumlar yüksek carı acıgı.dış tıcaret acıgı,yüksek enflasyonu ve dış borcumuzu bılmıyorlarmıydı.amaç canımızı yakmaktı yaktılar.

  • m. kara 23 Şubat 2014 22:42

    fed kararlarında bile en kırılgan ülkenin türkiye olduğu belirtiliyor. halbuki tüm olumsuzlukları en iyi değerlendirecek ülke türkiye olması gerekirken.kısır çekişmeler yüzünden en fazla kaybenden ve kırılgan olarak lanse ediliyoruz.

  • PARELEL YAPI23 Şubat 2014 19:55

    YAZILANLAR ÇİZİLENLER NE KADAR DOĞRU NE KADAR YANLIŞ ENDEKS 50,000 OLURMU OLUR GEÇEN GÜNLERDE BORSA GÜNDEMDE BİR SPEKÜLATÖR AÇIKLAMIŞTI 2013 YILINDA KARAR VERİLMİŞ 50 BİNLERE

  • gerçekler23 Şubat 2014 18:27

    parelel yapı bahane beceriksizlikleri şahane, bir ülkenin ekomisinin iyi oldugunun göstergesi halkın rafah düzeyiyle ölçülür halkın nerdeyse tamamına yakını borçlu oldugu bir ülkede ekonomi iyi yönetildi diye savunlacak bir tarafı yok, batmışız ağlayanımız yok

  • kenan23 Şubat 2014 17:08

    Borsada açığa satışçılar olduğu müddetce ,her zaman kırılgan haberlerde dibi boylamaya müsaittir. bu akımdan bu uyanıklara göz yumulmamalıdır

  • inanalımmı..23 Şubat 2014 17:08

    paralel yapının gazetesinde yazılan bir yazıya itibar etmem. amacından şüphe ederim. FED i baz alarak üstüne suyundan da koy gibi bir yazı..

  • VaTaNDaS23 Şubat 2014 13:29

    Türkiye ekonomideki yapısal sorunlara hiç bir çözüm üretmedi.. Son 10 yıla bakıldığında gelirlerinin nereye gittiği belli olmayan milyarlarca USD değerinde özelleştirmeler (CHP döneminde kurulan dev sanayi tesisleri ve Telekom), bol bol kalitesiz bölünmüş yollar, konut inşaatlarıyla çevrilen iç piyasa.. İthalatla balon gibi şişen çakma büyüme verileri!!! Sıcak paraya güvenenlerin sonu hep hezimet olacaktır!!!

  • dlbyz23 Şubat 2014 12:52

    halkı kırıp geciren bir başbakan var ülke nasıl kırılgan olmasın oğul bir yana halk bir yana ve kac oğul

  • mali23 Şubat 2014 12:28

    Avrupa ve ABD deki iyileşme gelişmekte olan piyasaları da destekler. Durgun ve kaostaki ABD ve Avrupa küresel gerilemeyi getirir. O zaman 50binler konuşulabilie ama şu anda 60 ve üzeri çalışır.

  • hamza23 Şubat 2014 11:56

    bu haberi zaman gazetesi yazıyorsa inanmak zaten doğru olmaz çünkü adamların ayatı yalan

  • m yazır23 Şubat 2014 09:27

    bu başlık ilk bakışda doğru gibi algılanabilir... trilyonlarca para basan FED ve ECB bölgesi krizden çıkdıkları doğru ise bu yorum doğru olabilir... Yakında ABD ve ECB ülkelerinde durgunluk/yavaşlama işaraetleri alınınca düşük olan faiz oranlarının parasal tabanda genişleme ile destekleneceğini göreceğiz.. Bu ülkede faizler kısa sürede 550 baz puan arttı.. Daha ne olabilir, sadece büyümede yavaşlama... Dış borç özel sektörün yüksek gözükmesine karşın, bu ülkede yerleşiklerin neredeyse borçları kadar parasal varlıkları dışarıda... Netice olarak sıkıntı var, panik derecesinde şartlar ağırlaşmadı ve bu kadar olumsuz değil..