Küresel ekonomi zorlu bir yılı daha geride bırakıyor. Bu yıl piyasaların yönünü jeopolitik gerginlikler ve ABD Merkez Bankası (Fed) çizdi. Ukrayna ve Rusya arasındaki gerginlik, bu gerilimi izleyen ABD ve AB’nin Rusya yaptırımları, Ortadoğu’ya ilişkin endişeleri artıran IŞİD, dünyanın tüketim motoru Çin’in gönderdiği yavaşlama sinyalleri tedirginlik yarattı. Küresel risklerdeki artış yatırımcıyı endişelendirdi. Dolar ve altında hızlı bir trafik yaşandı. Yılın ikinci yarısında 50 dolara yakın dolar değer kaybeden petrol de yatırımcının ve iş dünyasının gündeminde kendine önemli bir yer buldu.
Dünya'dan Evrim Küçük'ün haberine göre, 2015’e sayılı günler kala, yatırımcı nasıl bir yılın kendisini beklediği sorusuna yanıt aramaya başladı. The Economist tarafından yayınlanan The World in 2015’e (2015’te Dünya) göre gelecek yılın rotasını paranın patronları yani merkez bankaları çizecek. Önde gelen merkez bankaları farklı politikalar izliyor ve dergiye göre bu 2015’i gergin bir yıl yapabilir. Ancak dergide altı çizilen bir nokta var. O da, 2015’te dünya ekonomisinin ABD’nin öncülüğünde 2014’ten daha iyi bir performans sergileyeceği. The Economic Intelligence Unit (EIU) tahminlerine göre küresel ekonomi önümüzdeki yıl yüzde 3.8 büyüyecek. Gelişmekte olan ülkeler vitesi düşürmeyecek ve yüzde 5.3 büyüme gösterecek. Zengin ülkeler ise ABD’nin yardımıyla yüzde 2.5’lik büyüme yakalayacak. Bölgesel olarak bakıldığında Japonya ve Avustralya hariç Asya yüzde 6 ile en fazla büyüyecek yer. Sahra Altı Afrika için yüzde 4.5, Ortadoğu ve Kuzey Afrika için yüzde 4.1, Batı Avrupa için yüzde 1.4, Doğu Avrupa için yüzde 2.,1 büyüme öngörülüyor. Kuzey Amerika için beklenti yüzde 3.2 iken, Latin Amerika’da büyüme tahmini yüzde 2.8.
Türkiye ekonomisi yüzde 4.0 büyür
Finans kuruluşlarının Türkiye için 2015 yılı büyüme tahminleri yüzde 3 ila 2 arasında değişirken, The Economist iyimser bir tahminde bulundu. Dergiye göre Türkiye ekonomisi gelecek yıl yüzde 4.0 büyüyecek. 2015’te Türkiye’de kişi başına gelirin 11.180 dolar olacağı tahmini yapan dergi, enflasyon oranını yüzde 7.4, bütçe açığının GSYH’ye oranını yüzde 2.7 olarak öngördü. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s (S&P) Türkiye’nin 2015’te yüzde 3, bir diğer derecelendirme kuruluşu Moody’s ise yüzde 2.8 büyüyeceği tahmininde bulunmuştu.
Faiz kaygıları şok yaratabilir
Yeni yılda paranın patronları tamamen farklı yol izleyecek ve bu da 2015’i gergin bir yıl yapabilir. ABD’de ve Asya’da yeni istihdam yaratılması ve tüketici harcamalarının artmasının yardımıyla küresel ekonominin 2015’te bu yıldan biraz daha hızlı büyümesi bekleniyor. Ancak yılın büyük bir bölümünde piyasaların
faiz oranlarının yönüyle ilgili yaşayacağı kaygılar nedeniyle bir şok riski dergiye göre yüksek. Daha önceki yıllarda merkez bankaları genellikle birbirlerinden bu kadar ayrı politikalar izlemiyordu. Ancak Fed ve İngiltere Merkez Bankası (BoE)
finans piyasalarındaki endişelere ve dünyanın başka yerlerindeki yavaş büyüme korkularına karşın 2015’te
faiz artıracak. EIU, Fed’in ilk
Faiz artışının 2015 ortasında gerçekleşmesini bekliyor.
Para Türkiye ve G.Afrika’dan çıkacak
ABD’de faiz oranları arttığında para gelişmekte olan ülkelerden buraya geri dönecek. Varlık yöneticilerinin Türkiye, Güney Afrika gibi ülkelerden paralarını çekip ABD, İngiltere’ye geri götürmesiyle 2015’te kısa vadeli bir panik yaşanabilir. Ayrıca Fed ile Euro Bölgesi’nin faiz farkı açıldıkça yatırım uçurumu Amerikan varlıkları lehine artacak. Bu doları daha da güçlendirecek.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise yeni bir resesyonu engellemek ve deflasyonist baskıları ortadan kaldırmak umuduyla Euro Bölgesi’ndeki bankalara ve şirketlere nakit veriyor olacak. Japonya Merkez Bankası (BOJ) büyük bir teşvik programının tam ortasında ancak ekonominin durumu sonraki adımlarının ne olacağı konusunda belirsizlik yaratıyor. Bu dört merkez bankasıyla kıyaslandığında piyasalar üzerindeki etkisi daha az olan Çin Merkez Bankası da yavaşlayan ekonomisini canlandırmak ki bunun için ticari bankalara daha fazla nakit enjekte etmesi gerekiyor ve borç yükü giderek artan
finans sektörü arasında kalmış durumda.
ABD, 2015’te güçlü istihdam yaratacak
Merkez bankalarının izlediği yollar farklı ekonomik durumların yansıması. Amerika’da ekonomik canlanma nihayet sürdürülebilir gözüküyor. Son 18 ayda ekonomi yıllık yüzde 3’ün üzerinde bir hızla büyüyor. ABD’li işveren 2014’te 2.5 milyon ile son sekiz yılın en büyük yeni istihdamını yarattı. 2015’te de benzer bir büyüme bekleniyor. Konut sektörü 2008-09 krizini tamamen atlatmış değil fakat iyileşme sürüyor. ABD ekonomisi 2015’te yaklaşık yüzde 3 ile gelişmiş ekonomilerin başını çekecek.
İngiltere ekonomisi de onarılıyor. İmalat ve hizmetler sektörü iyi bir performans gösteriyor. Tüketici halen yüksek borçlanma oranlarına karşı hassas olduğundan BoE faizleri çok hızlı artırmayacak gibi gözüküyor. Gelecek yıl ekonominin yüzde 2.5 büyüyebileceği tahmin ediliyor.
Euro Bölgesi’nin hedefi resesyona girmemek
Euro Bölgesi’nin hedefleri ise daha mütavazi; yedi yılda üçüncü kez resesyona girmemek. Bunu başarsa 2015 Euro ülkeleri için hayal kırıklığı olabilir. Bölgenin üzerinde defl asyon bulutları dolaşıyor, ekonominin ağırtopu Almanya ise Rusya’ya yaptırımların etkisiyle sürpriz bir şekilde kırılgan. Bu da ABD ve İngiltere’nin faiz kararlarını ötelemesine neden oluyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in 2015 büyüme hedefi yüzde 7 olacak ve ülkenin
Finans sektöründe bir türbulans yaşanacak. Çünkü yeni ev sayısındaki artış nedeniyle gayrimenkul sektöründe yavaşlama sürecek. Ayrıca Çin’in patlayan kredi büyümesinde fatura kabaracak; gayrimenkul şirketlerine açılan yüksek faizli 33 milyar dolarlık kredinin vadesi dolacak. bu rakam 2014 yılının iki katı. Diğer yandan Çin’in 3 trilyon dolarlık yerel hükümet borcunun yaklaşık yüzde 40’ı şimdiye kadar ödenmesi gerekirken, ertelendi ve bu durum yeni yılda piyasaları gölgeleyecek. Bu arada 2015’te şirket temerrütlerinin yaşanabileceği belirtiliyor. Yeni yılda Gelişmekte olan Asya en hızlı büyüyen bölge olacak. Birçok ülke de 2014’e göre daha fazla büyüme kaydedecek. Ancak Avrupa’daki sıkıntıların yayılma olasılığı ve faiz oranlarının yarattığı endişe 2015’te riskli günleri de beraberinde getirecek.