<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaKazandıran SohbetlerTürkay: Bursa'ya yeni sanayi bölgesi gerekmez, burası aynı zamanda tarım kenti----

Türkay: Bursa'ya yeni sanayi bölgesi gerekmez, burası aynı zamanda tarım kenti

Türkay: Bursa'ya yeni sanayi bölgesi gerekmez, burası aynı zamanda tarım kenti
09 Kasım 2022 - 08:05 www.finansingundemi.com

Yılların sanayicisi, BUSİAD YDK Başkanı Türkay, Bursa'daki gıda sanayiyi, kara inciri hatırlatıyor. Kentteki yatırımların eskidiğini söylüyor. Tekstile geçişi anlatıyor. Eğitimsiz göçten, Bursa’dan Türkiye’ye su dağıtanlardan yana ise dertli...

VOLKAN KARSAN – FINANSGUNDEM.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER

Ülkemizin ihracat liderlerinden Bursa sıralamada bir sıra geriledi. Bursa ekonomisi örneğinden çıkarılacak dersleri merak ettik ve sorularımızı BUSİAD Yüksek Danışma Kurulu Başkanı, yılların sanayicisi Ergun Hadi Türkay’a yönelttik. İşte aldığımız cevaplar…

“ÜYELERİMİZ 120 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLIYOR, ANADOLU’NUN İLK TÜRKİYE’NİN İKİNCİ SİAD’I”

- Sayın Türkay, önce BUSİAD’ın Bursa için neler ifade ettiğini anlatmanızı ve sizin buradaki çalışmalarınızdan söz etmenizi rica edelim…

- BUSİAD, 44 yıl önce kentimizde kurulan, Bursa'da iş gören 234 iş insanının veya şirketin -son yedi senede şirketleri de üye yapmaya başladık- yer aldığı ve üyeleri toplamda 14 milyar dolar ihracat sağlayan, gönüllü üyeliğe dayalı bir kuruluş…
Üyelerimiz 120 bin kişiye istihdam sağlıyor, Anadolu’nun ilk Türkiye’nin ikinci SİAD’ı…. Adımız Bursa Sanayi ve İş insanları Derneği, iş adamları kelimesini ilk biz iş insanlarına dönüştürdük, TÜSİAD bizden bir ay sonra değiştirdi.

İki dönem derneğe başkanlık yaptıktan sonra şimdi Yüksek Danışma Kurulu Başkanlığı görevini sürdürüyorum. Aslında bu bir temayül, başkanlıktan ayrılan Yüksek Danışma Kurulu Başkanı oluyor.

Elektrik fiyatları geceleri eksiye de geçebiliyor. Ürettiğin elektriği veriyorsun ama üstüne de para veriyorsun. Enerji arzı fazlaysa öyle durumlar oluşabiliyor. Elektriğin daha değerli olduğu zaman dilimleri var, depolama sonucu o zaman dilimlerine saklayacağız.

“GÜNEŞ GÜNDÜZ SAATLERİNDE, RÜZGAR İSE NE ZAMAN ESERSE VAR  AMA, ESTİĞİ ZAMAN BELKİ İHTİYAÇ OLMUYOR BOŞA GİDİYOR, TOPRAĞA VERİYORLAR”

- Sayın Türkay uzun yıllar emek verdiğiniz tekstil sektöründen sonra şu anda hangi işkolunda yatırım yapıyorsunuz?

- Yeşil enerji işine girdik, iki tane rüzgar santrali bir tane de biyogaz santralimiz var. Bir program yaptık, önümüzdeki üç yıl içinde rüzgar santrallerinin kapasitesini yüzde 70 dolayında arttıracağız. Yaklaşık o artış kapasitesi kadar da güneş santrali kuracağız.

Buna hibrit santral diyoruz. Yeni yönetmelik çıktı, rüzgarın yanına güneş yapacağız. Bir de depolama söz konusu, onunla ilgili de çalışmalar yaptık. Bunun nedeni şu, elektrik fiyatları geceleri eksiye de geçebiliyor. Ürettiğin elektriği veriyorsun ama üstüne de para veriyorsun. Enerji arzı fazlaysa öyle durumlar oluşabiliyor. Elektriğin daha değerli olduğu zaman dilimleri var, depolama sonucu o zaman dilimlerine saklayacağız. Bir de şu var güneş gündüz saatlerinde, rüzgar ise ne zaman eserse var. Ama estiği zaman belki ihtiyaç olmuyor boşa gidiyor, toprağa veriyorlar. Buna da önlem olacak.

“BURSA YAŞLI BİR EKONOMİYE SAHİP, GEBZE VE KOCAELİ TARAFI DAHA GENÇ BİR EKONOMİ, DAHA YENİ YATIRIMLAR VAR, BURSA'DA YATIRIMLAR ESKİ”

- Bursa ekonomisine dönersek, Türkiye’nin en çok ihracat yapan ikinci kenti olan Bursa neden üçüncü sıraya indi?

- Son iki senedir maalesef böyle oldu. Bunun nedenlerinin başında Bursa’nın yaşlı bir ekonomiye sahip olması var.  Ben böyle tanımlıyorum. Gebze ve Kocaeli tarafı daha genç bir ekonomi. Daha yeni yatırımlar var. Bursa'da yatırımlar eski. Örneğin en önemlileri Tofaş ve Renault…  Bunlar 50 senesini tamamlamış kuruluşlar. Her ne kadar modernizasyona gitse de yine de hantal yapıları var demek ki, kendilerini fazla yenileyemiyorlar. Mesela Ford seneler sonra kuruldu ama ihracatta diğerlerini geçti. Tofaş’ın Doblo’yu İspanya'ya kaptırması da çok önemli bir olumsuz gelişme… Doblo ilk Bursa’da banttan çıktı ama şimdi yok. Tabii tekstil de eskisi gibi değil. Maalesef eleman yetişmiyor…

Benim üst düzey yönetimim bile kalite toplantılarına katılmıyordu, ekibini getirmiyordu. Yani böyle nahoş şeyler yaşamaya başladım. Baktım ki olmayacak, zorlamanın da anlamı yok... Yaş da ilerliyor tekstil yönetiminden çıktım, hissem devam ediyor. Aile şirketi olarak yeşil enerji işine girdik.

“TEKSTİLİ BIRAKMAMIN ANA NEDENİ, BENİM ÇALIŞTIĞIM EKİP BENİM VİZYONUMU, HEDEFLERİME ULAŞMAMI DESTEKLEYEMEDİ”

- Tekstil özelindeki sorunları biraz detaylandırmamız mümkün mü?

- Tekstilde bence en büyük sorun eleman… Yeni eleman gelmiyor. Bir de biz kalite ve müşteri potansiyeli eşiğini atlayamadık. Bir üst seviyeye geçemedik. En canlı örneği kendimden vermek isterim. Tekstili bırakmamın ana nedeni, benim çalıştığım ekip benim vizyonumu, hedeflerime ulaşmamı destekleyemedi.

Ünlü mayo markası vardır Vilebrequin, onunla çalışıyorduk iki yıl boyunca kilosu 100 Euro değil 200 Euroluk mallar satıyoruz.  Ama kaliteden ötürü büyük reklamasyonlar gelmeye başladı.

Türkiye’de Avrupa Kalite Ödülü (EFQM) alan ilk tekstil firmasıyız. Ancak benim üst düzey yönetimim bile kalite toplantılarına katılmıyordu, ekibini getirmiyordu. Yani böyle nahoş şeyler yaşamaya başladım. Baktım ki olmayacak, zorlamanın da anlamı yok... Yaş da ilerliyor tekstil yönetiminden çıktım, hissem devam ediyor. Aile şirketi olarak yeşil enerji işine girdik.

“ÖNCE RÜZGARLA VE BİYOGAZLA BAŞLADIK. SON DÖNEMDE GÜNEŞ YATIRIMI GÖRECELİ OLARAK UCUZLADI. ONU DA PROGRAMIMIZA ALDIK”

- Tekrar enerji konuşalım o zaman, nasıl bir süreç gelişti… Biyogazı detaylandırabilir misiniz?

- Biz bu işe girdiğimizde güneş çok pahalıydı, önce rüzgarla ve biyogazla başladık. Son dönemde güneş yatırımı göreceli olarak ucuzladı. Onu da programımıza aldık.

Gelecek güneş enerjisinde… Yeni doğal gaz yatakları bulunsa bile bunların kullanılır hale getirilmesi hem yıllar sürüyor hem de maliyeti 5-6 milyar dolar. Ama güneş öyle değil mutlaka teşvik edilmeli…

Biyogazı hayvan gübresinden elde ediyoruz. Büyükbaş ve yumurtalık tavuk gübresi oksijensiz ortamda yaklaşık 60 gün büyük tanklarda fermanteye bırakılıyor. Orada trilyonlarca bakteri ürüyor ve gaz çıkarıyorlar. Biz de o gazı yakıyoruz ama sonuçta bizim çıktımız da yüzde yüz organik gübre. Zaten gübre ithal eden bir ülke olarak Türkiye’nin organik gübreye ihtiyacı var. Çevreye de sıfır zararı var. Tam bu nedenle Almanya'da 8.800 biyogaz santrali var.

Bu çok enteresan, Almanya örneğini anlatmak isterim… 

Alman hükümeti beş tane hayvanı olan köylüsünü bile 50 – 100 kilovatlık santral kurması için destekliyor. Megavat bile değil. Üstelik normal fiyatın da beş katını ödüyor. Üstelik 250 bin euro 10 sene geri ödemeli sıfır faizle kredi de veriyor.

Bu sadece enerji üretimi ile kalmıyor. Köylü köyünden göç etmiyor. Bu çok önemli çünkü bir hafıza oluşuyor. Babadan çocuğa birçok bilgi birikimi kalıcı oluyor. Hayvan bakımı ve verimi çok daha gelişiyor. Çevre kirliliğine önlem alınmış oluyor.

Bursa’da tekstil geçmişi ipek böcekçiliğinden başlayarak yüzyıllara dayanıyor. İpek yolu üzerinde olan bir kent, Türkiye’deki koza borsasının olduğu yer. 90’lı yıllarda tekstil ihracatımız parabolik olarak yükseldi. 80’li yılların sonunda Bulgaristan’dan göç geldi. Gelenler okumuş eğitimli insanlardı. Ama bugün eğitimsiz ve donanımsız bir göç söz konusu.

“BULGARİSTAN’DAN GELENLER OKUMUŞ EĞİTİMLİ İNSANLARDI AMA BUGÜN EĞİTİMSİZ VE DONANIMSIZ BİR GÖÇ SÖZ KONUSU”

- Bursa’ya dönersek, göç kent ekonomisini nasıl etkiledi?

- Bu konuda söylediklerimin yanlış anlaşılmamasını umuyorum. Yıllar önce Bulgaristan’dan gelen muhacirler ekonomimizi çok olumlu etkilediler. Zaten tekstildeki sıçramamız böyle gerçekleşti. Bursa’da tekstil geçmişi ipek böcekçiliğinden başlayarak yüzyıllara dayanıyor. İpek yolu üzerinde olan bir kent, Türkiye’deki koza borsasının olduğu yer. 90’lı yıllarda tekstil ihracatımız parabolik olarak yükseldi. 80’li yılların sonunda Bulgaristan’dan göç geldi. Gelenler okumuş eğitimli insanlardı. Ama bugün eğitimsiz ve donanımsız bir göç söz konusu. Bu da Bursa’yı aşağıya çekiyor. Afgan, Suriyeli göçünün kente olumlu katkısı olmuyor.

“TÜRKİYE’DE İHRACAT KONUSUNDA İKİ RAKİBİMİZ VAR, BİRİ KOCAELİ DİĞERİ GAZİANTEP, BİRİ BİZİ GEÇTİ, DİĞERİ ÇOK HIZLI GELİYOR”

- BUSİAD kentin ihracatta tekrar ikinci sıraya çıkabilmesi için neler yapıyor?

- Yaklaşık sekiz yıl önce sanayicimize ve profesyonellerine sorduk: Ne tarz elemana ihtiyacınız var? Cevap olarak bakım yapabilecek vasıflı eleman ve makine operatörleri ihtiyacını öğrendik. Bu konuda bir çalışma yapılarak 4 senelik meslek okulu özel müfredatı oluşturuldu. Bunu Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayına sunduk. Şimdi meslek yüksek okulunda BUSİAD’ın iki sınıfı var. Buradaki öğrenciler BUSİAD’ın bilgi katkılarıyla özel müfredat görüyorlar.

Son yıllarda ülke genelinde eğitim seviyesinde bir gerileme olduğunu söylemeden edemeyeceğim.

Ama biz bu sınıflardaki çocuklara bir tek sanayi eğitimi değil, sosyal anlamda da gelişim sağlıyoruz. Tiyatroya götürmek gibi, iletişim dersleri almalarını sağlamak gibi… Hafta sonlarında Türkiye'de konularında uzman kişilerin konferanslarıyla onların vizyonunu genişletmeye çaba gösteriyoruz.

Bir diğer çalışmamız ise şu… Türkiye’de ihracat konusunda iki rakibimiz var. Biri Kocaeli diğeri Gaziantep… Biri bizi geçti, diğeri çok hızlı geliyor.

Kardeş şehrimiz Darmstadt’ın bulunduğu Almanya’nın Hessen eyaleti ile bilgi paylaşımı içindeyiz.  Kaç kişi çalışıyor? Ne kadar yatırım var? Ne kadar elektrik tüketiyor? Üretim, ihracat rakamları neler?

Sanayicimizi aydınlatmak için biri Almanya'da ikisi Türkiye'de olmak üzere dört bölge arasında Benchmarking (kıyaslama) yapıyoruz ve görüyoruz ki hakikaten Antep çok hızlı geliyor.

Bu kıyaslamadan ortaya çıkan bir sonuç da biz metrekareyi de tam olarak değerlendiremiyoruz. Katma değeri yüksek ürünler üretemiyoruz. Bunu çözmemiz gerekiyor.

Burada yine enerji konusu gündeme geliyor. Enerjinin verimli kullanılması çok önemli. Bu nedenle süreçlere dikkat etmemiz gerekiyor. Pandemide gördük ki enerjinin yönetimi de çok kritik. Hafta içinde çalışılacağına pazar günü çalışılırsa enerjiyi daha ucuza kullanmak mümkün böylece ürün maliyeti azalıyor. Süreçler konusunda da eğitim veriyoruz.

 AR-GE elemanı yetiştirme konusu da var. Bu da 360 saatlik çok önemli bir eğitim… Bu eğitime yaklaşık bin 500 kişi başvuruyor. Elektrik ve elektronik mühendisi, sanayi mühendisi gibi nitelikli çalışanlar için AR-GE merkezlerinde eğitimlere başladık . 14 ayrı dalda AR-GE mühendisi yetiştirme programı yaptık, ülkenin konularında uzman insanları konuşmacı olarak katılıyorlar. Bu program o kadar beğenildi ki, Kocaeli'nde, İzmir’de ve Manisa'da da veriyoruz. Bir yandan rakiplerimizi de destekliyoruz. Bursa tabii ki önemli ama bizim için bir tek Türkiye'nin kalkınması önemli…
Bu Ar-Ge mühendisliği yetiştirme programından aldığımız şevkle bir de endüstri 4.0 mühendisleri yetiştirmeye başladık.

“ÇİN, 2005’TEN SONRA UCUZ İŞÇİLİKLE ÜRETİM GÜCÜNÜ KANITLADI,  SON İKİ YILDA DA GÖRDÜK Kİ ZATEN DÜNYANIN ÜRETİM MERKEZİ OLMUŞ”

- Endüstri 4.0’ı bir daha hatırlayabilir miyiz?

- 2000’li yıllara Çin çok kuvvetli girdi. 2005’ten sonra ucuz işçilikle üretim gücünü kanıtladı. Son iki yılda da daha iyi gördük ki zaten dünyanın üretim merkezi Çin olmuş.

Almanya bu gelişmeler sırasında ülkesinin en büyük ihracatçısı olan aile şirketlerinin, küçük ve orta ölçekli işletmelerin pazar paylarını kaybettiklerini gördü. Bu sorunu da işçilikle aşamayacaklarını anlayan işletmeler süreçleri otomatize etmeye yöneldiler. Bu öncelikle makinelerin aralarında bir iletişimi gerektiriyor. Süreçler ve yönetim iş gücü azaltılarak kolaylaşıyor. Son ürün de değil yarı mamulde de kalite kontrolü gerçekleşiyor. Siparişten tedariğe kadar otomasyon gerçekleşiyor. Yapay zeka devreye giriyor.

BUSİAD olarak bakışımız Bursa'ya artık başka bir sanayi bölgesi gerekmiyor çünkü Bursa aynı zamanda bir tarım kenti. Önemli markaların olduğu bir gıda sanayi de var. Çok önemli bir ürün olan kara incirimiz var. Dünyaya kara incir sadece Bursa'dan gidiyor, kilosu 20 Euro. Bunları ciddi anlamda kaybetmememiz lazım.

“BUSİAD OLARAK BAKIŞIMIZ BURSA'YA ARTIK BAŞKA BİR SANAYİ BÖLGESİ GEREKMİYOR ÇÜNKÜ BURSA AYNI ZAMANDA BİR TARIM KENTİ”

- Tekrar Bursa özeline dönersek, başka hangi konularda gelişmeler var?

- Kentimizde resmi olarak 18 sanayi bölgesi var. Bunlar arasında bir rekabet hatta çekişme de var.  BUSİAD olarak bakışımız Bursa'ya artık başka bir sanayi bölgesi gerekmiyor çünkü Bursa aynı zamanda bir tarım kenti. Önemli markaların olduğu bir gıda sanayi de var. Çok önemli bir ürün olan kara incirimiz var. Dünyaya kara incir sadece Bursa'dan gidiyor, kilosu 20 Euro. Bunları ciddi anlamda kaybetmememiz lazım.  Sanayinin de bunların devamlılığını engellememesi lazım. Onun için tarım arazilerimizi de kaybetmememiz gerekiyor. Sanayi bölgelerinin daha fazla yüzölçümü kaplamalarına karşıyız. Kaplanan alanlar daha verimli kullanılmalı. Sanayinin gelişmesine değil verimsiz yüzölçümü kullanmasına karşıyız. Aynı metrekareyi kullanarak daha fazla ihracat gerçekleştirmek için çaba göstermek gerekiyor. Bu da biraz önce verdiğim örnekler gibi örneğin ARGE ile mümkün.

“ŞEHRİN BEŞ YERİNDE HAVA KİRLİLİĞİNİ ÖLÇECEĞİZ VE ANINDA TÜM VATANDAŞLARA APLİKASYON ÜZERİNDEN DUYURU YAPACAĞIZ”

- Biraz da çevre konularındaki çalışmalarınızdan söz etmeniz mümkün mü?

- Yeşil Bursa Platformu diye bir girişimimiz var. İlk çabamız hava kirliliği ile ilgili… Avrupa Birliği projesi yapmaya çalışıyoruz. Şehrin beş yerinde hava kirliliğini ölçeceğiz ve anında tüm vatandaşlara aplikasyon üzerinden duyuru yapacağız.

Yeşil alanların çoğaltılması hem sanayide hem tarımda suyun daha verimli kullanılması için projelerimiz var. Atıkların evlerden ayrıştırılarak toplanması için Plastik Sanayicileri Derneği ile çöp kutuları tasarlama çalışmamız var.

Yaşanmaya değer bir Bursa oluşturmaya çaba gösteriyoruz. Platformumuzda Büyükşehir Belediye eski başkanlarından Erdem Saker var. Başkan döneminde büyük bir yeşil alan gerçekleştiren hem
hayvanat bahçesi ve yanında da Soğanlı Parkını yapan kişi. Böylece bu devasa parklarla yerleşimin ovaya ilerlemesini kesen yanlara, verimsiz topraklara yayılmasını sağlayan yönetici. Platformumuz böyle dokuz kişiden oluşuyor.

Büyük bir kuruluşun Uludağ’da 18 tane su toplama merkezi var. Bunun dışında da irili ufaklı onlarca kuruluş daha var. Uludağ'da yağan karı topluyorlar. Ama bunun sonucu şehre inen su azalıyor, yeraltı suları zayıflıyor. Bizim fabrikamızda 60 metrede bir kuyu vardı. Önce 160 metreye daha sonra da 300 metreye indik, ancak ihtiyacı karşılayabiliyoruz.

“SU KURULUŞLARI ULUDAĞ'DA YAĞAN KARI TOPLUYORLAR, BUNUN SONUCU ŞEHRE İNEN SU AZALIYOR, YERALTI SULARI ZAYIFLIYOR”

- Bursa’da su konusu da önemli, memleketin neresinde su içseniz büyük bölümünde Bursa yazıyor. Bu konu ne durumda?

- Sadece bir büyük kuruluşun Uludağ’da 18 tane su toplama merkezi var. Bunun dışında da irili ufaklı onlarca kuruluş daha var. Uludağ'da yağan karı topluyorlar.  Ama bunun sonucu şehre inen su azalıyor, yeraltı suları zayıflıyor. Bizim fabrikamızda 60 metrede bir kuyu vardı. Önce 160 metreye daha sonra da 300 metreye indik, ancak ihtiyacı karşılayabiliyoruz. Biz kendi kuruluşumuzda yağmur hasadı yapıyoruz. Binamızın arkasında büyük bir alan yapılandırdık, bütün yağan yağmuru topluyoruz.



BAKKALA BORÇLARI NEDENİYLE MAKARNA ALAMAYAN KÜÇÜK İSPANYOL’UN YARATTIĞI MARKA MUCİZESİ, HİNTLİ FİRMANIN SATIŞ BÜYÜTEN PROJESİ

- Özetlersek yılların tekstil ihracatçısı Bursa ne yapmalı?

- Kentimizde iş yapış şekilleri değişmeli… Size dünyadan bir örnek vermek isterim. Hindistan’da büyük bir denim kumaş üreticisi büyümek istiyor. Ama ülkede ortalama bir denim pantolon 20 dolara satılıyor ve nüfusun büyük çoğunluğunun bu ekonomik alım gücü yok. Bir türlü satışları artıramıyorlar. Satış fiyatının daha ucuz olması lazım. Burada teknoloji gerektirmeyen bir pazarlama stratejisi devreye giriyor ve satışlar 10 kat artıyor. Yöntem şu, ülkenin her mahallesindeki dört beş terzi ile anlaşıyor onlara paketle her beden biçilmiş kesilmiş kumaş ve tüm malzemeleri paketli olarak veriyor, maliyet üç dolar. Terziler müşterinin siparişine göre dikiyor veriyor altı dolara… 20 dolarlık blue jean pantolonlar altı dolar bandına iniyor. Üretici de 10 kat kumaş satmaya başlıyor.

Dünyanın 2017 yılında ikinci zengini olan ünlü İspanyol markasının da hikayesi ilginç… Onda da en önemlisi işi yapış şekli… Lojistik merkezinden 24 saatte Avrupa'nın herhangi bir köşesine, 48 saatte dünyanın her yerine kreasyonlarını ulaştırabiliyor.

İspanya'nın kuzeyinde Portekiz'e çok yakın bir yerde yaşayan Amancio Ortega 12 yaşındayken okuldan eve giderken annesiyle bakkala uğruyorlar.  Makarna alacaklar. Bakkal borcunuz çok birikti size veresiye veremem diyor. Babasız çocuk mecburen okulu bırakıyor ve bir tüccar tezinin yanında çalışmaya başlıyor. 17 yaşına kadar burada işi öğreniyor. İşi öğrendikten sonra bir proje geliştiriyor... 

Kendi yaşadığı yere yakın olan Portekiz kıyılarındaki denizcilerin eşleri günlerce evlerinde yalnız. Onlara dikiş işleri vermeye başlıyor.  Sistem böyle gelişiyor. Ünlü markanın hala üretiminin yüzde 30’u Portekiz'den yüzde 45’i de Avrupa'dan geliyor. O sayede devasa bir lojistik merkezi var. Yıllar önce tekstilde bir kış bir de yaz sezonu vardı, sonra ara sezonlar başladı. Bu marka haftada sekiz koleksiyon çıkarıyor yani yılda 4.000 koleksiyon… Müşteri mağazaya gidiyor bir ürün beğeniyor, sonra gelir alırım derse ertesi hafta bulamıyor yeni koleksiyon gelmiş. Dünyada 5.000 mağaza olduğunu hesap edin.

Para kazanmak için illa yüksek teknoloji gerekmiyor, tasarım, müşteriye cazip görünmek, pazarlama ve iş yapış şeklinde yaratıcılık çok önemli…

Okumak isteyen Türk gençlerine Fransa’dan ‘kazandıran’ davet

Esenpak: Yatırımcıya da yatırım yapıyoruz

HUNER İtalya’yı fethetmeye, güneşi zapt etmeye gitti!

Enver İrdem: Türkiye çipte büyük bir başarı hikayesi yazıyor

Girişimci Türk kadınlarının Hepsiburada, bu platformda

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)