Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
İKV’nin TOBB’un desteği ve TEPAV ile birlikte 35 ilde 4.506 kişi ile gerçekleştirdiği ve MetroPOLL araştırma şirketi tarafından yapılan kamuoyu yoklaması sonuçlarına göre, halkın yüzde 60’ı Türkiye’nin AB (Avrupa Birliği) üyesi olmasını destekliyor. Ancak sadece yüzde 23’ü Türkiye’nin AB üyeliğinin gerçekleşeceğine inanıyor. AB üyeliğine destek yüzde 66 ile en fazla Türkiye’nin güneydoğusunda, yüzde 59 ile en düşük olarak Türkiye’nin kuzeydoğusunda kaydedildi. Katılımcılar arasında kadınların yüzde 64’ü, erkeklerin ise yüzde 57’si AB üyeliğini destekliyor.
AB üyeliğini en fazla destekleyen yaş grubu yüzde 66 ile 18-24 yaş grubu. Eğitim düzeyine göre yüzde 67 ve yüzde 66 ile en fazla destek lise ve üniversite mezunlarından geliyor. Türkiye’nin AB üyesi olacağına inananların oranı ise yüzde 23 iken, bu oran 2015 yılında yüzde 30, 2016’da yüzde 36 ve 2017’de yüzde 31 olarak ölçüldü. Üyeliğe en yüksek düzeyde inanç yüzde 34 ile güneydoğuda iken, en düşük inanma düzeyi yüzde 19 ile ülkenin batısındaki illerde kaydedildi.
Hayal kırıklığı var
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, kamuoyu araştırmasının sonuçlarını şöyle yorumladı:
“35 ilde gerçekleştirilen araştırma halkın büyük çoğunluğunun AB üyeliğini desteklemeye devam ettiğini gösteriyor. Katılımcıların yüzde 60’ı Türkiye’nin AB üyeliğinin iyi bir şey olduğunu düşünüyor. Bu oran kadınlarda erkeklerden, gençlerde yaşlılardan, lise ve üniversite mezunlarında, ilkokul ve ortaokul mezunlarından ve güneydoğuda yaşayanlarda kuzeydoğudaki illerden daha fazla.” Bu durum halkımızın AB üyeliğinin faydasına inandığını, tüm sorun ve engellere rağmen konuya akılcı bir şekilde bakabildiğini gösteriyor. Ancak katılımcıların sadece yüzde 23’ü üyeliğin yakın zamanda gerçekleşeceğine inanıyor. Bu durum ise AB sürecindeki engel ve sorunların önemli ölçüde hayal kırıklığı yarattığını ve 56 yıldır devam eden ilişkilerin hala üyelikle sonuçlanmamış olmasının hedefe olan inancı zedelediğini gösteriyor. Türk halkının AB üyeliğine olan desteği son derece önemli. AB’nin Türk halkının bu bilincine karşılık vermesi ve Türkiye’nin üyelik sürecini canlandırmaya yönelik adımlar atması gerekli. Avrupa Komisyonunun Yeni Kabinesi ile AB Konseyi’nin Yeni Başkanı ve diğer yetkililerden bu konuda inisiyatif almalarını bekliyoruz. Hükümetimize de AB reformlarını yeniden hızlandırma, yargı stratejisi ve vize serbestliği gibi alanlarda atılan adımları devam ettirme çağrısında bulunuyoruz.”
Daha iyi yaşam beklentisi
AB üyeliğini destekleyenlerin yüzde 75’i refah ve ekonomik gelişme, yüzde 57’si demokrasi ve insan haklarında ilerleme, yüzde 45’i ise Avrupa’da dolaşım, yerleşme ve eğitim imkânı için desteklediğini belirtti. AB üyeliğini desteklemeyenlerin ise yüzde 59’u kimlik ve kültüre zarar vereceğini düşündüğü için desteklemediğini belirtirken, yüzde 24’ü AB’nin geleceği olmadığını düşünüyor, yüzde 20’si ise dış ilişkileri zayıflatacağına inanıyor.
AB üyeliğine destekte ekonomik ve özgürlük ortamına ilişkin beklentiler ön plana çıkarken, destek verilmemesinin en önemli nedeni olarak kimlik ve kültürün zedelenme endişesi görülüyor. Katılımcıların yüzde 37’si için AB refah ve ekonomik gelişmişlik anlamına gelirken, yüzde 21 için demokrasi ve özgürlük, yüzde 12 için gerileme ve düşüş, yüzde 12 için ise serbest dolaşım ve sınırların kalkması anlamına geliyor.
Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyenlerin yüzde 49’u için AB refah ve ekonomik gelişme anlamına gelirken, sadece yüzde 2’si için gerileme ve düşüş anlamına geliyor. Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemeyenlerin yüzde 31’i için ise AB gerileme ve düşüş anlamına geliyor, bunların sadece yüzde 16’sı için refah ve ekonomik gelişmişlik ifade ediyor. AB üyeliğini destekleyen ve desteklemeyenlerin AB’ye bakışındaki bu derin farklılık, toplumsal kutuplaşma ve dünya görüşü farklılıklarının da bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
Önyargılar en büyük engel
Katılımcıların yüzde 78’i Türkiye’nin AB üyeliği önündeki en önemli engeli kültürel ve dini farklılıklardan doğan önyargı olarak değerlendiriyor. Bunu yüzde 29 ile Türkiye’nin ekonomik gelişmişlik düzeyi ve yüzde 28 ile demokrasi ve insan haklarındaki sorunlar izlemekte. Halkın genelinde Türkiye’ye önyargı ile yaklaşıldığına ilişkin bir kanı olduğu anlaşılıyor.
Türkiye-AB ilişkilerinde en öncelikli gündem maddesinin ise katılımcıların yüzde 38’i için mülteci krizi, yüzde 27’si için üyelik müzakereleri, yüzde 17’si için vize serbestliği ve yüzde 13’ü içinse Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği’nin olduğu görülüyor. Katılımcıların yüzde 64’ü gümrük birliğinin modernizasyonunun iki taraf için de faydalı olacağını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 60’ı Türkiye’nin AB üyeliği için gereken yönetsel ve kurumsal kapasiteye ve insan kaynağına sahip olduğunu düşünüyor. Yüzde 57 de Türkiye’nin AB üyesi olmak için üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği kanısında.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.