Tüpraş'ta ilk duruşma yapıldı
Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Sapanca Gölü'nden izinsiz su çektiği iddiasıyla Tüpraş yetkilileri hakkındaki davada ilk duruşma yapıldı
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) tarafından, Sapanca Gölü'nden izinsiz su çektiği iddiasıyla Tüpraş yetkilileri hakkında 'karşılıksız yararlanma' iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. İlk duruşmaya katılan Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut, Tüpraş'ın stratejik bir tesis olduğunu ve devletin rafineleri kurarken her tesisin su ihtiyacını düşünerek hareket ettiğini, gölden gerekli yasal düzenlemelerle su temini yapıldığını söyledi.
SASKİ'nin başvurusu sonucu Kocaeli'nin Körfez İlçesi Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Tüpraş hakkında 'karşılıksız yararlanma' iddiasıyla açılan davada, Sapanca Gölü'nden izinsiz su çektikleri iddia edilen kurumun Genel Müdürü Yavuz Erkut ve İzmit Rafineri Müdürü Mustafa Mesut İlter hakkında 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Davanın bugünkü ilk duruşmasında, SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş, Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut, Tüpraş İzmit Rafineri Müdürü Mesut İlter hazır bulundu.
'GÖLDEN SU KULLANIMI HUKUKSUZDUR'
SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş, daha önce kamu kuruluşu olan ve özelleştirilmeden önce de Sapanca Gölü'nden bir hatla su çeken, bu su olmadan da çalışmasının mümkün olmadığı bilinen Tüpraş'ın gölden su kullanımının hukuksuz olduğunu ileri sürdü. Keleş, "Sapanca Gölü endüstriyel su kullanımı baskısı altındadır. Gölün ekolojik dengesi tehlikeye girdi. Sapanca Gölü'nün 3'te 2'si bizim kuruma 3'te 1'i de Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSU) ait. Göl tamamen içme suyu havzasına bağlıdır. Tüpraş'ın gölden bedelsiz su kullanması hukuksuzdur. Ayrıca Tüpraş gölden su çekmek için İzmit su İşletmesi İSU ile kendi aralarında protokol yapmıştır. Biz bu yapılan protokolü de kabul etmiyoruz. Bizimle birlikte bu protokolün yapılması gerekirdi. Su kullanımı şöyledir. Kullanan öder, kirleten öder prensibidir. Tüpraş'ın gölden su kullanması hukuksuzdur" dedi.
Bu arada duruşma hakimi, Rüstem Keleş'e gölden başka endüstriyel kuruluşların su çekip çekmediğini sordu. Keleş, Toyota'nın da çektiğini söyledi. Ancak daha sonra araya giren avukatı, Toyota'nın suyu şebekeden kullandığını ileri sürdü.
'SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM'
Duruşmada söz isteyen Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut ise "Tüpraş stratejik bir tesis. Devlet rafinelerimizi kurarken her tesisin su ihtiyacını düşünmüştür. Geçtiğimiz yıl Sapanca Gölü'nden 7.5 milyon metreküp su çektik. 2000'li yıllarda ise 15 milyon metreküp su çekiliyordu. Biz tedbir amacıyla bu su tüketimini biz yarı yarıya indirdik" diyerek şöyle devam etti:
"Biz şu anda göle ne kadar su giriyor? Gölden yararlananlar ne kadar su çekiyor? Bunların tespit edilip açıklanmasını istiyoruz. Biz ayrıca iddia edilen su protokolü kapsamında Sapanca Gölü'nün kirlenmesini önlemek amacıyla 2008 yılından itaberen yaklaşık 18 milyon Tl İSU'ya para ödedik. Bu gölün korunmasına yönelik sosyal bir projedir. Üzerimize atılan suçlamayı kabul etmiyorum. Yazılı savunmamı mahkemeye sundum. Suçlamaları kabul etmiyorum ve beraat kararı verilmesini istiyorum."
'EĞER HUKUKSUZ OLSAYDI DEVLET BU SUYU KESERDİ'
Tüpraş İzmit Rafineri Müdürü Mesut İlter de Tüpraş'ın yasal kurallar çerçevesinde gölden su çektiğini söyleyerek, "1960 yılından itibaren kontrollü bir şekilde su alınmaktadır. Bizim izinsiz su alma durumumuz söz konusu değildir. Tüpraş Sapanca Gölü'nden 54 yıldır su kullanıyor. Eğer hukuksuz olsaydı devlet bu suyu keserdi. Üzerimize atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Yazılı olarak mahkemeye beyanda bulundum" dedi.
'ENDÜSTRİYEL SU KULLANIMLARI YASAKLANMALI'
Duruşmaya müdahil olarak katılan inşaat mühendisi ve su bilimcisi Ahmet Bayrak, duruşmada söz isteyerek şunları söyledi:
"Sapanca Gölü üzerine master yapan tek su bilimciyim. 2008 yılında yaptığım çalışmada içme suyunun bittiğini söylemiştim. Sapanca Gölü Bakanlar Kurulu kararınca 2003 yılında içme suyu havzası olarak kabul edilmiştir. Endüstriyel su kullanımlarının yasaklanması gerekiyor. Ben gölden kullandığım bedelin ücretini ödüyorum. Tüpraş'ın özelleştikten sonra bu bedeli ödeyip ödemediğini merak ediyorum."
Mahkeme, duruşmaya müdahil olarak katılan Ahmet Bayrak'ın suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle sonraki duruşmalara katılmak talebinin reddine ve İSU Genel Müdürlüğü'ne iddianamenin duruşma gününün tebliğine karar vererek duruşmayı 25 Kasım 2014 tarihine erteledi.