Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Nurettin Kaldırımcı, Turkcell'in sektöründe hakim durumda olduğunu belirterek, "Fiyatların belirlenmesi konusunda istediği gibi hareket edemez" dedi.
AA
Finans Masası'na konuk olan Kaldırımcı, kurum olarak büyük işlerin yanı sıra, zannedilenin aksine küçük işlerle de uğraştıklarını, sürücü kurslarından fırınlara, otobüs işletmelerinden bankalar, dev şirketlere kadar soruşturma yapıp, kararlar aldıklarını anlattı.
Her türlü yolla soruşturma açılabildiğini dile getiren Kaldırımcı, "Rekabet ihlalinden yola çıkıyoruz, bazen 1,5 yılı bulan soruşturma süreci sonunda ceza veriyoruz. Cironun yüzde 10'una kadar ceza verilebildiği hesaba katılırsa, cirosu büyük şirketler için bu önemli bir müeyyide..." dedi.
Herkesin bir dilekçe, e-posta ya da telefonla süreci başlatabileceğini ifade eden Kaldırımcı, "Eğer anlamlı görürsek üzerine gideriz ama her habere de kulak verip süreci başlatıyoruz diyemeyiz, önce ihbarı inceliyoruz. Kurulumuzun belli bir yetkisi de var. Hiçbir başvuru, ihbar, şikayet olmaksızın bize böyle bir yetki veriyor. Biz böyle bir süreci başlatabiliyoruz" dedi.
-GSM sektörü-
GSM operatörlerinin faaliyet gösterdiği sektörün çok rekabetçi bir sektör olduğunu belirten Kaldırımcı, sektörde bazen çeşitli ihtilaflar olabildiğini, sektör aktörlerinin bazı meseleler için birbirleriyle ilgili olarak Kurulun müdahalesini talep edebildiğini, ayrıca vatandaş şikayetleri de olabildiğini anlattı.
Kaldırımcı, şunları kaydetti:
"Turkcell bu pazarlarda önemli ölçüde güç sahibi ve hakim durumda ve Turkcell'in ek sorumlulukları var. Turkcell, belli piyasalarda hakim durumda bulunan bütün teşebbüsler gibi daha hassas olmak durumundadır. Mesela fiyatların belirlenmesi konusunda istediği gibi hareket edemez. Bir firma hakim gücünü kullanarak başkalarının piyasadan çıkmasını, piyasaya girmemesine yol açacak şekilde fiyatları düşük tutmaya çalışabilir. Bu, mevcut durumu kötüye kullanmak oluyor. İstediği gibi fiyatları düşüremez ve tabii istediği gibi de yükseltemez. Turkcell ve diğer şirketlerle ilgili çok sayıda şikayet geliyor, ciddi sayıda başvuru oluyor, bazı şikayetleri daha önce gündeme geldiği için reddediyoruz. Bunun akabinde de taraflar bu red kararını mahkemeye götürebiliyor. Turkcell'e açılan son 2 soruşturma da Danıştay'dan gelen dosyalar... Bu iki soruşturma, Kurul'un zorunlu olarak açtığı soruşturmalar..."
Kaldırımcı, Türkiye'deki GSM şirketlerinin tarifelerinin başka ülkelere nazaran hayli ucuz olduğu yorumunu yaparak, bilişim pazarında diğer sektörlere nazaran ciddi rekabet olduğunu, kendilerinin de bunu istediğini vurguladı.
-Bankalar-
Faizlerin belirlenmesi konusunda bankalarla ile ilgili alınan karara ilişkin soru üzerine Kaldırımcı, rekabetçi düzenin herkesin yararına olduğunu belirterek, "Bankacılıkla ilgili verdiğimiz karar bizim için çok ciddiydi. Verilen ceza açısından son 15-16 sene içinde en önemli karardı. Çok ceza verildi diye algılanmaması gerekiyor, çünkü cirolar çok yüksek" diye konuştu.
Kaldırımcı, bankalardan çok olumsuz tepki almadıklarını, zaman zaman bazı bankacıların kısa açıklamalarını gördüğünü ve bunun da çok da anormal olmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Bir kurum istediği gibi hareket edemez. Kamu kurumlarından vatandaş ne bekliyorsa, beklentilere cevap verildiğini kamu kurumları ispat edebilmelidir. Orada çalışan insanlar işlerini yapmadığı durumda o ülkenin kalkınmasında ayak bağından biridir. Kamu da işini iyi yapmazsa eleştirilmelidir."
Kurumun kararlarının çoğunun yargıya götürüldüğünü anlatan Kaldırımcı, bu kararların yüzde 80'inden fazlasının kurum lehine sonuçlandığını dile getirdi.
-TÜPRAŞ-
Kaldırımcı, TÜPRAŞ, Opet soruşturmasıyla ilgili şunları kaydetti:
"TÜPRAŞ, Opet diye başlıklandırdığınız soruşturma takriben bir yıl kadar önce, daha erken dönemde aldığımız karara istinaden halen yürüyen bir soruşturma. Yoksa son çeyrekte filan alınan bir karar değil. Son birkaç aydaki mesele değil. Zannederim bu yılın sonunu bulur. Ocak'a ulaşabiliriz. Bütün süreçte, uzatmalar isteniyor, savunmalar oluyor. Ocak 2014 itibariyle bu soruşturma sonuçlanır, karar alabiliriz diye ümit ediyorum. TÜPRAŞ da kendi kulvarında tek üretici, hakim durumda... Onda da yine 'Turkcellvari' şikayetler olabiliyor. Çeşitli açılardan piyasaların davranışlarına ilişkin bazı talepler bize intikal edebiliyor. Bu çerçevede devam eden bir süreç olduğunu söyleyebilirim. Şu anda kadar bize (TÜPRAŞ'la ilgili) resmi intikal etmiş bir bilgi yok, talep yok."
Nurettin Kaldırımcı, bunların dışında da birleşme, devralma, ortak girişim, yerli yabancı ortaklıkların denetimlerinin de söz konusu olduğunu belirterek, "Mesela özelleştirmelerle ilgili ihale öncesi bizim görüşlerimiz gidiyor. Özelleştirme idaresi buna istinaden, şartnameye bazı şeyler koyabiliyor ama asıl değerlendirme, ihaleden sonra kesinleşme safhasında bizim tarafımızdan yapılıyor. Bunun dışında eğer hakim duruma bir piyasada bir değer alma yoluyla hakim durum ortaya çıkacaksa, biz 'Hayır' olmaz. 'Peki şimdiye kadar hep verdiniz.' Verdik ama arka planda müzakereler yapılıyor. Adam diyor ki, ben falan şirketi çıkarayım diyor. Biz de tamam alabilirsiniz ama şurada elinizden şu markayı çıkarın diyoruz mesela. Böyle şeyler oluyor. Özelleştirme süreçlerine ve birleşme değer alma kararlarımızda kamuoyunun çok fazla bilmediği arka plan çalışmalar oluyor" diye konuştu.