<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemTümer Metin: Bir maden işçisinin oğlu olmak...----

Tümer Metin: Bir maden işçisinin oğlu olmak...

Tümer Metin: Bir maden işçisinin oğlu olmak...
18 Mayıs 2014 - 13:49 www.finansingundemi.com

Ünlü spor yorumcusu Tümer Metin, Hürriyet'te Soma acısını, Kozlu faciasını, madenci yuvası baba ocağını yazdı...

Ünlü spor yorumcusu Tümer Metin, Soma felaketinde madenden çıkan her cenazeyle bir kez daha öldü, üzüldü, ağladı, insanlık dersi verdi. Madenci bir babanın oğlu olarak çocukluk günlerini asla unutmayan Tümer, canlı yayında Soma'yı konuşurken duygulandı, gözyaşlarını saklamadı. Ve bugün de köşesinde, baba ocağının kapılarını tüm Türkiye'ye açtı. İşçi çocuğu, madenci çocuğu olmakla gurur duyan Hürriyet spor yazarı Tümer Metin, Hürriyet'te kaleme aldığı yazısına, "Soma’da gencecik oğlunun bir ümit canlı çıkmasını bekleyen baba gibi senelerce akşam ezanında bekledim maden işçisi babamı..." diye başladı.
Tümer Metin okurlarıyla özetle şunları paylaştı:

1992 yılında emekli oldu babam... 26 yıl çalıştıktan sonra... 26 yıl her sabah yerin metrelerce altına girmek için evden çıkarken helallik aldı. Onca sene annemden tek bir isteği oldu. Sabahın köründe gün ağarırken evde çıkmasına rağmen; annemin uyanıp onu uğurlamasını isterdi. Her gün helallik almayı... Gidip de dönememek vardı çünkü her yeni başlayan gün... Evde kalan bizler o kadar farkında değildik ama o çok farkındaydı. ‘Orada hayat başka’ derdi. ‘Her insan ölmeden önce mutlaka görmeli’ derdi. 
Nerede olursam olayım akşam ezanının sesini duyardım mutlaka... Babamın gün ışığına kavuşma anıydı o ses çünkü... 
Bugün hâlâ nerede olursam olayım duyarım akşam ezanını... Çocukluktan kalma bir refleks belki de... 
....
Salı akşamı Soma faciasını izlerken hayatımın en büyük travmalarından biri olan 92 Kozlu’yu hatırladım. O görüntüler o kadar tanıdık geldi ki bana. 263 can gitmişti. Belki bir o kadar da çıkartılamadı...
10 defa morga gidip yine de kapı komşumuzu teşhis edememiştik. O kadar yanmıştı ki; tanıyamamıştık. Babam her gün birlikte yerin altına girdiği, birçok kader arkadaşını kaybetmişti.
Kader arkadaşlarıydı hepsi babamın ama bana kimse bu kazaların ‘kader’ olduğunu söylemesin. Kader o coğrafyada doğmaksa, madenci olmaksa,1000 lira maaşla aile geçindirmekse kabul! Ama alın teriyle çalışırken, iki lokma ekmek için canından olmak kader olamaz.
....
Ben bir baba değilim! Ama Soma’da gencecik oğlunun bir ümit canlı çıkmasını bekleyen baba gibi senelerce akşam ezanında bekledim babamı... Çok yakınım var kaybettiğim madende. Gidip başında bir dua edebileceğim mezarı dahi olmayan... Ailelerinin sarılacağı bir toprağı, ağlayacakları bir mezar taşı bile olmayan...
Allahım kimseye yaşatma bu acıları bir daha..
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • mantikus18 Mayıs 2014 14:02

    Allahım kimseye yaşatma bu acıları bir daha demekle olmuyor Allahın verdiği aklı kullanıp neden gerekli önlemleri kimse almıyor bunun yaptırımı neden yok diye sorman lazım ayrıca kime ne yardım yapacaksan reklam yapmadan gidip orda gizlice yapman lazım tv lerden değil