Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
İlk kez 1992’de Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda önerilen “Dünya Su Günü”, gerek BM üyelerinin gerekse diğer dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanmasında teşvik olması 1993’ten bu yana 22 Mart Dünya Su Günü olarak kutlanmaya başladı. Dünya genelinde yapılan çok sayıda araştırma, küresel ısınmanın dünyadaki suyun miktarı ve kalitesine çarpıcı etkileri olacağını ve su kıtlığının milyarlarca insanı etkileyebileceğine dikkat çekildi. Ancak araştırmalara rağmen Türkiye ve dünya genelinde alınan önlemler su kaynaklarının korunması yeterli düzeyde olmadı.
Dünyanın yarısı tehlikede
"Türkiye su fakiri olma yolunda"
“Suyuna sahip çık” çağrısı yapan WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar, dünya çapında 1.1 milyar insan temiz suya erişemediğine dikkat çekti. 2025 yılına kadar dünya nüfusunun yarısından fazlasının susuzluk riskiyle karşılaşabileceğine işaret eden Bayar, “Türkiye’de ise su sıkıntısı hâlen barajların doluluğuyla ölçülüyor. Yeterli su olduğunda da sorun olmadığı yönünde yanlış algı var. Oysa son 20 yıllık süreçte Türkiye’de kişi başına su miktarı yılda yüzde 18 azalarak 1700 metreküpten 1400 metreküpe düştü. Türkiye nüfusunun 100 milyona ulaşacağı düşünülünce su miktarının yılda 1120 metreküpün altına ineceği öngörülüyor. Nehirler ve sulak alanları yitiriyoruz. 1970’ten beri tatlı su türlerinde yüzde 84’ü azalma oldu. Su musluktan değil, doğadan gelir. İklim kriziyle birlikte su yönetiminde artık suyun kaynağı nehirleri, sulak alanları ve yer altı sularını daha etkin korumalıyız” dedi. WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli de, “Artan nüfusu ve büyüyen kentleriyle Türkiye su fakiri olma yolunda. Tarım ve sanayide suyu verimli kullanmalıyız. Damla tipi sulamayı yaygınlaştırmak yılda 20 milyar metreküp tasarruf anlamına gelebilir. Ülkemizde kayıp kaçak su miktarı yüzde 50’ye ulaşıyor” uyarısı yaptı.
“Çok sayıda sığ gölümüzü kaybettik"
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay da, Türkiye’de su kaynaklarının pek çok sorunla yüzleştiğini vurgularken, “Çok sayıda sığ gölümüzü kaybettik. Derin göllerde ise aşırı su çekimi, tarım, ev ve sanayi atıklarının kirletmesiyle habitat kayıpları yaşanıyor. Konya civarı başta olmak üzere yeraltı suları tehdit altında. Akarsuların aşırı kullanımı, kontrolsüz HES’ler gibi nedenlerle büyük çeşitlilik kayıpları yaşıyoruz. Sorunun çözümü için ekosistem temelli su yönetimine geçilerek su kaynakları korunmalı” dedi.
"Su Kanunu çıkarılmalı"
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı ve göl uzmanı Dr. Erol Kesici, Demirören Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Türkiye’de son 60 yılda Marmara Denizi büyüklüğünde sulak alanının kuruduğunu, vahşi tarımsal sulama yüzünden yılda 20 milyar metreküp suyun israf edildiği belirterek, “Su Kanunu” çıkarılmasını önerdi. Kesici, Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili ve 300’den fazla doğal göl bulunurken, içilebilir ve kullanılabilir su kaynaklarının hızla yok olduğu ülkelerin başında geldiğini belirtti. Yaşamın yüzey ve yer altı sularına bağlı olduğunu vurgulayan Kesici, DSİ verilerine göre, Türkiye’de kullanılabilir yer üstü ve yer altı su potansiyelinin yıllık 112 milyar metreküp olduğunu belirterek, “Bu potansiyelin 44 milyar metreküpü tarım, 13 milyar metreküpü içme- kullanma suyu olarak kullanılıyor. Araştırma sonuçlarına göre tarımda kullanılan suyun 20 milyar metreküpünün israf edildiği düşünülüyor. Bu yüzden vahşi sulama yerine bilinçli sulama sistemleri gerekiyor” diye konuştu.
Salda Gölü'nde kuraklık izleri
İstanbul barajlarında son durum
İstanbul'da barajlar nefes aldı
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.