Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
The Economist dergisinin 11-17 Kasım tarihli sayısındaki yazılardan bir tanesi, Trump sonrası ABD’nin ne olacağı konusunu işliyor. Bir özetini aktarıyoruz.
Seçim sonucu gündeme geldiğinde deniyordu ki, Trump seçildikten sonra ABD’nin dış politikası çok kötü bir yöne döner! Çünkü Trump seçildiğinde birçok tuhaf şeyi gündeme getirmişti. Mesela Trump dış ticaret anlaşmalarını çöpe atacağını söylemişti. Kurala dayanan global düzene bomba koyacağını da eklemişti. NATO, ona sorulursa, gereksizdi. Ona göre NAFTA en kötü ticaret anlaşması idi. Amerika, Trump’a göre, yabancılara çok kibarca davranıyordu, bu ise gereksizdi.
Trump’a göre eski günler çok iyi idi. Bir savaşı kazanırsan, kaybeden ülke sana ait olurdu. Bombaları yağdırıp bir savaşı kazandığın zaman, ülkeyi avucuna alıp, petrolü de alıp götürebilirdin.
Ama gerçekte Trump’ın takip ettiği yaklaşım dediği kadar kötü değildi. Trump ABD’yi Paris anlaşmasından çıkarmıştı. İklim değişikliği konusunu da kenara iterken Trans Pasifik anlaşması adlı büyük ticaret anlaşmasından da vazgeçmişti ama henüz, mesela bir savaş da başlatmamıştı.
Yani Trump Asya’ya giderken henüz dünyadan kopmadı da denilebilirdi. Trump’ın etrafındaki askerlikten gelme kişilerin Trump’ın riske girmesine engel oldukları da düşünülebilir. Trump’ın diplomatları bir kenara itip onların yerine generalleri alması entresan tabii.
Trump bazı hataları da yapmadı. Mesela Çin ile Tayvan konusunda, daha önceden söylediği kavgayı çıkartmadı. Ama ticarette ihracatçılar kazanır ve de ithalatçılar kaybeder şeklindeki sözü aslında komik. Bu sözüne karşı, İvanka Trump marka giydiler ve el çantaları Asya’da yapılıyor, Asyalılar kaybediyorlar mı? deniyor.
Trump bilateral (yani ikili) anlaşmaları seviyor, multilateral (yani çoklu) anlaşmaları da sevmiyor.
Trump’ın yaptığı belki de en kötü tercih, Amerika’nın demokrasi ve de insan hakları konusunda üniversal değerlere saygılı davranmasını önemli bulmuyor. Üstelik Trump’ın diktatörlere de hayranlığı var!
Trump’in bir defalık başkanlığından sonra, işler yeniden eski haline geri döner sözü de, pek güvenilir bir tez değil.
Trump’ın kendi en kötü tezi ise, kuvvetli ülkeler sadece kendilerini düşünmeli tezi! Yazık!
Trump’ın bazı aşırı tezlerini zaman geçince silmek mümkün olabilecek mi, onu bilemiyoruz!
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.