BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemTrump ve Demir Prens----

Trump ve Demir Prens

Trump ve Demir Prens
05 Aralık 2017 - 16:52 www.finansgundem.com

ABD Başkanı Trump’un petrol devi Aramco’nun New York’ta halka açılması çağrısından hemen sonra Muhammed Bin Salman, tutuklamalarla gücünü pekiştirdi ve Suudi Arabistan’ın geleceğinde tek söz sahibi oldu

Suudi Arabistan krallığı 1932’de ilan edildi, halen dünyanın en büyük petrol şirketi olan Aramco ise 1933 yılında kuruldu. Ülkede ilk ticari petrol ise 1938 yılında çıkarıldı. Aradan geçen 80 yıldan fazla zamanda, petrol muazzam bir şekilde küresel ekonomiyi egemenliği altına alırken Suudi Arabistan’ın ihtişamlı petrol zenginliği buna paralel arttı. Tabii kanlı savaşlar yaşandı, milyarlarca dolarlık silahlar satıldı.

Taht onlarca yıl kurucu Kral Abdülaziz el Suud’un oğulları arasında kardeşten kardeşe geçti. Kıdemli prensler kabinede görev aldı, yıllarca bakanlık koltuğunda oturdu. Geride kalan yıllarda krallar göçtü gitti; Abdülaziz, Suud, Faysal, Halid, Fahd ve Abdullah... 2015’ten bu yana da Kral Salman tahtta oturuyor.

Kasım başında ise belki de önümüzdeki dönemde Ortadoğu’nun kaderini çizecek gelişmeler yaşandı. ABD Başkanı Donald Trump’ın dünyanın en büyük petrol şirketi, Suudi ekonomisinin bel kemiği Saudi Aramco’nun trilyon dolarlık halka açılmasının geciktiği ve halka arzın New York Borsası’nda yapılması çağrısının hemen ertesinde Suudi Arabistan tarihinde görülmemiş bir tasfiye yaşandı.

Eskiden dokunulması mümkün olmayan kıdemli prensler gözaltına alındı, banka hesapları donduruldu. Kral Salman’ın oğlu Veliaht Prens Muhammed Bin Salman, 17 prensi, dört bakanı, onlarca eski bakanı ve düzinelerce bürokratı yolsuzluk gerekçesiyle tutuklattı. Aralarında Suudilerin yıldız prensi, Citigroup ve Twitter gibi şirketlerin ortağı 19 milyar dolar serveti bulunan El-Velid Bin Talal’ın da bulunduğu tutuklu prensler Riyad Ritz Carlton oteline konuldu. Burası “Ortadoğu’nun Vladimir Putin’i” olma yolunda ilerleyen Prens Muhammed Bin Selman’ın ekim sonunda uluslararası bir toplantıda ülkesinin “ılımlı İslam’a” geçeceğini ilan ettiği oteldi.

TUTUKLANAN ÖNEMLİ İSİMLER

Tutuklananlar arasında eski Maliye Bakam ve halen Aramco’nun yönetim kurulu üyesi İbrahim El-Assaf’ın bulunması, yolsuzluk operasyonun dev petrol şirketine ulaştığını gösteriyor. İbrahim El-Assaf, arazi satın almak için içerden bilgi edinerek avantaj kullanmakla suçlanıyor. El-Assaf iddia edilen yolsuzlukların yanında Aramco’nun özelleştirilmesine de şüpheyle yaklaşan isimlerden birisiydi.

Ekonomi Bakanı Adel Fakieh, Riyad eski Valisi Prens Türki bin Abdullah, Kraliyet Mahkemesi eski Başkanı Halid el-Tuvaiciti, Bin Ladin inşaat şirketi başkanı Bakr bin Ladin, Suudi Ulusal Muhafızları Bakanı Prens Miteb bin Abdullah, Donanma Komutanı Amiral Muhammed Al-Sultan gözaltına alman diğer önemli isimler.

Başsavcı Şeyh Suud el Mojeb, en az 100 milyar doların kötüye kullanıldığını ve soruşturmanın üç yıldır sürdüğünü açıkladı. Sonuçta komutanlar, üst düzey bürokratlarla gözaltı sayısı 500’e ulaşırken 800 milyar dolarlık nakit para ve mal varlığına el konulmasının hedeflendiğini bildirildi. Bu arada bir prens ve bazı komutanlar da kuşkulu bir helikopter kazasında yaşamını yitirdi.

Tutuklananların çoğunu Suudi Arabistan’da “Bay Her Şey” olarak adlandırılan Veliaht Prens Muhammed Bin Salman’ın saldırgan politikasına ve Aramco gibi devlet işletmelerinin özelleştirilip Suudi halkının yıllardır faydalandığı sübvansiyonların kesilmesine yönelik reformlara karşı çıkanlar oluşturuyor.

O SİNYALİ TRUMP MI VERDİ?

ABD Başkanı Trump, Asya gezisinin Japonya durağında gazetecilere yaptığı açıklamada, Aramco’nun halka arzı için New York Borsası’nın düşünmelerini şiddetle önerdiğini, Kral Salman ile bu konuyu konuştuğunu söyledi. Trump konuyla ilgili Twitter mesajında da, “Suudi Arabistan’ın Aramco’nun ilk halka arzını New York borsasında yapması bizi çok memnun eder. Bu ABD için önemli” ifadelerine yer verdi. Trump’ın Kurshner’in son ziyaretinde konuyu Veliaht Prens Muhammed ile konuştuğu da biliniyor. Kimileri bu düşük profilli ziyaretin ve Trump’ın açıklamalarının tasfiye operasyonunun gerçekleşmesi için sinyal olduğunu savunuyor.

Aramco’nun halka arzı için Londra, Hong Kong, Singapur borsaları da gündemde ve bu konuda büyük bir mücadele yaşanıyor. Dünyanın en büyük halka arzı olacak Aramco’nun

yüzde 5’inin özelleştirilmesi bu yıl içinde planlanırken Prens Muhammed 2018’e ertelendiğini açıklamıştı.

Aralarında tutuklananlarında da bulunduğu bazı Suudi prensler ve devlet adamlarının Aramco’nun özelleştirilmesi ve diğer reformlar hakkında olumlu düşünmediği bir gerçek. Özelleştirme ve reform muhalifleri, yönetimin petrol fiyatlarının düşük olduğu bir dönemde özelleştirme hamlesi yapmasına karşı çıkıyor.

Aşırı derecede petrole bağımlı bir ekonomi olan Suudi Arabistan, 2014 yılından itibaren petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün yanı sıra Yemen’e karşı maliyetli savaş ve çok yüksek kamu harcamaları nedeniyle düşük büyüme, yüksek borç seviyesi, iç ve dış şoklara karşı aşırı hassasiyet gibi sorunlarla karşı karşıya...

İKTİDARINI SAĞLAMLAŞTIRMA HAMLELERİ

Petrol, Suudi bütçe gelirlerinin yüzde 87’sini, ihracatın yüzde 90’nını ve GSYİH’nın yüzde 42’sini oluşturuyor. İstihdam edilen altı milyon yabancı işçinin neredeyse yüzde 80’i petrol ve ilişkili sektörlerde istihdam ediliyor.

Ülkede büyüme hızı ise yüzde 5’lerden geçen yıl yüzde 1,4’e indi. Bu yıl sıfır büyüme bekleniyor. Bütçe ve cari açığın milli gelire oranı çift basamaklı rakamlarda artıda iken bütçe açığı yüzde 14, cari açık yüzde 8 seviyesinde eksiye düştü. Kamu borcunun milli gelire oranı yüzdel4’e çıkarken rezervler ciddi biçimde eridi. Suudi Arabistan, kamu harcamalarını yapmak için Ağustos 2015’ten 2016 sonuna kadar 2 trilyon dolarlık Kamu Yatırım Fonu’nun 250 milyar dolarlık bölümünü harcamak zorunda kaldı.

Bu nedenle tasfiye operasyonuna yolsuzluk gerekçesinin ötesinde, Kral Salman’ın veliaht ilan ettiği oğlu Muhammed Bin Salman’ın iktidarını sağlamlaştırma hamleleri olarak bakmakta fayda var. 2015 yılında Salman’ın kral olmasıyla ülkenin en etkili figürüne haline gelen Muhammed Bin Salman, geçen yıl “Vizyon 2030” adıyla Aramco’nun özelleştirilmesinin merkezinde yer aldığı Suudi Arabistan’ın ekonomik ve sosyal yapısını değiştirecek yeni bir program açıkladı.

Vizyon 2030 üç ana alana odaklanıyor: Birincisi, kamu hizmetlerinde harç ve tarifeleri artırarak ve KDV uygulaması başlatarak petrol dışı alanlardan gelir sağlamayı hedefliyor. İkinci olarak sübvansiyonların azaltılması ve sağlanacak tasarruf ile yoğun bir kamu yatırım programı başlatılması planlanıyor. Üçüncüsü de Aramco’nun özelleştirmesinden ve dünya çapındaki yatırımların geri dönüşünden sağlanacak gelirle ulusal refahını çeşitlendirmeyi amaçlıyor.

ARAMCO’NUN HALKA ARZI

Veliaht Prens Muhammed, bu reformlara karşı çıkan kadroları tasfiye ederken yolsuzluk gibi kimsenin inkar edemeyeceği, Suudi Arabistan gibi milyarlarca dolarlık silah almalarının, dev ihalelerin gerçekleştiği bir ülkede kolaylıkla kanıtlanabilen bir konu üzerinden rakiplerini zayıflatıyor. Aslında yolsuzluk asla şeffaf olmayan, mutlak monarşi ile yönetilen Suudi Arabistan’ın her yerinde... Kraliyet ailesi de dahil... Kral Salman Londra’daki 28 milyon dolarlık lüks evi ya da Veliaht Prens Muhammed 134 metrelik süper lüks yatı için 500 milyon doları nereden bulduğunu hiçbir zaman açıklamadı.

Birçok uzmanın da dediği gibi operasyonların odağında, gelecek yıl New York veya Londra’da yapılması planlanan Aramco’nun halka arzı var. Petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle Suudi Arabistan son dönemde tüm projeleri durdurdu, rezervleri Ağustos 2014’teki 737 milyar dolarlık zirveden 475 milyara indi. Kasa hızla boşalıyor; 2 trilyon dolar değer biçilen Aramco’nun yüzde 5 hissesinin halka arzından gelecek 100 milyar dolar ile Suudi ekonomisine ciddi bir kaynak aktarılacak.

Son operasyonda 800 milyar dolarlık nakit para ve mal varlığına el konulması da devletin boşalan kasasının doldurulması arayışının bir parçası. Ancak bu miktarın çoğunun yurtdışında olması, el koyma çabalarını zorlaştırsa da bir kısmının bile bütçe açıklarını kapatabilmek için uluslararası piyasalarda 17,5 milyar dolarlık devlet tahvili satarak borçlanan ayrıca yedek fonlardaki parayı kullanmak zorunda kalan Suudi Arabistan’ın mali durumunu düzeltmesine yeteceği belirtiliyor.

İşte yaklaşık iki yıldır ülke yönetiminde ipleri elinde tutan 32 yaşındaki reformcu Prens, petrole bağımlı olmayan, 500 milyar dolarlık “Neom” isimli yeni teknoloji ve finans merkezi gibi mega projelerle süslenmiş, yabancı yatırıma ve turizme koşulsuz kucak açan yeni bir ekonomik model sunuyor. Diğer yandan da “ılımlı İslam” önermesiyle kadınlara araç kullanma, sinema salonlarının açılması gibi şeriat kurallarını ve dolayısıyla güçlü din adamları kliğini karşısına alan bir açılım peşinde... Başarılı olur mu? Fetvalarla yönetilen, insan haklan, özgürlük ve demokrasinin olmadığı ortamda, şeffaf olmayan ve yolsuzlukların zirve yaptığı, genç işsizliğin rekor kırdığı bir ekonomide çok zor görünüyor...

DÜNYANIN EN BÜYÜĞÜ ARAMCO

Aramco 2 trilyon dolarlık piyasa değeriyle dünyadaki en değerli enerji şirketi. Halka açıldığında halen dünyanın en büyük halka açık petrol şirketi ExxonMobil’ln 340 milyar dolarlık piyasa değerinin kat kat üzerine çıkacak.

En az 100 milyar dolarlık halka arzı da dünyanın en büyüğü olacak. Şimdiye dek dünyanın en büyüğü olan Alibaba’nın 2014 yılındaki 25 milyar dolarlık satışını fazlasıyla aşacak.

Borsadaki halka arzların yanı sıra Çin devi Sinopec Group, ExxonMobiI ve British Petroleum gibi büyük şirketlere stratejik hisse satılacak. Sinopec Group, Aramco’dan hisse alımı ile yakından ilgileniyor.

Aramco sadece dünyadaki rezervin yüzde 16’sını tek başına kontrol etmesinden dolayı değil, aynı zamanda petrole varil başına 2-15 dolar gibi çok düşük maliyetle ulaşabilmesi nedeniyle kar marjı yüksek bir şirket olmasından dolayı değerli ve önemli...

60 bine yakın çalışanı var.

Güney Kore, Avrupa, Japonya, Çin başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde petrol sektöründe ve buralardaki rafinerilere ortak ve önümüzdeki on yılda petrol ve gaz projelerine 300 milyar dolar yatırım yapacak. Sağlık, medya, finans, eğitim, İnşaat gibi sektörlerde de yatırımları var.

ABD’NIN PARMAĞI VAR MI?

Kimi uzmanlar Veliaht Prensin ABD tarafından yönlendirildiğini ve Amerika'nın bölgedeki uzun vadeli planlan İçin kullanıldığını söylüyor. Veliaht Prens Muhammed'in, Trump yönetiminin en hararetli destekçilerinden olduğunu, Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner ile yakın bağlar kurduğunu da söylemek gerek. Kushner’in Amerikalı uzmanların, diplomatların deyimiyle "kara bir görüştüğünün bilinmediğini de...

Kushner bu yıl Suudi Arabistan’a üçüncü ve son ziyaretini ekim sonunda yaptı ve tasfiye operasyonu da bundan birkaç gün sonra gerçekleşti. Trump ise operasyonlardan sonra yazdığı Twitter mesajında, "Kral ve veliaht prense büyük güveninin olduğunu, ne yaptıklarını çok iyi bildiklerini” belirterek tutuklananlardan bazılarının "ülkelerini yıllardır sağdıklarını” yazdı. (LEVENT GÜRSES/FORBES TÜRKİYE DERGİSİ)

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)