Trump 90 günde 90 anlaşma yapmak istiyor

FİNANSİNGUNDEMİ.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD'de Başkan Donald Trump'ın yönetimi, 90 günde 90 ticaret anlaşması imzalamayı amaçlayan iddialı hedefiyle dikkat çekiyor. Ancak bu hedefin, ticaret savaşını hızla çözme girişimindeki zorluklarla ne derece uyumlu olduğu tartışma konusu. Avrupa Birliği (AB) Ticaret Şefi Maros Sefcovic, Trump'ın 2 Nisan'da duyurduğu yüksek tarifelere dair acil müzakerelerde bulunmak üzere pazartesi günü Washington'a gelen ilk üst düzey dış ticaret yetkililerinden olacak. AB, geçen yıl yaklaşık 1 trilyon dolarlık iki yönlü ticaret hacmiyle ABD'nin en büyük ticaret ortaklarından biri durumunda. Ancak dikkat çekici bir şekilde Başkan Trump'ın en üst düzey gümrük tarifesi müzakerecisi olan Hazine Bakanı Scott Bessent, Sefcovic Washington'da bulunurken aynı anda Arjantin'deki ekonomik reformlarla ilgili görüşmeler yapmak üzere Buenos Aires'te olacak. Arjantin'in ABD ile toplam yıllık ticaret hacmi yalnızca 16,3 milyar dolar seviyesindeyken, bu stratejik seçim eleştirilere yol açtı. Bu durum, Trump yönetiminin eşzamanlı olarak yürüttüğü pek çok müzakerenin etkinliğine dair soru işaretleri doğurdu.

Asya Toplum Politika Enstitüsü Başkanı ve eski ABD Ticaret Temsilcisi Baş Müzakerecisi Wendy Cutler, kapsamlı ticaret anlaşmalarının hazırlanmasının ciddi müzakereler gerektirdiğini belirterek "Bu kadar kısa sürede herhangi bir ülkeyle kapsamlı bir anlaşma yapmamız mümkün görünmüyor," yorumunda bulundu. Öte yandan, Beyaz Saray Ticaret Danışmanı Peter Navarro sürecin başarıya ulaşacağı konusunda iyimser. Navarro, "90 günde 90 anlaşma yapabiliriz. Başkan Trump bu sürece bizzat liderlik edecektir," ifadelerini kullandı.

Trump, finans piyasalarının durgunluk ve enflasyon endişeleri nedeniyle yaşadığı dalgalanmanın ardından, yüksek tarifeleri geçici olarak askıya alarak 90 günlük süreç için geri sayımı başlattı. Bu süre zarfında, ülkelerin ABD ile bireysel ticaret anlaşmaları yapmalarına olanak tanınması bekleniyor. Ancak finans piyasalarının güvenini yeniden kazanmak da yönetimin bir diğer kritik hedefi olarak öne çıkıyor. Bu hafta ABD Hazine tahvillerinde yaşanan yoğun satışlar, faiz oranlarını artırdı ve doların değer kaybetmesine yol açtı. Buna karşın, güvenli liman olarak görülen altının değeri ise rekor seviyelere ulaştı.

Trump'ın tabloda bir çıkış yolu gösterme baskısı altına olduğu belirtiliyor. Çin ile giderek tırmanan ticaret gerilimleri de sürece olan baskıyı artırıyor. ABD'nin yeni tarifelerinden muaf tutulmayan Çin'in, bu adımlara benzer karşılıklar vermesi durumu daha karmaşık hale getirdi. Uzmanlar, Trump yönetiminin bu kadar çok sayıda anlaşmayı aynı anda sonuçlandırmasının oldukça zor olacağını düşünüyor. Cutler, "Bu, yönetim için ciddi ve karmaşık bir görev," dedi.

Trump'ın ticaret geçmişine bakıldığında, bu çapta bir hedefin zorluğu daha net anlaşılıyor. ABD-Güney Kore Serbest Ticaret Anlaşması'ndaki revizyonların bile sekiz ay sürdüğü, ABD-Meksika-Kanada arasındaki kapsamlı ticaret anlaşmasının ise iki yıldan uzun bir sürede tamamlandığı biliniyor. Bu durum, yönetimin 90 günlük süreye yayılmış kapsamlı anlaşmalar hedefini sorgulatıyor.

ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ise müzakerelerin sonuca ulaşabileceği konusunda umutlu. Greer, "Başkan belirli bir noktada anlaşmaları sonuçlandıracağımıza inanıyor. Eğer bu anlaşmalar yeterince iyi değilse ek tarifeler devreye girebilir," şeklinde konuştu. Ancak müzakerelerin koordinasyonunu sağlamak büyük bir lojistik zorluk olarak dikkat çekiyor. Hükümetteki kilit pozisyonların hala doldurulmamış olması, süreci daha da karmaşık hale getiriyor.

Bazı yetkililerin kritik ticaret gündemi dışında başka işlerle meşgul olması ise kaynakların verimli kullanımı konusunda sıkıntılar yaratıyor. Örneğin, Hazine yetkililerinin bir kısmı Ukrayna ile yapılan mineral görüşmelerine odaklanmış durumda. Ticaret temsilciliğinin ekipleri daha çok kariyer memurlarından oluşurken; liderlik pozisyonlarındaki eksiklik de sürecin başarı şansını azaltıyor.
Sonuç olarak, Trump yönetiminin 90 günlük süreye sıkıştırılmış ticaret anlaşmaları hedefi gerçekçi görünmüyor. Karmaşık müzakere süreçleri, sınırlı insan kaynağı ve kısa zaman dilimi bu çabayı işlevsel olmaktan uzaklaştırıyor. Yönetimin daha sürdürülebilir bir strateji geliştirmesi ve öncelikli ülkelerle müzakere masasına oturması gerektiği belirtiyor. Aksi halde, bu iddialı hedef sadece "siyasi bir söylem" olarak kalabilir.

Trump haklı mı? Doların gücü ABD’yi zayıflatıyor

Trump'tan 'tarife' açıklaması

Trump: Çin'le anlaşmak isterim

ABD basını: Trump yakın zamanda Türkiye'yi ziyaret edebilir

Trump'tan tarife kararı sonrası Çin'e yeni mesajlar

Trump yönetimi liman ücreti planında değişikliğe gitti