Trafik ilk yarıda yine zarar yazacak

Mapfre Genel Sigorta Genel Müdürü Serdar Gül, zararın ilk işaretlerinin başladığı 2008 yılından bu yana sektör lehine hiçbir gelişme olmadığını söyledi.
“Aksine, sektör kendi aleyhine ne gerekiyorsa onu yaptı” diyen Gül sözlerine şöyle devam etti:
“Doğru politikalar 2010 yılında uygulansaydı bu yıl ciddi bir iyileşme görülürdü. Sektörün oto sigortalarındaki zararı, 500 milyondan fazlası bu yılın ilk dokuz ayında olmak üzere, 2009 yılından bu yana geçen 33 aylık süreçte toplam 1.9 milyar lira oldu. 2011 yılının ilk yarısında da herhangi bir önlem almadı sektör, dolayısıyla 2012’nin ilk yarısı da zararla kapanacak. Bu sözlerim daha çok trafik sigortaları için geçerli. Bence sektörün önemli bir kısmı kaskoda sonuçlarını düzeltecek. Ancak, trafik sigortalarında daha radikal ve cesur adımlar atılması gerekiyor ki, bunun sinyallerini maalesef göremiyoruz.”
KÂR EDEN DE VAR ZARAR EDEN DE
Çözüme ulaşmak için sorunu önce sorunun doğru teşhis edilmesi gerektiğini söyleyen Serdar Gül, Sigortacı Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, “Sorun bence fiyat veya komisyon sorunu değildir. Öyle olsaydı şirketler benzer branşlar olan kasko ve sağlıkta da çok benzer fiyat ve komisyon uygulamaları yapardı ve çok benzer kâr veya zararlara ulaşırlardı. Oysa bu branşlarda durum öyle değil; şirketler kendi sermaye gücü, deneyimi, insan ve teknoloji kaynaklarının kaliteleriyle kendi tarife ve komisyonlarını belirliyorlar, acente, broker ve müşteriler de bu parametreleri, altını çizerek söylüyorum, hizmet kalitesiyle de ölçerek kendilerine en uygun seçimi yapıyorlar.
Sonuçta şirketler bu branşlarda istedikleri ölçüde pazar payına ulaşabilirler, kâr veya zarar edebilirler.Bugün piyasamızın bu branşlardaki durumu da budur.Büyüyen şirketler de var küçülenler de, çok zarar edenler de var, kâr edenler de.Bu branşlarda politikalarınızı istediğiniz anda değiştirebilirsiniz, en geç 1 yıl sonra da sonuçlarını görebilirsiniz” dedi.
‘ÇAĞDIŞI SİSTEM ÜLKEMİZE YAKIŞMIYOR’
Serdar Gül trafik sigortasıyla ilgili olarak da şunları söyledi: “Fiyatlar kamu tarafından belirleniyor. Tabii ki şirketler isterlerse bu tarifenin üstünde satabilirler ancak hiçbir bilimsel görüş, 10 şirketin pazarın yüzde 75’ini kontrol ettiği bir sektörde bunun uygulanabilir olduğunu iddia edemez. Örneğin biz pazarın 7.büyük şirketiyiz ve kasım ayında 6 ilde ortalama 10-15 TL zam yaptık, sonuçta bir ayda portföyümüzün yarısını kaybettik. Komisyonlar da aynı şekilde.Sanıyorum 7 yıl önceydi.Kamu, o zaman yüzde 10 olan acente komisyonlarını yüzde 17’ye yükseltmek üzere sektörün görüşünü istedi ve bildiğim kadarı ile tüm sektör karşı çıktı. Ancak, kamu ısrarcı olarak komisyonları daha düşüğünü uygulama imkânını sektöre vererek yüzde 17’ye çıkardı ve bir gün sonra tüm sektör (biz dahil) komisyonları yüzde 17 yaptı.
Fiyat ve komisyonlar bu şekilde belirlenince de, şirketinizin sermaye gücü, insan ve teknolojik üstünlükleri gibi özelliklerinin hiçbir önemi kalmıyor.Dahası ve en kötüsü, biliyorsunuz ki kalite farkı yaratabileceğiniz bir hizmet veremiyorsunuz, adımız hizmet sektörü olmasına rağmen.Çünkü biz şirketler, birbirimizin müşterilerinin hasarlarına taşeronluk yapıyoruz ve aramızda mahsuplaşıyoruz. Bu kadar çağdışı bir sistem bence ülkemize ve sektörümüze yakışmıyor. Bu konuda atılmaya çalışılan adımlar hızlanmalı ve acilen direkt ödeme sistemine geçilmeli.Böylece şirketler sadece fiyat ve komisyonları ile değil hizmet kaliteleri ile ayrışabilmeli.Bu gerçekleştiği an, tarife sistemi de serbest hale gelmeli. Bu da ikinci radikal adımdır.”
Yeni yılda toplam portföyde yüzde 18 gibi düşük bir paya sahip olan trafik sigortalarının hem de zorunlu iken bu kadar zarar üretmesinin tahammül edilemez olduğunu vurgulayan Serdar Gül, “İkincisi, umarım bu sektör property fiyatlarının bu kadar düşmesinin yanlışlığının farkına varır. Üçüncüsü de, satış kanalları aracılığı ile komisyon iadesine şirketlerin izin vermemesini sayabilirim” dedi. finanscaddesi