Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından hazırlanan Temmuz 2016 Ekonomi Bülteni’nde, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin ardından güven verici önlemlerin öncelik taşıdığına dikkat çekildi. TİSK, “15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin hızla önlenmesi, demokrasinin vazgeçilmezliğinin Türk halkı tarafından kanıtlanması, iktidar ve muhalefet partileri arasındaki diyaloğun iyileşmesi ve devlet yapısının, güvenliği artırmak amacıyla yeniden düzenlenmeye başlanması, yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik güven duygusunu olumlu etkileyecek bir süreç yaratıyor. Küresel yatırımcılarla Hükümetimizin temasa geçerek güvence vermesi isabetli oldu. Finansal piyasalardan önemli bir sermaye çıkışı yaşanmadı, çıkan da geri dönmeye başladı” açıklamasında bulundu.
TİSK yayınladığı Bültende, siyaseten demokrasinin vazgeçilmezliği konusunda Türk halkının büyük bir başarı yakaladığını, ekonomik alanda da başarı için siyasi partiler arasında sağlanan nispi uyumun sürdürülmesi, ekonomik güveni artırıcı tedbirlerin pekiştirilmesi ve mali istikrardan taviz verilmemesi uyarısı yaptı.
Merkez Bankası zamanında ve doğru müdahale etti
Darbe girişiminin yabancı yatırımcı nezdinde politik riskin yükselmesine neden olduğuna değinen TİSK, “Uluslararası derecelendirme kuruluşlarından biri hemen Türkiye’nin kredi notunu düşürmüş, ancak Hükümetimizin girişimleri ile diğer kuruluşlar daha temkinli pozisyon almaya başlamıştır.” açıklamasını yaptı.
Merkez Bankası’nın yaşananlar karşısında doğru ve zamanında adımlar attığını kaydeden TİSK, Merkez Bankası’nın finansal sistemde ortaya çıkabilecek muhtemel likidite sıkışmasına karşı piyasalara limitsiz likidite sağlayacağı taahhüdünde bulunarak olumsuz spekülatif atakları daha baştan kestiği yorumunda bulundu.
Sanayi üretimi yükselişe geçti
2016 Mayıs ayında Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretimi’nin iki aydan sonra tekrar yükselişe geçtiği belirtilen Bültende, aylık bazda Mart ayında yüzde 0,4; Nisan ayında yüzde 1,1 düşen sanayi üretiminin Mayıs ayında yüzde 1,6 arttığına dikkat çekildi.
Mayıs ayında Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretimi de yıllık bazda yüzde 5,6 oranında yükseldi. Sanayi Ciro Endeksi üretim endeksine paralel bir seyir izledi. Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Ciro Endeksi mayıs ayında yüzde 2,4 oranında yükselirken, Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Ciro Endeksi yıllık bazda yüzde 8,7 arttı.
İhracat artışı Haziranda da devam etti
Bültende kaydedilen verilere göre 2016 yılı Mayıs ayında başlayan ihracat artışı Haziran ayında da devam etti ve ihracat yüzde 8,1 oranında artış gösterdi. Haziran ayındaki bu yükselişe rağmen Ocak-Haziran döneminde ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,4 oranında azaldı. Haziran ayında ithalat da yüzde 7 oranında yükseldi. Ocak-Haziran döneminde ithalattaki azalış oranı ise yüzde 6,7 oldu. Sonuçta, ilk altı ayda dış ticaret açığı yüzde 16 oranında küçüldü.
Cari açık gerilese de risk sürüyor
TİSK, 2016 yılında cari açığın GSYH’ya oranının yüzde 5’in altına gerilemiş olmakla birlikte bu alandaki riskin sürdüğü uyarısında bulundu. Hem cari açığın düzeyi, hem de cari açığın finansman kaynakları açısından sorunlar olduğuna değinen TİSK, Temmuz Bülteninde “Cari açığın düşmesinde petrol fiyatlarındaki düşüş ve altın ticareti belirleyici olurken, cari açığın finansmanında spekülatif para akımı ve net hata noksan kalemi belirleyici. Bu olgular Türkiye’nin dış dengesini riskli hale getiriyor” yorumunu yaptı.
TİSK Bülteninde, cari işlemler açığının 2015 yılının Mayıs ayına göre yarı yarıya azaldığına ve 2 milyar 863 milyon dolara gerilediğine değindi. Yıllık cari açığın da 27 milyar 249 milyon düzeyinde gerçekleştiği belirtilen Bültende, cari açıktaki düşüşte dış ticaret açığının azalışının önemli rol oynadığı ifade edildi. Cari açığın daha fazla düşmesini engelleyen unsurun ise hizmetler dengesi içinde seyahat gelirlerindeki azalma olduğu belirtilerek şu bilgiler verildi: “Mayıs ayında seyahat gelirleri, bir önceki yılın aynı dönemine göre 559 milyon dolar azalarak 1 milyar 222 milyon dolara düşmüştür. Parasal olmayan altın kalemi 2015 yılı Mayıs ayında 109 milyon dolar net ithalat şeklinde gerçekleşirken, 2016 yılında 505 milyon dolar net ihracata dönüşmüştür. Net doğrudan yabancı yatırım girişi 2015 yılının Mayıs ayına göre 344 milyon dolar azalarak 587 milyon dolara gerilemiştir. Türkiye 2016 yılında cari açık finansmanını büyük ölçüde kısa vadeli sermaye hareketleri ile yapmak zorunda kalmıştır. Nitekim mayıs ayında portföy yatırımlarından net giriş 947 milyon dolar, ocak-mayıs döneminde de 7 milyar 329 milyon doları bulmuştur. Bu dönemde cari açığın bir başka finansman kaynağı ise net hata noksan olmuştur. Bu kalemden ülkeye haziran ayında 1 milyar 855 milyon dolar, ocak-haziran döneminde ise 2 milyar 622 milyon dolar girmiştir. Bu girişlere bağlı olarak mayıs ayında TCMB’nin döviz rezervi 2 milyar 257 milyon dolar, ocak-haziran döneminde ise 4 milyar 781 milyon dolar artmıştır”
Mali istikrar korunmalı
Türkiye’nin mevcut birçok kırılganlıklara rağmen, bütçe disiplinine bağlı kalarak yakaladığı mali istikrar sayesinde ekonomisini göreli olarak dengede tutabildiğini kaydeden TİSK, terör olayları, Suriyeli sığınmacılar vb. sorunların da etkisi ile bütçe dengesinde istikrarın zayıflama işaretleri verdiğine dikkat çekti. TİSK verilerine göre 2015 yılı Haziran ayında 3 milyar 223 milyon TL fazla veren Merkezi Yönetim Bütçesi, 2016 yılı Haziran ayında %345,6 oranında artış ile 7 milyar 917 milyon TL açık verdi. Yine Haziran 2015’de 4 milyar 914 milyon TL faiz dışı bütçe fazlası verilirken, 2016 yılı Haziran ayında %216,2’lik artışla 5 milyar 713 milyon TL açık verildi.
TİSK Bülteninde ekonomideki yapılanmanın sürdürülmesi için kısa vadeli sermaye girişinin artırılması gerektiği de vurgulanarak, mali istikrardan taviz verilmemesi istendi.
Kadınların işgücüne katılma oranı yükseldi
TİSK Temmuz 2016 Ekonomi Bülteninde son yıllarda mesleki eğitim ve yükseköğretim diplomasına sahip kadınların işgücüne katılım oranlarının yükseldiğine de dikkat çekti. 2016 yılı Nisan döneminde işgücüne katılma oranının geçen yılın aynı dönemine göre 0,9 puan artarak %52’ye ulaştığı belirtilen Bültende; 1 milyon 3 bin kişinin istihdama katıldığı ve toplam işgücünün de 30 milyon 462 kişiye ulaştığı vurgulandı. Bu dönemde erkeklerde işgücüne katılım oranı 0,7 puan artarken, kadınların işgücüne katılımı 1,2 puan artarak %32,6’ya yükseldi.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.