BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisTHY: Sen bebeğinle uçamazsın ----

THY: Sen bebeğinle uçamazsın

THY: Sen bebeğinle uçamazsın
09 Şubat 2011 - 12:00 www.finansgundem.com

Bir THY klasiği.... Hüriyet yazarı Yalçın Doğan, bizzat yaşadığı olayı köşesinde yazdı...

Kucağında on altı aylık bebeğiyle İzmir’e uçmak isteyen kadına THY görevlisi uçuş izni vermiyor. “Bebekle sizin soyadınız aynı değil, uçmanıza izin veremem.” Kadın şaşırıyor, nedenini soruyor: “Soyadınız tutmadığına göre, bana boşanma ilamını göstermeniz gerek.” Kadın izah ediyor: “Ben evlenmedim ki.” THY personeli Çağrı Ulaş Atalay inat içinde: “Sizin özel hayatınız bizi ilgilendirmez. Velayet belgesi ya da uçuş izni için babanın izin belgesini getirin o zaman.” Tabii ilgilendirmez, bu arada tartışma uzayınca, o THY görevlisi, Çağrı Ulaş Atalay, “Üstlerime sormam gerek” diyor. Bebek ve annenin soyadı tutmayınca, THY babanın iznini ya da annedeki velayet belgesini soruyor, onlar yoksa, uçağa almıyor. Çocuk kaçırmalarına önlem olmak üzere. Sanki, çocuk kaçıracaklar mutlaka uçağa biniyormuş gibi. Peki, kabul, Türkiye’de annesi ile şu ya da bu nedenle aynı soyadını taşımayan on binlerce çocuk var. Ne olacak? Onlar uçağa binemeyecek mi? Elbette binecek, çünkü yasal olarak, yurt içi yolculuklarda boşanmış dahi olsalar, anne ve bebeğin kimliği yanlarındaysa, uçabiliyor. Kimlikte anne adının tutmasına rağmen, THY görevlisi anne ve bebeğe uçuş izni vermiyor.

MANTIKSIZLIK ZİNCİRİ

Kadın haklı olarak sinirleniyor, “polis çağıralım” diyor. THY görevlisi Atalay yüksekten uçuyor, “bize işimizi öğretmeyin”. Tartışma uzuyor, sorunu çözmek için üç THY görevlisi geliyor. Hilmiye Ürkmez, Duygu Yılmaz, Yavuz Bozkurt. Hepsi aynı telden çalıyor. Duygu Yılmaz araya giriyor, “Çocuğun babası buraya gelsin, yoksa uçamazsınız”. Kadın çocuğun babasına telefon ediyor, babası hava alanına gidiyor. Şimdi sıkı durun. Mantıksızlık zinciri devam ediyor. 1- Bebeğin babasını gören bu dört THY’li, hiç bir biçimde babanın kimlik kontrolünü yapmadan uçuş kartını veriyor. Oraya gelen adamın, bebeğin babası olduğu nereden belli? Madem, o kadar sıkı denetim var, uçuş kartını nasıl veriyor? 2- Bebeğin babası aynı kentte değilse ne olacak? Adam o dört THY personeline bunu soruyor. Yanıt evlere şenlik: “Telefonla sorardık.” Telefonda sordukları kişinin, bebeğin babası olduğu ne malum? Bebeğin babası bu soruyu sorunca, yanıt yeniden evlere şenlik: “Faks çekmesini isterdik”. Faksın bebeğin babasına ait olduğu ne malum? Bu sorular THY görevlilerini geriletiyor. Mantıksızlık sırıtıyor.

YÖNETİME ŞİKAYET

Geçen perşembe günü İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yaşanan bu olayı bu kadar yakından nasıl biliyorum? Çünkü, benim başıma geliyor, bebeğin babası benim. Uçak kalktıktan sonra THY yönetimini arıyorum. Nedense, Genel Müdür Temel Kotil’e iki gün boyunca ulaşamıyorum. Kotil çok meşgulmüş. Bununla birlikte, THY’nin üst düzey yönetimine ulaşıyorum, onlardan yakın ilgi ve nezaket görüyorum. Mantıksızlığın onlar da farkında. Gün içinde bir kaç kez görüşüyoruz. O dört THY görevlisi ile ilgili THY yönetiminin yaptığı idari soruşturma ayrı. Bir vatandaş olarak o sonucu bilmek istiyorum. Ben o dört personelle ilgili yasal hakkımı ayrıca kullanacağım.

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • kamil abalioglu10 Şubat 2011 09:06

    size katilmamak elde degil malesef bi bir thy gercegi davanizda lütfen sonuna kadar gidin gidinki diger olasi olaylara örnek teskil etsin