TFKB'ye İş kökenli genel müdür geliyor

haziran 2011 den günümüze bankanın mali tabloları olumlu yönde değişim göstermiş ama bugün baktığımızda personele verilen hedef baskısı neticesinde islami bankacılık değerlerinden neredeyse kopmuş bir türkiye finans var benim gözümde.ayrıca işe yeni alınan personelin önemli bir kısmının katılım bankacılığı prensipleriyle uzaktan alakası bile yok ve bu durum beni gelecek için endişelendiriyor.personelin ayrıca maaşlarından yapılan kesintiler mesailerinin ödenmemesi ama buna karşın hiç ihtiyaç olmadığı halde şubelere malzeme alınması çalışır ve yeni malzemelerin neredeyse aynı özellikte yenileriyle değiştirilmesinin personelde hakkının yendiği ve emeğinin sömürüldüğü fikrini doğuruyor.

bir devir bitti iyi yada kötü hani kul hakkı derler ya hani vefa derler ya işte öyle bir şey bunun öbür tarafı var y.n. ve arkadaşları.

Yorumlara bakınca herkesin dilinde “faizsiz bankacılık prensipleri” şeklinde bir tekerleme olduğunu gördüm. Sizler hakikaten katılım bankalarında faizsiz bankacılık prensiplerin taviz verilmeksizin uygulandığında inanıyor musunuz? Ben kesinlikle inanmıyorum çünkü uygulanmadığını bazı işlemlerde gözümle gördüm. Çalıştırdığın personelin hakkını yemek faizsiz bankacılık prensiplerinden birisi midir? Şimdi diyeceksiniz ki hangi bankada çalışanın hakkı yenmiyor? Hepsinde yeniyor olsa bile katılım bankalarında bu adaletsizlik asla olmamalıydı. Yoksa uyduruktan bir bahaneyle harama helal fetvası çıkartarak faize bulaşmak faizsiz bankacılık prensiplerinden bir diğeri midir? Diğerlerinde uygulanıyor olsa bile Sn.Yunus Nacar ve ekibinin böyle saçma sapan fetvalara itibar etmemesi gerekirdi. Katılım bankaları gerçekten de ilk kuruldukları zaman İslami değerleri her şeyin önünde tutar ve faizin “f” sine dahi bulaşmaktan kaçınırdı. Buralara para yatıran mütedeyyin kesimin aldığı kâr payı işte o zamanlar gerçek manada faizden uzak kâr payı idi. Ancak ne zamanki şubelere anormal, mantık dışı hedefler verilmeye başlandı işte o zaman İslami duyarlılık kalmadı bu katılım bankalarında çünkü varsa yoksa daha fazla kazanç, daha fazla kâr her zaman en ön plânda tutulur oldu.Bu komutu verenlerin başında Yunus Nacar ve ekibi vardı bunu sakın unutmayın. İnsanların Türkiye Finansa giriş saati belli ancak çıkış saatleri belli olmuyordu kimi zaman. Hafta sonları insanlar çalışmaya zorlanırlardı ve son birkaç yıla kadar da mesai ücreti de genellikle verilmezdi. Bu dönemlerde de Yunus Nacar ve ekibi görevde idi. Şimdi soruyorum size İslamiyet’te hak yemek, çalışanın alın terinin üzerine yatmak var mı? Üstüne basarak ve özellikle bilerek soruyorum daha fazla kâr için haram kavramını sulandırıp onu helale dönüştürmek hangimizin haddinedir? Bırakın faizsiz bankacılık prensipleri türünden masalları, işin gerçeğine bakın, realiteye bakın. Benim için önemli olan yöneticilerin hem personelle olan ilişkilerinde hem de bankacılık işlemlerinde İslami duyarlılığı her şeyin önünde tutup tutmadıklarıdır. Ben tutmadıklarını düşünüyorum. Çalışanların namazlarını daha kolay eda etmeleri için iş yerine mescit yapmak ile her şey bitmiyor. Kısacası personeline böyle davranan kişi Aziz Nesin olsa derdim ki “adamın kitabı yok, kitabı olmayandan da her şeyi beklersin, adamın böyle davranması normal”, amma haktan uzak davranışlar hakka, hukuka, adalete uygun davranmasını beklediğimiz kişilerden gelince insan şaşırıyor ve üzülüyor. Yani Sn.Yunus Bey ve ekibi öteki tarafta bu konularda hesap vermekte epey zorlanacak gibime geliyor çünkü öteye kul hakkı ile gidilmemesi gerektiği bildiriliyor. Neticede verdiği aç gözlü, doymak bilmeyen hedeflerle personelini faizsiz bankacılık prensiplerini delmeye iten Sn.Yunus Bey ve ekibi bu alemin kralı olsa, duayeni olsa ne yazar?

Şu konuda sanırım herkes mutabıktık ; Sayın Yunus Nacar Bey Katılım Bankacılığının duayenlerindendir. Tartışmasız sektörün en başarılı yöneticileri arasında yer almıştır. Kurumu nereden nereye getirdiği bellidir. Dolayısıyla kendisine hizmetlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Ancak hiçbir şey daimi değildir, kalıcı olan sadece Kurumlardır. Bir aşamadan sonra değişiklik yapmak zaruridir. Türkiye Finans'ta da böyle bir değişiklik ihtiyacı geçen yıl itibariyle doğmuştu. Yapılan görev değişikliği en basit anlatımıyla Şampiyon olmuş bir takımın sezon sonunda antrönürüyle yollarını ayırmasına benzer. Umuyorum ki 5. bir Katılım Bankasında yeni bir ekip ve ruhla tekrar bu sektöre geri dönüş yapar. İlk bakışta Derya Bey'in Katılım Bankacılığına ne kadar hakim ve ne kadar Faizsiz Bankacılık prensiplerini benimsediği soru işaretidir. Ancak benim için önemli olan Türkiye Finans'ın daha profesyonel ve daha Kurumsal bir kimliğe kavuşmasıdır. Toplantılarda ne kadar adaletten bahsedilse bile fiiliyatta adalet sadece yandaş kişilere uygulanmaktadır. İkili ilişkiler her zaman ön plandadır. Dolayısıyla Derya Bey'den beklentimiz profesyonellik ve Kurumsal kimliği Kurumumuzda oturtturmasıdır. Derya Bey'e öncelikle zaman tanınmalı ve tecrübelerinden istifade edilmelidir. Şahsıyla ilgili yapılan yorumlar önyargılardan ibarettir. Başarılı olup olamayacağını zaman gösterecektir. Şunuda özellikle belirtmek istiyorum. Kurumumuzda yeni bir yapı oluşturulacak ise bu sadece bir kişi ile sınırlı olmamalı. Özellikle Genel Müdürlük kadrolarının ciddi bir şekilde sorgulanmalıdır. Derya Bey'e başarılar diliyorum. Yüce Allah yar ve yardımcısı olsun.

PROFESYONELLİKTE BELLİ GERÇEKLERİ GÖRMEZDEN GELEMEZSİNİZ...320 KİŞİYİ YÖNETEBİLECEK KAPASİTE AYRIDIR, 3500 KİŞİYİ YÖNETECEK KAPASİTE AYRI...SONUÇTA BİR BARDAK, BİR BARDAK KADAR SU ALIR, ALAMADIĞINDA DA DAHA BÜYÜK BİR BARDAK TERCİH EDİLİR...DİŞLİNİN ÇARKLARINDAKİ AKSAMALAR / TAKILMALAR / SIYIRMALAR GİDEREK DAHA DA HİSSEDİLDİ Kİ, DEĞİŞİME GEREK DUYULDU...KESİNLİKLE YERİNDE BİR KARAR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM, ÖTE YANDAN, KONUYU "AMERİKANIN OYUNCAĞI OLMAK" GİBİSİNDEN DEĞERLENDİRENLERE İSE SADECE GÜLÜMSÜYORUM..."LİONS KÖKENLİ OLMAK" NE DEMEKMİŞ, BU YORUMU YAPAN ZİHNİYETİN KAFA YAPISINI VE ÖZELLİKLE DE DEĞİŞİMDEN HİSSETTİĞİ RAHATSIZLIĞI (MUHTEMELEN AHBAP-ÇAVUŞ, AMCA-YEĞEN İLİŞKİLERİNİN SONA ERECEĞİNDEN RAHATSIZ OLMUŞTUR )ÖNCELİKLE ANLAYALIM, GERİSİ ZATEN KENDİLİĞİNDEN GELECEKTİR...SN.DERYA GÜRERK'İ TEBRİK EDİYOR, YENİ GÖREVİNDE BAŞARILAR DİLİYORUM.

DEĞİŞİMİN VE BU DEĞİŞİME AYAK UYDURMANIN KAÇINILMAZ OLDUĞU AŞİKAR...VE GÖRÜNEN O Kİ, GEREK AKADEMİK GEÇMİŞ, GEREK VİZYON VE GEREKSE DİĞER ÖZELLİKLER AÇISINDAN SN.DERYA GÜRERK, GÖREVİNİ VE MAKAMINI LAYIKIYLA YERİNE GETİRECEK DURUMDA. İŞLEYİŞTEKİ AKSAKLIKLARIN, ÇELİŞKİLERİN VE ÖZELLİKLE DE KATILIM BANKASI OLUNMASINA RAĞMEN YAŞANAN HAKSIZLIKLARIN NE OLUP NE OLMADIĞINI, BİLENLER BİLİR...DEĞİŞEN ZAMAN VE YAŞANAN GELİŞMELER KARŞISINDA KİŞİLER VE EKİPLERİNİN BAKİ KALMASINI BEKLEMEK, HAYALCİLİK OLUR & İLERLEMEYİ ENGELLER...DOLAYISIYLA, BU ÖNEMLİ VE HAYATİ KAN DEĞİŞİMİNİN HER AÇIDAN OLUMLU SONUÇLAR VERECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR, SN.DERYA GÜRERK'E YENİ GÖREVİNDE BAŞARILAR DİLİYORUM.

Sn Derya Gürerk gibi profesyonel bir ismin göreve getirilmesi çok yerindedir. Profesyonel yöneticilere prensiplerinizi belirtirsiniz onlar da o çerçevede işlerini yürütürler. Dolayısıyla katılım bankacılığı bitti, sistemi bilmiyor vs. demek boş konuşmaktan başka birşey değildir. Tfkb'nin değişikliğe ihtiyacı vardı. Bu değişikliğin en tepeden başlaması çok iyi oldu.

Yunus Nacar bu sistemin duayenidir. Tabii ki herkes bir süre sonra görevini devredecektir. Bunda yanlış olan birşey yok. Ancak; bu kurumları sırtında taşıyan, gecesini gündüzüne katan, "zor adam" olma pahasına sisteme hizmet eden, ÖFK ları "Katılım Bankacılığı" yapan, 320 kişilik bir organizasyonu 3500 kişiye çıkaran, herkesin önünde saygıyla eğildiği bir Yöneticiyi, yerine gelecek kimseyi kendisine sormadan, süreçte hiçbir şekilde fikrine başvurulmadan sisteme tamamen aykırı birisini getirmek, bir "Amerikalının" oyuncağı konumuna getirmek, güvenlikçi bile alırken Faizsiz Bankacılığa uygun yapısı olmayanları eleyen birisinin yerine "Lions" kökenli birini getirmek, sanırım kişilere ve Kurumlara yapılan en büyük haksızlık ve vefasızlıktır diye düşünüyorum.

Hem sistemi, hem sektörü hem de piyasayı çok iyi bilen ve bir başka Katılım Bankasını çok iyi yerlere getiren bir isim vardı ki bu pozisyon için. Ve bu Kurum çok daha iyi yerlere gelmesini sağlayacak kişidir Ü.S. Bilen bilir.

arkadaşım katılımda kim kaldı. ismi geçenleri de sadece yıpratmak icin telaffuz ettiler. US-MU-MC üclüsü gibi. hicbirinin olmayacagi belliydi. Bu bir ÖFK klasigi.

Madem Derya bey olackatı neden bu kadar dedikodu çıktı. Katılım bankası kökenli isimler neden ortalıkta dolaştı. Biri kamucu biri genç yok öteki patronla sorunlu deyip katılım bankacılığını bilen isimler tek tek elendi. Anlaşılır gibi değil. TFKB'nin ihtiyacı sektörü ve sistemi bilen ve enerjik bir isimdir...

TFKB maalesef beş yıldır yerinde sayıyordu, bu alınan kararla bir beş yılın daha kaybedileceğini söyleyebiliriz. Derya bey madem GM olacaktı neden iki senedir bu konumda tutuldu. Kendisini TFKB'de kaç kişi görmüştür ya da tanıyor. Kuruma ne kadar hakim ve en önemlisi faizsiz bankaclık hakkındaki düşüncesi ve vizyonu nedir. Bizler bunu merak ediyoruz.