Tezkere öncesi Erdoğan'dan kritik sözler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24. Dönem 5. Yasama Yılı Meclis açılışında açıklamalarda bulundu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24. Dönem 5. Yasama Yılı Meclis açılışında konuştu. TBMM 24. Dönem 5. Yasama Yılı açılış töreni başladı. Meclis bahçesindeki askeri törenle başlayan açılış etkinliklerinin, en önemli detayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı konuşması oldu.
Erdoğan'ın konuşması sırasında promter kullnması ise TBMM tarihinde bir ilk oldu. Önceki yıllarda TBMM açılış konuşması yapan hiçbir cumhurbaşkanı promter kullanmazken, sadece 2009 yılında TBMM'de konuşan ABD Başkanı Obama promter kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24. Dönem 5. Yasama Yılı Meclis açılışında konuşuyor. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Bu kürsüde Türkiye Cumhuriyeti’nin doğrudan halkın oyları ile seçilmiş cumhurbaşkanı olarak hitap etmenin heyecanını yaşıyorum.
"SANDIK ÇÖZÜM YERİDİR"
Bir kez de buradan milletin kürsüsünden 10 Ağustos’ta sandık başına giden aziz milletimize teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi geçmişte yaşanan tartışmaları ortadan kaldırmıştır.
Ulaştığımız demokratik seviye hem umut hem gurur kaynağıdır. Türkiye son 3 yılda 3 seçime şahit olmuştur. Bugün tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde belirgin hale gelmiştir. Sandık çözüm yeridir. Milletin kararı her kararın üzerindedir. TBMM’ye istikamet çizmek tenzil etmek için sandık dışındaki her yol gayri meşrudur. Türkiye’de sandığın yolu seçmek ve seçilmek için herkes için açıktır.
"PROVOKASYONLARLA SİYASETİ ESİR ALAMAZLAR"
Son yıllarda yapılan seçimler göstermiştir ki millet iyi ile kötüyü doğru ile yanlışı ayırabilecek en güçlü hakimdir. Milletimizin asla velilere ihtiyacı yoktur. Millet anlamaz, bilmez, karar veremez yaklaşımları özellikle kendilerine kendilerinden menkul yükleyenlerin dönemi kapanmıştır. Nasıl ki millet kendisi için vasi ve veli kabul etmiyorsa siyasetin de vesayetten kendini kurtarılması kaçınılmaz gerek halene gelmiştir. Millete ve ülkeye ait her meselenin çözüm yer TBMM’dir çözüm aracı da siyasettir. Eleştiriler, provokasyonlarla siyaseti esir alamazlar, Siyaset sokaklarda hakimiyet kurmak ve şiddete boyun eğerse kendi inkar etmiş olur. Terörden şiddetten siyaset dışı güç odaklarından medet umanlar, kendilerini yok saymak gibi acziyetin içine girerler. Siyasetin dışında çözüm aramak ülkemize bedeller ödetti.
"HER MESELENİN ÇÖZÜM YERİ TBMM'DİR"
Terör ve şiddet eylemleri karşıdan en başta siyasetçinin durması ve siyasi partilerin buna karşı çıkması gerekir. Elinde silah olan şebekeleri öven siyaset anlayışı kendini inkar eden siyaset anlayışıdır. Sokak eylemlerini, vandallığı teşkil eden polise taş fırlatan siyaset anlayışı da kendisini inkar eden çaresizlik işçinde olan siyaset anlayışıdır. Türkiye’deki her meselenin çözüm yeri TBMM’dir. Çözüm aracı da siyasettir. Yakın siyasi tarihimiz göstermiştir ki özgürlük ortamı Türkiye’nin varlığını tehdit eden değil Türkiye’yi güçlendiren mekanizmalar olmuştur.
"TÜRKİYE DAHA ÖZGÜVENLİ BİR HALE GELDİ"
Cesaretle üzerine gidilen her hassas mesele kardeşliği pekiştirmiştir. Demokrasinin standartları genişledikçe ekonomimiz de büyümüş Türkiye 12 yıl içinde yıllık yüzde 5 büyüme oranını yakalamıştır. Farklı dil ve lehçelerin öğretilmesinin önü açılmış Türkiye parçalanmamış daha da genişlemiştir. İnançların ifadesi ve ibadetlerin ifnası önündeki engeller kalktıkça, Türkiye daha özgüvenli ülke konumuna yükselmiştir. Başörtüsü yasağının kaldırılması infiale yol açmamıştır. Başörtüsü yasağının kaldırılması Türkiye’nin önünü açmıştır. Türkiye’de basın özgürlüğü geçmişle kıyas kabul edilmeyecek kadar özgürlüğe ulaşmıştır. İnternet yaygınlaştırılmış. İnternet günlük hayatın ve eğitimin ayrılmaz parçası haline gelmiştir. İnternetin başkalarının özgürlük alanını daraltacak, şekilde kullanılması tepkisiz kalınacak durum değildir. Ulusal ve uluslararası karalama kampanyaları çerçevesinde ülkemizin hedefe konulması haksızlıktır. İsrail’in son Gazze saldırısında 16 gazeteci hayatını kaybetmiş bazı medya mensupları cezalandırılmıştır. 16 gazetecinin öldürülmesi, gazetecilere baskı yapılması dünyadan tepki almazken Türkiye’nin bu konuda haksız eleştirilere maruz kalması üzerinde düşünülmesi gereken kondur.
"ÇÖZÜM SÜRECİNDEN RAHATSIZ OLANLAR VAR"
Kim ne derse desin her türlü özgürlük milletimizle buluşturulmalıdır. Çözüm sürecinin Türkiye’nin istikbali, demokrasi açısından hayati önemi taşıdığını söylemek isterim. Her türlü siyasi riske rağmen bugünlere taşıdığımız çözüm sürecinin geleceğe taşınması arzumuzudur. Kimse çocuklarının genç yaşta hayattan kopmasını istemez. Bu güzel süreçten rahatsız olanlar var. Türkiye’de huzuru tesis edecek, ekonomiyi uçuşa geçirecek süreci hazmedemeyenler var. Son günlerde sergilenen çözüm sürecinin sabote etmeye yönelik girişimler o kişilere zarar verecektir. Tarih çözüme doğru akarken Meclis içindeki ve dışındaki siyasi partilerin sürece destek olmaları tarihi sorumluluktur. Her türlü tereddüt, endişe bu çatı altında özgürce nezaket çerçevesinde empati yapılarak konuşulmalıdır. Siyasi partilerimiz şiddetle aralarına mesafe koymalı, kararsızlığı bir kenara bırakarak çözüme katkı sunmasının mücadelesi içinde olmalıdır.
"YENİ TÜRKİYE ÇOĞULCU TÜRKİYE'DİR"
Akan kan gençlerimizin kanıdır. Bundan sonra Türkiye çoğulculukta uzlaşabilir. Yeni Türkiye çoğulcu Türkiye’dir. Yeni Türkiye’de makbul ve makbul olmayan vatandaş ayrımı yoktur herkes eşittir. Yeni Türkiye’ye dirençte söz konusudur. Siyasetin kararlı duruş göstermesi gerekiyor. Yeni Türkiye’ye direnç eski Türkiye’ye dayanak teşkil eden kronik meseleler üzerinden yürütülüyor. Paralel yapı devlet aygıtını kullanarak siyaseti şekillendirmek girişimindedir. Devlet içinde paralel yapı siyaseten mahkum olmuştur. 2 seçim paralel yapı ve destekçilerinin tasfiyesidir. Paralel yapıya oksijen sağlayacak girişimlerin içine girişmesi kaygı duyulacak bir durumdur. Yargı içinde çetenin güç kazanmasına asla göz yumulmayacaktır.
"YENİ ANAYASA GECİKTİRİLMEMELİDİR"
Bu meclis tehdide, şantaja, tuzaklara boyun eğmeyecektir. Bu Meclis topraklarımızın işgal edildiği en zor zamanda açılmıştır. Bu Meclis, tehditlere karşı ayakta durmuştur. Bu Meclis, yeni Anayasa yapacak güce sahiptir. 77 milyonun ortak talebi olan Anaysa biran bile geciktirmeden yapılmadı. Türkiye eski dönemin prangalarından kurtarılmalıdır. Milletimizin en büyük arzusu olan Anayasa geciktirilmemelidir. İçinde bulunduğumuz coğrafyada büyük çalkantıların olduğu dönemden geçiyoruz. Bölgemizde yaşanan insanlık dramlarına sessiz kalmak tarihimize haksızlık olacaktır. Bölgelerimizdeki gelişmeler karşısında herkes susabilir ama Türkiye’nin böyle bir seçeneği yoktur. Büyük devlet sınırlarını dünyaya kapatan krizlerden kaçan devlet değildir. Türkiye mevcutla yetinin seyirci devlet olamaz. Türkiye 2013 yılında acil ve insani yardımlarda tüm ülkeler arasında milli gelire oran olarak dünya birincisidir. Alan el Türkiye artık veren el olmuş ve zirveleri yakalamıştır.
"AYRIM YAPMADAN ELİNİ UZATAN TÜRKİYE VAR"
Türkiye kriz bölgelerinden vatandaşlarını tahliye eden başka ülkelerinden yardım taleplerini karşılayan başka ülkelerin vatandaşlarını bulup ülkelerine ulaştıran ülkedir. Türkiye’nin bağrına bastığı mülteci sayısı 1,5 milyon rakamına ulaşmıştır. Topraklarımızdaki misafirlerimiz için 4 milyar dolar yardım gerçekleştirdik. Irak ve Suriye’den gelenlerin etnik kökenlerini, mezheplerini sorgulayan değil muhtaçların tamamına kapılarını açan Türkiye var.
"TÜRKİYE KENDİSİNİ KULLANDIRACAK ÜLKE DEĞİLDİR"
Ayrım yapmadan insana sadece insan olarak bakan herkese elini uzatan Türkiye var. Vatandaşlarımız IŞİD’in elindeyken oradaki vatandaşlarımızın can güvenliğini tehdit eden açıklamanın yapılması siyasetimiz ve medyanın açısından talihsizlik olmuştur. Türkiye geçici çözüm arayışlarında kendisini kullandıracak ülke değildir. Irak ve Suriye’de devam eden krizleri en iyi analiz eden ülke Türkiye’dir. Türkiye her tarafla diyalog kurabilen ülkedir. Geçici çözümlerin Irak’ı 10 yılda bir müdahale ile karşı karşıya bırakması kaçınılmazdır. Dünya beşten büyüktür. BM’nin reforme edilmesi, küresel vicdan adına ertelenemez ihtiyaçtır. Türkiye tezlerini savunmaya devam edecektir. Gerek IŞİD gerek diğer terör örgütlerine karşı etkili mücadelemiz olacaktır.Şam yönetiminin uzaklaştırılması, Suriye’nin toprak bütünlüğü korunarak herkesi kucaklayan yönetimin oluşması öncelikle gerçekleştirmemiş gerekenler arasındadır.
"TEZKELERİN BU ANLAYIŞLA DEĞERLENDİRİLECEĞİNİ UMUYORUM"
Türkiye gelişmelere seyirci kalmayacaktır. Komşu ve bölgelerimizdeki olaylara çıkar odaklı yaklaşmıyoruz. Kimden gelirse gelsin kime yönelirse yönelsin şiddete karşı mücadele veriyoruz.
Bölgemizde yeni ve büyük krizler yaşanırken, bu krizler, Müslüman kardeşlerimizi, Arap, Kürt, Türkmen kardeşlerimizi, sınırlarımızın bu tarafını ve akrabalarımızın olduğu diğer tarafını ilgilendirirken, kayıtsız kalmamız, çekingen kalmamız, mütereddit olmamız düşünülemez. TBMM'nin gündemine gelmesi beklenen tezkerelerin de bu anlayış doğrultusunda değerlendirileceğine inanıyorum. AB’ye tam üyelik hedefi Türkiye’nin stratejik hedefidir. 12 yıl önce telaffuz edildiğinde hayal gibi görünen nice hedef bugün gerçeğe dönüştü. Türkiye IMF’ye borç verebilecek ülke konumuna yükseldi.Türkiye istikrar ve güven içinde kazanımlarını koruyacak ve ileri seviyelere taşıyacaktır. Türkiye ekonomisi son derece sağlam, güvenli zeminde büyümesini sürdürüyor.
"İKTİDAR VE MUHALEFET KADER ORTAKLIĞI YAPMALIDIR"
Türkiye iç çekişmeler ve sanal gerilimler nedeniyle senelerce enerjisini heba etmiştir. Yeni Türkiye’de yeni siyaset kaçınılmazdır. Terörün, şiddetin sokak eylemlerinin gölgesinde değil Türkiye’yi büyütmek için yapılan siyaset Türkiye’yi uçuracaktır. İktidar ve muhalefet kader ortaklığı yaparak ülkenin ve milletin karşısında olmalıdır. Kutuplaştırarak yapılan siyaset değil kucaklaştıran siyaset Türkiye’yi hedeflerine ulaştıracaktır.