Tesettürlü kadını tesettürlü modacı anlar

Merve Kavakçı’nın kardeşi Elif Kavakçı ABD’nin göz önündeki moda tasarımcılarından biri. 12 yaşındayken ABD’de yaşamaya başlamış. Ablaları ve annesi hem tesettürlü hem de şık olabildiklerini kendi zevkleriyle ortaya koyduklarında bu konuda uzmanlaşmaya karar vermiş Elif Kavakçı, daha küçük yaşlarda… Tabii yetişkin olduğunda ve tesettüre girme kararı aldığında ihtiyaçlarını gideremediğinde de kolları sıvamış tasarımcılık için… Birçok moda okulundan eğitim almış şimdi de moda ve sosyolojisi üzerine yüksek lisans eğitimi alıyor. 2007’de yaşadığı ülkede defile teklifi aldığında kendi markasını da kurmaya karar vermiş.
Elif Kavakçı dendiğinde akla ilk gelen şeylerin başında Comfijap adını verdiği başörtü tasarımları... Bu örtülerin özelliği 10 saniye içinde başınıza örtebiliyor, bonesiz, iğnesiz kullanılabiliyor olması ve ütüye gerek duyulmaması… Diğer nam saldığı konuysa Tony Blair’in baldızı Lauren Booth’ı giydiriyor olması… Hikâyenin geri kalanını da kendisinden dinleyelim…
TÜRK HANIMLAR ÇOK GÖSTERİŞLİ
- ABD moda pazarında yer edinmenin zor olduğu söylenir, siz nasıl tanınan bir marka haline geldiniz?
Söylenenler doğru, kolay olmuyor gerçekten de… Doğru hamleyi yapabilmek için ülkenin moda anlayışını iyi kavrayabilmek gerek. Örnek olarak seri üretim yapan markaların farklı şehirlerdeki mağazalarında dahi farklı ürünler görürsünüz. Bunun nedeni o şehrin giyim alışkanlıklarına göre ürün hazırlamasından kaynaklanır.
Türk hanımlarıyla Amerikalı hanımların giyimleri arasında çok fark var. Amerikalılar daha çok sadeliği ön planda tutarken Türk kadınları daha gösterişli giyinmeyi tercih ediyor. Hal böyle olunca Amerikan pazarına girmek isteyen bir tasarımcının bunu fark edebilmesi gerek.
- Kişiye özel tasarımlar yapıyorsunuz. Bu kişiler arasında önemli isimler var mı?
Ablam Merve Kavakçı ve birçok siyasetçi eşi giydiriyorum. Eski Başbakan Tony Blair’in baldızı Lauren Booth ve Ortadoğu’nun Oprah’ı olarak tanınan tasarımlarımı takip ediyor. Türkiye’den çok fazla sipariş alıyorum. Ankara, İstanbul, Dallas ve New York en çok sipariş aldığımız şehirler… Diğer ülkelerden de Comfijab couture başörtülerimizi gönderiyoruz.
- Merve Kavakçı kıyafet konusunda sorgusuz sualsiz size teslim oluyor mu?
Ablamın kendine has bir tarzı var. İş temposu aşırı yoğun olan biri. Konferansları ve yolculukları bitmiyor. Zevkini ve tarzını bildiğim için kendini bana teslim ediyor ben de ona özel çalışmalar yapıyorum. Çoğu zaman katılacağı davette giyeceği kıyafetin nasıl bir şey olduğunu bilmiyor ta ki eline ulaşana dek…
- Ablanızın kıyafetlerini tasarlarken hangi detaylara dikkat ediyorsunuz?
Onun yoğun temposunu mümkün olduğu kadar hafifletmek tek amacım. En küçük detaylarla bile ilgileniyorum o yüzden. Asistanı bana hangi toplantılara ya da televizyon programlarına katılacağını tüm detaylarıyla bildiriyor. Yeri, saati, konsepti… Ablamın kıyafetlerini ve tarzını herkes çok beğenir. Ona göre modayı, trendleri takip ediyor olmak önemli değil… O kıyafetlerinin tesettüre, inancına, kişiliğine uygun olmasını önemsiyor.
Öğretim görevlisi olduğu için genellikle ceket-takım giymesi gerekiyor. Aynı gün içinde farklı ortamlarda bulunduğu için kıyafetlerinin multifonksiyonel olmasına özen gösteriyorum.

SERİ ÜRETİM YAPMIYORUM

- Tasarımlarınızı incelediğimiz zaman hem şık hem sportif modeller göze çarpıyor. Sadece haute couture yapmıyorsunuz değil mi?
Seri üretim yapmıyorum sadece kişiye özel çalışıyorum. Farklı renklerde ve birden çok sayıda ürettiğim tek ürün Comfijab başörtüleri. Onlar da tek tek, elde dikiliyor...

- İstanbul Moda Haftasını da takip ediyormuşsunuz… Nasıl buluyorsunuz?
İstanbul Moda Haftası bildiğiniz gibi bir süredir var ama geçtiğimiz sezon ilk kez dünyada bütün moda defilelerinin sponsorluğunu yapan Mercedez Benz İstanbul Moda haftasının da sponsorluğunu yaptı. Bu çok büyük bir gelişme. İlk kez resmi anlamda İstanbul da dünya moda şehirlerine dâhil olmuş oldu.

- Bu gelişmeyle Türk tasarımcıların önü açılmış olur mu dersiniz?
Türkiye’de çok başarılı, tanınmış bir tasarımcının ABD’ye açılması için önünde çok engel var. Öncelikle dil ve kültür engeli var… Eğer tasarımcı yabancı dil konuşabiliyorsa, başka bir ülkede eğitim görmüş ve yaşama imkânı bulmuşsa global bir isim haline gelebilir. Aksi düşünülemez… Mercedes Benz İstanbul Moda Haftası yerli Türk tasarımcılarla enternasyonal tanınmaları için önemli bir kapı açtı. Birçok tasarımcı bu kapıdan girecek, inanıyorum.

- Moda haftasına katılacak mısınız?
Bu sıralar düşünmüyorum ama ileride bu fikrim değişebilir.

- Siz aynı zamanda moda bilimleri alanında da eğitim görüyorsunuz. Bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz, içeriği nedir moda bilimlerinin?
Evet, bu alanda yüksek lisans eğitimi alıyorum. Tasarım değil ama teori bilgisi alıyorum. Toplumda kıyafetlerin sosyolojik olgusu, modanın kültürel anlamda uygulanış biçimleri üzerine ilgim var.

- Neden bu konu ilginizi çekti?
Moda, kıyafet ve kimlik üçlüsü her zaman ilgimi çeken konulardandı. Kadınlar giydikleri kıyafetlerle kimliklerini nasıl yansıtıyorlar diye düşünürüm. Kadınların kıyafetleri kimliklerinin aynası mıdır yoksa sahip olmak istedikleri kimliklerin bir yansıması mıdır?

- Tez çalışmanızın konusunun, tesettürlü kadınlar ve moda üzerine olduğunu öğrendim. Çalışmanız hakkında biraz daha detay alabilir miyiz?
Sosyolojik, etnografik bir çalışmaydı. 7 tesettürlü kadını gözlemledim ve röportajlar yaptım. Onların hayatlarında modanın, giyimin, inancın ve sağlıklı yaşamın önemini araştırdım. Bu çalışmayı Princeton’dan bir profesörle birlikte gerçekleştirdik.

DİNİ DETAYLAR GÖZDEN KAÇAR

- Sizce tesettür kıyafet tasarımı için tesettürlü tasarımcılar mı gerekir?
Öncelikle akademilerde tesettürlü kıyafet tasarımı için ayrı bölümler açılmalı. Yoksa bu iş hakkıyla yapılamaz. Tesettürlü olmayan bir tasarımcı ne kadar iyi olursa olsun bu hanımların ihtiyaçlarını karşılayabileceğini düşünmüyorum.

- Neden?
Dini anlamda ihtiyaçlarını karşılayamaz öncelikle… Belki orijinal tasarımlar çıkarır ama dini anlamda olması gereken detayları gözden kaçırır. Kaç tasarımcı, tesettürlü bir hanıma dikilecek tuniğin kol genişliğini biliyor ki? O tunikle abdest alması için kollarını sıvayabilmesi göz önünde bulundurulmazsa o kıyafetin fonksiyonelliği yok demektir.

BİR BEDEN DAHA BÜYÜK GİYİNMEK TESETTÜR DEĞİLDİR

- Desenli bir başörtüsüyle aynı renk desenli bir bluz giyilmesi büyük hatalar arasında. Desenleri kesinlikle karıştırılmamalı. Kıyafetlerde sadece tek bir parça desenli seçilmeli.
- Sezonun modası olan her şeyi almak yaratacağınız stilde karışıklığa neden olur. Kendi stilinizi oluşturduğunuzda moda renklerden birkaç ürünle tamamlamak daha doğru…
- Kendi bedenlerinden bir beden büyük giyinmenin tesettüre daha uygun olduğunu düşünmek çok yanlış bir fikir. Vücut hatlarınızın belli olmayacağı ölçüde ancak kendi bedeninizde kıyafetler giymelisiniz.
- Tesettür giyimi hassas ve önemli bir konudur. Başörtülü hanımların moda oldu diye başlarına şal takıp, boyun ve kulak kısımlarını açıkta bırakmaları hiç doğru değil.
- Aynı hata etek boylarında ve bluz kol boylarında da yapılıyor. Modanın kurbanı olmamak ve tesettüre uygun kıyafetler tercih etmek gerekli…

AZ AMA KALİTELİ KIYAFET SEÇİN

- Tesettürlü kadınların kıyafet seçimi konusunda dikkat etmeleri gereken detaylar nelerdir?
Seçtiğiniz kıyafetin tesettüre uygun olup olmadığına bakın. Etek boyları, bluz kol boyları, kumaşın iç gösterip göstermediği, dar olup olmadığı gibi önemli detaylar…
Yaşlarına, konumlarına ve hayat tarzlarına göre giyinmeye dikkat etmeleri gerekiyor.
Özellikle başörtülü hanımlarda gece ve gündüz giyim konusunda yanlışlıklar görüyorum. Neredeyse genç kızların çoğu gece kıyafetlerini gündüz giyiyor. Her kadın kendini bir davette özel hissetmek ister ama özel olacağım diye biraz absürt manzaralar ortaya çıkıyor. Bence güzel ve asil görünmenin sırrı sadeliktir.
Ayrıca kıyafet alırken kaç tane olduğuna değil kalitesine önem verin. Az ancak kaliteli kıyafetlerle doldurulmalı gardırop… Hızlı moda tüketimi yüzünden hanımlar kendilerini tüketime çok kaptırıyor ancak sonuca bakıldığında elde hiçbir şey olmadığını görüyorsunuz.