BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana Sayfaİlginç Bankacı HikayeleriTempolu yaşamak onun doğasında var----

Tempolu yaşamak onun doğasında var

Tempolu yaşamak onun doğasında var
27 Aralık 2009 - 22:13 www.finansingundemi.com

“Ben hayatımda tempoyu seviyorum. Az zamanda çok şey yapmak için uğraşıyorum. Mümkün olduğu kadar topluma faydalı işler yapmak istiyorum. Sanırım bu biraz da yapımda var benim” diyor Mine Ayhan ve ekliyor: “Açıkçası emekliliği düşünemiyorum, çünkü çalışmayı çok seviyorum. Gelecekte de kendimi...

Mine Ayhan hayatı dolu dolu yaşamayı seviyor. Çok yoğun iş temposuna karşın sosyal etkinliklerden de geri kalmıyor. Sanatın her türüyle ilgili. Tarih ve arkeoloji tutkunu. Generali Sigorta Teknik ve Reasürans’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mine Ayhan’la evinde hayata bakışını, sevdiklerini, kızdıklarını ve gelecekle ilgili beklentilerini konuştuk. Nasıl bir çocukluk yaşadınız, hayatınızın en önemli dönemeçleri neler oldu? Mersin Tarsus’ta kalabalık bir ailede büyüdüm. Çok güzel bir çocukluk dönemi geçirdim. İlkokula biraz küçük yaşta başladım. O yıllarda Tarsus Amerikan Koleji ilk kez kız öğrenci alacaktı. Bu sebeple yoğun ders çalıştım. Daha sonra Tarsus Amerikan Koleji’ni kazandım. Yani küçüklüğüm hep ders çalışarak geçti. 24 kız olarak okula alındık ve okulun ilk kız mezunlarından biriyim. Tarsus’taki öğrencilik dönemim çok keyifli geçti. Daha sonra okumayı çok istediğim Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümünü kazandım. Bu sefer de onun için yine çok ders çalıştım. Böylelikle ilk kez İstanbul’a geldim. Ailem Mersin’de kaldı. Boğaziçi Üniversitesi’nde derslerim çok zordu. Çünkü hazırlık okumadan bölüme başladım. Okulumu iyi bir şeklide dört yılda bitirdim. Aslında Mine Ayhan’ın hayatının ilk dönemeci Tarsus Amerikan Koleji ve koleje o yıl kız öğrencilerin alınması olmuşâ€¦ Sigortacılığa hangi dönemeçte geçtiniz? Sigorta ile tanışmam da üniversitede oldu. Okuduğum matematik bölümünde aktüerya dersleri vardı. Ben de o dönemlerde sistem analisti mi olsam, akademisyen mi olsam, yoksa sigortacı mı olsam diye düşünüyordum. İnsanlarla birlikte olmayı yani daha sosyal olmayı sevdiğim için sistem analisti olmaktansa sigortacı olmayı tercih ettim. O dönemde Halk Sigorta’da staja başladım. Sigortacılığa isteyerek başladım. Aslında ilk önceleri aktüer olmak istiyordum. Fakat daha sonra çok fazla sevmediğimi anladım. Türkiye’nin bir mortalite tablosunun bile olmadığını düşündüm kendi kendime. ‘NAKLİYAT BRANŞINI ÇOK SEVDİM’ Ben elementer branşlarda neler yapabileceğimi görmek istedim. Nakliyat branşında çalıştım. Bu branş çok fazla ilgimi çekiyordu. Nakliyatı çok sevdim. Daha sonra da mühendislik departmanında kadro açılmıştı ve orada devam ettim. Uzun bir süre underwriter olarak ve çeşitli kademelerde terfi ederek belli noktalara geldim. Aynı şirkette ki orada 15 yıla yakın bir süre çalıştım. Orada değişik departmanlarda görev aldım. Kurumsal müşteriler, satış ekipleri yönetimi, teknik departmanlar gibi… 2004 yılında şirketten ayrılırken Teknik Departmanlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısıydım. Şirketten ayrıldıktan sonra mesleğe bir yıl ara verdim. Ayrılışımın sebebi ise küçük oğlum Emir’in doğumuydu. Bir yıl aradan sonra Teb Sigorta’da işe başladım. Teb Sigorta’da Teknik ve Reasürans’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak 1.5 yıla yakın çalıştım. Daha sonra Allianz’da büyük müşterilerin, müşteri ilişkileri ve teknik çalışmalarında görev almak üzere o grubun başında yer aldım. Şu anda Generali Sigorta’da 3.5 aydır Teknik ve Reasürans’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısıyım. Sigortacılığı bilinçli olarak tercih eden Mine Ayhan’ın matematik bölümünü bitirmesi hayatının ikinci dönemeci olmuş anlaşılan… Aslında ne olmak isterdiniz? Hayalleriniz nelerdi, ne ölçüde gerçekleşti? ‘İYİ BİR DOKTOR OLABİLİRDİM’ Sigortacılığı isteyerek yapan Mine Ayhan, aslında arkeolog olmak istemişti. Ben eski eserleri, tarihi, arkeolojiyi çok seviyorum. İlk hayalim arkeolog olmaktı. O dönemlerde arkeoloji ile ilgili olarak büyüklerimin yönlendirmesi çok olumlu değildi. Lise yıllarımda ise biyoloji öğretmenim benim çok iyi bir doktor olabileceğimi söylerdi. Bugün düşündüğümde, bence de iyi bir doktor olabilirdim. Çünkü ezberim ve hafızam çok iyi. İnsanlarla ilgilenmekten, onlara yardımcı olabilmekten çok büyük keyif alıyorum. Sonuç olarak sigorta sektörünü seçmeseydim, arkeolog ya da doktor olmak isterdim. Hayatta nelere önem verirsiniz? Aileme çok önem veriyorum. İnsanlara faydalı olabilmeyi çok istiyorum. Aslında sigortacılığı da bu yüzden çok seviyorum. Bence bu yönüyle sigortacılık çok önemli bir meslek. Yaptığım her işte çok iyi olmak istiyorum. Sözümde durabilmek isterim. Dürüstlüğe ve sağlığa çok önem veriyorum. Hayatta sizi üzen şeyler nelerdir? En çok sağlık problemleri ve ailemin üzülebileceği sorunların olması beni çok üzer. Güven benim için önemli ve insanlara güvenmek istiyorum. Ben bir söz verdiysem bunu mutlaka yerine getirmeliyim ve aynı hassasiyeti karşıdan da beklerim. Aynı özeni göremeyince üzülürüm. İş ile ilgili yapmak istediklerimiz çok fazla. Bunlar olmayınca bazen üzülüyorum. ‘VERİMSİZLİĞE ÇOK KIZARIM’ Hayatta en çok nelere kızarsınız? Kızdığım şeylere gelince, her türlü verimsizliğe çok kızıyorum. Bunu tabiî ki kategorize etmek gerekir. Genel olarak saygısızlığa özellikle insanların çevreye saygısızca davranmasına çok kızıyorum. İş yerinde, varsa verimsizliğe, sonuç alınamayan uzun toplantılara, hızlı karar alınamamasına, yalan söylenmesine kızıyorum. İş dışında nelerle uğraşırsınız? Hobileriniz neler? İşten arta kalan zamanlarda çocuklarımla, arkadaşlarımla ilgileniyorum. Sitemizde çok güzel bir komşuluğumuz var. Komşularımla vakit geçirmeye çalışıyorum. Film izlemeyi çok seviyorum. Zamansızlıktan sinemayı eve taşıdık, DVD izliyorum. Bazı dizileri ailemle birlikte izliyorum. İşe ara verdiğim dönemlerde takı tasarımı, ahşap boyama gibi zevkli el işleriyle uğraştım. ‘SARAYDAN SÜRGÜNE BENİ ÇOK ETKİLEDİ’ Kitaplarla aranız nasıl, ne tür kitapları seversiniz? Kitap okumayı çok seviyorum. Bu kadar yoğunluğa rağmen mutlaka yatmadan önce kitap okurum. En çok biyografi tarzı kitapları seviyorum. Yaşanmış öyküler, gerçek hayat hikayeleri benim ilgimi fazlasıyla çekiyor. Çok satan kitapları merak ettiğim için alıp okuyorum. Kişisel gelişim kitaplarını da çok beğenerek okuyorum. Kenize Murad’ın Saraydan Sürgüne adlı kitabı beni çok etkilemişti. Müzikle aranız nasıl, ne tür müzik seversiniz? Müzik dinlemeyi çok severim. Daha çok işe gidip gelirken dinleyebiliyorum. Müzik dediğiniz zaman kısıtlı vakit yüzünden hemen araba akla geliyor. Her tür müzik severim, ama Türkçe ve yabancı slow türünü dinlemeyi tercih ediyorum. Özellikle Sarah Brightman dinlemeyi tercih ediyorum. Pop opera tarzını daha çok seviyorum. Sporla aranız nasıl, yaptığınız spor var mı? Yoğunluğuma rağmen arada sırada tenis oynamaya çalışıyorum. Hatta Miltaş’taki tenis turnuvasına da katılmak istiyorum. Ama şu an turnuva için kendime yeterince güvenemiyorum. Tenis dersleri alıyorum. Sitemizde bulunan fitness salonunda bazen koşu bandında yürüyüş yapabiliyorum. Tarsus Amerikan Koleji’nde iken kız öğrenci sayısı az olduğu için okulun bütün spor takımlarında yer aldım. Atletizm takım kaptanıydım. 100 metre koşuda rekorlarım var. Basketbol, hentbol takımlarında görev aldım. Sporcu bir gençliğim vardı. ‘FAVORİ YEMEKLERİM GÜNEY MUTFAĞI’ Yemek yapar mısınız? Yemekle aranız nasıl, favori yemekleriniz hangileri? Yemek çok fazla yapamıyorum. Daha çok hafta sonları yapabiliyorum. Çok güzel Çin yemekleri, ızgaralar, değişik salatalar yapıyorum. Bir Mersin ve Adanalı olarak, kendi mutfaklarımızı çok seviyorum. Farklı tatları, mutfakları denemeyi çok seviyorum. Karadeniz lokantasına da beni götürseniz orada da çok keyifle yemek yiyebilirim. Güneydoğu zaten en favorim. Ege mutfağını da ayrıca çok severim. En sevdiğim yemek ise tabiî ki kebap, içli köfte ve mantı. Doğaya ilginiz var mı? Hayvanları sever misiniz? Doğayı çok seviyorum. Genelde yapabildiğim zamanlarda ormanda yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Çiçekleri çok seviyorum. Yazın özellikle balkonumda çiçeklerle uğraşıyorum. Evde çok fazla hayvan besleyemiyoruz ama bir muhabbet kuşumuz var. Onun dışında evcil bir hayvanımız yok, ama küçük oğlum Emir için ilerleyen zamanlarda köpek almayı düşünüyoruz. Modayı izler misiniz, kıyafetlerinizi kim seçer? Modayı izliyorum. Kıyafetlerimi kendim seçiyorum. Ama fikir almak açısından çevremdekileri de dinlerim. Modayı takip etmenin yanında bir şey moda diye de alıp giymem. Belli bir tarzım olduğunu düşünüyorum. Modayı, defile izlemeyi severim. Trend olan renkleri, kumaşları, desenleri, kıyafetleri takip ediyorum. İşyerinde daha klasik kıyafetleri tercih ediyorum. ‘GEZMEYİ ÇOK SEVİYORUM’ Nasıl tatil yapmayı seversiniz? Değişik yerleri, farklı kültürleri, mekanları görmek istiyoruz. Çocuklar daha küçükken tatil köylerini de tercih ediyorduk. Çocukların büyümesiyle birlikte yurtiçinde ve yurtdışında farklı yerleri görmeyi seviyoruz. Yurtiçinde Şanlıurfa civarını çok beğendim. Yurtdışında ise İtalya’da Pompei’yi gördük. Amerika’da çok değişik şehirlere gittik. Niagara Şelalesi, Boston, New York, Orlando gördüğümüz yerlerden bazıları. Özellikle Chicago’da jazz barlarda canlı müzik dinlemek çok keyifliydi. Milli parkları gezmekten çok keyif alıyoruz. Benim arkeoloji merakım sebebiyle yurtdışındaki önemli müzeleri de gezdik. Araba kiralayarak gezmeyi daha çok tercih ediyoruz. Klasik turistik turları çok sevmiyoruz. Çocuklarla ilgili değerlendirmeleriniz nedir, ilişkileriniz nasıl? Çocuklarımla ilişkilerim çok iyi. Çocuklarımızı çok iyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onların hem akademik açıdan okullarında başarılı olmalarını hem de sağlıklı, medeni, çok okuyan, genel kültürü oldukça yüksek iyi bireyler olmaları için özen gösteriyoruz. Şu anda okullardaki eğitim de bu paralelde. Sorgulayan, medeni bireyler yetiştirmeye çalışıyorlar. Biz de evimizde çocuklarımıza bu çizgide eğitim vermeye çalışıyoruz. Çocuklarımın bu şekilde yetiştiğini düşünüyorum. Çocuklarım Enka’da okuyor. Emir yuvaya abisi Yağız ise onuncu sınıfa gidiyor. Ebeveyn olarak bütün amacımız onları geleceğe en iyi şekilde hazırlamak, iyi bir eğitim almalarını sağlamak. Gelecekle ilgili planlarınız nedir, önümüzdeki dönemde neler yapmak istiyorsunuz? En yakın hedefim yeni başladığım şirketimin başarısına katkıda bulunmak. Generali Sigorta’da şirketimizin başarılı olması için hedeflerimizi belirledik ve onlara ulaşmak için çalışacağız. Uzun zamandır sigortacılık mesleğini yaptığım için bu meslekte devam edeceğim. Sigortacılığın geliştirilmesi hepimizin öncelikli amacı ve bunun içinde çok çeşitli faaliyetler yapmak istiyorum. Sigorta Tatbikatçılar Derneği’ne üyeyim ve orada çalışmalar yapıyorum. Davet edildiğim zaman Sigorta Enstitüsü’nde ders veriyorum. Halen başka bir sivil toplum kuruluşuna, Zekeriyaköy Rotary Derneği’ne üyeyim. Dernekte de topluma faydalı olmak adına bazı görevler veriliyor. ‘EMEKLİLİĞİ DÜŞÜNEMİYORUM’ Mümkün olduğu kadar topluma faydalı işler yapmak istiyorum. Açıkçası emekliliği düşünemiyorum, çünkü çalışmayı çok seviyorum. Uzun vadede kendimi bir yerlerde, hep bir şeyler yaparken hayal ediyorum. Her şeyi birden hayatıma sığdırmak istiyorum. Şu an olduğu gibi bunun gelecekte de devam etmesini istiyorum. Hareketliliği, insanlarla iletişim halinde olmayı seviyorum. Sektörde örnek aldığım birçok kişi var. Sektörü buralara onlar getirdiler, bizlerin de bunu yükseltmemiz gerekir. Kendi adıma mesleğimizi daha da geliştirmek istiyorum. Sigortacılığın gelişmesi için çok çalışmak istiyorum. Nasıl bir dünyada ve nasıl bir ülkede yaşamak isterdiniz? Bu dünya ve ülke sizi ne ölçüde mutlu ediyor? Hem Türkiye’nin hem dünyanın şimdiki durumundan pek memnun değilim. Çok fazla şiddet, çok fazla kaos var. Bunun yanında hem ülkemizde hem dünyada zaman zaman güzel gelişmeler de oluyor. Ama bir yandan da her geçen günde daha kötüye gittiğini düşünüyorum. Ülkemizin daha iyiye gitmesi, daha medeni ve refah seviyesi yüksek bir toplum olmasını ümit etmek istiyorum. ‘SİGORTACILARA GÖREV DÜŞÜYOR’ Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda ne düşünüyorsunuz? Küresel ısınmanın var olduğuna inanıyorum ve bu durum da çok kötüye gidiyor. Sanayileşme ve çevreyi kötü kullanmamız yüzünden doğanın dengesi bozuluyor. Bu sorun sigortacılık için de son derecede önem taşıyan bir konu. Çoğu sigorta şirketi de bu yöndeki çalışmalara destek olmaya başladı. Bu çalışmalar için ciddi rakamlar ayırıyorlar. Hep birlikte bununla ilgili önlemler alınması gerektiğini düşünüyorum. Küresel ısınma konusunun hem Türkiye’de hem dünyada gerektiği kadar önemsenmediği görüşündeyim. Çevreye daha saygılı olunması gerekiyor. Sigorta şirketlerinin de buna öncülük etmesi gerektiğini düşünüyorum. ‘TİPİK BİR BOĞA BURCU İNSANI’ Mine Ayhan, “Astrolojiyle aranız nasıl, fala inanır mısınız” sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Fala inanmıyorum. Burçlara inanıyorum diyebilirim. Arkadaşlarım benim tipik bir boğa burcu olduğumu söylüyor. Boğa burcunun bütün özelliklerini taşıyormuşum. Boğa burcu yemek yemeyi, doğayı, sanatı, güzel olan her şeyi sever ve kendisinin olmasını ister. Şöyle derler; resim yapamaz ama bir tablonun karşında 1 saat durup tabloyu izleyebilir. Sanatı ve her dalını çok seviyorum. Müzik, sinema, tiyatro, opera. Onun dışında boğaların diğer bir özelliği sabırlı olmalarıdır. Sigortacılık da sabır gerektiren bir meslek aslında. Kadın erkek ayrımına girmek istemem ama, dikkat ederseniz sigorta sektöründe kadınlar erkeklerden daha fazla. Kadınların kolay organize olabilmeleri ve ikna kabiliyetlerinin fazla olması da bunda etken.” ERTAN AYHAN: MİNE ÇEVRESİNE KARŞI ÇOK DUYARLI VE İLGİLİDİR Eşi Ertan Bey, Mine Ayhan’la ilgili şunları söylüyor: “Mine Hanım, her şeyden önce ailesine karşı çok ilgili. Ailemizde herhangi bir sağlık sorunu olduğu zaman bizden daha çok üzülür. Dış dünyaya açık, dikkatli bir yapısı vardır. Dünyadaki olumsuz her şeyden kolay etkilenir. Bazı konularda çok duygusaldır. Çevresine karşı duyarlı, ilgili bir kişidir.” Ertan Bey’in bu değerlendirmesi üzerine sözü Mine Ayhan alıyor: “Yoğun olmama rağmen eşim bana her konuda çok yardımcı oluyor. Ne kadar yoğun çalışırsak çalışalım aile olarak iyi organize olduğumuzu düşünüyorum. İleride eşimle hayalimiz sırt çantamızı takıp dünyayı dolaşmak. Çok da geç olmadan, baston dönemine kalmadan orta yaş öncesi bu seyahati yapmak istiyoruz. Ben hayatımda tempoyu seviyorum. Az zamanda çok şeyler yapmak istiyorum. Emekli olmak istemiyorum. Biraz boş vaktim olsa onu bir şekilde dolduruyorum. Sanırım biraz da bu yapımda var benim. Mine Ayhan tempoyu seven bir kişi diyebiliriz.” Sigortacı Gazetesi
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)