BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 49,54 -3,43 257.608.000.000,00
ALBRK 6,50 2,52 16.250.000.000,00
GARAN 102,80 -1,81 431.760.000.000,00
HALKB 19,82 -0,60 142.402.300.792,44
ICBCT 12,39 -0,48 10.655.400.000,00
ISCTR 10,66 -3,62 266.499.680.200,00
SKBNK 5,07 -1,93 12.675.000.000,00
TSKB 10,49 -1,78 29.372.000.000,00
VAKBN 20,40 -2,11 202.284.799.069,20
YKBNK 22,16 -3,57 187.186.656.453,44

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaKazandıran SohbetlerTeknofark Derneği’nden teknolojide kadın harekâtı----

Teknofark Derneği’nden teknolojide kadın harekâtı

Teknofark Derneği’nden teknolojide kadın harekâtı
18 Nisan 2025 - 09:45 www.finansingundemi.com

Dernek kuruluş aşamasında ama hedefler hazır! Amaç, an itibarıyla erkek egemenliğindeki teknoloji dünyasında kadınların üstün yanlarını ortaya çıkarmak, kızları bu mesleğe kazandırmak. geleceğe hazırlamak, cinsiyet eşitsizliğini kaldırmak...

 

VOLKAN KARSAN – FINANSINGUNDEMI.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER

İçinde bulunduğumuz 21’inci yüzyıl açıkça teknoloji çağı. Çocuklarımızın ve ülkemizin teknolojiden geri kalmaması açısından teknolojiye yakın olmaları önemli. Bu nedenle kuruluş aşamasında olan bir dernek ilgimizi çekti. Bu dernek hedefini kız çocuklarına yöneltmiş. Bilek gücü yerine beyin gücünün kullanıldığı bu alanın kadınlara çok uygun olduğunu iddia eden dernek üyelerinin hepsi teknolojinin bir yerinde olan mesleklere sahip. Dolayısıyla kendileri örnek model ama pek çok başka örnek modelden de bahsediyorlar. Teknolojide Kadın ve Farkındalık Derneği’nin (Teknofark) Başkanı Gülara Tırpançeker ve yöneticilerine sorularımızı yönelttik. İşte aldığımız cevaplar:


Füsun Nebil, Prof. Dr. Sema Oktuğ, Prof. Dr. Tuna Tuğcu, Günnur Aktoros, Prof. Dr. Turhan Menteş,
Prof. Dr. Gülsan Sucak, Ceren Ünal, Mehmet Ali Köksal, Ernur Öktem, Nurcan Babalık, Selin Çakar,
Pelinsu Gören, Birsen Yıldırım Kaya, Fatma Köksoy, Nurşen Yıldırım, Gülara Tırpançeker’den oluşan
Teknofark’ın kurucu üyelerinden bazıları…

“KADINLARIN VE KIZ ÇOCUKLARININ BU DÖNÜŞÜMDE ÖNCÜ ROLLER ÜSTLENMELERİNİ VE TOPLUMDA EŞİT FIRSATLARA SAHİP OLMALARINI AMAÇLIYORUZ”

-  Sayın Tırpançeker, derneğinizi kendi kariyerinizden de söz ederek bize tanıtır mısınız? Neden böyle bir dernek kurdunuz?

Gülara Tırpançeker: Hacettepe Üniversitesi Mühedislik Fakültesi Fizik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi’nde Çağdaş İşletmecilik bölümünde eğitimime devam ettim. 1989 yılından itibaren yazılım sektöründe faaliyet gösteren Tekimed Bilgi İşlem Hizmetleri Ltd. Şti.’nde yönetici ortak olarak görev yapmaktayım. İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi’nde davetli öğretim görevlisi olarak Bilişim Etiği dersleri verdim. YASAD yönetim kurulu başkanlığı, TÜBİSAD yönetim kurulu üyeliği olmak üzere sektörümüzün farklı STK’larında yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundum.

Derneğimiz Teknofark’a gelecek olursak; ülkemizde kadınların dijital hayata katılımında bir gerileme yaşanmakta ve kız çocukları STEM (Science /Fen, Technology/Teknoloji, Engineering/Mühendislik ve Mathematics/Matematik) alanlarına daha az yönelmektedir. Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 36,4’tür. Teknoloji sektöründe daha düşük olan bu oran üst düzey pozisyonlarda daha da düşmektedir. Bu durum, ülkemizin teknoloji alanlarındaki cinsiyet uçurumunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu da nüfusun yarısının potansiyelinin tam anlamıyla kullanılamamasına neden olmaktadır. Derneğimizi teknoloji alanında kız çocuklarının eğitim ve kadınların kariyer olanaklarını artırmak için toplumda farkındalık yaratmak amacıyla kuruyoruz.

Bu nedenle Teknolojide Kadın ve Farkındalık Derneği (Teknofark) olarak, toplumda farkındalık yaratarak, kadınların ve kız çocuklarının STEM alanlarının sunduğu fırsatları keşfetmelerine ve dijital güçlerini kullanmalarına olanak sağlamak için çalışıyoruz. Aynı zamanda ebeveynlere, kız çocuklarının özgürce kendi seçimlerini yapabilecek bireyler olduğunu ve teknolojiyle ilgili farklı kariyer yollarının onlara açık olduğunu anlatmayı hedefliyoruz. Teknolojinin her alanda hakim olduğu bir gelecekte, kadınların ve kız çocuklarının bu dönüşümde öncü roller üstlenmelerini ve toplumda eşit fırsatlara sahip olmalarını amaçlıyoruz.

“KIZLARIN VE KADINLARIN TEKNOLOJİYİ ŞEKİLLENDİREN VE GELİŞTİREN BİREYLER OLMASI, TÜM TOPLUMUN GELECEĞİ İÇİN DE BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTADIR”

- Kız çocuklarını teknolojiye yönlendirmek istediğinizi söylüyorsunuz. Peki kız çocukları teknolojiye yönlenmiyor mu? Ya da tersini sormak istersek kız çocuklarının teknolojiye yönlendirilmesini neden istiyorsunuz? Bunun yararı, kime, ne olacak?

Gülara Tırpançeker: Kız çocuklarının STEM ve özellikle teknoloji alanlarına yönelmesinin topluma ve kendilerine birçok yararı olacaktır. STEM alanları, yüksek katma değerli sektörlerdir ve bu alanlarda kadınların katılımı, ekonomik büyümeyi hızlandırır. Kız çocuklarının bu alanda eğitim alması ve kariyer yapması, hem kendileri hem de ülkeleri için ekonomik fırsatlar yaratır. STEM alanlarında çalışan kadınlar diğer mesleklerde çalışanlara göre yüzde 33 daha fazla kazanç elde eder​. Teknoloji sektörü, dünya genelinde erkeklerin ağırlıkta olduğu bir alandır. Dünya Ekonomik Forumu 2024 Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporu'na göre Türkiye, 146 ülke arasında 127’nci sırada bulunuyor. Kız çocuklarının STEM alanına yönlendirilmesi, ülkemizde cinsiyet eşitsizliğinin azaltılmasına ve kadınların teknoloji dünyasında daha fazla temsil edilmesine katkı sağlar. Kadınların STEM alanlarında varlığı, farklı bakış açılarının ve deneyimlerin bu alana dahil edilmesini sağlayacağından daha yenilikçi ve kapsayıcı çözümlerin üretilmesine neden olur. Harvard Business Review tarafından yayınlanan bir araştırmada, belirlenmiş olan 19 özelliğin 17’sinde kadınların erkeklerden daha yüksek puan aldığı ortaya çıkmıştır.

Geleneksel olarak teknoloji ve mühendislik gibi alanlar erkeklerle ilişkilendirilmiştir. Kız çocuklarının bu alanlara yönlendirilmesi, toplumsal cinsiyet kalıplarını kırar. Teknolojiye yönelen kız çocukları, toplumda rol model olarak diğer kız çocuklarını da teşvik ederek toplumsal gelişime katkı sağlar.

Sonuç olarak; kızların ve kadınların sadece teknolojiyi tüketen değil, aynı zamanda onu şekillendiren ve geliştiren bireyler olması, sadece onların geleceği için değil, tüm toplumun geleceği için de büyük önem taşımaktadır.

“TEKNOLOJİYLE İLİŞKİLİ MESLEKLER, KIZ ÇOCUKLARININ ZİHİNSEL BECERİLERİNİ VE YARATICI POTANSİYELLERİNİ ORTAYA ÇIKARABİLECEK ÇOK ÇEŞİTLİ ALANLAR SUNUYOR”

- Teknolojik meslek dediğinizde hangi mesleklerden bahsediyorsunuz?

Günnur Aktoros: Biz Teknofark olarak STEM yaklaşımı içerisinden özellikle “T” harfiyle temsil edilen teknoloji alanına odaklanıyoruz. Biliyoruz ki teknoloji, sadece geleceğin değil, bugünün de belirleyici gücü. Teknolojiyle ilişkili meslekler, kız çocuklarının zihinsel becerilerini ve yaratıcı potansiyellerini ortaya çıkarabilecek çok çeşitli alanlar sunuyor.

Özellikle yapay zeka ve veri bilimi, teknoloji dünyasının dönüşümünü belirleyen alanlar olarak ön planda. Bu alanlarda algoritma geliştirme, veri analizi, veri bilimi, doğal dil işleme, görsel tanıma ve yapay zeka etiği gibi konular hem bilimsel merakı besliyor hem de toplumsal fayda yaratma potansiyeli taşıyor. Kadınların bu sistemlerin tasarımında, geliştirilmesinde ve yönetiminde yer alması, teknolojinin daha kapsayıcı hale gelmesini sağlıyor.

Bununla birlikte yazılım geliştirme, siber güvenlik, bulut bilişim, oyun ve mobil uygulama geliştirme gibi yetkinlikler; ayrıca donanım mühendisliği, gömülü sistemler, nesnelerin interneti (IoT), robotik teknolojiler ve blockchain gibi yenilikçi alanlar da teknoloji mesleklerinin temelini oluşturuyor. Kullanıcı deneyimi (UX/UI), insan-bilgisayar etkileşimi ve dijital ürün tasarımı da bu dünyayı insan odaklı hale getiren önemli alanlar arasında. Biz bu çok boyutlu alanda kız çocuklarının ve kadınların güçlü şekilde var olmasını teşvik ediyoruz.

“KADINLARIN YAPAY ZEKANIN SADECE KULLANICISI OLMAMASI, YAPAY ZEKA MODELLERİNİ KURAN VE GELİŞTİREN KİŞİLER OLMASI GEREKİR”

- Yeni bir çağ olarak şimdi YAPAY ZEKA ÇAĞI’na girdiğimizi görüyoruz. Derneğinizin buna yönelik çalışmalar var mı ya da olacak mı?

Prof. Dr. Tuna Tuğcu: Evet, tam da bu nedenle önümüzdeki dönemde yapay zeka alanına özel bir odaklanma kararı aldık. Teknoloji yaşamı yönlendiren ve yeniden şekillendiren bir güç. Bu gücün merkezinde yapay zeka var ve biz Teknofark olarak, kız çocuklarının bu dönüşümde pasif kullanıcılar değil, etkin üreticiler olmasını hedefliyoruz.

Bu kapsamda, yapay zeka okuryazarlığı, algoritmik düşünme, veri farkındalığı ve etik yapay zeka gibi konulara odaklanan bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları planlıyoruz. Ayrıca kız çocuklarının rol model kadınlarla buluşabileceği ilham verici etkinlikler, atölyeler, AI odaklı mentorluk programları ve yaratıcı fikirlerin yarışabileceği mini hackathonlar düzenlemeyi amaçlıyoruz.

Yapay zekanın çeşitli ve hızla artan kullanım alanları, bu dönüşümün dışında kalınmaması gerektiğini gösteriyor. Özellikle gelir getirici işler için tasarım, üretim, pazarlama, reklam, dağıtım, muhasebe gibi çok boyutlu faaliyetleri yürütmek gerek. Bunlar hatırı sayılır kapital ve çevre gerektiriyor ki ne yazık özellikle Anadolu’daki kadınlar bu açıdan dezavantajlı durumda. Yapay zeka bu alanların her birinde kadınlara yardımcı olabilecek bir araç. Dolayısıyla bir kadının kendi emeğiyle oluşturduğu bir ürün ya da hizmeti tanıtması, yaygınlaştırması, üretimini ölçeklendirerek sunması, pazarlaması gibi faaliyetler için yapay zekadan en verimli şekilde faydalanmayı öğrenmesi gerekir.

Ancak kadınların yapay zekanın sadece kullanıcısı olmaması, yapay zeka modellerini kuran ve geliştiren kişiler olması gerek. Daha önce söz ettiğimiz STEM eğitimindeki çalışmaları özellikle üniversite eğitimi sırasında ve sonrasındaki eğitim ve aktivitelerle de destekleyerek kadınları yeni teknolojilerin itici gücü haline getirmemiz hayal değil. Sadece buna yönelik akılcı ve tutarlı yöntemler üretmemiz gerekir.

“UNESCO’NUN SON RAPORUNDA DA VURGULANDIĞI GİBİ, YZ SİSTEMLERİNDE CİNSİYET ÖNYARGILARI HÂLÂ CİDDİ BİR SORUN”

- Kadınların yapay zeka algoritmalarını şekillendirmesi neden önemli? Eğer bu alanda daha az temsil edilirlerse ne gibi riskler doğar?

Ceren Ünal: Yapay zeka sistemleri dünyayı olduğu gibi yansıtmaz, onları kimlerin nasıl tasarladığına bağlı olarak şekillenir. Eğer bu teknolojileri geliştirenler homojen bir gruptan oluşursa, onların ön kabulleri ve kör noktaları yapay zekaya da yansır. UNESCO’nun son raporunda da vurgulandığı gibi, YZ sistemlerinde cinsiyet önyargıları hâlâ ciddi bir sorun. Örneğin, kadınların iş dünyasında daha az yetkin gösterildiği veya belirli mesleklerle daha az ilişkilendirildiği algoritmalar hâlâ karşımıza çıkıyor.

Kadınlar bu süreçlere daha fazla dahil olmazsa, bu tür hatalar sadece var olan eşitsizlikleri yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda yapay zeka sistemleri ile onları kalıcı hale getirir. YZ sistemleri, geçmiş verilere dayanarak öğreniyor ve eğer bu veriler zaten cinsiyet eşitsizlikleriyle doluysa, algoritmalar da bu kalıpları yeniden üretmeye devam ediyor. Örneğin, bir işe alım sürecinde kullanılan YZ sisteminin, geçmiş işe alım verilerine bakarak erkek adayları daha fazla tercih etmesi veya sağlık alanında kullanılan bir modelin kadınların semptomlarını erkeklere göre daha az ciddiye alması gibi.

Ama mesele sadece önyargı da değil. Yapay zeka dünyayı nasıl anladığımızı, hangi sorunların önceliklendirileceğini ve hangi çözümlerin geliştirileceğini belirliyor. Eğer kadınlar bu süreçlerde yeterince temsil edilmezse, onların ihtiyaçlarını, deneyimlerini ve bakış açılarını yansıtmayan sistemler üretilir. Yani mesele sadece adalet değil, daha iyi, daha kapsayıcı ve herkes için daha işlevsel teknolojiler üretmek. UNESCO’nun da belirttiği gibi, çözüm yalnızca daha fazla kadın istihdamıyla sınırlı değil, aynı zamanda YZ politikalarına cinsiyet perspektifinin entegre edilmesini gerektiriyor.

“DENEYİMLİ TEKNOLOJİ PROFESYONELLERİ İLE GENÇ KIZLAR ARASINDA MENTORLUK İLİŞKİLERİ KURARAK, ONLARA KARİYER GELİŞİMLERİ İÇİN DESTEK VE REHBERLİK SAĞLAYACAĞIZ”

- Derneğinizin adında da FARKINDALIK kelimesi var. Kız çocuklarını teknolojiye nasıl yönlendireceksiniz ya da nasıl farkındalık yaratacaksınız, bize bilgi verir misiniz?

Prof. Dr. Sema Oktuğ: Kız-erkek bütün çocuklar teknolojinin farkında aslında ancak kızlarda eksik olanın teknolojinin gelişimine katkı yapabileceklerinin farkında olmamaları, diye düşünüyoruz. Yaşadıkları çevrede bunu görmemiş olabilirler, medyada da bu alanlarda çalışan erkekler sayıca daha fazla olduğu için daha çok erkek figürleri ile karşılaşıyorlar. Halbuki ülkemizde pek çok kadın mühendis ve bilim insanı var. Bazıları uluslararası seviyede parlak işler yapıyorlar ancak genç kızlarımızın çoğu bunları bilmiyor, ne yazık ki. Biz öncelikle bunu görmelerini sağlamak ve teknolojiye yönelik bir meslek (kariyer) geliştirmelerinin mümkün olduğunu anlatmak istiyoruz. Yapacağımız çalışmaları aşağıdaki alt başlıklarla özetleyebiliriz:

● lk, orta ve yüksek öğretimdeki genç kızların teknoloji meslekleri konusunda bilgilerini artırıp, bu alanlarda kariyer yapmaları için yönlendirici eğitim ve seminerler düzenleyeceğiz.

● Genç kızlara, kadınların teknoloji alanındaki başarılarını ve yeniliklerini duyuracağız.

● Deneyimli teknoloji profesyonelleri ile genç kızlar arasında mentorluk ilişkileri kurarak, onlara kariyer gelişimleri için destek ve rehberlik sağlayacağız.

● Ekonomik imkanları kısıtlı genç kızların teknoloji eğitimi alabilmeleri için burs programları oluşturacağız.

● Toplumda, özellikle ailelere yönelik olarak, kız çocuklarının teknolojiye katılımının artırılması amacıyla bilinçlendirme kampanyaları ve etkinlikler düzenleyeceğiz.

Tüm bunları yaparken en büyük amacımız genç kızların kendine güvenini kazandırmak ve kadınların teknoloji alanında kariyer geliştirmek için erkekler kadar yetkin olduklarını göstermek.

*ÖZELLİKLE GELİR DÜZEYİ DÜŞÜK AİLELER, KIZ ÇOCUKLARI İÇİN TEKNİK MESLEKLERİ DÜŞÜNMÜYORLAR, ANCAK TEKNİK KARİYERLER KIZ ÇOCUKLARINA ÇOK UYGUN”

- Ailelerin ve öğretmenlerin, kız çocuklarını teknolojiye teşvik etmek için yapabilecekleri en etkili şeyler neler?

Füsun Nebil: Halk arasında, teknolojik meslekler konusunda, bu tür işlerin ancak erkekler tarafından yapılacak işler olduğu gibi yanlış bir fikir var. Özellikle gelir düzeyi düşük aileler, kız çocukları için teknik meslekleri düşünmüyorlar. Ancak teknik kariyerler kız çocuklarına çok uygun. Çünkü daha iyi maaşların kazanılabildiği  bu işler, aynı zamanda  “emek gücü” yerine “beyin gücü”ne dayalı olduğu için genç kızlara çok uygun.

Ancak günümüzde, sadece teknolojik mesleklerin içeriğini bilmemek değil, yanısıra eğitim sistemi ve ekonomik durumdaki uçurumlar nedeniyle, hem aileler, hem de öğretmenler bu meslekleri düşünemiyor bile.  Bu nedenle; önce aileleri ve öğretmenleri eğitmemiz gerekiyor.

Bu bir yandan da aileler için kurtarıcı olacaktır. Çocuklarının ailelere desteği mümkün olacak.  Kız çocuklarının kendi ayakları üzerinde duran güvenli bir birey olması ve ailesinden destek beklememesi ilave kazançtır. Bunları anlatıyoruz.

Ondan sonra da ailelerin ya da öğretmenlerin kız çocuklarını yönlendirmesini bekliyoruz. Bunu da yapmak için, bu mesleklerdeki örnek kadın yöneticileri (ülkemizde ya da yurtdışında çok sayıda var) göstermeleri, bu mesleklerin içeriklerini ve yapılacak işleri anlatmaları, kariyer anlamında kazandıracaklarını ortaya koymaları önemli teşvikler olur. 

“ÖZELLİKLE YAPAY ZEKÂ ALANINDA KADINLARIN DAHA AKTİF ROLLER ÜSTLENMESİ VE SİBER GÜVENLİKTE TEMSİLİN 2030’A KADAR YÜZDE 35’E ÇIKMASI BEKLENİYOR”

- Kadınların teknoloji alanındaki temsili gerçekten artıyor mu, yoksa hala büyük zorluklar var mı? Önümüzdeki 30 yılda kadınların teknoloji sektöründeki yeri nasıl değişecek?

Günnur Aktoros: Kadınların teknoloji alanındaki temsili son on yılda ilerleme göstermiş olsa da, bu ilerleme hem tutarsız hem de yavaş seyretmektedir. Üstelik bu durum, uzmanlık alanlarına göre belirgin farklılıklar göstermektedir.

● Yapay Zeka (AI) alanında kadınlar iş gücünün yaklaşık yüzde 22-30’unu,

● Yazılım Mühendisliği'nde yüzde 15-23’ünü (ABD’de yüzde 18-22),

● Veri Bilimi'nde yüzde 15-26’sını,

● Siber Güvenlik alanında ise yüzde 20-25’ini oluşturmaktadır.

Bu oranlar, özellikle yazılım mühendisliği ve veri bilimi gibi alanlarda yüzde 15’e kadar düşebilen kadın temsiliyetiyle, sektör genelinde ciddi bir eşitsizliğe işaret etmektedir. Dahası, üst düzey teknik pozisyonlarda (CIO, CTO gibi) kadınların oranı sadece yüzde 8-9’dur.

Bu tabloyu ortaya koymak, teknoloji sektöründeki cinsiyet dengesizliğini daha net anlamak açısından önemli. Ancak gelecek daha umutlu görünüyor. Özellikle yapay zekâ alanında kadınların daha aktif roller üstlenmesi ve siber güvenlikte temsilin 2030’a kadar yüzde 35’e çıkması bekleniyor.

Gerçek bir dönüşüm için bireysel değil, bütüncül yaklaşımlar şart: eğitim politikaları, teşvikleri, kapsayıcı iş ortamları ve güçlü mentorluk sistemleri. Teknofark olarak biz, bu dönüşümün hızlanması ve kadınların teknolojiye yön veren aktörler haline gelmesi için çalışmaya başladık.

Ünlü koç ve mentor Arzum Akduran Köseoğlu’ndan CEO’lara verdiği sırlarÜnlü koç ve mentor Arzum Akduran Köseoğlu’ndan CEO’lara verdiği sırlar

Bağımlılıkla savaşta “Bağımsızlık Seferberliği” çığ gibi büyüyorBağımlılıkla savaşta “Bağımsızlık Seferberliği” çığ gibi büyüyor

Doç. Dr. Dinç: Nasıl toprağımızı savunduk, gençlerimizi de savunmamız, korumamız lazımDoç. Dr. Dinç: Nasıl toprağımızı savunduk, gençlerimizi de savunmamız, korumamız lazım

Prof. Dr. Bayram Öztürk: Marmara’ya bir litre su bile arıtılmadan verilmemeliProf. Dr. Bayram Öztürk: Marmara’ya bir litre su bile arıtılmadan verilmemeli

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)