Türkiye Bankalar Birliği (TBB), 2014 yılı 3.çeyrekte bir miktar düşüş görülmesine karşın bankacılık sektörünün fonlama maliyeti yüksek kalmaya devam ettiğini belirtti.
TBB tarafından yayınlanan Eylül 2014 3 aylık Bankacılık Sistemi Raporu'nda, küresel piyasalardaki risk algılamaları 2014 yılının üçüncü çeyreğinde de etkisini hissettirdiği belirtildi.
Raporda şöyle denildi:
"ABD’de tahvil alımları azaltılmaya devam ederken, Avrupa Merkez Bankası yeni parasal genişleme politikaları açıklamıştır. Türkiye’de ise üçüncü çeyrek verileri ekonomik aktivitede bir miktar canlanmaya işaret etmiş, enflasyon ise yükselişini sürdürmüştür. Cari işlemler açığında petrol fiyatlarının uluslararası piyasalardaki düşüşünün desteği ile toparlanma etkisini arttırmıştır. Bankacılık sektörü karlılığı 2014 yılı üçüncü çeyreğinde 2013 yılına göre düşük kalmaya devam ederken, sektörün sermaye yeterliliği yatay bir seyir izlemiştir.
Genel Değerlendirme
ABD’de 2014 yılının üçüncü çeyreğinde de ekonomik aktivitedeki toparlanmanın devam etmesi ve özellikle işgücü piyasasına ilişkin göstergelerin iyileşmesi ile varlık alımları azaltılmaya devam etmiştir. ABD Merkez Bankası Ekim ayı toplantısında varlık alımlarını sonlandırmış ve piyasalarda FED’in beklenenden daha önce
faiz artırımına başlayacağı beklentileri güçlenmiştir. Ancak FED yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar ve FED toplantılara ilişkin yayımlanan tutanaklar dengeli bir seyir izlenmesine katkı sağlamıştır.
Avrupa ekonomilerinde ise ekonomik toparlanma zayıf kalmaya devam etmiştir. Buna ek olarak, bankacılık sektörüne ilişkin yapılan stres testleri 25 bankanın sermaye ihtiyacı olduğunu göstermiştir. Avrupa’da söz konusu görünüm karşısında Avrupa Merkez Bankası yeni bir parasal genişleme programı açıklamıştır.
Yılın üçüncü çeyreğinde küresel ekonomiler açısından en önemli gelişmelerden birisi de petrol fiyatlarındaki düşüş olmuştur. Küresel piyasalarda canlanmanın sınırlı kalması ve petrol arzının artmaya devam etmesi ile birlikte yılın üçüncü çeyreğinde petrol fiyatları %13 gerilemiştir.
Gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelerdeki politika belirsizliklerin devam etmesi risk algılamalarının yüksek kalmasına neden olmuştur. FED’in varlık alımlarını sona erdirmesinin, ECB ve BOJ tarafından atılan adımlar tarafından kompanse edilip edilemeyeceği önümüzdeki dönem açısından önemli görünmektedir.
2014 yılının ilk çeyreğini yüzde 4’ün üzerinde büyüme ile kapatan Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,1 büyümüştür. Böylece yılın ilk yarısı itibariyle yıllık büyüme yüzde 3,3 seviyesine gerilemiştir. Cari işlemler açığında petrol fiyatlarındaki düşüş ile birlikte toparlanma ivme kazanırken, öncü göstergeler üçüncü çeyrekte ekonomide sınırlı da olsa bir canlanmaya işaret etmiştir. Küresel sermaye koşullarındaki kısmi düzelme ile Merkez Bankası
faiz indirimine gitmiştir.
Merkez Bankası Temmuz ayında gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, döviz kurunda yaşanan yükselişlerin enflasyon üzerindeki birikimli etkisinin giderek azaldığını ve küresel sermaye akımlarındaki düzelmeyi göz önüne alarak politika faizi olan bir haftalık repo faizinde 50 baz puanlık bir indirime gitmiştir.
Yılın üçüncü çeyreğinde ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yüzde 8,82 seviyesinden yüzde 8,72 seviyesine gerilemiştir. Bankacılık sektörü karlılığı düşmeye devam ediyor.
2014 yılının üçüncü çeyreğinde bir miktar düşüş görülmesine karşın bankacılık sektörünün fonlama maliyeti yüksek kalmaya devam etmiştir. Bununla birlikte, bireysel kredilere ilişkin alınan önlemlerin kredi büyümesi üzerindeki yavaşlatıcı etkisi de sürmektedir. Sektör yurtdışı borçlanma kanalı ile mevduat dışı kaynaklara yönelimini sürdürmektedir. 2014 yılında sektör karlılığında gerileme yaşanmaktadır.
Yüksek kaynak maliyeti ile birlikte vade uyumsuzluğunun etkilerinin görülmesi nedeniyle yılın ilk dokuz aylık dönemde bankacılık sektörü karlılığında düşüş yaşanmıştır. Yılın üçüncü çeyreğinde kar hacmi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4 azalmıştır. Yıllık bazda değerlendirildiğinde kar hacmindeki düşüş yüzde 11 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Bankacılık sektörünün likit değerleri Eylül ayında bankalardan alacaklar ve zorunlu karşılıklar kalemlerinde görülen artışın da etkisiyle yükselmiştir.
Yıllık büyümesi yüzde 20’nin altına düşen krediler Eylül ayında bir miktar hızlanarak yüzde 20,9 seviyesine yükselmiştir. Kredilerdeki artışın yüzde 41’lik bölümü YP kredilerdeki artıştan kaynaklanmıştır. YP kredilerin TL karşılığındaki artışta, TL’nin değer kaybı da etkili olmuştur.
Bankacılık sektörü menkul kıymet portföyü artışı yılın üçüncü çeyreğinde bir miktar ivme kazanmış ve kıymetlerin yıllık büyümesi de yüzde 2,6’ya yükselmiştir.
Bilanço Gelişmeleri
Bilanço toplamı, Eylül 2014 itibariyle, geçen yılın aynı dönemine göre TL bazında yüzde 17 oranında büyüyerek 1.826 milyar TL (801 milyar dolar) olmuştur. Toplam aktiflerin dolar bazındaki yıllık büyümesi ise yüzde 5 seviyesinde kalmıştır.
Eylül 2013’e kıyasla, toplam aktifler mevduat bankalarında yüzde 17, kalkınma ve yatırım bankalarında ise yüzde 26 oranında artmıştır. Yabancı bankaların toplam aktifleri söz konusu dönemde yüzde 21 oranında büyümüştür.
Eylül 2014 itibariyle, geçen yılın aynı dönemine göre, toplam aktifler içinde özel bankaların payı 2 puan gerilerken, yabancı bankaların payı 1 puan artmıştır. Kamu bankalarının payı ise değişmemiştir. Kredi stoku içinde, özel bankalarının payındaki düşüş, Eylül ayında da devam etmiş ve yüzde 51’e inmiştir. Mevduatın dağılımına bakıldığında ise kamu bankalarının payı bir önceki yıla göre 1 puan artarak yüzde 28 olmuştur.
Kamusal önlemlerin kredi büyümesi üzerindeki etkisi, özellikle bireysel kredilerde net bir şekilde görülmeye devam edilmektedir. Eylül 2014 itibariyle yıllık kredi büyümesi bir önceki çeyreğe göre 2 puan azalarak yüzde 21 seviyesine gerilerken, dolar bazında ise artış ise yüzde 8 olmuştur.
Toplam Aktifler (Milyar dolar ve gsyih’ya oran)
Kredilerin toplam aktiflere oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 puan artarak yüzde 63 olmuştur. Mevduatın krediye dönüşme oranı, mevduat bankalarında Eylül 2014’e göre 6 puan artarak yüzde 107’e yükselmiştir. Eylül 2014 itibariyle, söz konusu oran kamu bankalarında yüzde 96, özel bankalarda yüzde 112 ve yabancı sermayeli bankalarda yüzde 109 olmuştur.
Takipteki krediler Eylül 2014 itibariyle bir önceki yılın aynı ayına göre sınırlı bir artış göstermiş ve 0,1 puanlık artış ile yüzde 2,9 olarak gerçekleşmiştir. Eylül 2014 itibariyle, özel karşılıkların takipteki kredileri karşılama oranı bir önceki yıla göre 1 puan düşerek yüzde 75 olmuştur.
Toplam mevduatın toplam pasiflere oranı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla 1,5 puan düşerek yüzde 56 olmuştur. Mevduat dışı kaynakların toplam aktiflere oranı ise yüzde 25 olmuştur. YP mevduatlar toplam mevduatın yüzde 40’lık bölümünü oluşturmaktadır.
Yılın ikinci yarısında bir miktar ivme kazanan özkaynak büyümesi, üçünü çeyrekte de benzer bir performans göstermiştir. Sektör özkaynakları, bir yıl önceye göre yüzde 16 artarak, Eylül 2014 itibariyle 209 milyar TL’ye (92 milyar dolar) yükselmiştir. Özkaynakların dolar bazında yükselişi yüzde 4 seviyesinde olmuştur.
2014 yılının başından itibaren bireysel kredilerdeki artış hızının yavaşlamasının da etkisiyle hızlı bir şekilde yükselen bankacılık sektörü sermaye yeterlilik rasyosu, üçüncü çeyrekte yatay bir seyir izlemiş ve Eylül ayında yüzde 16 seviyesinde gerçekleşmiştir.
2014 yılının ilk üç çeyreğinde bankacılık sektörünün
Faiz gelirleri yüzde 26, faiz giderleri yüzde 45 oranında artmıştır. Buna bağlı olarak, net faiz gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre TL bazında yüzde 9 oranında artmıştır. Net faiz gelirleri aynı dönemde dolar bazında yüzde 2 gerilemiştir.
Kar hacmi, yılın ilk dokuz aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre TL bazında yüzde 4 dolar bazında ise yüzde 14 gerilemiştir. Net kar marjının daralmaya devam etmesi, ticari kar zarar kaleminin eksi bakiye vermesi ve kambiyo karlarının azalması, kar hacminin daralmasına neden olmuştur.
Yıllık bazda karlılık Eylül 2013’e göre gerilemiş ve ortalama özkaynak karlılığı Eylül 2014’te yüzde 11,7 seviyesinde gerçekleşmiştir.
YP aktiflerin TL karşılığının toplam aktifler içindeki payı yüzde 35 YP pasiflerin TL karşılığının toplam pasifler içindeki payı ise yüzde 43 düzeyinde gerçekleşmiştir.
Toplam aktiflerin yüzde 51’i, kaynakların ise yüzde 77’si 1 yıldan daha kısa vadelidir. 5 yıl ve üzerindeki kalemlerin aktif içindeki payı yüzde 16 seviyesinde iken, bu kalemin toplam pasifler içindeki payı yüzde 4 seviyesindedir.
Genel bilgiler
Eylül 2014 itibariyle faaliyet gösteren
banka sayısı 46 tanedir. Eylül 2014 dönemine göre, şube sayısı 58 adet artarak 11.189’a yükselmiştir. Personel sayısı ise 459 kişi artarak 199.099’a yükselmiştir.
Eylül 2014 itibariyle, ilk beş bankanın toplam aktifler içindeki payı yüzde 58, mevduat içindeki payı yüzde 59 ve krediler içindeki payı ise yüzde 56 düzeyinde gerçekleşmiştir. İlk on bankanın toplam aktifler içindeki payı yüzde 85, mevduat içindeki payı yüzde 90 düzeyinde gerçekleşmiştir. Krediler içindeki payı ise yüzde 85 olmuştur."