Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
EREN KILIÇ - FINANSGUNDEM.COM
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) iş birliğiyle, Türkiye'nin uzun vadeli, kapsayıcı ekonomik kalkınmasını teşvik edecek sürdürülebilir ve geçiş finansmanının öneminin mercek altına alındığı “Türkiye Sürdürülebilir Finans Forumu” gerçekleştirildi.
İstanbul Finans Merkezi’nde düzenlenen etkinliğin açılışında konuşan TBB Başkanı Alpaslan Çakar, yeşil dönüşümün ve bu alandaki finansman kaynaklarının önemine dikkat çekti.
Çakar, günümüz dünyasında ekonomik sürekliliği ve büyüme potansiyelini korumak adına kademeli ve düzenli bir yeşil dönüşüm zorunlu olduğunu ifade ederek, “Şu anda, yeşil projelere yönelik finansman büyük oranda sınırlı bir alana odaklanmış ve esas olarak gelişmiş ekonomilerde yoğunlaşmıştır. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerde yeşil finansman olanaklarının artırılması hayati önem taşımaktadır” dedi.
Son yıllarda dünyada yeni ve farklı sorunların yaşandığı bir döneme tanıklık edildiğini dile getiren Çakar, “Bunun en son örneğini KOVİD-19 pandemisinde yaşadık. Pandemide ortaya çıkan zorluklar ekonomik, siyasi, sosyolojik ve hatta tüm dünyada psikolojik bir değişim getirdi” ifadelerini kullandı.
Alpaslan Çakar, bu zorlukların çözümünde daha kapsamlı yöntemlerin ortaya konulmasının gerekli olduğunu yaşayarak gördüklerini kaydetti.
Ulusal gayretlerin yanında çok uluslu, daha global, kollektif çalışmaların çözüm yolunda daha vazgeçilmez bir yer edindiğine hep birlikte şahitlik edildiğini belirten Çakar, sözlerine şöyle devam etti:
“Jeopolitik gelişmeler ve bölgesel nitelikli sıcak savaşlar sosyal etkilerinin yanı sıra küresel finans sisteminin dinamiklerini de değiştiriyor. Yaptırım ve uyum konuları oldukça kritik bir konuma geldi.
“Finansal sisteme ilişkin risk kavramı değişti”
Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinden bağımsız olarak özellikle Avrupa ve ABD’de bankacılık sektöründe zorluklar yaşandı. Krizler yeni düzenlemeleri ortaya çıkarırken finansal sisteme ilişkin risk kavramının da değiştiğini de görüyoruz.
Özellikle salgın sonrası dönemde tedarik zincirlerinin aksaması, arz-talep dengesizlikleri, enerjideki fiyat artışları, iklim değişikliği gibi faktörler dolayısıyla küresel enflasyon yaşandı.
“Destekleyici tedbirler gelişmiş ülkelerde borçluluk oranlarının yükselmesine yol açtı”
Salgının yaralarının sarılması ve özellikle hizmetler sektörü başta olmak üzere ekonomik aktivitedeki toparlanmanın sağlanması amacıyla, kamu otoritelerince atılan adımlar ve destekleyici tedbirler gelişmiş ülkelerde borçluluk oranlarının da yükselmesine yol açtı.
Yaşadığımız bu gelişmeler sonucunda politika yapıcıları tarafından ciddi önlemler alınmış ve bu yönde atılan adımlarçözüm yolunda önemli fırsatlar getirmiştir.
“Global bazda ortak çalışmayı zorunlu kılıyor”
Pandemi bizlere, insan sağlığı söz konusu olduğunda uluslararası düzeyde hızlı ve koordineli bir şekilde hareket etme gerekliliğini göstermişti. Dünyamızda yaşanan olumsuz gelişmelerin yaşattığı stresle birlikte çevre kirliliğine dair kaygıların ve çevreyi koruma yönündeki çabaların arttığı görülmektedir. Bu nedenle iklim değişikliği de dünya üzerindeki yaşamı tehdit ettiği için global bazda ortak çalışmayı zorunlu kılıyor.
İnsanlığın bu zorlu süreçlerle başa çıkabilmesi için küresel düzeyde iş birliklerinin oluşturulması, bilgi ve tecrübe aktarımının sağlanması ve politikaların geliştirilmesi önemlidir.
İklim değişikliğiyle mücadele ve düşük karbonlu ekonomi
Bu vesileyle iklim değişikliği ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş konusunda yapılan çalışmaların ortaya koyduğu iki ana noktaya dikkati çekmek isterim:
Birincisi; şu anda yapılan ekonomik analizler, sera gazı emisyonunun mevcut artış eğiliminin devam etmesi durumunda yüksek fiziksel zararlar ve ciddi ekonomik maliyetlerin ortaya çıkacağını öngörmektedir.
İkincisi, iklim değişikliğiyle mücadele ve daha sürdürülebilir bir ekonomiye geçişin, bölgeler, sektörler, firmalar ve özellikle dahakırılgan konumda bulunan bireyler açısından oldukça farklı etkilere sahip olacağı düşünülmektedir.
“Finans sektörü iklim risklerine yüksek oranda maruz kalmaktadır”
Finans sektörü, hem iklim değişikliğine neden olan, hem de bu değişimden etkilenen kırılgan sektörlere finansman sağlaması nedeniyle iklim risklerine yüksek oranda maruz kalmaktadır.
Belirtilen zararları asgari düzeye indirmenin yolu, birlikte proaktif önlemler alacak şekilde hedef odaklı hareket etmektir. “Hatırlanması gereken finans sektörünün sürdürülebilir bir dünyanın gelişmesi için kritik bir öneme sahip olduğudur.”
“Yeşil dönüşüm zorunludur”
Günümüz dünyasında ekonomik sürekliliği ve büyüme potansiyelini korumak adına kademeli ve düzenli bir yeşil dönüşüm zorunludur. Bahsi geçen dönüşümün başarısı, bu alandaki yatırımların hayata geçirilmesine bağlıdır. Şu anda, yeşil projelere yönelik finansman büyük oranda sınırlı bir alana odaklanmış ve esas olarak gelişmiş ekonomilerde yoğunlaşmıştır.
Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerde yeşil finansmanolanaklarının artırılması hayati önem taşımaktadır. Bu ortamda, hükümetlerin liderliğinde, ilgili tüm paydaşların yeşil dönüşüme aktif olarak katkıda bulunmasına ihtiyaç vardır.
Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecinde oynadığı rol ve attığı adımlar, Ulusal Katkı Beyanımız vb. çeşitli politikalar ve uluslararası iş birlikleri ile şekillenmektedir.
Ülkemiz sürdürülebilir kalkınma ve çevre dostu teknolojilere geçiş yapmayı hedeflemekte, bu doğrultuda önemli girişimlerde bulunmaktadır.
“Finans sektörünün liderlik üstlenmesi kritik öneme sahiptir”
Adil ve kapsayıcı yeşil dönüşümün gerçekleşme sürecinde Finans sektörünün dönüşümde liderlik üstlenmesi kritik öneme sahiptir.
Finans sektörü, üstlendiği bilinçlendirici rol ile tüm paydaşlarıfarkındalık sahibi olmaya yönelterek; dönüşümün daha sağlıklı, hızlı ve az maliyetli olmasına katkıda bulunacaktır.
Özetle, yeşil dönüşüme aracılık eden finans kurumları sundukları ürün ve hizmetlerle tüm kesimleri sürdürülebilirlik konusunda adım atmaya teşvik etmektedir.
Bankacılık sektörü dünyada ve Türkiye’de özel bir role sahip
Türkiye Bankacılık sektörü, finansal kaynakların toplanması ve kullandırılmasındaki aracılık işlevinde olduğu gibi, iklim risk ve fırsatlarının doğru yönetilmesinde de dünyada ve Türkiye’de özel bir role sahip olduğundan, bankaların sorumluluk alanlarındaki konularda sürekli yeni adımlar atılmaktadır.
Bu çerçevede, Türkiye Bankalar Birliğinde Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nu (SÇG) 2009 yılında oluşturduk.
Bankalarımızın temsilcilerinden oluşan bu ekip, iklim değişikliğiyle ilgili finansal riskleri proaktif bir şekilde ele almaktave sürdürülebilir finans ve iklim riski alanlarında düzenleyici girişimlere rehberlik etmektedir.
Finans sektörü olarak iklim değişikliği sorunları konusunda yurtiçi ve yurtdışında bulunan kurumlar, düzenleyici kuruluşlar, üyeler ve reel sektör temsilcileri ile tam bir uyum içerisindeçalışıyoruz.
“Yeşil Dönüşümün gerçekleşebilmesi için öneriler hazırlıyoruz”
Ülkemizde Yeşil Dönüşümün gerçekleşebilmesi için kamu kurumlarıyla düzenleyici çerçevenin oluşturulması, uluslararası uygulamalarla uyumlu ulusal taksonomi ve yeşil varlık oranı çalışmaları ile iklim risklerinin sayısallaştırılması konularında öneriler hazırlıyoruz.
Yeşil finansmanın geliştirilmesine yönelik kredi ve borç mekanizmaları ile iklim risklerinin ölçülmesi ve yönetilmesine ilişkin rehberler hazırlıyoruz.
Türk Bankacılık Sektörü, sürdürülebilirlik ilkelerini en erken uygulamaya alan sektörler arasında olmakla birlikte, “Sürdürülebilirlik Odaklı Yaklaşımın” önemi arttıkça, bankaların bu alandaki rolü giderek daha da kritik bir hal almaktadır. Türk Bankacılık Sektörü bu konuda üzerine düşen görevi ziyadesiyle yerine getirecektir.
Sürdürülebilirlik amaçları doğrultusunda hareket etmek, yenilikleri teşvik etmek ve paydaşlarla iş birliği yapmak sadece stratejik adımlar değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğin olmazsa olmazlarıdır.
Sektörümüzün dinamik yapısında sürdürülebilirlik artık bir “seçenek” olmaktan çıkıp bizi daha yeşil ve daha müreffeh bir geleceğe taşıyan bir rehber haline gelmiştir.”
Açılış konuşmalarının ardından davetli konuşmacıların ve panellerin yer aldığı bölümlere geçilerek değerlendirmelerde bulunuldu.
TBB Başkanı Çakar'dan faiz ve dolar/TL tahmini
TBB Başkanı Çakar: Bankacılık sektörü dengeli ve sağlıklı bir bilançoya sahip
Çakar: Finans ve bankacılık sektöründe dijitalleşme çalışmaları artarak devam ediyor
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.