Taşkesenlioğlu: Dalgalanma olmaz istikrarı yakalarız

Halkbank’ın Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu, ciddi bir finansal dalgalanma beklemediğini, hızla istikrarın yakalanacağını söyledi. Milliyet’ten Kadife Şahin’e konuşan Taşkesenlioğlu, “Bu konuda bankacılık sektörü de elinden gelen gayreti fazlasıyla gösterecektir. Bundan hiç şüphem yok. Bankacılık sektörünün tek önceliği sadece kâr etmek değil, bir taraftan kârlılığını sürdürürken, aynı zamanda Türkiye’yi daha da ileriye götürecek projelere destek vermektir” dedi.

“Ülkemizi hedef alan hain girişimlerin başarılı olmasına mahal vermemek için ekonomik seferberlik başlattığımız bu dönemde, Merkez Bankası’nın (MB) faiz indirimi kararı finansal piyasaları rahatlatıyor ve iş dünyasına moral veriyor” diyen Taşkesenlioğlu şöyle konuştu:

“Kredi ve derecelendirme kuruluşlarının piyasaları baskı altında tutan açıklamalarına karşın darbe teşebbüsünün ilk şoku kısa sürede atlatıldı, MB herhangi bir likidite sıkıntısına yer vermeyecek önlemler aldı. Rusya ile yeniden canlanan ilişkiler ve Moody’s değerlendirmesinden gelen ferahlatıcı açıklamalarla piyasalarda normalleşme süreci çok kısa sürede başladı.”

- Merkez‘in faiz indirimi sürer mi?

-MB piyasa beklentileriyle uyumlu kararlar almaya büyük özen gösteriyor ve alınan tedbirler volatiliteyi sınırlayarak piyasaların rahatlamasını sağlıyor. TL güçlü pozisyonunu koruduğu göz önüne alındığında, MB’nin Faiz indirimine gitmesi doğru bir hamle olabilir.

MB piyasalardaki gelişmeleri yakından takip ederek, gerekmesi halinde finansal istikrarı destekleyici likidite tedbirleri almaya devam edecektir.

- Büyük projelere desteğiniz devam edecek mi?

-Finans piyasaları hassastır, her koşulda denge ve istikrar ister. Bu koşullar içinde bankacılık sektörü de kendisini ekonomi içerisinde atıl ve tüm koşullardan bağımsız bir oyuncu olarak konumlandıramaz. Bunun yerine reel sektörle ilişki içerisinde, yatırımcılara güven veren gereken bir sektör olmamız gerektiğine inanırız.

Bu hassas dönemde de bankacılık sektörü neredeyse hiçbir hasar almadan normal faaliyetlerine devam etti. Aynı çabayla, risk yönetimini dikkatli ve denetimli bir şekilde sürdürecek ve reel sektörün bu süreçten etkilenmemesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

- KOBİ alanında ataktasınız...

-Bu yılın ilk altı aylık döneminde sektörün KOBİ nakit kredi bakiyesi 15.4 milyar TL artarken, 6 milyar TL KOBİ kredisi kullandırdık. Atışın yüzde 40’nı Halkbank tek başına gerçekleştirdi. Sektörün toplam KOBİ kredi bakiyesi 404.2 milyar TL’ye, bankamızın ise  54.3 milyar TL’ye ulaştı.

‘YATIRIMDA ARTIŞ YAŞANIR’

- Bankalar reel sektöre kaynak aktarabiliyor mu? 

-Bankacılığın kredi hacmi 1,54 trilyon lira. Toplam mevduatlar ise 1.34 trilyon lira. Bu rakamları geçtiğimiz yıla kıyasladığımızda kredilerde ve mevduatta yüzde 12-13 seviyesinde bir artış var. Sektörün müşterilerinin güvenini boşa çıkarmayan adımlar atarak görevini başarıyla yerine getirdiğine inanıyorum. Şu anda tüm stratejimiz yurtiçi üretimi artırma ve ithalata bağımlılığı azaltma perspektifiyle, imalat sanayinin GSYH’deki payını artırmak üzerine kurduk. Bunun devam edeceğini ve TL’ye olan güven arttıkça mevduat artışının da hızlanacağını, enflasyon ve faizlerde düşüş yönünde atılacak adımlarla reel sektör yatırımlarının da süreklilik kazanacağını düşünüyoruz.

‘KREDi FAiZLERi DÜŞECEK’

- Konut  kredisi faizini tekrar faiz düşürecek misiniz?

-En büyük önceliğimiz halkımızın bize ihtiyaç duyduğu her alanda destek vermek. Müşterilerimizin bütçesine ve ihtiyacına göre konut sahibi olabilmeleri için sektörün en uygun faiz oranlarıyla yeni bir konut kredisi paketi hazırladık. Bu adımın, vatandaşlarımızın tasarruflarının değerlendirilmesi noktasında önemli getirileri olacağını düşünüyoruz. 

Finans piyasalarındaki bu isteklilik devam ettiği sürece kredi faiz oranları daha makul seviyelere gelecek. Oluşan yeniden fiyatlamalarla birlikte mevduat faizlerinde aşağı yönlü gerçekleşecek hareket, önümüzdeki dönemde kredi faizlerinin daha etkili düzeyde aşağı çekilmesini sağlayacak. BDDK’nın bankaların maliyetlerini azaltıcı yönde atacağı adımların da banka faizlerine olumlu şekilde yansıyacak.

Borçlanma maliyeti olumsuz etkilenmez

“Dünya genelinde bir yandan büyüme performansı düşerken, borçlanma maliyetlerinin de artıyor olması sadece Türk bankalarının değil, tüm ülkelerin üstesinden gelmeye çalıştığı bir konu” diyen Taşkesenlioğlu, “FED’in borçlanma maliyetlerini artırmada yavaş davranması bu aşamada olumlu bir adım oldu. Bu gelişmelerden daha az etkilenebilmek için, mevduat dışı kaynakların toplam pasifler içindeki payını artırmaya çalışıyoruz.Yurtdışı kaynaklardan, ihraç edilen tahvil ve fonlardaki büyümeden yararlanıyoruz. 15 Temmuz haftasında dahi likidite sorunu yaşanmadığını göz önünde bulundurursak, sürecin normalleşme eğilimi içinde olması nedeniyle Türkiye’de borçlanma maliyetlerinde olumsuz bir gelişme olmasını beklemiyoruz” dedi.