Talaşman: HDI 5 yıl içinde ilk 10’da

HDI Sigorta Genel Müdürü Enis Talaşman, sigorta sektörü için 2009 yılının nasıl geçtiğini Sigortacı Gazetesi için değerlendirdi. 2009 yılının Türk sigorta sektörü için en zorlu yıllardan biri olduğunu kaydeden Talaşman, “2008 yılının son aylarında başlayan global kriz, ülkemizi de sektörümüzü de etkiledi. Ancak Türk piyasalarını global kriz dışında etkileyen başka faktörler de vardı. Özellikle son iki yılda ülkemize çok sayıda yabancı şirket girişi oldu. Şirketlerin üst ve orta yönetim kademelerinde büyük değişiklikler yaşandı. Piyasaya yeni giren şirketler ve mevcut şirketler var olan pazar paylarını korumak ya da artırmak için yoğun bir rekabete girdiler. Rekabet yeni ürün geliştirmek ya da hizmet kalitesinden ziyade fiyat üzerinden yaşandı” diye konuştu. 2009 yılında global krizin etkilerinin hissedildiğini ancak şirketlerde meydana gelen yapısal değişimlerin çok daha ağır hissedildiğini ifade eden Talaşman, bu süreç içinde sektörün ilk defa reel olarak küçüldüğünü ve sektörün hemen hemen her kesiminin bu rekabet ortamından ciddi şekilde etkilendiğini belirtti. ‘EN İYİYİM DİYENLER BİLE ZARARDA’ Kriz dönemlerinde hem ülkeler hem de şirketler açısından dengelerin gerçekten değiştiğini vurgulayan Talaşman, “Krizi takip eden dönemlerde bazı şirketlerin güçlendiğini, bazılarının ise zayıfladığını ya da el değiştirdiğini görüyoruz. Bunun için yakın tarihimize bakmak yeterli olacaktır. Kriz dönemlerini takip eden dönemlerde ciddi yapısal değişimler olmuştur. Kriz dönemlerindeki fırsatları iyi değerlendiren şirketlerin krizden güçlenerek çıkmaları ve büyüme dönemine girmeleri mümkündür” diye konuştu. Kriz döneminde en çok kaybedenlerin sermayedarlar ve acenteler olduğunu ifade eden Talaşman, şöyle konuştu: “Bu dönemi değerlendirdiğimizde, sigorta sektörünün genel olarak kan kaybettiğini görüyoruz. Bu dönemde en çok kaybedenlerse sermayedarlar ve acenteler oldu. Fiyatların bu kadar düştüğü bir ortamda acentelerin gelirlerinde de ciddi azalmalar oldu. Şirketlerin hemen hemen tamamı ciddi teknik zararlar yazdı. Ben en iyiyim, kazandım diyen şirketlerin bile karlılığının geçen yıla oranla yarı yarıya düştüğünü ve mali gelirleri hariç bıraktığımızda teknik anlamda neredeyse hiç kar etmediklerini bilanço rakamlarından görüyoruz.” ‘PİYASA KENDİ KOŞULLARINI BELİRLEDİ’ Her pazarın kendine göre belirli dinamikleri olduğunu kaydeden Talaşman, “Türkiye de son dönemde çok ciddi değişimler yaşadı. Bu kadar değişimin yaşandığı bir ortamda da piyasa kendi koşullarını kendisi belirledi. Rekabet arttı, fiyatlar düştü. Fiyatlar düşünce de şirketlerin zarar etme süreci başladı. Yerli şirketler de yabancı şirketler de zarar etti. Yerli- yabancı şirket anlamında ürün bazında farklılıktan bahsetmek mümkün değil. Değişen iletişim teknolojisi karşısında hangi ürünü çıkartırsanız çıkartın, o ürün çok kısa sürede taklit ediliyor. Diğer taraftan Avrupa pazarı daha stabil bir pazar. Dengeler oluşmuş ve birtakım statikolar belirlenmiş vaziyette. Türk pazarı ise çok dinamik bir pazar. Avrupa’da yılda bir kez tarife değişirken Türkiye günlük tarife değişimlerine alışık. Bu nedenle rekabet çok daha sert bir biçimde yaşanıyor” diye konuştu. ‘KÜÇÜK ŞİRKETLER HER ZAMAN VAR OLACAK’ “Türk sigorta sektöründeki büyük şirketler de zarar kıskacında” diyen Talaşman, kriz sonrasında sadece büyük şirketlerin yaşayacağı yönündeki algılamanın yanlış olduğuna dikkat çekti. Talaşman şöyle devam etti: “Kriz dönemlerinde risk alıp büyümeye oynanabilir ama bu ciddi anlamda büyük bir risktir. Ben şirketimi riske atan bir yönetici olmayı doğru bulmuyorum. Sigortacılık verilerle yönetilmesi gereken bir meslek. Kriz dönemini değerlendirip ileriye yönelik birtakım spekülasyonlarla kar etme düşüncesi, ciddi zararlarla da sonuçlanabilir. Bununla birlikte Türk pazarı 5–10 şirketin ayakta kalıp, 5–10 şirketin pazarı manipüle edebileceği bir pazar değil. Her zaman büyük şirketler olduğu gibi orta ve küçük ölçekli şirketler de olacak. Küçük şirketlerin piyasadan çekilmesi, büyük şirketlerin daha büyük zararları göze almalarını gerektirmektedir. Böyle bir tablo da şu anda mümkün görünmüyor. Türk sigorta pazarı hiçbir zaman oligopol bir piyasa olmayacaktır. Sigorta sektöründe hiçbir zaman bugünkü şirket sayısından daha az şirket olacağını düşünmüyorum. El değiştirmeler olabilir, kapanmalar olabilir ancak kapanan şirketlerin yerine her zaman daha fazlası açılacaktır.” ANLATMAK VE ANLAŞILMAK Yerli- yabancı yöneticilerin şirketlerin başarısındaki rollerinden de söz eden Talaşman, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Kültür farkı burada ciddi bir rol oynuyor. İletişimin en temel kurallarından biri anlaşılmak ve anlatabilmek. Aynı dil ve aynı kültürü paylaşmak her zaman bir avantajdır. Acentenin yaşadığı herhangi bir problemi hallederken aynı dili konuştuğu bir yöneticiyi tercih edeceğini düşünüyorum. Hepimizin anlamaya ve anlaşılmaya ihtiyacı var. Ancak pazarımız Türkiye. Dolayısıyla aynı dili konuşup, aynı kültüre sahip olmanın Türk yöneticiler açısından avantaj yarattığını düşünüyorum. Ancak bu söylemlerimden yabancı yöneticiler başarısız olur gibi bir değerlendirme anlaşılmasın. Yöneticinin yerli ya da yabancı olmasından önce bilgili, becerikli ve vizyon sahibi olması önemlidir.” 5 YIL İÇİNDE İLK 10 HDI Sigorta’nın 2010 yılı bütçesini yaparken yüzde 34’lük bir büyüme hedefi koyduklarına dikkat çeken Talaşman, “Ancak sektörde rekabet koşulları bugünkü gibi devam ederse büyümek adına böyle bir rekabet sürecinde olmayı tercih etmeyiz. Buna rağmen 2010 yılında HDI Sigorta her ne olursa olsun sektörün yüzde 10 üzerinde büyüyecek. Daha üst bir büyümeyi ise sektörün koşullarına göre belirleyeceğiz” dedi. Şirket yapılarında ciddi değişiklikler yaşandığını kaydeden Talaşman, “Türkiye’de ilk on şirketin sermayedar yapısında ciddi değişimler yaşandı ve bunu şirket kadrolarındaki değişimler izledi. Dolayısıyla herkesin yeni bir politika, yeni bir strateji, yeni bir çıkış yolu aradığı bir dönemin içindeyiz. Biz HDI Sigorta olarak temel yapısını acente sigortacılığı üzerine kuran bir şirket olacağız. Türkiye’de acentesiz bir sigortacılığın başarılı olabileceğine inanmıyorum. Kendi kültürünü oluşturacak olan HDI Sigorta, en geç 5 yıllık bir periyot sonunda sektörün ilk 10’u arasında yer alacak. HDI KENDİ KÜLTÜRÜNÜ YARATACAK HDI Sigorta’nın 2010 yılı beklentilerini de paylaşan Talaşman, 2010’da HDI Sigorta’nın kendi şirket kültürünü yaratacağını söyledi. Talaşman sözlerini şöyle sürdürdü: “2010 yılında ben de dahil olmak üzere tüm HDI çalışanları çok yoğun bir eğitim sürecinden geçecek. Beraber büyüyeceğimiz acentelerimiz ve bu acentelerimizin kilit personeli de bu sürece dahil olacak. 2010 yılında sadece eğitime ayırdığımız bütçe 1 milyon TL’nin üzerinde olacak. Yıl boyunca şirket çalışanlarımız, seçilmiş acentelerimiz, onların çalışanları ve eksperlerimizi içeren 70'ten fazla eğitim ve iletişim programımız olacak.” Sigortacı Gazetesi