Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Bankaların tahsil edemediği krediler ya da takipteki alacaklar, Türkiye ekonomisinde önemli bir tıkanıklık yaratmaya başladı.
Bankaların finansal sistemin can damarını oluşturduğu ülkelerde ekonomik büyüme ile kredi büyümesi arasında çok yakın bir ilişki mevcut. Türkiye de bu ülkelerden birisi.
Türkiye'de kredi büyüme hızı ve sanayi üretimi arasındaki ilişki
Böyle ülkelerde kredi büyümesinde yaşanan aksamalar ekonomik büyümenin de sekteye uğramasına sebep oluyor. İşte bu nedenle, kredi büyümesinin önündeki en önemli engellerden biri olan takipteki alacak sorununu anlamak ve etkin çözüm önerileri geliştirmek oldukça önemli.
Takipteki alacaklar, bankanın bir süredir ödeme alamadığı ve kredinin tamamının ödenmesinden ümidini kesip gözden çıkardığı miktar kadar provizyon ayırması gereken kredileri gösteriyor.
Takipteki alacaklardaki artış ise:
Ayrılan provizyonların yarattığı kaynak maliyeti
Riskli kredilerin sermaye yeterlilik ihtiyacını artırması
Banka riskinin artması nedeni ile yükselen fonlama maliyeti
gibi nedenlerle bankaları temkinli olmaya ve kredi arzını kısmaya itebiliyor.
22 Kasım'da Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu'nun düzenlediği panelde de bu sorun ve çözüm önerileri konuşuldu.
Takipteki alacaklar neden arttı?
Hızlı büyüme dönemleri, ekonomide iyimserliğin hakim olduğu, kredi standartlarının gevşediği ve risk iştahının yüksek olduğu devrelere karşılık gelir.
Bu tür dönemleri takiben ekonomi kaçınılmaz olarak yavaşlamaya başladığında ise takipteki alacaklarda artış görülür.
2017 sonrası büyüme odaklı politikalarla aşırı ısınıp sonrasında yavaşlamaya başlamış bir ekononomide takipteki alacaklarda olası bir artışın öngörülebilir olduğunu söyleyebiliriz.
Hızlı büyümeye ilave olarak, 2010 sonrası dönemde dış borcu giderek artan özel sektör, Ağustos 2018'de yaşanan kur şoku sonrasında borç yükünde ani bir artışla karşı karşıya kaldı. Nakit sıkıntısı çeken şirketler banka borçlarını ödeyemeyince takipteki alacaklar artmaya başladı.
Takipteki alacakların ekonomik etkileri
Banka kredilerinin yavaşlaması ekonomide arzu edilen canlanmanın gecikmesine sebep olur. Krediler sadece yatırımlar için değil günlük aktivitenin finansmanı için de gerekli olduğundan krediler kanalının durması daha fazla firmayı iflasın eşiğine sürükleyebilir.
Borç alan firma açısından bakıldığında, alınan kredinin takipteki alacağa dönüşmesi teminatı bağladığı için yeni fonlama ve yatırım imkanları kısıtlanır. Borcu biriken firmanın yatırım iştahı ve kredi talebi azalır. Kredi talebindeki azalış banka karlılıgını düşürür. Bu da bankanın takipteki alacakları temizleme kapasitesini azaltarak bir kısır döngüye sebep olabilir.
Takipteki alacaklar sistemde bir tıkanıklık yarattığından bu kredilerin temizlenmesi sistemin önünü açmak açısından elzemdir.
Takipteki kredi oranı, aktif bir çaba ile bu kredilerin bilançolardan çıkarılması ile düşeceği gibi ekonomik büyümenin hızlanıp sağlıklı kredilerin artması ile pasif olarak da düşebilir.
Takipteki alacaklar sorunu nasıl çözülebilir?
Aktif bir çaba durumunda, sözkonusu kredilerin bilançolardan ne şekilde temizlendiği önemlidir. Amaç hızlı bir şekilde, büyük iskontolarla bu kredileri bilançodan çıkarmak olmamalıdır. Çünkü net defter değerinin ciddi şekilde altında satılan kredi, Banka açısından zarar olarak kaydedileceğinden sermayedeki olumlu etki baskılanabilir.
Sorunun çözümünde ilk adım bankaların şeffaf ve güvenilir bir şekilde varlık kalitelerini değerlendirmesi ve gerekli provizyonları sağlamasıdır. Takipteki kredilerin bir yan etkisi güven ortamını zedelemesi olduğundan şeffaflık bu güvenin tekrar kazanılmasında kritiktir.
Sermaye sıkıntısı çeken bankalar varlık değerini olduğundan yüksek göstermek isteyebilir. Bu nedenle gerektiğinde bağımsız üçüncü bir partinin değerlendirme yapması uygun olabilir.
Hükümet neler yapabilir?
Takipteki alacakların temizlenmesi öncelikle bankaların sorumluluğu olmakla birlikte bu iş tamamen bankalara bırakılamayacak kadar kritiktir.
BDDK'nın Eylül ayındaki açıklamasında olduğu gibi, tarih konularak bankaların belli kredileri takipteki alacaklara aktarması ve provizyon hedeflerinin belirlenmesi çözümü hızlandıracak adımlardır.
Bu noktada kurumsal güvenilirlik, açıklanan rakamlara güvenin sağlanması ve takip sürecine olan inancı güçlendirerek ekonomik toparlanmanın hızını artırır.
İlave olarak, çözüm sürecini geciktiren yasal ve yapısal engellerin ortadan kaldırılması hem daha hızlı sonuç alınmasını sağlar hem de net defter değerinin altında satışları sınırlar. İflas kurallarının etkin ve gecikmesiz işlemesi, gerekli olduğunda teminatın öngörülebilir, hızlı ve şeffaf bir şekilde temini, sorunlu kredilerin satılacağı piyasanın likit ve etkin işleyişinin sağlanması hükümete düşen birincil sorumluluklardır.
Dünya örneklerine baktığımızda, bu tür tıkanıklıkların çözümünde kamunun kimi zaman takipteki alacaklara garanti vererek, kimi zaman sorunlu krediler için borç yönetim şirketleri kurarak, kimi zaman hissedar olarak çözüme farklı yollardan destek olduğunu görüyoruz.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.