Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Son zamanlarda artan gerilim, asırlardır süregelen bu rekabetin sıcak çatışmaya dönüşebileceği ve Orta Doğu'da en büyük iki mezhep olan Şiiler ile Sünniler arasında yeni çatışmaların yaşanacağı kaygılarını beraberinde getiriyor.
Son olarak bu hafta içerisinde Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da Kral Selman bin Abdülaziz el Suud'un resmi konutu El Yamama Sarayı'nı hedef alan bir füze saldırısı düzenlendi. Bu balistik füze havada imha edildi.
Yemen'deki Şii isyancı grup Husiler, attıkları İran yapımı Burkan füzesinin "hedefinin Saray'da Suudi liderlerin geniş katılımıyla düzenlenen toplantı" olduğunu açıkladı.
Suudi Arabistan ise füze saldırılarından İran'ı sorumlu tutuyor. İran ise Yemen'deki hiçbir grupla silah alışverişi anlamında bir bağlantısı olmadığını söylüyor.
BBC Dünya Servisi Radyosu'nun "The Inquiry" programı, Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşmesi halinde neler olabileceği sorusuna yanıt aradı.
Program kapsamında görüşülen dört uzman olası senaryoları gündeme getirdi.
Program kapsamında görüşlerine başvurulan Körfez bölgesi uzmanı olan The Washington Institute'tan Michael Knights, NATO ve ABD ordusuna Orta Doğu konusunda danışmanlık yapan Anthony H. Cordesman, Johns Hopkins Üniversitesi Stratejik Çalışmalar Bölümü'nden öğretim üyesi Mara Karlin ve Uluslararası Kriz Grubu'nun İran çalışmaları direktörü Ali Vaez'in değerlendirmelerine göre, olası bir Suudi Arabistan ile İran çatışmasında dört aşama yaşanabilir:
1) Soğuk Savaş:
Uzmanlar, iki ülkenin halihazırda dolaylı olarak çatışma içinde olduğunu savunuyor. Bir taraftan Suudi Arabistan'ın arkasında olduğu çeşitli gruplar ya da devletler, İran'ın özellikle Devrim Muhafızları tarafından askeri destek verilen devlet ya da silahlı örgütler arasında birçok ülkede çeşitli çatışmalar yaşanıyor.
Yaşanan bu dolaylı çatışmalarda, özellikle Devrim Muhafızları'nın varlığına dikkat çekiliyor. Dünyanın "en faal paramiliter teşkilatlarından biri" olarak nitelendirilen Devrim Muhafızları'nın kendi müttefiklerini etkili bir şekilde desteklerken, karşı grupların da gözünü korkuttuğu belirtiliyor.
The Inquiry programına konuşan uzmanlar, Suudi Arabistan ile İran arasındaki dolaylı çatışmaların Yemen ve Suriye başta olmak üzere birçok ülkede görüldüğüne dikkat çekiyor. Yemen'in güney komşusu olmasından dolayı Suudi Arabistan için çok büyük önem taşıdığı vurgulanıyor.
Ayrıca iki ülke Suriye'de de farklı tarafları destekliyor. Suudi Arabistan ile İran rekabetinin yansıdığı diğer ülkeler ise Irak, Lübnan ve Bahreyn olarak gösteriliyor.
Uzmanlar, yaşanacak bir kıvılcımın dolayı yaşanan bu soğuk savaşı sıcak çatışmalara dönüştürebileceği uyarısını yapıyor.
2) Üç Boyutlu Satranç:
Uzmanlar, iki taraf arasındaki gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesi halinde bunun özellikle hava güçleri arasında yaşanacağını belirtiyor.
Her ne kadar İran'ın hava filosu eskimiş olsa da oldukça iyi bakıldığından dolayı halen işlevsel durumda. İran'ın elinde Körfez Savaşı sonrası Irak'tan ve 1980'lerde de Rusya'dan aldığı az sayıda savaş uçağı var.
Suudi Arabistan'ın hava filosu ise İran'a göre çok daha güçlü. Suudi Arabistan'ın elinde Eurofighter Typhoon ve F-15 Eagle gibi son teknolojilerle donatılmış savaş uçakları bulunuyor.
Savaş uçakları kıyaslamasında Suudi Arabistan'ın rakibine göre önemli bir üstünlüğü olduğu görülüyor. Ancak füzeler söz konusu olduğunda durum değişiyor. Zira İran, çok daha fazla balistik füzeye sahip ve aynı zamanda yüklü miktarda güdümlü füze almayı da sürdürüyor. İran'ın elindeki füzeler, Suudi Arabistan'da şehirleri vurabilecek menzil ve kapasiteye sahip.
Her iki ülke için de elektrik üretim ve içme suyu tesisleri gibi kritik altyapının hava saldırılarına karşı kırılganlığının yüksek olduğu ifade ediliyor.
Ayrıca hava saldırısına karşı korumasız bir diğer alanda petrol ve doğalgaz üretim tesisleri. Hem Suudi Arabistan'ın hem de İran'ın ekonomisinin enerji gelirlerine bağımlı olduğu göz önüne alındığında bu tesisleri hedef alan bir sıcak çatışmanın ekonomik maliyetinin de yalnızca bu iki ülke için değil, dünya çapında çok ağır olması bekleniyor.
Gerek iki ülkenin küresel ekonominin enerji arzında oynadığı kritik rol gerekse de dünyanın diğer güçlü ülkeleriyle müttefiklik ilişkileri nedeniyle yaşanacak bir çatışmanın çok boyutlu bir hale dönüşebileceği vurgulanıyor.
3) Diğer Ülkelerin Katılımı:
Uzmanlar, Suudi Arabistan ve İran arasında yaşanacak sıcak bir çatışmanın sadece bu iki ülkeyle sınırlı kalmayacağı görüşünde.
Suudi Arabistan, başta ABD olmak üzere, İngiltere ve Fransa gibi bir dizi Batılı ülkenin stratejik müttefiki. İran'ın da Rusya ve bölgenin bir diğer önemli ülkesi Irak ile sıkı ilişkileri bulunuyor. Böyle bir çatışmanın İsrail'i dahi içine çekme potansiyeli olduğu ifade ediliyor.
Suudi Arabistan ile İran arasında yaşanan bir çatışmaya ABD'nin de dahil olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Hürmüz Boğazı'nın enerji arzının en önemli geçiş noktalarından biri olması nedeniyle, İran'ın mayın döşemek gibi askeri hamlelerle buranın kapatılmasına yol açması halinde ABD'nin buna sessiz kalmayacağı ifade ediliyor.
Uzmanlar, ABD'nin bu bölgede çok sayıda üssünün bulunduğunu, 35 bin askerinin konuşlu olduğunu ve uçak gemilerinin de hazır beklediğini belirtiyor. Bu da ABD'ye "birkaç saat içerisinde" çatışmaya dahil olma gücü sağlıyor.
ABD'nin dahil olması halinde İran ordusunun ciddi kayıplar vereceği hesaplanıyor. ABD askeri müdahalesinin de savaşın "kısa ve sert" sürmesini sağlacak bir gelişme olarak gösteriliyor.
4. Savaştan Sonrası
Uzmanlar, böyle bir savaşın kısa süreceğini ve bu nedenle de can kaybının az olacağını ancak etkisinin sonrasında da uzun yıllar devam edeceğini düşünüyor.
Bunun nedenlerinin başında da savaşın ekonomik maliyeti ve enerji tesislerinde yarattığı zarar geliyor. Bu durumun küresel petrol fiyatlarının artmasına ve bunun sonucunda da dünya ekonomisinde durgunluğa kadar gidecek bir dizi olumsuz etkinin yaşanmasına neden olacağı vurgulanıyor.
ABD'nin savaşa dahil olması, İran ordusunun elindeki imkanların önemli ölçüde zarar görmesine neden olabileceği düşünülüyor.
Ancak bu savaşın İran'ın diğer ülkelerdeki Şii milisleri desteklemesinin önüne geçme ihtimali düşük görülüyor. Bunun sonucunda da Orta Doğu'nun birçok noktasında yeni çatışmaların yaşanması ve mevcutların da daha da sertleşmesi olasılık dahilinde.
Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde can kayıplarını çok artacağı ve milyonlarca kişinin mülteci durumuna düşeceği uyarısı yapılıyor.
İKİ TANE HIYAR MÜSLÜMAN DEVLET. OTURUP KONUŞUP ANLAŞSANIZ OLMAZMI?. HELE ŞU İRAN 8 SENE IRAKLA SAVAŞTIN ELİNE NE GEÇTİ.? TEPEDEKİ GERİ ZEKÂLILARIN İNADI MASUM İNSANLARA ZARAR VERİYOR. TÜRKİYE BUNU MÜDAHALE ETMELİ. HER İKİ TARAFA KARDEŞ GİBİ DAVRANIP. YATIŞTIRMALI ABD SİLÂH SATIŞINI VE MÜSLÜMAN KANININ AKMASINI ÖNLEMELİ. ABD NİN OYUNLARINA BOZMALIYIZ. TÜRKİYE HAFİFE ALINACAK ÜLKE DEĞİLDİR. RUSYA İLE ÇİN İLE HİNDİTAN İLE İLİŞKİLERİMİZİ CANLI TUTMALIYIZ.AB İLE NORMALE DÖNMELİYİZ BİR AN ÖNCE.
iran suudi arabistanı sinek gibi ezer.en ufak bir gürültüde suudi kral prens hepsi amerikaya tüyer.zaten parası pulu orada.
Bunlardan bir cacık olmaz.
Böylesi bir savaş olması durumunda ABD dışında Çin de müdahil olur çünkü petrol fiyatlarının artması demek Çin’in malıyetlerinin artması demek. Bu savaş olursa ki ABD nin müsade edeceğini düşünüyorum. Çünkü petrol fiyatlarının artması Rüya nın güçlenmesi demek. Kısaca ABD, daha 15 yıl bu durum da bir savaş’a Sudileri sokmaz. Yemen meselesi de yeni bir mesele değil zaten. ABD nin sufiler için gem olarak kullandığı bir mesele.
Bunları hepsi aynı terane kansızlar ne halklara nede insanlığa fayda gelmez
BU SAVAŞA TÜRKİYE MUSADE ETMEZ BİR AYRINTI SUDİ YÖNETİMİ VAHABİ SUNİ DEYİL USTELİK BU SAVAŞ SUDİ KIRALIN VE VAHABİLERİN SONU OLUR SUDİ ARABİSTAN SALMAN ÇOK ŞIMARDI SAVAŞACAK SAN İSRAİLLE SAVAŞ AMERİKAN UŞAĞI SALMAN
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.