Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Birleşmiş Milletler'in (BM) en son 7 Kasım'da güncellediği verilere göre, bölge ülkelerinde kayıtlı 5 milyon 718 bin 489 Suriyeli mülteci yaşıyor. Bu mültecilerden 4 milyona yakını ise Türkiye'de. Son yıllarda bu ülkelerin kamuoyunda yoğun mülteci nüfusunun, ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunlara neden olduğu yönündeki eleştiriler artmaya başladı.
İç savaşta Beşar Esad yönetiminin kazanımları sonucu çatışma yaşanan bölgelerin azalmasıyla, özellikle 2018'den itibaren bölge ülkelerindeki Suriyelilerin geri gönderilmesi yönündeki çağrılar daha da yoğunlaştı.
Peki bölgede hangi ülkede kaç Suriyeli yaşıyor? Ülkeler geri dönüşlerde nasıl bir yol izliyor? Geri dönüş için şartlar uygun mu? Milyonlarca Suriyeli gerçekten ülkesine geri dönebilir mi?
Konuyla ilgili olarak BBC Türkçe'nin yaptığı araştırma bu soruların yanıtlarını veriyor. Araştırmadan çarpıcı satırbaşları şöyle:
BM'nin en son 7 Kasım'da güncellediği verilere göre, bölge ülkelerinde kayıtlı 5 milyon 718 bin 489 Suriyeli mülteci yaşıyor.
Göçmen sayısının, kayıtlı olmayanlarla daha da yüksek olduğu tahmin ediliyor.
Suriye'nin komşularından Türkiye 3 milyon 744 bin 926 kişiyle en fazla Suriyeli mülteciyi barındıran ülke konumunda. Bu, bölge ülkelerindeki Suriyeli mültecilerin yüzde 65,5'ine denk geliyor.
Nüfusa oranla yoğunluk açısından ise birinci sırada Lübnan bulunuyor. Ülkede 918 bin 974 Suriyeli mülteci yaşıyor ve bu da ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 25'ine denk geliyor.
Ürdün'de ise 654 bin 266 Suriyeli mülteci bulunuyor.
Suriyeliler geri dönüşe nasıl bakıyor?
Yapılan araştırmalar, bölge ülkelerinde yaşayan Suriyelilerin büyük bir bölümünün ülkelerine dönmek istediğini gösteriyor.
BM'nin Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır'da yaşayan Suriyelilerle yaptığı ve Mart 2019'da yayımlanan araştırmasına göre Suriyelilerin yüzde 75,2'si bir gün Suriye'ye dönmeyi umuyor.
Dönmeyi düşünmeyenlerin oranı yüzde 19,3 iken, yüzde 5,5 de kararsız olduğunu söylemiş.
Ancak ankete katılanların sadece yüzde 5,9'u 12 ay içinde Suriye'ye dönme eğiliminde olduğunu belirtmiş.
Suriye'ye dönmeye karar verenlerin bu kararları alma nedenleri ise şöyle: Güvenliğin sağlanması, hizmetlere erişim, konut imkanı, askerlikten muafiyet, iş imkanı.
"Suriye'nin neresine dönmek istersiniz?" sorusuna ankete katılanların yüzde 93'ü "kendi şehrimize" cevabını vermiş.
Dönülmek istenen kentlerin başında Dara, Şam, Humus ve Halep geliyor.
Türkiye'de, Sosyo Politik Saha Araştırma Merkezi'nin Ocak 2019'da Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis'te yaptığı anket de Suriyelilerin yüzde 56,1'inin ülkelerine dönmek istediğine işaret ediyor.
'Suriyelileri kabul eden ülkelerde geri gönderme eğilimi artıyor'
Türkiye'de son dönemde yapılan farklı kamuoyu araştırmaları, "Suriyeliler" konusunun hem ekonomik hem de toplumsal-kültürel nedenlerle ülkenin "en önemli sorunlarından biri" olarak algılandığını gösteriyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin özellikle bu yılki yerel seçimlerin ardından Suriyeli mültecilerin denetimi ve bir bölümünün geri gönderilmesi politikasına daha fazla eğildiği görülüyor.
Güvenli bölge planı geri dönüşü sağlar mı?
Türkiye, Suriyeli göçmenlerin geri dönüşü için Şam'la koordinasyon içinde hareket eden bölge ülkelerinden tamamen farklı bir yol izliyor.
Ankara, göçmenleri, Suriye'nin kuzeyinde askeri operasyonla kontrol sağladığı bölgelere gitmeye teşvik ediyor.
Türkiye, bir yandan milyonlarca Suriyelinin yerleşebileceğini söylediği bir güvenli bölge kurmak istiyor.
Peki planlanan güvenli bölge geri dönüş açısından bir çözüm olabilir mi?
Koç Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet İçduygu, dünyadaki örneklerine bakıldığında, başarılı sayılabilecek güvenli bölge deneyimleri arasında Kuzey Irak'ın öne çıktığını söylüyor.
1991 yılında Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak devletinin, ülkenin kuzeyindeki Kürt bölgesine yönelik gerçekleştirdiği operasyon büyük bir göç dalgasına neden olmuş, ülkenin kuzeyinde, uçuşa yasak bölgeyle desteklenmiş bir güvenli bölge oluşturulmuştu.
İçduygu, bu örnekte güvenli bölgenin Birleşmiş Milletler'in kararıyla yaratıldığını, ayrıca o bölgedeki insanların kendi köylerine, kasabalarına geri dönüş imkânı elde ettiğinin altını çiziyor.
İçduygu'ya göre Suriye'nin kuzeyindeki bir güvenli bölgenin BM şemsiyesi altında kurulmayacak ve insanların evlerinin olduğu yerlere dönmeyecek olması önemli bir sorun. Bu, "yeni bir göç hareketi yaratacak ve sonunda Suriyeliler ülkeleri içinde yine göçerilmiş olacak".
Prof. Dr. Ahmet İçduygu, böyle bir bölge kurulmasının Türkiye açısından ekonomik maliyetinin büyük olacağını ayrıca siyasi sorumluluğunu yürütmenin zor olacağını ekliyor.
"Türkiye ile Esad rejimi arasında bir anlaşma olmaması durumunda geri dönüşün kısmi kalacağını düşünüyorum" diyor.
Ülkelerine dönen Suriyelilerin sayısı ne durumda?
Peki ülkelerin farklı politikalarının sonucu olarak Suriyelilerin geri dönüşlerinde rakamlar ne durumda?
Birleşmiş Milletler'in 2016 ila 2019 yılları arasındaki verileri, gönüllü olarak Suriye'ye dönenlerin sayısının yavaş da olsa arttığını ortaya koyuyor.
BM'nin verilerine göre 2016 ila 2019 yılları arasında Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır'dan Suriye'ye dönen göçmenlerin sayısı 216 bin 719 oldu.
2016'da 28 bin 212 olan dönüş sayısı, 2017'de 50 bin 705'e, 2018'de 55 bin 248'e, 2019'da ise 75 bin 501'e yükseldi.
Ülkelerin kendi açıkladığı dönüş rakamlarıysa daha yüksek.
Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun, 390 bin Suriyelinin ülkelerine döndüğünü söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Eylül ayında yaptığı açıklamada, Türkiye'den ülkelerine dönen Suriyeli sayısının 354 bine ulaştığını belirtti.
Suriye yönetimi geri dönüşlere nasıl bakıyor?
Bütün bu süreçte Suriye yönetimi ise ülke dışındaki Suriyelilere ülkelerine dönme çağrılarını artırmış durumda.
BBC Türkçe'ye konuşan Nidal Kabalan, Şam'ın tutumunun tüm Suriyelilerin geri dönüşü yönünde olduğunu söylüyor.
Milyonların geri dönüşü mümkün mü?
Peki bugünkü şartlarda milyonlarca Suriyelinin ülkelerine dönmesi mümkün mü?
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan BM Uluslararası Göç Örgütü'nün Türkiye sözcüsü Lanna Walsh, değerlendirmelerinin, şartların uygun olmadığı yönünde olduğunu söylüyor:
"Birleşmiş Milletler ile uyumlu olarak Uluslararası Göç Örgütü, ülkedeki mevcut şartların, Suriyeli mültecilerin güvenli ve onurlu bir şekilde ülkelerine geri dönüşlerini veya geri gönderilmelerini organize etmek için elverişli olmadığını tespit etmiş durumda."
Walsh, "8 yıllık çatışma sürecinin ardından Suriye, ülke içinde yerinden edilmiş veya mülteci konumuna gelmiş 11 milyon Suriyelinin geri dönüşünü, çok büyük yeniden inşa çabaları olmadan özümseyebilecek bir durumda değil" diyor ve bunu açıyor:
"Bu süreçte temel sağlık hizmetlerine erişim imkânı; sağlık tesislerinin yüzde 50'den fazlasının yıkılması veya zarar görmesi ile sağlık personelinin yaklaşık yüzde 60'ının kaybı nedeniyle büyük bir gerileme yaşadı. Tarımsal üretim yaklaşık yarı yarıya azaldı. Savaş nedeniyle iş olanakları geriledi. Ülkenin birçok bölgesinde patlayıcı madde riski bulunuyor."
Koç Üniversitesi'nden İçduygu'ya göre geri dönüş, "çatışan unsurların bir çatışmasızlık haline dönmesi ve bir devlet sisteminin kurulmasıyla mümkün".
İçduygu, geri dönüşlerde gönüllülük ve güven dışında sürdürülebilirliğin de çok önemli olduğunu vurguluyor ve Afganistan örneğini veriyor:
"İnsanlar gidebilirler, ama güvenli bölge oluşmadıysa tekrar geri dönebilirler. Afganistan sorunu 1979'da başladı. İki komşu ülke İran ve Pakistan'a milyonlarca insan gitti. Afganistan'da göreceli bir barış dönemine girildi, bazı dönüş programları oldu, ama yüzen nüfuslar oluştu. 30 yıl geçti, bugün hala Pakistan'da 1 milyon, İran'da da 1,5 milyon kadar Afgan var. Hatta Türkiye üzerinden gelip Avrupa'ya geçmeye çalışıyorlar. Bizim kırılgan devlet dediğimiz bir ülkeye geri dönüşler olsa bile bu dönüşün çok uzun süre yaşamayacağını söyleyebiliriz."
Bu arada uzmanlar, ileride tüm şartlar uygun hale gelse bile belli oranda mültecinin yaşadıkları ülkelerde kalmasının beklendiğini de belirtiyor.
İçduygu bunu Almanya örneğini hatırlatarak anlatıyor:
"Sırf Türkiye'de 500 bin Suriyeli çocuk doğmuş durumda. Sosyolojik olarak toplum tepki gösterse bile kendiliğinden bir entegrasyon süreci de var. Özellikle burada yetişen gençlerin bir bölümü çok mutlu olmasalar bile dönmeyebilirler. Almanya'daki yetişen Türkleri düşünün, öyle bir sosyolojik süreç olacaktır. Kesinlikle bir kalıcı nüfus yaratacaktır, ne kadar olacağını ise süreçteki değişkenler gösterecek."
Suriyeliler istanbula geri dönecek
Araştırma rakamlarına göre yarısı istiyor yarısı istemiyor yani elimizde yine 2.5milyon Suriyeli kalacak demektir. Zaten hızla çoğalıyorlar kalanlar gidenlerin açığını kısa zamanda kapatır
Benden alıp orada güvenli bölge kuracak ev yapacak hastane yapacak okul yapacaksınız umarım yapamazsınız.
Onlar bulmuşlar böylesi beleş ülkeyi gitmezler ekmek elden su gölden
Niye gitsinler ki enayiler bakıyor nede olsa... Onlarda tamgaz çocuk yapmaya devam ediyor..
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.