<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemSürdürülebilirlik Türkiye’yi aşağı çekiyor ----

Sürdürülebilirlik Türkiye’yi aşağı çekiyor

Sürdürülebilirlik Türkiye’yi aşağı çekiyor
06 Kasım 2013 - 15:13 www.finansingundemi.com

Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) İstanbul’daki toplantısında, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma politika ve projelerini tartıştı.

İş Konseyi’nin Türkiye ayağı olan Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin (SKD) Başkanı Galya Frayman Molinas, sürdürülebilir kalkınmanın Türkiye’de herkesin gündemine girdiğini ama bu konuda hala yapılacak çok şeyin olduğunu söyledi.


“Sürdürülebilirlik, kurumsal bir sosyal sorumluluk değil”
SKD Başkanı ve Coca-Cola Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Bölümü Başkanı Galya Frayman Molinas sürdürülebilirliğin çok konuşulan bir kavram olduğunu belirtti ve sürdürülebilirliğin ne olmadığına dikkat çekerek, “Sürdürülebilirlik kurumsal bir sosyal sorumluluk değil, hayırseverlik hiç değil. Sürdürülebilir kalkınmanın içinde risk ve mutlaka tasarruf var, geleceğe dair fırsatların iyi okunup bir takım hareketlerin yapılması var. Bu, 'Smart Business' dediğimiz akıllı iş yaratmanın bütün özelliklerini içinde barındıran bir olgu. Kaynakların daha verimli kullanımına yönelik, sosyal, çevresel ve ekonomik ortam ve şartları bir araya getiren bir çalışma modeli” dedi.

“Sürdürülebilir kalkınma büyümeyi hedefleyen bir iş modelidir”
Sürdürülebilir kalkınmanın bir iş modeli olduğuna dikkat çeken Molinas, bu iş modelinin çevresel, ekonomik ve toplumsal kaynakların, çeşitli araçlarla maksimize edilmesini hedeflediğini söyledi.

“Sürdürülebilir kalkınma için tabuların yıkılması gerek”
Konunun Türkiye'de herkesin gündemine girmiş olmasının memnuniyet verici olduğunu, sürdürülebilir kalkınmayı kolay olmayan ve herkesin birlikte çalışmasını gerektiren bir konu olarak nitelendiren Molinas, bu kapsamda bir takım tabuların ve çalışma şekillerinin yıkılmasının gerekliliğine işaret etti. Molinas, kamu da dahil herkesin gündeminde olan sürdürülebilir kalkınma kapsamında herkesin birlikte nasıl çalışılacağı konusunu anlamaya ve öğrenmeye çalıştığını dile getirdi. Algının ülke geneline henüz yayılmadığına da değinen Molinas öncelikli hedeflerinin, iş dünyası ve kamu otoriteleriyle birlikte çalışıp, bilinç geliştirilmesi olduğunu, algının halka yayılmasının ise sonraki aşama olduğunu söyledi.

"Genç nesilde müthiş bir çevre duyarlılığı var"
Molinas tüketici bazında ise genç nesilde müthiş bir çevre duyarlılığı bulunduğuna dikkati çekerek şunları anlattı:
"Değerlerin çok pozitif anlamda geliştiğinden ve çok daha duyarlı bir neslin ortaya çıktığından bahsetmek mümkün. Dolayısıyla bir şekilde onlar da geliyorlar ve genç nesilde çok ciddi bir çevre duyarlılığı görüyoruz. Bizler ne zaman iş dünyası olarak bunu gerçekten bir rekabetçi fırsat olarak görüp kabul edersek, bu alanda çok daha emin adımlarla ilerlememiz mümkün olacak. Türkiye'de iş dünyasının sürdürülebilir kalkınma projelerini hayata geçirmesi için yapılacak çok şey var, burada işbirliği algısı çok kritik."
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile Türkiye'nin "Vizyon 2050"sini açıkladıklarını hatırlatarak, içerisinde birçok parametre bulunduğunu ve birçok alanda çalışmaların başladığını ifade etti.
Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi ile birlikte, 2 yıl önce Sürdürülebilirlik Borsası konusunda  yaptıkları çalışmadan bahseden Molinas, “Borsa İstanbul'a kote 215 şirketle birlikte çalışma yaptık. 215 şirketin yüzde 80'i sürdürülebilirliğin şirket vizyon ve misyonlarının bir parçası olduğunu söyledi. Yüzde 60'dan fazlası bir sürdürülebilirlik stratejisi olduğundan bahsetti. Ama ölçümlemeye geldiğimizde, yüzde 50'ye yakının bunu ölçümlemediğini gördük. Ölçümlenmeyen bir yerde bir strateji olmaz, eylem olamaz. Dolayısıyla ölçümleme Türkiye'nin ilk önceliği. İkincisi yasal mevzuat açısından birçok yeni gelişme var ama orada da birlikte çalışmaya, bir işbirliğine ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
SKD olarak amaçlarının ilk etapta Türkiye'nin rekabetçiliğini artırmak, bu rekabetçiliği de sürdürülebilirlik üzerinden yapmak olduğunun altını çizen Molinas, şöyle devam etti:
"Küresel rekabet endeksine baktığınız zaman 2013 yılında Türkiye global ligde en rekabetçi 44'üncü ülke oldu. Buna sürdürülebilirliği entegre ederek baktığımızda ise 80'li sıralara düşüyor. Yani bu anlamda yapılacak çok şey var. Bu yüzden SKD olarak biz bir kaç şeye odaklandık.

“Türkiye’den 20’den fazla iyi uygulama, örnek olarak Birleşmiş Milletler’de”
SKD olarak iyi uygulamalar geliştirmenin öncelikleri arasında olduğunu söyleyen Molinas, “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'na (Rio+20) 20'den fazla iyi uygulama gönderdik Türkiye'den. Daha yeni inovatif sürdürülebilirlik çalışmalarını ortaya çıkardık, bir araya getirdik ve ödüllendirdik. Tüm bunlardan iş dünyası çok şey öğreniyor. İkincisi işbirliğine çok önem veriyoruz. Hem kamuyla hem şirketlerle birlikte çalışıyoruz. Üçüncüsü de entegre raporlama konusunda kapasite geliştirme çalışması yapıyoruz. Önceliklerimiz bu şekilde..."
SKD'nin önümüzdeki dönem çalışmaları hakkında da bilgi veren Galya Frayman Molinas, SKD olarak iyi uygulamalar konusundaki çalışmalara bütün motivasyonlarıyla devam edeceklerini belirterek, şöyel konuştu:
"Bunun çok işe yaradığını görüyoruz. Bu, bir takım iyi yapılan işleri de ortaya çıkarmak açısından çok önemli. İkinci olarak, bu sene başında  WBCSD'nin bir çalışmasını alıp Türkiye'de lanse etme imkanımız oldu. Bu da binalarda enerji verimliliği manifestosunun yayınlanmasıydı. Buna 26 büyük şirket imza attı. Şöyle ki, Türkiye'deki enerjinin yüzde 40'ı binalarda harcanıyor. İşte bu 26 kurum bu manifestoya imza atarak, bu konuyla ilgili bir politikayı şirket içinde yürürlüğe koyacaklarını, binalarında bir ölçüm yapacaklarını ve daha sonrasında da bunda gerekli tasarruf rakamlarını ölçümleyeceklerini taahhüt etti. Biz bu çalışmaya çok inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde de devreye girecek çok önemli bir takım çalışmalarımız olacak."

“Yenilenebilir enerjide finansal araçlar ve altyapıda eksiklikler yetersizlikler var"
Molinas, enerji konusunun Türkiye'nin en önemli konularından biri olduğunu dile getirerek, "Yenilenebilir enerji konusunda üç tane ana odak noktadan bahsetmeliyiz. Birincisi finansal araçlar yetersiz. İkincisi yeni teknolojileri kullanabilecek olan altyapıda bir takım eksiklikler var, burada özellikle sosyal sermaye olarak bakarsak eğitim lazım. Üçüncü olarak ise mevzuatta da bir takım eksiklikler mevcut" dedi.
"Marmaray Türkiye için çok önemli bir yatırım"
Molinas Türkiye'de yaşanan ekonomik gelişmelere ilişkin de bir takım değerlendirmelerde bulundu. 2013 yılı ilk yarısı itibariyle Türkiye'nin büyüme liginde 3'üncü sıraya oturduğunu hatırlatan Molinas, "Bu anlamda sadece bu sene değil geçmiş 10 seneye baktığımızda büyük adımlarla Türkiye'nin geliştiğini görüyoruz. Bu da bize çok büyük cesaret veriyor. Önümüzdeki dönem için de ülkemiz büyük bir potansiyel içeriyor. Türkiye'nin gelişimini ben hep pozitif olarak görüyorum" diye konuştu.
29 Ekim'de hizmete açılan Marmaray'ın da Türkiye için çok önemli bir yatırım ve proje olduğunu belirten Molinas, bir kaç hafta içerisinde kendisinin de bu yolculuğu deneyimleyeceğini söyledi. 
 
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)