Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P) Türkiye’de önümüzdeki dönemde kredi büyümesinin yavaşlamasının beklendiğini açıkladı.
Kredi derecelendirme kuruluşu, "Bankalar için Küresel Kredi Görünümü Yarı Yıl Güncelleme" raporunda, "Türkiye’de kredi büyümesinin zayıflayan tüketici güveni, yatırımlar ve ekonomik büyümeyle yavaşlamasını bekliyoruz. Bu, parlamento seçimlerini takip eden politik belirsizlik nedeniyle vurgulanmaktadır" ifadesi kullanıldı.
Raporda, "Mevduatların kısa vadeli yapısı ve dış borca olan yüksek bağımlılık Türk bankaları için risk oluşturmaya devam ediyor. Üstelik bizce, karar verme sürecinin merkezileşmesiyle Türkiye’deki kilit kurumların denge ve fren mekanizmasındaki erozyon, iş ve yatırım güveni ile ekonomik istikrar için risk oluşturmaktadır. Orta vadede Türkiye’nin reel gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 3 civarında olması yönündeki beklentimizle birlikte, işsizlik sosyal baskılara yol açarak artış gösterebilir” ifadelerine yer verildi.
S&P Türk bankacılık sektörüne ilişkin olarak, “2014 yılında beri devam eden kredi büyümesindeki yavaşlama bankacılık sektöründeki varlık kalitesine ilişkin daha önce olan endişelerimizi kısmen yatıştırdı” ifadesini kullandı.
Kısa vadeli mevduatların ve döviz borçlarının Türk bankaları için risk teşkil ettiği belirtilen raporda, ticari kredilerin üçte birinin döviz cinsinden olduğu vurgulandı.
S&P raporda, "Türk bankaların kredi kayıplarında potansiyel yükselişlere karşı yeterli sermaye ve gelir tamponlarını sürdürmeye devam etmesiyle, regülasyon sıkıştırmaları ve iş ortamındaki yavaşlayan büyümenin gelirleri zayıflatmasını bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Raporda, genel olarak küresel bankacılık görünümünün büyüme görünümünün beklenenden zayıf seyretmesine rağmen olumlu olduğuna işaret edilirken, "Buna rağmen, beklenmeyen gelişmeler, Çin’deki konut piyasasındaki gibi bozulmalar kredi notlarının azaltılmasına neden olabilir" denildi.
Yunanistan’ın Avro Bölgesi’nden olası çıkışı durumunda oluşabilecek bulaşma riskinin halihazırda 2010-2011 dönemindekinden daha az olduğu belirtilen raporda, ülkenin bölgeden çıkmasının yatırımcıların, kredi verenlerin ve tüketicilerin risk değerlendirmelerini yükseltebileceği uyarısında bulunuldu.
S&P, ABD Merkez Bankası Fed’in olası
faiz artışına eylül ayında başlamasının beklendiğini belirterek, "Avro Bölgesi daha önce 2015 yılı için olan öngörülerimizden daha iyi bir büyüme performansı gösterdi. Bu yıl Avro Bölgesi’nin yüzde 1,5 gelecek yıl ise yüzde 1,9 oranında büyüme göstermesini bekliyoruz. Buna rağmen, Yunan krizinin çözümü bir belirsizlik olarak kalmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Raporda, petrol fiyatlarında son dönemde yaşanan düşüşün Bahreyn, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin ekonomik koşullarının kademeli olarak zayıflamasına neden olduğu vurgulandı.
S&P, Körfez ülkelerindeki bankalara ilişkin olarak, "Körfez ülkelerindeki bankaların iyi finansman profilleri, gelir tamponları ve sermayelendirmesi nedeniyle faaliyet ortamındaki dönüşümün oluşturduğu risklere karşı iyi bir şekilde konumlandığını düşünüyoruz. Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) bankalarının sermaye yeterlilik oranı yaklaşık yüzde 15-16 seviyesinde ya da üzerinde. Bu BASEL III zorunluğunun üzerinde" değerlendirmesinde bulundu.
S&P, Rusya’daki ekonomik zayıflığın çevre ülkelere de yayılmaya başladığına dikkati çekerek, "2014 yılında uygulanan yaptırımlar bankacılık sektörünün toplam varlıklarının yaklaşık yüzde 50’sini etkiledi. Yaptırımlar devletle bağı olan Rus bankalarının Avrupa ve ABD’deki sermaye piyasalarına olan erişimini kısıtladı" dedi.
S&P son olarak Güney Afrika bankalarının nispeten düşük ekonomik büyüme ve artan finansman maliyetleri ile başa çıkabileceğini belirterek, "Latin Amerika’daki bankalar için durağan değerlendirmemiz bankaların çoğunun risklere karşı dirençli olduğunu ve sağlam karlılıklarını devam ettirdiğini göstermektedir" ifadesini kullandı.