Son ankette şaşırtan sonuçlar!
Andy-ar araştırmanın sahibi Faruk Acar, seçim beyannamelerini açıklayan partilerin vaatlerinin sandığa nasıl yansıyacağını anlattı
Andy-ar araştırmanın son yaptığı araştırmalara göre oy oranlarında çok fazla bir değişiklik yok ama önümzüde hala 35 gün var diyen Faruk Acar, bu seçimin diğer seçimlerden farklı olduğunu söyledi.
"Bu seçim roller değişti" diyen Acar, HDP'nin "barajın sınırındayız" taktiğinin önemli olduğunu, Ak Parti'nin ise iktidar olma yolunda kritik bir alanda bulunduğunu söyledi.
Muhalefet partilerinin seçim beyannamelerinin ekonomi üzerinde yoğunlaşmasının başarılı bir karar olduğunu vurgulayan Acar, internethaber.com'a bu vaatlerin belki bu seçim oy olarak partilere yansımayabileceğini ama önümüzdeki seçimler için umut vaat ettiğini belirtti.
-Bütün partiler seçim beyannamelerini hazırladılar, vaatler üzerinden tartışmalar da başladı, nasıl yansıoyacak bu durum oy oranlarına?
ASLINDA ROLLER DEĞİŞTİ
Aslında roller değişti diyebiliriz. Çünkü AK Parti'nin daha önceki katılmış olduğu seçimlerdeki büyük projeleri ve önümüzdeki döneme ilişkin "kazanırsam" şeklinde, süreçle yönettiği, kendinden emin söylemleri, oyların konsalide olmasını sağlayan, stratejik bir hamlesini bekliyoruz. AK Parti'nin yapacağı projelerle ilgili ya da öngörüleriyle ilgili bir söylem geliştirdiğinde muhalefet partilerinin "bunu neyle yapacaksın" şeklindeki eleştirileriyle karşılaşıyordu, bugün itibariyle muhalefet partilerinin bu pozisyonunu iktidar partisi almış durumda. Hem CHP'nin, hem MHP'nin, hem de HDP'nin beyannameleri genel itibariyle bu düzeyde karşılık buldu, bu kez "neyle yapacaksınız" diye AK Parti soruyor.
MUHALEFET PARTİLERİNDEN BAŞARILI KARAR
Muhalefet partileri geçmiş seçimlerde Erdoğan karşıtlığı üzerine bir kazanım elde edemedikleri sonucuyla karşılaştılar, aslında AK Partiyi eleştirel bir bakış açısıyla ülke menfaatleri ve çıkarları üzerinden eleştirmek gerektiği noktasında bir misyon üstlendiler. Bunun nedeni de mevcut ekonomik şartlar ve daha önceki seçimlerde konsolide olan oyların her ne olursa olsun AK Parti'ye yaradığını görmeleri. Dolayısıyla bu durum biraz yoğurdu üfleyerek yeme noktasına geldiklerini gösteriyor. Ben şahsi olarak, bunun başarılı bir karar olduğunu söyleyebilirim.
BU SEÇİMDE SANDIĞA YANSIMAYABİLİR
Belki bu seçimde bu kararın oy üzerindeki etkisini çok fazla görmeyeceğiz. CHP'nin emeklilerle ilgili, dini bayramlarda vereceğini söylediği bir maaş ikramiye vaadi bizim yaptığımız araştırmalarda her ne kadar inandırıcı bulunmasa da destekleniyor. Yaptığımız araştırmalarda CHP'nin bu vaadine inananların oranı yüzde 25 iken, destekleyenlerin oranı ise yüzde 70'lere ulaştı. AK Parti CHP'nin bu vaadine hemen "kaynağı nereden bulacaksın" diye sormasına rağmen emeklilere bir zam vaadinde bulundu. Dolayısıyla CHP yoğun olarak emekliler nezdinde şöyle bir etki bıraktı; "evet yapıcı bir muhalefetin katkısı oldu, Türkiye'de bu tür muhalefet tarzının uygulabilirliği mümkün ve olumlu yansıyor." Buna benzer muhalefet söylemleri seçmen nezdinde kırılmalar yaşanmasına sebep olabilir. Bugün itibariyle AK Parti üzerinde daha zorlayıcı bir muhalefet algısının oluştuğundan söz edebiliriz.
CHP İLE İLGİLİ BİR TABU VAR
Bu vaatlerin oya dönüşmesi çok mümkün değil. Çünkü, CHP ile ilgili bir tabudan söz etmek mümkün. CHP için, seçmenleri nezdinde ancak yüzde 30'lara çıkabilmek mümkün olabiliyor ama tek başına iktidarı yakalayabilecek oranı ifade etmek hayalci bir yaklaşım olur. Bu vaatler CHP'nin belki bu seçim için değil ama önümüzdeki seçim için önünü açmasına yardımcı olabilir. Bu durum, CHP'nin vitrinine muhafazakar adaylar getirmesinin tabanda karşılık bulmadığını da göstermiş oldu. Bu muhalefet tarzı bence daha yerinde alınan bir karardır diye düşünüyorum, bu seçim için değil ama önümüzdeki seçimler için kendine bir havuz yarattığını söyleyebilirim.
-Peki HDP, biz barajı geçip geçmeyeceğini tartışırken HDP, iktidar hedefleyen bir parti gibi beyanname hazırladı, bu nasıl yansır sandığa?
HDP, BEKLENENİN TESİNDE ALGI YARATTI
HDP'nin parti olarak seçime girmesiyle birlikte iktidar oranını yakalaması çok mümkün değil, zaten kendileri de buna inanarak ifade etmiyorlar. Buna rağmen özellikle HDP'nin iktidar partisi olacakmış gibi beyanname hazırlamış olması Türkiye partisi olma yolunda bir adım attığına dair bir fotoğraf veriyor, bu HDP için çok önemli. Aslında seçmenler nezdinde şu an itibariyle en şanslı parti konumuna sahip parti HDP. Çünkü HDP'den beklenenin ötesinde bir algı yaratmış durumda.
İKİ PARTİ TREND, İKİ PARTİ KAN KAYBEDİYOR
Aslında havuzu en geniş olan parti MHP. Çünkü hem AK Parti seçmeninin, hem CHP seçmeninin ikinci tercihi olan parti konumuna sahip. Dolayısıyla MHP ve HDP yükselişini belki biraz bununla da yorumlamak mümkündür. Çünkü HDP'nin yükselişi doğal bir süreçle MHP'yi de yükselişe geçirecektir ki zaten yaptığımız araştırmalarda da bunu matematiksel olarak görüyoruz. Trend olan iki parti var, MHP ve HDP, AK Parti ve CHP ise kan kaybına devam ediyor, önümüzdeki süreçte bu partilerin alacağı oy oranları ve çıkaracağı milletvekili sayıları Ana muhalefet ve AK Partinin pozisyonunu daha keskin hatlarla belirleyeceği bir seçime gidiliyor. HDP barajı geçerse tüm dengelerin değişeceğini ifade edebiliriz.
-Son günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çözüm sürecine ilişkin sert sözler söylemesi, Kandil ve İmralı heyetinin yaptığı açıklamalar, sürecin rafa kaldırılması, tüm bunlar AK Parti ve HDP'nin oyuna yansıyor mu?
ÇÖZÜM SÜRECİNE DESTEK 70'LERDEN 45'LERE DÜŞTÜ
Çözüm sürecine olan destek yüzde 70'lere varan bir oranla karşılık bulmuştu. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylemleri ve bugün itibariyle gelinen noktada Erdoğan'ın HDP'yi suçlar poziyona gelmiş olması doğal olarak çözüm sürecine olan desteği de AK Parti seçmeni ve diğer partilerin seçmenleri nezdinde düşmesine sebep oldu, Bu destek oranı bugün itibariyle yüzde 45'lere düşmüş vaziyette.
MİLLİYETÇİ OYLAR YENİDEN MHP'YE GİDEBİLİR
HDP'nin aktörülerden biri olarak masadan kalkan taraf olmayacağını ifade etmiş olması da HDP'ye bir fayda sağladı diyebiliriz. Erdoğan'ın "Kürt sorunu yoktur" dedikten sonra MHP'ye gidebilecek oyları engellemek için daha sonra "Kürt kardeşlerimin sorunu yoktur" dedi. Aslında bu sözlerle hem milliyetçi tabana hem HDP tabanına AK Parti'den kayıp olmaması adına bir söylem geliştirdi ama bu söylem çözüm sürecine olan destek ve heyecanın düşmesine sebep oldu. Bundan da en fazla faydalanan partinin MHP olduğunu gördük. Çünkü MHP, çözüm sürecinin başından beri sürece karşı duran tavrını hiç bozmadı. AK Parti'nin ise dün desteklediği ama bugün eleştirdiği bu süreç ise bir algı değişikliğine yol açtı. Halk, çözüm sürecini destekleyip desteklememekte kararsız kaldı. 2010 Eylül referandurumunda AK Parti'ye giden milliyetçi oyların tekrar MHP'ye dönmesiyle sonuçlanabilir. Ama HDP de barajı geçebilmek için doğru bir noktada yer aldı ve seçim sonuçlarında da göreceğiz ki süreçten fayda kazanan ikinci parti.
-HDP'nin baraşın birkaç puan üstünde olduğu ama taktiksel bir hamleyle sınırda olduğunu söylediği konuşuluyor. Doğru mu bu, HDP barajı aşıyor mu?
HDP'NİN TAKTİK UYGULAMASI BAŞARILI
HDP'nin çıkabileceği maksimum oy oranını HDP'liler çok iyi biliyorlar, bunun hesabını çok önceden yaptılar. "Biz Türkiye partisi olma yolunda ilerliyoruz" dediler. Türkiye partisi olmak için Batı'da özellikle CHP'li seçmenden oy almaları gerektiğini biliyorlar. Bu seçimde emanet oy kullanacak seçmenin çoğunluğu İstanbul'da diyebiliriz. Biz yaptığımız son araştırmalarda HDP'yi barajın üstünde buluyoruz, şu an oy oranı 10-11 bandında. HDP'nin, özellikle Eş Başkan Selahattin Demirtaş'ın "Barajı henüz geçtik diyemeyiz" söylemi çok doğru bir söylem. Çünkü, çok kritik bir konumda olan HDP eğer "barajı geçtik" derse emanet oyların gelmesini engelleyebilir, çünkü HDP barajı geçerse Türkiye'deki tüm dengeler değişecek, belki iktidar değişecek. Bununla birlikte "baraj problemimiz kalktı" derse güçlenmesi noktasında ona barajı geçme alanını yaratan CHP seçmeni tekrar gidip kendi partisine oy verecektir. O nedenle "şu an çok kritik bir alandayız" diyerek çok doğru bir iş yapıyorlar, başarılı bir taktik uygulaması.
SON ANKETTEKİ ORANLAR ŞÖYLE
Açıklanan seçim beyannamelerin oy oranlarına etkisi birkaç puan olacaktır. Şu an itibariyle, son yaptığımız araştırmada partilerin oy oranları şöyle:
AK Parti; yüzde 42-43
CHP yüzde 24-25
MHP yüzde 17-18
HDP yüzde 10-11
Ama burada henüz, milli ittifak denilen, Saadet partisi ve BBP birlikteliğinin sonucunu henüz alamadık, çünkü henüz ses getiren bir pozisyona yerleştiklerini söyleyemeyiz. Önümüzdeki günlerde yapacağımız çalışmalarda MHP'den gidebilecek oyları da mümkün olabilir. Bu anlamda AK Parti açıkçası iktidar olmak için önemli bir kazanım elde edebilir.
-Koalisyon ihtimali konuşuluyor, AK Parti de sürekli koalisyonun kötü olduğundan bahsediyor, koalisyon ihtimali ne kadar bu seçimde?
AK PARTİ ÇOK KRİTİK BİR ALANDA
İl bazında milletvekili sayıları çok önemli. Bizim bulduğumuz sonuçlara göre, şu an AK Parti tek başına iktidar olamıyor da diyemiyoruz, iktidardan düşüyor da diyemiyoruz. Çünkü o kadar kritik bir alanda ki, 3-4 vekil sayısıyla iktida da olabilir, ya da 3-4 vekil farkla iktidarı kaybedebilir. AK Parti şu an itibariyle tam sınırda geziniyor. Eğer oylarındaki düşüş ve diğer partilerdeki yükseliş devam ederse iktidar sıkıntılı bir alana girmiş olur, ama lehine çevirecek bir poziyon alırsa da problem ortadan kalkar. Normalde seçimlerden birkaç ay önce yapılan araştırma sonuçları hemen hemen seçim sonucunu verir ama bu seçim farklı dinamikleri olan bir seçim ve bugünden bunu öngörmek açıkçası çok zor. Önümizde 35 gün var, her gün değişik gelişmelerin yaşanacağı bir seçim dönemi hala önümüzde.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan her ne kadar parti ismi vermiyorum dese de mitingler düzenleyerek AK Parti'ye oy istiyor. Erdoğan miting yapmasaydı Davutoğlu tek başına oyların konsolide olmasını sağlayabilir miydi, Erdoğan'ın katkısı nedir bu seçimde?
NE ZARARI VAR, NE FAYDASI
Davutoğlu ismi AK Parti sürecinin başlamasıyla birlikte, belki kendine yeni, farklı bir alan açma noktasında krebilitesi olan bir isimdi ama Erdoğan'la özdeşleşen bir pozisyonu alması açıkçası Erdoğan'ın yarattığı alanda kısıtlı kaldı. Ama şu anda yüzer gezer seçmen yok, bunu net olarak ifade etmek lazım, Ya Erdoğan karşıtlığı noktasında nefret duygusunu taşıyan bir kitle var, ya da aşk boyutuyla destek olan bir kitle var. O nedenle bugün itibariyle Davutoğlu ve Erdoğan'ın birlikte çalışıyor olması ne sürece fayda sağlıyor ne de zararı var. Aynı kitleye hitap ediyorlar.