Şirketlerin iklim mücadelesi düzenleyicilerin radarında

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Doğa dostu olmak kolay değil. Neyin doğa dostu olduğunu anlamak ise çok daha zor. Çevresel konuların önemine yönelik görüşler artarken, bu konulara yönelik iddaların yarattığı kafa karışıklığı da yükseliyor. Şirketlerin çevresel, toplumsal ve yönetişim (ESG) konularındaki açıklamaları, Duff & Phelps tarafından yapılan araştırmaya göre şaşırtıcı bir şekilde 14 farklı çerçevede gerçekleşiyor.

Sürdürülebilir yatırım fonunun özelliklerinin ne olması gerektiği konusunda Avrupa Birliği’nin ortaya koyduğu yeni kurallar, çevre dostu olarak gösterilen fonların sayısının azalmasına neden oldu. Şimdi İngiltere’nin düzenleyicileri, tüketici ürünleri hakkında yaplan ‘çevre dostu’ iddialarını inceliyor. Şirketlerin ise dikkatli olması gerekiyor. Financial Times’ın haberine göre bu hafta İngiltere hükümeti “yeşil” olarak markalandırılan anlaşmalara yönelik bir inceleme başlattı.

Aynı zamanda enerji sağlayıcıların %100 yenilenebilir enerji iddaları da incelenen konular arasında. Tüketicilerin yanlış yönlendirildiği konusundaki endişeler de artıyor. Ancak bu henüz başlangıç. İngiltere Rekabet ve Piyasalar Otoritesi’nin (CMA) eylül ayında yeni kuralları yayınlaması bekleniyor. Kurum ise açıklama öncesinde “doğa dostu pazarlama” pratiklerine yönelik bir inceleme yürütüyor.

Bazı tüketici ürünlerinin doğa dostu olarak pazarlanması ve bu iddiaları kanıtlama imkanı bulunmayan tüketicilere yüksek fiyatla satılması, şüpheleri de beraberinde getiriyor. CMA’nın 2014 yılından aktardığı verilerine göre İngiltere’de tüketicilerin yarısı, bir ürün satın alırken çevresel konuları da dikkate alıyor. Geçtiğimiz yıl Müşteri Hizmetleri Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmada, tüketicilerin %70’inin satın alım kararlarında çevresel faktörlerin etkili olduğu ortaya çıktı.

Tüketiciler aynı zamanda sürdürülebilir ve doğa dostu olduğuna inandığı ürünlere daha yüksek paralar ödemeyi de kabul ediyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde ürünlerle ilgili ‘çevre dostu’ iddiaları hızla çoğalıyor. 2014 yılında yapılan araştırmada gıda dışı ürünlerin %76’sının açık ya da örtülü bir şekilde ‘çevresel’ iddialarla satıldığı ortaya çıktı. Bazı kategorilerde ise bu oran %100’e yükseldi. 2019 yılında Mintel tarafından yapılan araştırmaya göre İngiltere’nin yeni güzellik ve kişisel bakım ürünlerinin neredeyse yarısı etik ya da çevresel bir iddiayla pazarlanıyor. Bu rakam ise dört yıl öncesine kıyasla dörtte bir oranında yükselişe işaret ediyor.

Rekabet düzenleyicisinin kurallarına ise iki sebepten dikkat etmek önem taşıyor. Birincisi en temel kurallar şirketlerin iddialarını kanıtlarla desteklemesini gerektiriyor.

finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre genelleyici ve belirsiz iddialara yer verilmeyecek ve bir ürün bütünsel olarak “çevre dostu” sınıfına girmiyorsa, yalnızca bir unsuru öne süremeyecek. Olumsuz bilgilerin gizlenmesi de potansiyel olarak yanıltıcı sayılıyor. Aynı zamanda kurallar ürünlerin tedarik zinciri aşamasındaki özelliklerini de kapsıyor. Bu nedenle de şirketlerin oldukça dikkatli olması gerekiyor.

İkincisi CMA’nın kendisi de tüketicilerin korunması konusunda baskı altında. CMA Eski Başkanı Andrew Tyrie düzenleyici kurumun rekabet avukatlarıyla görüşmek için çok fazla zaman harcadığını ve doğrudan tüketicilerle iletişim için fazla zamanın bulunmadığını söyledi. Tyrie düzenleyici kurumun daha fazla veri toplaması ve tüketicilerle daha yakın bir iletişim kurması gerektiğini ifade etti.

Kamu bankalarının döviz açığı sürüyor

Fon yöneticilerinin yeni odağı tematik ETF’ler

Evinde üretim yapanlara İş Bankası’ndan özel hesap!