Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Yabancıların şirket alımlarında yarı yarıya azalma var. Ancak uzmanlara göre bu daha çok “duraksama”, gerçekte potansiyeli gören yatırımcıların ilgisi devam ediyor. Yatırımcı profilinde değişiklik oluyor. Uzakdoğulu, Körfez ülkelerinden yatırımcılar görece daha öne çıkıyor.
2016’da 23 alım
Rekabet Kurulu raporlarına göre 2015’te “yabancı yatırımcıların Türk şirketlerine yatırım yaptığı” 49 işlem karara bağlanmıştı. Bu yıl ise rakam işlem sayısı bazında yarısından daha az. Bu yıl ilk altı ay raporunu yayımlamayan Rekabet Kurulu’nun internet sitesindeki açıklamalara göre 16 Aralık 2016 itibariyle yerli veya yabancı ayrımı yapılmaksızın hedefin Türkiye’de kurulu şirket olduğu 23 işlem gerçekleşmiş gözüküyor. Bu yıl içindeki en büyük yatırımı Qatar National Bank S.A.Q, Finansbank’ın yüzde 99.81’ini alarak gerçekleştirmişti.
Temkinli yaklaşım 2017’de de sürecek
Uzman açıklamalarına göre yabancıların Türkiye’den şirket alımı ve ortaklıklarda iki unsur dikkat çekiyor. Birincisi, önemli bir azalma var; ikincisi de Uzakdoğulu ve Körfez yatırımcıları görece daha öne çıkmaya başladı. Bu konuları yakından izleyen EY Türkiye, KPMG gibi uluslararası mali danışmanlık firmaları ile şirket veya hisse satın alma konularında ağırlıkla hukuk tarafında çalışan Gen-Temizer–Özer Hukuk Bürosu yetkililerinin açıklamaları bu yönde. 2016 yılında yatırımcıların hem dünyadaki genel ekonomik konjonktür hem de Türkiye’deki gelişmeler nedeniyle “biraz daha temkinli davrandıkları” belirtiliyor.
Yatırımcı iştahı risk faktörüyle orantılı
Aynı sebeplerle, 2017 yılında büyük montanlı projelerde azalma bekleniyor. Bu konularda tereddüt oluşturan konuların başında kur yükselişi var. Bazı şirketin kârlılıkları ve bilançoları daha kırılgan hale geldi. Alıcı için risk seviyesi arttı. Kur yükselişi Türk şirketlerini ucuzlattı ancak yatırımcıların getiri beklentileri de döviz cinsinden. Yine de ihracat yapan ve döviz geliri yüksek şirketlerin şansı arttı. Düşüş eğiliminde olan kiralar perakendede yatırımı olan yabancılar için uygun lokasyonlara genişleme imkanı yarattı. Günlük gelişmelere göre karar vermeyen potansiyeli gören yatırımcıların ilgileri devam ediyor.
Son 2 yıldır değişkenlik gösteriyor
KPMG Türkiye Danışmanlık Bölümü Başkanı Hande Şenova, “Global konjonktürün de etkisiyle şirket evliliklerinde yabancı yatırımcı profili zaten son 18-24 aydır değişiyordu. Uzakdoğu ve Ortadoğu menşeli yatırımcı ağırlığı söz konusu” dedi. Uzmanların dikkat çektiği bir konu daha var: Regülasyonlar! Bu alandaki değişiklikler, yolu boyu hesapları, kâr beklentilerini değiştirebiliyor. Çıkış eğilimlerini bu gelişmenin de etkilediği belirtiliyor. Şenova, “OMV’nin Petrol Ofisi hisselerini satışa çıkarması, Tesco’nun Kipa’dan çıkması kâr üzerindeki beklenti baskısının sonucu diye yorumlanmasına karşı eğitim sektörüne yatırım yapan fonların çıkışı sektördeki regülasyon değişikliklerinin sonucu şeklinde algılanabilir” diye konuştu.
Avrupalının yerini Japon, Hintli ve Çinli alıyor
“Türkiye jeopolitik konumu, rekabetçi ve nitelikli iş gücü, genç nüfusu, büyüme potansiyeli gibi pek çok nedenle yabancı yatırımcılar açısından cazibesini koruduğunu” belirten Gen-Temizer–Özer bürosu ortağı Baran Gen de, şunları söyledi:
“2016 yılında gerçekleştirdiğimiz işlemlere bakıldığında yatırımcı profilinde Avrupalı yatırımcıdan Uzakdoğulu yatırımcıya doğru bir dönüşüm olduğunu söylemek mümkün. 2016 yılında Japon, Hint ve Çin menşeli yatırımcıların ilgisini çokça gördük. Yabancı yatırımcının özellikle ilgilendiği sektör olarak bir genelleme yapmanın pek mümkün olduğunu düşünmüyorum, zira 2016 yılındaki yatırımlara bakıldığında teknolojiden kimya sektörüne, lojistikten enerjiye pek çok farklı sektörde işlem gerçekleştirildi. Bunun 2017’de de bu şekilde devam edeceğini düşünüyoruz. 2017’de private equity fonların yatırımlarından çıkışlar olmasını da bekliyoruz. Ayrıca Özelleştirme İdaresi’nin milli para kullanma politikası kapsamında bundan sonra TL bazında satış yapacağı duyurusu ile özelleştirme ihalelerine olan ilginin artacağını da söylemek mümkün.”
Bilançosunu etkin yönetenler yatırımcı gözünde ayrışıyor
EY TÜRKİYE KURUMSAL FİNANSMAN HİZMETLERİ BÖLÜM BAŞKANI MÜŞFİK CANTEKİNLER:
● Yabancıların, Türk şirketlerine iştahları devam ediyor mu?
Yabancıların Türk şirketlerine ilgisinin azalsa da devam ettiğini gözlemliyoruz. Ancak son dönemde yaşanan kurlardaki yükselişler sebebiyle birçok Türk şirketinin kârlılıklarının ve bilançolarının daha kırılgan hale geldiğini ve risk seviyesinin arttığını gözlemliyoruz. Her ne kadar kurlardaki artış, ülkemizde, yabancı yatırımcılar için yatırımlarının daha ucuzladığı ve ilgiyi artıracağı algısı yaratsa da, bu yatırımcıların getiri beklentilerinin de yine yabancı para birimi cinsinden olması sebebiyle bu algının gerçeği yansıtmadığı görüşündeyiz. Bunları söylemekle beraber gelir-gider yapısını yurtdışı ihracat vb. aksiyonlarla doğal olarak ‘’hedge’’ etmiş ve bilançosunu etkin yönetmiş firmaların bu dönemde daha ön plana çıktığını ve yatırımcıların gözünde olumlu olarak ayrıştığını gözlemliyoruz.
● Çıkış veya çıkış eğilimi var mı?
Yabancı yatırımcıların çıkış konusundaki eğilimleri, coğrafyaya ve de kurumsal risk algısına göre farklılıklar gösteriyor. Çıkış eğiliminde olan bazı yatırımcıların olduğunu gözlemliyoruz ancak diğer taraftan Türkiye’deki güncel ortamı, düşme eğilimi gösteren değerleme beklentileri sebebiyle fırsat olarak değerlendiren yatırımcılar da olduğunu görüyoruz. .
● Özellikle zamanı gelmiş fonlar ne yapıyor?
Çıkış zamanı gelen fonların portföylerinde bulunan şirketlerden çıkmak için temkinli davrandıklarını ve ancak riskleri düşük ve hem yönetimleri hem de finansal açıdan güçlü olan portföy şirketleri ile ilgili satış/ortaklık süreçlerini başlattıklarını gözlemliyoruz. Halihazırda fonların çıkmayı planladıkları bu tür portföy şirketlerinin çoğunluğuna hem yerli hem de yabancı yatırımcı ilgisi mevcut. Özellikle Türkiye ile birlikte yurtdışında da faaliyet gösteren portföy şirketlerinin daha fazla ilgi çektiğini görüyoruz.
Yatırımcı profili değişiyor, Uzakdoğu ve Ortadoğulu öne çıkıyor
KPMG TÜRKİYE DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ BAŞKANI HANDE ŞENOVA:
● Yabancıların, Türk şirketlerine ortaklık satın alma yaklaşımlarında ne izliyorsunuz?
Dünden bugüne hızla değişen bir Türkiye’deyiz. Bir bakmışsınız dolar kuru bir gün içinde Türk Lirası karşısında yüzde 10 değerlenmiş, bir bakmışsınız terör saldırısında onlarca vatandaşımız hayatını kaybetmiş. Tüm bu faktörler bazı sektörleri oldukça yakından etkiliyor. Her şeye rağmen şirket satın almalarında strateji günden güne değişkenlik göstermez, uzun vadeli bakış açısı geçerlidir. Bugünden gelecek yıllardaki potansiyeli görüp yatırım kararlarını almak esastır.
● Yabancının iştahı devam ediyor mu?
Yatırımcı iştahı risk faktörüyle de orantılı. Hali hazırda Türkiye’de ufak da olsa bir faaliyeti olan yatırımcının risk algısı, henüz Türkiye’de hiçbir yatırım yapmamış olan yatırımcıdan farklı oluyor. Açıkçası yatırım iştahının arttığını söylemek doğru olmaz ancak bazı alanlarda yatırımlarda duraksama olmadığını söyleyebiliriz. Hala devam eden şirket ortaklık projelerinin yarısından fazlası yabancı sermaye tarafından gerçekleştiriliyor. Türk firmalarla ticari ilişkisi mevcut Uzakdoğulu firmaların bu dönemde bu ilişkiyi ortaklığa ve hisse ilişkisine dönüştürme fırsatlarını değerlendirdiğini görüyoruz.
● Çıkış var mı, veya çıkış eğilimi?
Türkiye’den çıkış kararı alan diğer yatırımcılar da bazı regülasyon değişikliklerinin faaliyet gösterdikleri sektörü ve rekabet koşullarını etkilemesi sonucunda bu kararı uygulamak durumunda kalabiliyor. OMV’nin Petrol Ofisi hisselerini satışa çıkarması, Tesco’nun Kipa’dan çıkması kar üzerindeki beklenti baskısının sonucu diye yorumlanmasına karşı eğitim sektörüne yatırım yapan fonların çıkışı sektördeki regülasyon değişikliklerinin sonucu şeklinde algılanabilir.
● Zamanı gelmiş fonlar ne yapıyor?
Çıkış zamanı gelen fonlar için fiyatlama ve değer önemli faktör, dolayısıyla kısa bir perspektifte zararına satış yapmayı tercih etmeyeceklerdir. Şu anda fonların elinde bulunan ve 2017 yılında çıkışı yapılması beklenen önemli yatırımlara gelecek potansiyel alıcılar Türkiye’ye olan güveni veya güvensizliği daha net yansıtacaktır. Dünya
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.