İsviçre'nin Davos kasabasındaki 2016 Dünya Ekonomik Forumu'nu izleyen gazetecilerden Gila Benmayor, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in açıklamalarına ve diğer Davos notlarına Hürriyet'teki köşesinde yer verdi. İşte o yazı:
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile Davos’tan Almanya’ya doğru yola çıkmadan önce uzun bir sohbet imkânı bulduk.
Davos’taki temaslardan başlayarak küresel ekonominin durumuna geniş yelpazede yaptığımız sohbetin ana başlıkları şöyle:
ALMANYA’DA MÜLTECİ SORUNU
Davos’ta Çin’den Japonya’ya, ABD’ye kadar her sektörden CEO’larla birebir toplantılar yaptık.
Aslında iş dünyasıyla toplantılara İstanbul’da 70 uluslararası şirketin CEO’larıyla başladık.
Ardından Londra’da
finans sektörüyle yoğun temaslarda bulunduk. Bir süreden beri herkes beklemedeydi. Davos’taki yoğun ilgiden memnunuz.
Buradan Almanya’ya geçiyoruz. Berlin’de mülteci sorunu ön planda olacak.
GÜMRÜK BİRLİĞİ’Nİ UPGRADE ETMEK
Avrupa Birliği ile ekonomik entegrasyonu derinletmek ve genişletmek istiyoruz. Gümrük Birliği’ni “upgrade etmek” gerekiyor.
Halen sadece sanayi ürünlerini kapsayan anlaşmanın hizmetler, kamu alımları ve özellikle tarım sektörünü de kapsamışı için çalışmalar başlattık.
Avrupa da buna istekli ve analizini yapıyor. Önümüzdeki mart ya da nisan aylarında Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve ekibiyle bir araya geleceğiz.
Ekonomik entegrasyonu, AB’nin ve Türkiye’nin reform programlarını ele alacağız.
Avrupa ekonomisi toparlanıyor zira Euro değer kaybetti, petrol fiyatları düştü.
AB daha rekabetçi hale geldi. Avrupa ekonomisinin iyileşmesi yararımıza. Çünkü Avrupa Birliği en büyük ticaret ortağımız.
Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımın yüzde 75’i AB’den.
Aynı şekilde turizmin yüzde 65’i Avrupa’dan. Türkiye ihracatının büyük bölümünü Avrupa’ya yapıyor.
Avrupa’nın sorunları büyümemizi engelledi. Dolayısıyla güçlü liderlerle, güçlü bir Avrupa istiyoruz.
KÜRESEL EKONOMİ NASIL RAYINA GİRER
Davos’taki yoğun program nedeniyle ünlü ekonomist Joseph Stiglitz ile aynı panelde konuşacağım “Küresel Ekonomi Nasıl Rayına Girer” oturumuna katılamadım.
Katılsaydım şunları söyleyecektim:
Bunun en önemli koşulu kapsayıcı büyüme. Bu nasıl olacak? Kadınların çalışma hayatına katılımı sağlanacak. Kadın girişimciler desteklenecek.
Kızların eğitimine kaynak akıtılacak.
Kapsayıcı büyümenin başka koşulları KOBİ’lere
finans akıtmak, gelişmekte ve az gelişmiş ülkelere teknoloji transfer etmek. Gelir eşitsizliğini azaltmak.
Küresel ekonominin rayına girmesi için diğer koşullar arasında dünya ticaretinin serbestleşmesini, bölgesel ticaret anlaşmalarının çoğalması ve alt yapı yatırımlarının artmasını sayabilirim.
‘ABD’den bir süre daha ayrışacağız’
AVRUPA Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, Avrupa ile ABD’nin izlediği para politikasının bir süre daha birbirinden zıt yönlerde ilerleyeceğini ifade ederek ECB’nin Avrupa’da enflasyonun yükselmesini sağlayacak birçok araç bulunduğunu ve bu araçları kullanmaya kararlı olduğunu söyledi.
Davos’ta “Euro Bölgesi’nin Ekonomik Görünümü” başlıklı oturumda konuşan Draghi, “Avrupa’daki insanlar göçün neden olduğu zorlukla karşılaşacak.
Göçün ne kadar süreceğini ve bunu fırsata çevirmenin ne kadar süreceğini bilebilmek için henüz erken” dedi.
Draghi, “Şu anda bunu (sığınmacı krizi) fırsata çevirmeye çalışıyoruz.
Krizin boyutlarını azımsamamalıyız” diye konuştu.
CÜNEYT Zapsu’nun önceki gece Davos’taki Riksos Oteli’de Başbakan Davutoğlu’nun verdiği davete katılanlar arasında iki ünlü ekonomist de vardı.
Joseph Stiglitz ile Nuriel Roubini.
Stiglitz, Başbakan Davutoğlu’nun masasına otururken, Roubini Ali Babacan’ın masasındaydı.
Çok sayıda yabancı iş insanı, akademisyenin katıldığı davetteki gözüme çarpan başka bir isim ise İnsan Haklarını İzleme Derneği Direktörü Kenneth Roth oldu.
İnsan hakları konusunda Türkiye’yi sık sık eleştiren Roth, Davutoğlu’na tabii ki beklenen soruları yöneltti.
Cevaplardan ne kadar tatmin oldu bilemem ama Türkiye’ye ilgisinin fazla olduğu yeni İnsan Hakları Raporu’nu önümüzdeki hafta İstanbul’da açıklayacak olmasından belli.
Muhtar Kent’in 21. Yüzyıl rüyası:
Uydularla eğitimi yaygınlaştırmak
COCA Cola CEO’su Muhtar Kent’in 21. Yüzyıl rüyası nedir?
Bunun tartışıldığı önceki oturumda Kent rüyasını öncelikle İngilizce sözcüklerin baş harflerinden “3W” (woman, water well being) olarak tanımıyor.
Yani kadın, su ve refah.
Gördüğünüz gibi artık kadın güçlenmesi tüm yazdıklarımda geçiyor.
Bunun için özel bir gayretim yok kendiliğinden geliyor!
Ancak Muhtar Kent’in rüyası bununa sınırlı değil.
“Teknolojiyi daha fazla kullanarak, yaratıcı ortaklıklarla yaşam kalitesini yükseltmek mümkün” diyor.
Coca Cola’nın yatırım yaptığı 1web adındaki bir teknoloji şirketi bakın ne yapmış?
Küçük uydular inşa ederek Afrika’nın en ücra köşelerine hızlı internet sağlamayı başarmış.
“Okulların bundan yararlandığını düşünün. Eğitim nasıl zıplar” diyor Muhtar Kent.