Silivri'de heyecanlı bekleyiş
AYM'nin kararının ardından Can Dündar ve Erdem Gül'ün tahliyesini bekleyen yüzlerce kişi Silivri Cazaevi'nin önüne giderek beklemeye başladı
Anayasa Mahkemesi'nin, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında verdiği "ihlal" kararının ardından iki gazetecinin yakınları, meslektaşları ve sevenleri Silivri Cezaevi'nin önüne giderek beklemeye başladı Tahliye için cezaevi önünde bekleyenler arasında Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar ile Erdem Gül'ün eşi Aslı Gül, 2 oğlu da var
Kararın açıklanmasının ardından cezaevinin önüne gelerek gazetecilere açıklama yapan Dilek Dündar, Can Dündar ve Erdem Gül'ü elleriyle teslim ettiklerini ve elleriyle almaya geldiklerini söyleyerek, "Ben hep güvenmemiz gerektiğini söylüyordum, özellikle Anayasa Mahkemesi'ne. Anayasa Mahkemesi çok güzel bir karar verdi. Siyaset üstü olduğunu gösterdi bence. Can'ları almaya geldik" dedi.
'HEP BEKLİYORDUM'
"Siz bekliyor muydunuz böyle bir karar?" sorusuna Dilek Dündar, "Bekliyordum. Hep bekliyordum. Mahkemelerden de bekliyordum. Herhangi bir suç teşkil eden bir şey yapmamışlardı. Sadece gazetecilik yapmışlardı. Bunun için biraz uzun süren bir alıkoyma olmuştu. İnşallah bir daha böyle şeyler hiçbir gazetecinin başına gelmez. Herkes haberini özgüvenle, tutuklanacağım, işimden kovacağım diye yapmaz. Basın için güzel bir gün olur inşallah" şeklinde cevap verdi.
"3 ay içinde sizin evinizde, ailenizde neler değişti?" sorusuna ise Dündar, "Ben biraz çok yoğun bir çalışmaya girdim. Özellikle yurtdışında ve yurtiçinde görüşmeler yaptım. Hatta bugün Washington'dan yeni dönmüştüm. Uçaktan indim, bavulu eve bıraktım. Karar geldi, buraya geldim. Konuyu anlatmaya, herkese duyurmaya çalıştım. Uluslararası, Türkiye'de olan gazeteciliğin zor durumunu yurtdışında duyurmaya gittim. En son da Washington'a gittim. Şimdi de Can'ı almaya geldim" şeklinde cevap verdi.
'YÜZDE 90 ALMAYA GELDİK'
Dilek Dündar, “Anayasa Mahkemesi faks çekti, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne. Mahkeme ara verirse heyet cezaevine faks geçecek ve serbest kalacak. İnşallah tersi bir durum olmaz. Yüzde 90 almaya geldik. Eşimle daha görüşemedim. Bizi içeri almazlar herhalde, kapıda karşılarız" diye konuştu.
CHP'li Yasemin Öney Cankurtaran ise “Adalet her zaman yerini bulur derler. Belki şu anda ülkemizde kör topal gidiyor ama, ağır da olsa yerini buldu. Öncelikle eşine sabır diledik. O kör topal adaletin gitmeye çalıştığı yolda, siz basın emekçileri o yolda onları yalnız bırakmadınız. Basın emekçilerine verdikleri destek için teşekkür ediyoruz" dedi.
ERDEM GÜL'ÜN EŞİ VE İKİ OĞLU DA GELDİ
Anayasa Mahkemesi'nin kararını açıklamasının ardından Erdem Gül'ün eşi Aslı Gül de, oğulları Deniz ve Sarp Güney ile birlikte Silivri Cezaevi'ne geldi.
Cezaevi önünde basın mensuplarına açıklama yapan Aslı Gül, “Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı, Türkiye'de kurumların, kurumsallığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha bize hatırlattı. Evrensel hukuk normları açısından Türkiye'nin itibarını kurtardı. Son olarak, Türkiye toplumuna bence şöyle bir mesaj verdi; 'Düşünün, düşündüğünüzü ifade edin, ifade etmekten korkmayın' dedi bence. Ankara'dan geldim. Çok umutluydum, hep bekliyordum. Haberi yolda öğrendik çocuklarla, yolda arabada. Bindik geliyorduk, haberi de aldık. Boşa gelmemiş olduk en azından dedi.
Gazetecilerin, En son görüşmenizde neler söyledi şeklindeki sorusuna Aslı Gül, “O daha çok, ilk mahkemede çıkacağından hep umutluydu. Ben de en son görüşmemizde ona, 'Sen mahkemeden, ben de Anayasa Mahkemesi'nden umutlu olmaya devam edelim dedim. Son görüşmemiz öyle bitti. İlk kez bir siyasi öngörüsü, en azından kendi kişisel talihimiz açısından hatalı çıktı yanıtını verdi.
CHP'Lİ TANRIKULU DA CEZAEVİ ÖNÜNDE
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise şunları söyledi.
“Kişi özgürlüğü, güvenliği ve ifade özgürlüğü bakımından, kendisinin meşruluğu için önemli bir karara imza attı. Şimdi de Çağlayan Adliyesi'nden bu karara uygun tahliye kararı bekliyoruz. Umarım bu karar gecikmez. İfade özgürlüğünün öneminin altını çizen bu kararın Türkiye ve siyasetçiler bakımından bir dönüm noktası olacağını tahmin ediyorum. Umuyorum ki yetkili makamlarda bulunanlar, özellikle Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu kararın değerini anlarlar. Ve yargı da bu kararın değerini anlar. Bundan sonra daha özenli kararlar verirler. Anayasa Mahkemesi'nin de bir iç hukuk mekanizması olarak kendisinin test edildiği bu karar, önemli bir karar olmuştur. Yoksa iç hukuk mekanizması olarak devre dışı kalabilirdi. Sayın Erdoğan'ın da bundan sonra mahkemelere talimat verecek nitelikte demeçlerden kaçınacağını umuyorum. Bu karar emsal olur ve yeni bir Anayasa kararı beklemeden yargı, tutuklu bulunan diğer gazeteciler bakımından da bir karar verir. Bunu da mahkemelerden bekliyoruz.
Bu arada, kararın ardından, Cumhuriyet Gazetesi çalışanları ve Dündar ile Gül'ün yakınları da Silivri Cezaevi önüne akın etti.