Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Şili 26 Nisan’da yeni anayasa referandumuna gidiyor. Geçtiğimiz Perşembe günü kampanya dönemi resmen başlayan referandumda halka, Pinochet diktatörlüğü (1973-1990) döneminde yapılan, demokrasiye geçildikten sonra getirilen 200 kadar değişikliğe karşın halen yürürlükte olan 1980 anayasasının yerine yeni sivil bir anayasa yapılmasını isteyip istemediği sorulacak. Oy pusulasında ayrıca sivil anayasanın nasıl yapılacağına ilişkin mekanizmayla ilgili iki tercih de yer alacak. Öngörülen mekanizmalardan biri, Kurucu Meclis işlevi görecek olan Anayasa Konvansiyonunun (Convencion Constitucional) üyelerinin doğrudan seçilmesi, diğeri ise üyelerin yarısının Kongre tarafından belirlenmesi. Ayrıca Konvansiyonun en geç bir yıl içinde yeni bir anayasa metni hazırlaması ve bu metnin oy kullanmanın zorunlu olacağı bir referandumla halkın onayına sunulması tasarlanıyor.
Yeni sivil bir anayasa için yapılacak seçimlerden "evet" oyu çıkması halinde "Şili, tarihinde ilk defa demokrasi döneminde hazırlanmış bir anayasaya kavuşmuş olacak.
Ülkeyi diktatörlüğün sona erdiği 1990’dan 2010’a kadar yirmi yıl yönetmiş olan, bugün muhalefette bulunan sol, merkez-sol ve merkez partilerinden oluşan Demokrasi için Partiler Uzlaşması (Concertacion de Partidos por la Democracia) isimli ittifak yeni sivil anayasayı destekleyen başlıca siyasi oluşum. 2011 yılındaki öğrenci olaylarından sonra kurulan ve halen meclisin üçüncü siyasi gücü olan sol liberaller koalisyonu Geniş Cephe (Frente Amplio-FA) de sivil anayasadan yana. “Evet” cephesindeki bir diğer parti, merkez-solda konumlanan Demokrasi Partisinin (Partido por la Democracia-PPD) Başkanı Heraldo Munoz’un dediği gibi, referandumdan evet çıkarsa, “Şili, tarihinde ilk defa demokrasi döneminde hazırlanmış bir anayasaya kavuşmuş olacak.”
Anketler referandumdan açık ara "evet" oylarının çıkacağını gösteriyor. Bunda 26 Nisan referandumunun geniş bir toplumsal kesimde Şili’nin Pinochet diktatörlüğüyle bağını koparması ve tümüyle demokrasiye dönmesi şeklinde yorumlanmasının rolü var.
İktidar cephesini oluşturan merkez-sağ ve sağda konumlanan dört siyasi partinin koalisyonu Haydi Şili’nin (Chile Vamos) sivil anayasaya ilişkin tutumu net değil. Koalisyonda yer alan Devlet Başkanı Sebastian Pinera’nın partisi Ulusal Yenilenme (Renovacion Nacional-RN) yeni anayasa yerine, yürürlükteki anayasada ihtiyaç duyulduğunda değişiklik yapılmasını yeğliyor. Pinera her ne kadar parti üyelerini bu konuda tutum almakta serbest bırakıyorsa da partililerin genel eğilimi “hayır” oyu yönünde. Haydi Şili içinde yer alan diğer partilerden muhafazakâr eğilimli Bağımsız Demokrat Birlik (Union Democrata Independiente-UDI) “hayır”, liberal Evopoli ise “evet” cephesinde yer alıyor.
Anketler referandumdan açık ara "evet" oylarının çıkacağını gösteriyor. Bunda 26 Nisan referandumunun geniş bir toplumsal kesimde Şili’nin Pinochet diktatörlüğüyle bağını koparması ve tümüyle demokrasiye dönmesi şeklinde yorumlanmasının rolü var. Bu açıdan bakıldığında, 26 Nisan’ın, 5 Ekim 1988 plebisitiyle (halkoyu) karşılaştırıldığı görülüyor. Anımsanacağı gibi, 1988 yılındaki plebisit, diktatör Augusto Pinochet’nin devlet başkanlığının bir dönem daha (1990-1997) uzatılmasıyla ilgiliydi. Şili halkı o tarihte 44’e karşı yüzde 56 hayır oyuyla demokratik hakkını kullanarak diktatörlüğün sonlanmasını sağlamıştı. Ama Şili’nin bugün artık demokratik bir ülke olduğuna işaretle, 26 Nisan’ı 5 Ekim’le kıyaslamaya karşı çıkanlar da var elbette.
Sivil anayasa gündeme nasıl geldi?
Bu soruyu yanıtlamak önemli. Zira geçtiğimiz 17 Ekim’den bu yana Şili, uluslararası medyanın gündemine hep toplu taşıma ücretlerine yapılan zamlara protestolarla, Santiago’da başlayan ve genelleşerek ülke çapında toplumsal eşitsizliği körüklediği vurgulanan neoliberal politikalara tepkiye dönüşen sokak eylem ve gösterileriyle geldi, geliyor. Pinera’nın iki gün sonra olağanüstü hâl ilan etmesine yol açan protestolar medyada "toplumsal patlama" (estallido social) "Şili uyandı" (Chile desperto), "30 pesos devrimi" (Revolucion de los 30 pesos) gibi ciddi bir krizi çağrıştıran isimlerle anılmaya başlandı. Bunda 25 Ekim’de 1,2 milyonu başkent Santiago’da olmak üzere milyonlarca kişinin büyük kentlerde Pinera’nın istifası talebiyle ekonomik ve sosyal eşitsizliğe karşı sokaklara dökülmesinin rolü büyük kuşkusuz.
Kabul etmek gerekir ki yüzde 4 oranındaki toplu taşıma ücretleri zammı değil ama Şili’de ekonomik ve sosyal eşitsizlik, Pinochet diktatörlüğü döneminde dikte edilen ve demokrasiye geçildikten sonra gözden geçirilmeyen neoliberal politikaların doğal bir sonucu olarak dayanılmaz boyutlara varmış durumda. Şili bu konuda OECD ülkeleri arasında Meksika’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. ABD’nin Monroe Doktrini çerçevesinde Latin Amerika ülkelerinin çoğunda olduğu gibi, siyasi ve ekonomik hakimiyeti altında tuttuğu Şili’de de mevcut olan bu sorun, ayrıca bir değerledirmeyi gerektiriyor.
Konuyla ilgili altı çizilmesi gereken husus, kamuoyu desteği, anketlerde seçildiği tarihten bugüne kadar yaklaşık iki yılda önemli ölçüde düşen Pinera’nın, kendisini istifaya davet eden göstericilerin taleplerinin arasında yer alan anayasa değişikliklerinin, hatta kurucu bir meclis oluşturularak yeni bir anayasa yapılmasının adeta üstüne atlamış olması. 10 Kasım’da El Mercurio’ya bir açıklama yapan Pinera, göstericilerin talepleri doğrultusunda öncelikle bir anayasa değişikliği paketi hazırladığını duyurmuştu. Ardından Haydi Şili ve bazı muhalefet partileri arasındaki müzakereler sonucu 15 Kasım’da Toplumsal Barış ve Yeni Anayasa Mutabakatı (Acuerdo por la Paz Social y la Nueva Constitución) imzalandı ve yeni anayasa seçeneği ön plana çıktı. Resmî olarak “2020 Şili Ulusal Plebisiti” adını taşıyan 26 Nisan referandumu gündeme işte böyle gelmiş bulunuyor.
Yüzde 57 oyla başlayan ikinci başkanlık döneminde sorun yaşayan ve bugün itibarıyla kamuoyu desteği yüzde 6 düzeyine kadar düşmüş olan Pinera’nın umudu artık 26 Nisan referandumunun olaysız bir şekilde gerçekleşmesi olacak.
Referandum kararı göstericileri yatıştırdı mı?
Referandum kararının göstericileri yatıştırdığını ve protestoların bıçak gibi kesildiğini söylemek mümkün değil. Son yıllarda Türkiye dahil dünyanın çeşitli ülkelerinde görülen sokak vandalizmi, toplumsal taleplere hoşgörülü bakan, yeni anayasa formülünü benimseyen ve kısa vadede sosyal yardım paketleriyle çözüm arayan Pinera ve hükümetini de çileden çıkardı. Bilanço ağırdı. 28 Kasım itibariyle vandalizm nedeniyle göz altına alınan 18 binden fazla kişiden bin 156’sı tutuklandı. 5'i polisin orantısız güç kullanmasından ötürü olmak üzere 26 eylemci yaşamını yitirdi. 2 bin 800’den fazla eylemci, 2 bin 200’den fazla polis memuru ve jandarma yaralandı. 188 karakol, 971 polis aracı saldırıya uğradı. Şiddet olaylarının 41 günlük bilançosunu ortaya koyan bu rakamlar Şili’deki sosyal çalkantıların korkunç boyutu hakkında bir fikir veriyor kuşkusuz.
Sokaktaki gerilim bu tarihten sonra biraz azalmış olsa da gösteriler 15 Şubat’ta yeniden alevlendi. Sosyal taleplerinin yanı sıra yeni anayasadan yana tavır alanlar, “Onur Meydanı” olarak adlandırdıkları Santiago’daki İtalya Meydanı’nda yine polisle sürtüşmeye girdiler. İtalya Meydanı’ndan birkaç kilometre mesafede bu kez mevcut anayasadan yana tavır alan “hayır” cephesi de sokağa inmişti.
Pinera hükümeti, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için sosyal medyadan yapılan gösteri çağrılarının yeni şiddet olaylarının fitilini ateşlemesinden kaygılanıyor. Geçen Pazar günü yapılan Latin dünyasının San Remo’su Vina del Mar Uluslararası Şarkı Festivali öncesinde bir grup maskelinin yıllardır sanatçıları ağırlayan O’Higgins Otelinin giriş katındaki cam ve çerçeveleri indirmiş olması bu kaygıya kuşkusuz haklılık kazandırıyor.
Görünen o ki, yüzde 57 oyla başlayan ikinci başkanlık döneminde sorun yaşayan ve bugün itibarıyla kamuoyu desteği yüzde 6 düzeyine kadar düşmüş olan Pinera’nın umudu artık 26 Nisan referandumunun olaysız bir şekilde gerçekleşmesi olacak. Seçmenin oylarıyla sivil anayasa yolunun açılmasıyla her şeye karşın adının Şili siyasi tarihine altın harflerle yazılması da mümkün elbette.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.