Sigortada çanlar tüm sektör için çalıyor
Sigorta sektörünün hayatdışı branşları 2009un ilk 9 ayı sonunda teknik olarak 188 milyon lira karda görünüyor. Ancak teknik hesaplamada 553 milyon liralık Teknik Olmayan Bölümden Aktarılan Yatırım Geliri çıkarıldığında, 335 milyon liralık konsolide teknik zararla karşılaşılıyor....
Yani hayat dışı sektör, 7.8 milyar lira prim ürettiği dönemde, esasında teknik olarak yüzde 4ün üzerinde zarar ediyor.
9 ay sonunda esas teknik zarar 335 milyon lira
Türkiyenin en hızlı büyüyen sektörlerinden olan sigortacılık, geçen yıl ve içinde bulunduğumuz 2009da büyümesi ulusal ve global ekonomi paralelinde azalsa da, ülkenin genel büyümesinin üzerinde bir performans sergiliyor. Bu gelişme, ekonominin düzelmesinin beklendiği 2010 ve özellikle 2011 için umut vaat etse de sigorta sektörü teknik bakımdan 9 ay sonunda çok kötü sonuçlarla karşılaştı. Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinin açıkladığı sonuçlara göre, hayatdışı branşlarda 2009un eylül sonuna kadar 7.8 milyar lira üretim yapan sektörün teknik karı ise 188 milyon lira olarak gözüküyor. Yani bu kar, yüzde 2.4lük bir orana denk geliyor.
Bir de madalyonun diğer yüzü var ki o da şu: Teknik gelir hesaplamasında, Teknik Olmayan Bölümden Aktarılan Yatırım Geliri diye bir bölüm var. Yani esasında bu bölüm mali gelir anlamına geliyor ve sigortacılığın teknik kısmıyla ilgisi bulunmuyor. Bu bölümden aktarılan miktara baktığımızda ise karşımıza 553 milyon lira gibi bir rakam çıkıyor. O zaman basit bir çıkarma işlemi yaparak, esasında sektörün 9 ayda sigortacılıktan yaptığı teknik karın 188 milyon lira değil, 188 â 553 milyon lira, o da eşittir - 335 milyon lira olduğunu görüyoruz. Tablo bu olunca, Ernest Hemingwayin ünlü sorusuna şöyle bir cevap verebileceğimizi düşünüyoruz: Çanlar tüm sektör için çalıyor. Çünkü bir sektörde bazı şirketler yaptığı işten zarar edebilir ve bu şirketler zarara katlanamadıkları yerde piyasadan çekilirler. Ancak sigorta sektöründe 24 şirket birden eksi bakiye veriyor ve yılsonunda bu rakamın daha da yükseleceğinden endişe ediliyor. Hayatdışı branşların önde gelen üç branşı trafik, kasko ve sağlık ise zararın önemli kısmını oluşturuyor.
HERKES SADECE ŞİKAYETÇİ
Sigorta sektöründe herkes bu durumdan şikayetçi. İşin küçük de olsa olumlu tarafı, sektör oyuncuları çuvaldızı kendilerine batırıyorlar. Hatta iğneyi de kendilerine batırıyorlar; yıkıcı bir fiyat rekabeti olduğunu herkes itiraf ediyor. Ancak sorunun karamsarlığa iten yanı ise kimsenin bu rekabeti bırakmaya niyetli olmaması. Son iki seneye kadar sektörde fiyat üzerinden yapılan yıkıcı rekabet bir ölçüde dinmişti. Hayatdışında 2007 yılında teknik zarardan kara geçilmişti. Ancak son iki sene yine zarar edildi. 2008de teknik kısımdaki mali geliri çıktığımızda 100 milyon liralık bir zararla karşılaşıyoruz. 2009un ilk 9 ayındaki teknik zarar ise 335 milyon lira. Böyle giderse hasar rezervlerinde ve sermaye yeterliliğinde sorun yaşanabilir, hatta yeni ortaklıklar olabilir diyen sektör temsilcileri hiç de az değil.
Sektör 10 sene önce teknik olarak yine zarar ediyordu, ancak o zamanki yüksek faizler, bu zararı fazlasıyla telafi edip kara da geçiriyordu. Daha sonra faizler düştükçe, şirket yöneticileri teknik karı arttırmak zorunda olduklarının bilincine varıp bunu her fırsatta dile getirmeye başladılar. Ancak şimdi volatilitesi düşük kağıtların getirisi yüzde 10u bile bulmuyor ve sektörün elindeki parayı risksiz enstrümanlarda değerlendirmek gibi bir zorunluluğu bulunuyor. Bu durumda sektörün yıkıcı fiyat rekabetini bırakıp underwriting esaslarına göre iş yapmaları gerekiyor.Sigortacı Gazetesi