Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|---|---|---|
AKBNK | 49,54 | -3,43 | 257.608.000.000,00 |
ALBRK | 6,50 | 2,52 | 16.250.000.000,00 |
GARAN | 102,80 | -1,81 | 431.760.000.000,00 |
HALKB | 19,68 | -1,30 | 141.396.431.866,56 |
ICBCT | 12,39 | -0,48 | 10.655.400.000,00 |
ISCTR | 10,66 | -3,62 | 266.499.680.200,00 |
SKBNK | 5,07 | -1,93 | 12.675.000.000,00 |
TSKB | 10,49 | -1,78 | 29.372.000.000,00 |
VAKBN | 20,40 | -2,11 | 202.284.799.069,20 |
YKBNK | 22,16 | -3,57 | 187.186.656.453,44 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Mapfre Genel Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Erdinç Yurtseven, sektörün 2009’da 15 trilyon liralık teminat verdiğini belirterek, “Bu tutarın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yaklaşık 15 katı olduğu dikkate alınırsa, sektörün ekonomiye verdiği desteğin ne kadar önemli olduğu görülür” dedi.
Mapfre Genel Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Erdinç Yurtseven, sigorta sektörünün finans sektörü içinde yüzde 2.7’lik bir paya sahip olduğunu ancak 2009 yılı rakamlarıyla 15 trilyon liralık teminat vererek ekonomiye büyük destek sağladığını söyledi. Finansal sektörün; bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik sistemi, sermaye piyasaları, leasing ve factoring şirketlerini içine aldığını ifade eden Yurtseven, “Ülke ekonomisinin gelişiminin sağlanmasında, sermaye birikimi ve biriken sermayenin ekonomide faaliyet gösteren aktörlerin kullanımına sunulması oldukça önemlidir. Finansal sektör, sermaye birikiminin sağlanması ve biriken sermayenin ihtiyaç duyulan alanlarda kullandırılması yoluyla önemli bir aracılık işlevini yerine getiriyor” dedi.
Sigorta sektörünün, hem sermaye birikimine katkıda bulunması ve hem de sunduğu sigorta teminatıyla ekonomik faaliyetin kesintisiz olarak devam etmesine olan katkısı ile finansal sektörün önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Yurtseven, “Sigorta sektörü, hayat sigortaları yoluyla yarattığı uzun süreli fonlar ve hayat-dışı branşlardan elde edilen primlerden oluşturulan kısa süreli fonlar vasıtasıyla ekonominin kaynak ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunuyor” diye konuştu.
‘EKONOMİYE DESTEĞİ BÜYÜK’
Haziran 2010 itibariyle, finans sektöründe faaliyet gösteren kuruluşların sayısının 431’e ulaştığını ve bunun 64’ünü sigorta, reasürans ve emeklilik şirketlerinin oluşturduğunu ifade eden Yurtseven şu değerlendirmeyi yaptı: “Finans sektörünün 1.142 milyar liralık aktif büyüklüğü içerisinde sigorta sektörü 31 milyar lira ile yüzde 2.7’lik bir paya sahip. Bu oran, sigortacılık sektörünün finansal sektör içerisinde önemli bir paya sahip olamadığını gösteriyor. Ancak, sigorta sektörünün finansal sektör içerisindeki yerinin değerlendirilmesinde dikkate alınması gereken bir diğer rakam sigorta sektörü tarafından verilen sigorta teminatlarının büyüklüğüdür. 2009 sonu itibariyle, sigorta sektörü tarafından verilen teminatların büyüklüğünün yaklaşık 15 trilyon lira ve bu tutarın da gayri safi milli hasılanın yaklaşık 15 katı olduğunu ifade ettiğimizde sigorta sektörünün ekonomik faaliyetlerin devamına verdiği desteğin ne kadar önemli olduğu anlaşılır.”
‘YABANCI PAYINDA ARTIŞ’
“Sigorta sektörü tarafından üretilen primlerin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı 2009 yılı sonu itibariyle yüzde 1.30 iken bu oran dünya genelinde yüzde 7’ler civarındadır. Bu tutar ve oranlar aynı zamanda ülkemiz sigortacılığının gelişme potansiyelinin de bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. Bu yüzdendir ki, sigorta sektörünün gelişmiş olduğu ülkelerde kurulu birçok yabancı sigorta şirketi ülkemiz sigorta sektörüne ilgi göstermiş ve birçok önemli satın almalar gerçekleştirmiştir. 2005 yılında sektörün ödenmiş sermayesinde yabancı ortak payı yüzde 17 iken bu oran 2009 sonu itibariyle yüzde 55’e yükseldi.”
Sigorta sektörünün beklenen gelişme ivmesini yakalayamamış olmasının en önemli nedenlerinden birinin de sektörün mevzuat altyapısının uzun yıllar boyunca tamamlanamaması olduğunu vurgulayan Erdinç Yurtseven şöyle konuştu: “Avrupa Birliği normlarında hazırlanmış olan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun Haziran 2007 tarihi itibariyle yasalaşması ve bunu takip eden ikincil düzenlemeler sektörün beklenen aşamayı kaydetmesi yönünde gerekli altyapıyı hazırlamıştır. Sigortalıların bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi amacıyla çıkarılan yönetmelik bu konudaki mevcut eksikliğin giderilmesi yönünde önemli bir adım olmuştur. Yine, sigorta ürünlerinin satışında sigortalılarla birebir iletişim içerisinde olan aracıların faaliyetlerini düzenleyen ve aracıların mesleki bilgi ve yeterlilikleri konusunda düzenlemeler getiren yönetmelik de diğer faydalı bir düzenlemedir.”
‘MALİ YAPILAR GÜÇLENECEK’
Şirketlerin mali bünyelerinin güçlendirilmesine yönelik düzenlemelerin sigortalılara karşı olan sorumlulukların yerine getirilmesi noktasında sektörün daha sağlıklı bir yapıya kavuşmasına yardım edeceğini belirten Yurtseven şunları söyledi: “Getirilen yeni düzenlemelerle birlikte, sektör teknolojik altyapısını önemli ölçüde sağlamlaştırdı. Sektörün en büyük problemlerinden biri olan ve aracılar açısından da önemli bir zaman kaybına neden olan tahsilat problemi teknolojik altyapıların gelişmesi ve sigorta priminin ödenmesinde kredi kartı kullanımının artması ile birlikte çözülmeye başlandı. Tahsilat süresinden elde edilen tasarruf, şirketlerin pazarlama faaliyetlerinde ve sigortacılık bilincinin arttırılması yönünde kullanılabilecek. Bundan sonraki dönemde sigorta sektörünün, istikrarlı ve büyüyen bir ekonomi içerisinde, tek hanelere inen enflasyon, faiz oranlarında yaşanan istikrarlı düşüş ve hane halkının harcanabilir gelirindeki artış ile birlikte büyüme potansiyelini en iyi şekilde kullanacağına inanıyorum.”
‘MALİ KÂRLAR DÜŞTÜ’
Uzun yıllar devam eden enflasyonist ortamın şirketlerin yatırımlarından oldukça önemli miktarda gelir elde etmelerini sağladığını ve mali gelirlerin bilanço kârlarının en önemli bileşeni olduğunu hatırlatan Yurtseven, “Ancak, 2009 yılının başlarında yüzde 20’lerde olan faiz oranları bugün itibariyle yüzde 9’un altına düşmüş, bu durum şirketlerin mali gelirlerinin yarı yarıya azalmasına yol açmıştır. Yatırımlardan elde edilen kârlar azaldıkça teknik sonuçlardan elde edilecek kârlar daha önemli hale gelmiştir” dedi.
Bu noktadan sonra şirketlerin fiyat odaklı rekabet yerine hizmet odaklı rekabete yönelmesi gerektiğini vurgulayan Erdinç Yurtseven, “Sigortacılık tekniği ve prensipleri ile bağdaşmayan fiyatlar üzerinden yapılan rekabetin sonucu teknik zarar olarak kendini gösterecektir. Bu zararın eskiden olduğu gibi mali gelirlerden elde edilecek kârlar ile kapatılması mümkün olamayacağından sermaye yükümlülüğü rasyolarının karşılanmasında da sorunlar yaşanabilecektir” diye konuştu.
Teknik Karşılıklar Yönetmeliği’nde rezervlerin sağlıklı bir şekilde ayrılması yönünde yapılan yeni düzenlemelerle birlikte rezervlerde önemli artışlar olması beklendiğini belirten Yurtseven şunları söyledi: “Bu artışlar, yetersiz rezervle çalışan şirketlerin sermayelerini arttırma gerekliliği ile sonuçlanabilecektir. Mevcut sermaye yeterliliği düzenlemelerinden başka yakın gelecekte uygulanmaya başlanacak olan Solvency II düzenlemeleri de sermaye yeterliliği sorunlarının ortaya çıkmasını hızlandıran etkiler yapabilecektir.”
‘KÂRLILIK VE HİZMET KALİTESİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR’
Enflasyonda ve faiz oranlarındaki düşüşün Mapfre Genel Sigorta'yı da etkilediğini belirten Erdinç Yurtseven, “Bu düşüş doğal olarak şirketimizin mali gelirlerinin de göreceli olarak azalmasına neden oldu. Ancak, şirketimiz genel giderlerinin üzerinde bir mali gelir elde etmekte olduğundan mali gelirlerimizdeki azalma teknik sonuçlarımızdan gelen kârı azaltan yönde bir etki yapmadı” dedi.
Genel Müdür Yardımcısı Yurtseven Mapfre Genel Sigorta’nın hedefleri konusunda şunları söyledi: “Haziran 2010 tarihi itibariyle baktığımızda, şirketimizin yazılan prim sıralamasında 10’uncu olmasına rağmen bilanço kârı sıralamasında 4’üncü, teknik kârda yine 4 üncü, teknik kârlılıkta ise 2’nci sırada olduğunu görmekteyiz. Teknik kârın önemli olmaya başladığı bir dönemde şirketimizin teknik sonuçlarının oldukça iyi seviyelerde seyretmesi bizim için olumlu bir durumdur. Hedefimiz, tüm kâr ve karlılık sıralamalarında ilk sırada yer alan, sigortalı ve acentelerine en iyi hizmeti veren şirket olmak.”
hayat-dışı branşlardan sağlanan prim yaratılan kısa dönemli fon olarak görüyorsunuz da hayat branşı birikimli sigortalar dışındaki sağlanan primleri kısa dönemli fon olarak kabul etmiyor musunuz? Sanırım bu ince noktanın farkında değilsiniz. Bu hatayı düzeltmek istedim sadece.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.