SİGORTACILAR GELİŞİMİNİ KORSANLARA BORÇLU
Somalili korsanların, Somali açıklarında gemilere sık sık yaptıkları saldırılar tüm dünyada dehşetle izleniyor. Geçmişte de özellikle Akdeniz'de deniz ticaretinin doğduğu yıllarda gemileri yağmalayan korsanlar, sigortacılık tarihinde de önemli bir yere sahip.
13. yüzyılda, İtalya ve İspanya limanları arasında yapılan deniz ticareti sırasında korsanların saldırısına uğrayan kalyonlarda tüccarların zararlarını karşılama fikri modern sigortacılığın da temellerini oluşturuyor. Dört kuşaktır sigortacılık yapan bir ailenin ferdi olan ve sigortacılık tarihi konusunda engin bilgi birikimine sahip David Kohen, "Deniz sigortacılığını 13. yüzyılda korsanlar hareketlendirdi" diyor.
Deniz ticaretiyle doğdu
Kositaş Sigorta ve Reasürans Brokerliği'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı da yapan Kohen, modern sigortacılığın Akdeniz'de İspanya ile İtalya arasındaki bölgede 13. yüzyılda deniz ticaretiyle doğduğunu söylüyor. Bunun da temel nedeni, o devirde denizdeki risklerin karadakilerden çok daha büyük olması nedeniyle sigortaya duyulan ihtiyaç.
Deniz sigortacılığını kimin başlattığı konusu ise İtalyanlar ve İspanyollar arasında çekişme konusu olmuş. Kohen, İspanyollara göre en eski deniz sigorta sözleşmesinin, Madrid'li yazar Jose Manuel Alanso'nun bir kitabında 1187 yılında Barselona'ya yakın Tarragona limanından, Mallarco adasına deniz yoluyla nakledilen emtianın imzalı sözleşmesi olduğunu ileri sürüyor.
"Peki, konunun korsanlarla ilgisi ne?" diye sorulabilir. Kohen'in verdiği bilgilere göre, o tarihlerde Akdeniz'deki deniz ticaretinde mallar limanlar arasında "kalyon" denilen kürek gücüyle değil de yelken ve rüzgar gücüyle çalışan gemilerle taşınır; bu gemiler de sık sık korsanların saldırısına uğrarmış. Malları çalınan tüccarların zararlarını karşılayan tüccar birlikleri gibi meslek örgütleriyle bir anlamda deniz sigortacılığı başlamış. Tüccarlar daha sonraları korsanların saldırısından korunmak amacıyla daha küçük, daha hareketli tekneler imal etmişler. Nitekim, İtalyan'lara göre, ilk deniz sigorta poliçesi, 1255 yılında Venedikli armatörler tarafından, prim uygulaması ile oluşan fondan, batma, korsanlık ve yağmalama zararlarına karşı temin edilmiş.
15. yüzyılda yeni ekonomik şartların ivmesi ile deniz ticareti ve ona bağlı sigortalar Akdeniz'den Kuzey Denizi limanlarına, başta Londra, Hamburg ve Rotterdama geçmiş. Kara sigortacılığı ise 1666 Büyük Londra Yangını'nın sonra 1700'lerin başında başlamış. Yangın sigortaları branşında ilk sigorta şirketi 1710 yılında Londra'da kurulan Sun Fire Office.
Kohen'in verdiği bilgilere göre, aslında tarihte sigortaya benzer uygulamalar, ta M.Ö. 4500 yıllarına kadar gidiyor. Ele geçmiş bir papirüse dayanarak bu tarihte aşağı Mısır'da yaşayan taş yontucuları aralarında bir yardım sandığı kuruyor ve birinin ölümü halinde ölenin ailesine buradan yardım yapıyorlar. Keza, M.Ö. 2250 yıllarında Babil Kralı Hamurabi'nin kanunlarında da ticaret sırasında soyguna uğrayan satıcının mal bedelinin asıl mal sahibine ödeneceği belirtilmiş. Ancak, bu bilgiler, bilimsel yazılı bilgiler değil, nesilden nesile aktarılan efsanelere dayanıyor. Eski Mısır, eski Mezopotamya, Çinlilere... kadar her milletin kendi tarihi içinde bu şekilde yardım müesseseleri olduğunu belirten Kohen, 1100 yıllarında Selçuklularda dahi bu tür yardım sandıklarının mevcut olduğunu dile getiriyor.
Tarih yanlış biliniyor
Türkiye'de sigortacılık tarihinin de yanlış bilindiğinin altını çizen Kohen bugüne dek hep tekrarlananın aksine, sigortacılığın, Türkiye'ye 1870 büyük Pera-Beyoğlu yangınında girmediğini, İstanbul'dan önce deniz sigortacılığının Osmanlı Devleti döneminde Doğu Akdeniz'in en büyük ve aktif limanları Selanik ve İzmir'de 1800'lü yılların ortalarında mevcut olduğunu söylüyor. Avusturya- Macaristan İmparatorluğu'nun İzmir Başkonsolosu Dr. Carl Van Scherzen'in 1870'de yayımladığı Smyrna kitabında 1860 yılında İzmir'de yangın branşında Alman Magdeburger, İngiliz Commercial Union, Sun Fire, Royal, Northern gibi sigorta şirketlerinin bulunduğu bildiriliyor. Ayrıca, deniz sigortası branşında da Avusturyalı, Yunan, Alman, İngiliz sigorta şirketlerinin yelkenli ve buharlı gemileri sigorta ettikleri kaydediliyor.
Kohen, Türklerin, sigortacılıkla geç tanışmasının temel nedeninin ise kara insanı olması ve hepsinden önemlisi, deniz ticaretiyle uğraşmamış olmasına bağlıyor. Kohen, "Türkler, uzun yıllar denizi görmediler. Tarihimiz de deniz değil, kara tarihiydi. Hatta, Fatih Sultan Mehmet kadırgalarını, Rumeli Hisarı'ndan Haliç'e doğru karadan denize indirdi. Osmanlı'da deniz ticareti yoktu. Osmanlılar, İstanbul'un fethinden sonra filolar kurdu. Ancak savaş için kurdu, ticaret için kurmadılar" diyor.
Dedesi Hitler tarafından kovulmuş
Dede ve baba mesleği olan sigortacılığı kendisinden sonra gelini ve damadına devreden
David Kohen'in, sigortacı dedesi de Almanya'da ilginç olaylar yaşamış. Almanya'daki Victoria Sigorta Şirketi tarafından 1929'da Fransa'nın ve Kuzey Afrika'nın genel müdürü olarak görevlendirilen Kohen'in büyükbabası, 1934'te Hitler iktidara geldiğinde Fransa'da bir toplama kampına gönderilmiş. Oradaki Türklerin de yardımıyla yaşayan bütün Türk yahudilerle birlikte Türkiye'ye sevk edilmiş ve bir acente kurarak Türkiye'de sigortacığa başlamış.
Mal canın yongasıdır sergisi Güneş Sigorta'da
David Kohen'in, geçen günlerde Osmanlı Bankası Müzesi'nde sergilenen ve büyük ilgi gören "Mal Canın Yongasıdır: David M. Kohen Koleksiyonu'ndan Belgelerle Osmanlı İmparatorluğu'nda Sigortacılık" sergisi şimdi de Güneş Sigorta Genel Müdürlüğü'nün en alt kat fuaye alanında sergileniyor. 6 Nisan'da başlayan sergi, 8 Mayıs'a kadar sanatseverler tarafından izlenebilecek. Allianz Sigorta'nın desteğiyle hayata geçirilen ve küratörlüğünü Yrd. Doç. Dr. Murat Koraltürk'ün yaptığı sergide sigortacılık, dünya medeniyet tarihiyle birlikte ilerleyen bir süreç olarak sunuluyor.
ALP SÜER/REFERANS