Sigorta sektöründe parola 2023

Türkiye’de yüksek bir sigorta potansiyeli olduğunu söyleyen Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, genç nüfus, araç ve konut sayısındaki artışın bu büyümeyi destekleyen gelişmeler olduğunu belirtti
Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, sigortacılıkta kârlılığın sürdürülebilir olmasının önemine dikkat çekerek, sektörün dönemsel değil, orta ve uzun vadeli bir yapıya odaklanması gerektiğini söyledi. Sigorta şirketlerinin kasko konusunda, hasar yönetim sistemleriyle ilgili operasyonel çalışmalar içerisinde olduklarını belirten Ülken sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz de bu noktada, hasardaki bütün iş süreçlerimizi baştan sona gözden geçiriyoruz. Şu an bu konuda bir projemizi bitirmek ve uygulamaya sokmak üzereyiz. Bu projemizle bir taraftan hasar sürecini, sigortalımızla yakın bir temas içerisinde yürütürken, diğer taraftan iş süreçlerini ve ödeme sürelerini kısaltıp, müşteri memnuniyetini en üst seviyelere çıkarmayı hedefliyoruz. Şu an projemizin testini yapıyoruz. Bu çalışmanın bizi özellikle kaskoda daha iyi yerlere götüreceğine inanıyorum. Sanırım sektörün de buna benzer çalışmaları var.”

Gelişme sigortaya yarayacak
Türk ekonomisinin büyük bir ivme kazandığını belirten Ülken, 2023 yılındaki planların şimdiden yapıldığını ve sigorta sektörünün de ona göre hareket ettiğini ifade etti. Ülken, nüfusun genç olması, özel araç sayısındaki artış, inşaat sektöründeki gelişim, konut satışındaki yükselme ve endüstrinin hızla büyümesinin, sigorta potansiyelinin iyi bir göstergesi olduğunu söyledi. Ülken, “Potansiyelin iyi değerlendirilmesi halinde şu an sektörde yaşanan sıkıntıların giderilebileceğini düşünüyorum. Günümüzde sektörde kârla ilgili bir sıkıntı var. Rekabetin fiyat üzerinden yapılması, sektördeki şirketlerin genel bir şikâyeti” dedi.
‘Bir usta bin usta’ büyüyecek
Anadolu Sigorta’nın üç yıldır sürdürmekte olduğu Bir Usta Bin Usta projesinden de söz eden Musa Ülken, bu projeyle kazandıkları Altın Sabre Ödülü’nün her Türk vatandaşını gururlandırması gerektiğini söyleyen Genel Müdür Musa Ülken, “Projemiz uluslararası bir ödül aldı. Biz bu ödülü Türk halkına hediye ediyoruz. Şirket olarak yerel değerlerimizi ileri kuşaklara aktaran bu projeye destek vermenin kıvancını yaşıyoruz. Projemizi sürdürüp daha da büyüteceğiz. Projemiz kapsamında her sene 5 el sanatı dalında toplam 100 kişiye ulaşıp 10 yılda 1.000 usta adayı yetiştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Ekonomik gelişim sektörü büyütecek
Türk ekonomisinin 10 yıldan bu yana gösterdiği gelişiminin memnuniyet verici olduğunu belirten HDI Sigorta Genel Müdürü Orhan Arıkçı, ülkemizin dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden birine sahip olduğunu söyledi. Arıkçı, “Sigorta sektörü açısından bakılırsa, sigorta poliçesi eğer somut bir ürün olsaydı, şu an olduğundan çok daha farklı bir konumda olurdu” dedi.
Sigorta varlıkla gelişir
Türkiye’de zorunlu sigorta ürünlerinin daha çok satıldığından bahseden Orhan Arıkçı, trafik sigortasının bu kadar çok satılmasının tek sebebinin de zorunlu olmasından kaynaklandığını belirtti. Arıkçı sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında ferdi kaza sigortası çok daha önemli ama yapılmıyor, çünkü mecburi değil. Sektör olarak bu bilinci vatandaşlarımızda yeteri kadar oluşturamadık, sigortalanma duygusunu kazandıramadık. Bu konuda biz sigortacılara önemli görevler düşüyor. Bu anlamda tüketiciyi bilinçlendirmek adına sigorta şirketleri daha çok uğraş vermeli. Ancak, sigortacılığın gelişiminde tek sorumlu tutulması gereken sigorta şirketleri değildir. Ekonominin de rolü büyüktür. Ekonomi, sigortacılıkla paralel şekilde giderse sektörün gelişimi o kadar verimli olur. Ekonomiye bağlı olarak, bireylerin varlıkları arttıkça sigortacılık da büyüyecektir ve ben gelecekte bu şekilde olacağına inanıyorum” dedi.
Satış kanallarının imkânlarıyla mevcut tüketici üzerindeki, verimliliği kullanma biçiminin çok önemli olduğunu belirten Arıkçı, tüketiciye sigortacılıktaki fiyat rekabetinin detaylarının anlatılmadığı takdirde her zaman daha ucuzunu seçeceğini söyledi. Arıkçı, “Bizler tüketicileri aydınlatmalıyız” diye konuştu.
Güneş Sigorta’dan ‘Yeşil Kasko’
Güneş Sigorta, Türk sigorta sektöründe bir ilki gerçekleştirerek oluşturduğu kasko paketi “Yeşil Kasko” ile elektrikli araçlara yüzde 100 güvence sunuyor. Yeşil Kasko Paketi’nde elektrikli araçlar, bataryaları ile birlikte sigortalanıyor ve çarpmadan çalınmaya, terör olaylarından sele kadar birçok riske karşı teminat altına alınıyor.
Elektrikli araçları tercih ederek çevre bilincini gösterenlerin yanlarında yer almak için özel olarak geliştirdikleri Yeşil Kasko’yu son derece önemsediğini ve ürün geliştirme sürecinin her aşamasında bizzat bulunduğunu belirten Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, “Sigortalılarımızın şu an belki farkında bile olmadıkları olası riskleri düşünerek kendimizi geliştiriyor ve değişen yaşam koşullarına göre karşılaşabilecekleri riskleri teminat altına alacak ürünlerle karşılarına çıkmak için çalışıyoruz” dedi.
Axa’dan Honda’ya özel sigorta
Axa Sigorta ve Honda’nın işbirliğiyle gerçekleşen‘Honda Kasko’ adlı ürünle poliçesini yaptıranları birçok avantaj bekliyor. Honda Kasko kapsamındaki araçların tamir ve bakım hizmetleri Honda Yetkili Servisleri’nde Honda konusunda uzman ve teknisyenler tarafından yapılacak. Böylelikle Honda sahiplerinin 6 yıl garantisi devam etmiş olacak. Honda Kasko kapsamında yapılan tüm işlemlerde orjinal yedek parçalar kullanılacak. Ayrıca Honda güvencesi ve kalitesiyle yapılan tüm onarımların işçilik ve parça garantisi bulunuyor.
Honda Kasko kapsamında Honda yetkili servisinde yapılan onarımların, Honda standardına uygun olmasından dolayı araçların 2. el değeri de yüksek olacak. Honda Kasko ile 2.500 TL’ye kadar olan hasarlarda, ekspere gerek kalmadan hızlı bir şekilde aracın onarımı tamamlanacak.
Öte yandan kasko poliçesinin geçerli olduğu dönemde yaptırılacak ilk periyodik bakımın işçilik tutarında %10 iskonto uygulanacak. Kasko poliçesinin geçerli olduğu dönemde ilave olarak taktırılacak Honda orjinal aksesuarlarında da parça ve işçilik tutarında %10 iskonto uygulanacak.
Işık, Türkçe Olimpiyatları’na yine sponsor
Türkçenin dünyaya tanıtılması amacıyla, bu yıl 10’uncusu gerçekleştirilen ve "İnsanlık El Ele" sloganıyla düzenlenen Türkçe Olimpiyatları’na Işık Sigorta bu yıl da sponsor oldu. Işık Sigorta, olimpiyatlara katılan tüm öğrencilerin ferdi kaza sigortalarının yanı sıra, gösterilerin düzenlendiği stadyum ve salonlara gelebilecek zararlara karşı da teminat sundu. Işık Sigorta’dan yapılan açıklamada, Türkçenin gelişmesi ve yaygınlaşması için yapılan her türlü etkinliğin içinde bulunmaktan mutluluk duyulduğu belirtildi. Açıklamaya şöyle devam edildi: “Bugün itibariyle 135 ülkede, yaklaşık üç yüz bin öğrenci Türk kolejlerinde eğitimini sürdürüyor. Bu üç yüz bin öğrenci, Türkçe öğreniyor ve konuşuyor. Ayrıca, bu sayı her yıl artacak. Bir gün yüz milyonlarca insanın Türkçe konuşacağını şimdiden düşünmek bile çok güzel” dendi.

Hayat sigortası kişilerin yakınlarını da korur

Finans Emeklilik Genel Müdürü Ajlan Sözütek, hayat sigortalarının hem sigortalı hem de sigortalının yakınlarını koruma altına çok önemli bir sigorta branşı olduğunu ifade etti. Hayat sigortalarının içerdiği teminatlar sayesinde, kişilerin gündelik hayatlarında karşılaşabilecekleri olası yaşamsal riskler karşısında kendilerini ve sevdiklerini finansal anlamda koruma altına alan ürünler olduğunu söyleyen Sözütek, hayat sigortalarında ana teminatın ise vefat teminatı olduğunu belirtti.
Sözütek, “Ürünün özelliğine göre sigortalılara maluliyet, işsizlik, tedavi masrafları, tehlikeli hastalıklar gibi farklı teminatlar da sunulabilmektedir. Günümüzde kamuoyunun aşina olduğu ve daha yaygın olarak kullandığı hayat sigortası ürünleri, banka kredilerine bağlı olan ürünlerdir. Bu ürünler, temelde bankadan kredi kullanmış olan bir sigortalının vefat, maluliyet gibi istenmeyen bir yaşamsal riskle karşılaşması halinde, kredi taksit geri ödemelerinin sigorta poliçesi şartları dâhilinde tazmin edilmesini sağlar. Bu sayede geride kalan aile fertleri böyle bir mali yükümlülük altına girmemiş olur” dedi.
Tehlikeli hastalıklarda sigorta önemli
Ajlan Sözütek, sözlerine şöyle devam etti:
“Tehlikeli hastalıklar teminatı içeren hayat sigortası sahibi bir kişiyi ele alalım. Elbette bunlar telaffuz etmekten dahi hoşlandığımız kavramlar değil, fakat bu hayat sigortasına sahip olmayan bir kişinin kanser hastalığına yakalandığını düşünün. Doğal olarak tedavi sürecindeki en büyük gereksinimi nakit para kaynağı olacak ve belki de bu sebeple geleceğe yönelik birikimlerini bir kaynak olarak kullanmak durumunda kalacaktır. Ancak tehlikeli hastalıklar teminatı içeren bir hayat sigortası ürününe sahip olması halinde, böyle bir durumla karşılaştığında sigortası devreye girecek ve içerdiği teminatlar sayesinde tedavi sürecinde oluşacak yükümlülüklerini azaltacaktır.”